- 26.
-
27.
+1yarım saat zütüm donarak otobüs beklemiştim. halk otobüsü şöförlerinide dünyanın en iğrenç yaratıkları sıralamasında başarı gösterenlerden özenle seçerler. gözlük kullanıyorum ve gözlüklü olmanın en gibik yanlarından biridir soğuktan sıcağa geçince buğulanması, gözlüklerine attırmışlar gibi dünyayı bembeyaz görürsün,ama soğukta beklediğin bir halk otobüsüyse bu bir avantaj olur en azından bu gece görmemiştim soktuğumun suratını.
otobüste boş sayılırdı çalıştığım yerle evimin arasında sadece 10 dakikalık mesafe olmasına rağmen fazla 3 5 adım atarak en arkaya kadar yürüme zahmetinde bulunurdum hep, yine aynısını yapacaktım ki orta kapının 2 sıra arkasında kafasını yere eğmiş kumral, sarı, kıvırcık saçlı bir kız dikkatimi çekti yanından geçip arka tarafa gidecektim ki ağlıyor gibiydi,ama beni ilgilendirmezdi. geçtim yine en arkaya oturdum.
sonra merak ettim acaba ağlıyormuydu gerçekten.
kendimle çekişiyordum sadece bir meraktı ama gidip ağlayıp ağlamadığını öğrensem, eğer ağlıyorsa neden ağladığınıda merak edicektim sonunda merakıma yenik düştüm ama arkasına direk geçip oturamazdım gittim şöföre şurdan geçiyor mu diye zaten geçtiğini bildiğim bir yeri sordum gibtiğimin suratınıda yine görmüş oldum.
geri dönerken bu sefer direk kızın arkasına oturdum hala kafası eğikti. ineceğim durağıda geçtim ama gibimde değildi. evet kız sessiz sessiz ağlıyordu. -
28.
0dinleyen var mı binler
- 29.
-
30.
0@29 eyvallah panpa 1 kişi bile olsa yeterlidir amk
-
31.
+1o koltukta oturup ağlayan her hangi bir huur çocuğu olsa acaba yine gibimde olurmuydu?ama bulaşmıştım bir kere. ineceğim durağıda geçmişti otobüs ama oda umrumda değildi. ağlayan bi kız gördügümde silahlarını çıkartmış bir ordu geliyor gözümün önüne, savaşıp savaşmamanın kendisinin kararına bağlı oldugu asla kaybetmemiş kaybetse bile kaybetmemiş hile yapmış bir ordu.ve neden ağlıyordu bu kız
-
32.
+1ki bir kızın neden ağladığıyla ilgili belki binlerce saçma cevap bulunabilirdi ama bu ağlayış öyle değildi;
boş bir otobüste dahi içine atabiliyordu. otobüsteki boşluktan bile sakınıyordu gözlerini, cam kenarınada oturmamıştı belki bir koltuk kaykılcak kadar dahi kuvveti yoktu belki ağlarken otobüsün camından dahi destek almak istemiyordu.
dünyada ağlamaya yada sevinmeye değecek hiç bir şeyin kalmadığının ispatlandığını ama nasanın bu bilgiyi sadece benimle paylaştığını bu bilgiyi vermekle kendimide züt altına attığımı kulaklarına fısıldasam en azından arkasına dönüp gözlerini paylaşır mıydı benimle?
ineceğim yerden yaklaşık 20 dakika uzaklaşmıştım ve bu saatte muhtemelen geri dönecek bir otobüste bulamıyacaktım ama kızı takip etmeye karar verdim. bundan önce googleye hiç tanımadığın ağlayan bir kıza nasıl yaklaşılır yazmamanın ekgibliğini çekiyordum. cevizlibağ otobüsün son durağıydı acaba son durağa geldiğinin farkındamıydı? ama ben diyemezdim hanımefendi son durağa geldik. otobüsün kapısı açıldığında bile bir reflex göstermemişti. muavin cevizlibağ sondurak diyinceye kadar bir reaksiyon göstermedi.ben arka kapıdan inmeye karar verdim çünkü yüzümü görmemeliydi. tamam takip edecektimde ne yapacaktım. -
33.
0yarın işe gidicem dinleyen panpalarım eyvallah
1 kişi bile dinlediği sürece devam edicem, isim dahi değiştirmicem bu onun hikayesidir ve ona adanmıştır. -
34.
0devam ediyorum beyler burda mısınız?
-
35.
0önce ben indim arka kapıdan ve iner inmez durakta ki yerimi aldım sanki otobüs bekliyormuş gibi sonra o.
orta kapıdan beni göremeyeceği açıda bekliyordum. yürümeye başladı. üst geçidin merdivenlerine varıncaya kadar gözlerimle takip ettim. sonra takibe başladım. saat 12 yi geçmişti. uzaktan gözlerimle takip ediyordum. metrobüse binecekti ama bir saçmalık vardı geldiğimiz yöne doğru yöneldi. zincirlikuyu yönüne ya içimden dahi dıbına koduğumun salağı diyememiştim.kim bilir ne yaşamıştı.ve yine hiç kafasını kaldırmıyordu. turnikelerden geçtikten sonra bir kaç adım attı durdu. bende zippo olmayan çakmağımı çıkarıp en azından camel olan sigaramı ateşledim yanına yaklaştım en azından aynı kısımda yolculuk etmeliydim ama hala karar vermemiştim ne yapacağıma.. -
36.
0sigaramdan 2 derin nefes çektim. sağ tarafına geçtim beklemeye başladık ki ben beklerken ne yapacağını bilemeyenlerdenim normalde volta atardım amaçsız ama sağ tarafıma almıştım ya onu olduğum yere mıh gibi çakıldım. belki bir parıltı yakalarım diye şimdi yüzünü görebiliyordum onada ne kadar görmek denirse(saçları ve durağın gece ışıklarının izin verdiği kadar)
bu bile heyecanlanmak için yeterliydi çünkü soluna anlık bir hamlesi en azından gözlerini ele verecekti ama yanlış pozisyon almıştım. metrobüs sağdan gelecekti belki metrobüsün gelişine reflex gösterebilirdi ama yerimi değiştiremezdim, dikkat çekebileceğimi düşünme mallığına düştüm bir an.
şu an dünya onun için dönmüyordu.
metrobüs bir kaç dakika sonra geldi ki yanılmamıştım en azından bu sefer reaksiyon göstermişti ama ben yanlış taraftaydım. içimden ince bir küfür savurdum. aheste 2 adımla metrobüse bindi, bende arkasından.
metrobüste boş sayılırdı yine kendini bindiği kapıya en yakın koltuğa attı ve yanıda boştu bu sefer cesur davranmalıydım. boş metrobüste oturacak yer arıyor numarası yapıyordum sanki beni izliyor gibi.bir kaç saniyelik tereddütle kıçımı yanındaki koltuğa atabilmiştim. benim yanıma anı şekil bir erkek otursa gay kız otursa yollu derdim bomboş metrobüste; ama kapıya en yakın koltukta oturuyosan bir kaç durak içinde inecek biride oturmuş olabilirdi.ama o kıç okmeydanına kadar o koltuktan kalkmayacaktı. -
37.
0çekinmeden yüzüne bakma cesaretini gösterebildim bu sefer
yüzü kıpkırmızıydı ağlamaktan olmasaydı bile şu saatte ilk defa onu metrobüste görseydim bu yüz soğuktan kıpkırmızı bulacaktım, bembeyaz bir yüzü olmalıydı. üzerinde açık kahverengi bir palto vardı dizlerine kadar uzanıyordu şu önden bağlamalı olanlardan(özel bir adı varsa söyleyin düzeltirim) paltosunun düğmelerinide sonuna kadar iliklemişti. siyah bir kanvas pantolon giymişti ve ayaklarında paltosuyla uyumlu bir bot vardı. -
38.
0metrobüsün cevizlibağdan okmeydanına gitmesi 20 25 dakika sürecekti bu yüzden sürede bir şeyler yapmam gerekiyordu. çünkü bu saatte evime en yakın okmeydanından yürüyebilirdim ki buda bir saat yürümem demekti. kız arkadaşımada daha mesaj atmamıştım işten çıkar çıkmaz aramama alıştırmıştım ve sabah konuştuğumuzdada sesi çok kötü geliyordu.
'tatlım ben eve geldim çok yorgunum, sabah uyanır uyanmaz seni arıyacağım yazdım, yolladım.'
şu an onunla konuşmamın ne yeri, ne zamanıydı ama daha fazlada merak ettirmeye hakkım yoktu. evden aradılar meşgule verdim, nedense sesimi duymasınıda istememiştim. onunlada konuşamayacağımı anlamıştım. -
39.
0yazmalıydım zaten konuşmaktan daha iyiydim hep yazmakta.
cebimden kalemimi çıkardım çağrı merkezinin hayatım boyunca işime yarayacak tek katkısı yanında devamlı kalem bulundurmaya alıştırmasıdır. cüzdanımda üzerine yazabileceğim bir şeyler aradım vakıf bankın kredi kartı ektresi uygundu cüzdanı dizime koydum yazacaktım ama ne yazmalıydım. göz ucumla ona baktım en azından artık ağlamıyordu. kafasını bu sefer cama yaslama ihtiyacı hissetmişti.
her şeyi olduğu gibi yazmalıydım 'seni leventten beri takip ediyorum, bu hayatımda yaptığım en saçma şeylerden biri. tanışmayalım ismini bile sormam yeterki dinlememe izin ver' yazabildim (cüzdan ve titreyen ellerimle metrobüste olabildiği kadar düzgün şekilde) telefon numaramın üzerinden 3 5 kere geçmek zorunda kaldım. kağıdı verip hiç bir hamle yapmasına izin vermeden inecektim. inmeme 2 durak kalmıştı kağıdı sağ elime aldım sağ elim terlemişti ve hala titriyordu. -
40.
0beyler kusuruma kalmayın sözlüğe girdiğimde evede yeni girmiştim, bağlantımda çok kötü
-
41.
0inmeme 2 3 dakikalık bir yolum vardı bir yandan ona bakıyordum. kafasını camdan kaldırmamıştı. hayatım boyunca yaşadığım en kötü günü hatırlamaya çalıştım. babaannemin gözümün önünde öldüğü gün böyle miydim? babaannem yatalaktı ve ölümüne hazırlamıştık kendimizi ama gözlerimin önünde ölümü şu cümleleri yazarken bile ölümlü olduğumu hatırlatır
ya da özlemin gözlerimin içine bakarak seni sevmiyorum demesi mi? ona buna kendimi hazırlatan bendim
hazırlıksız yakalanabileceklerimi düşündüm. benimde hazırlıksız olduğum onlarca şey vardı.
metrobüs okmeydanına yaklaşmıştı hiç istifi mi bozmadım?
kapı açıldığında
'afedersiniz' dedim.
sol elimle sol omzuna dokundum, sağ elimde kağıdı tutuyordum; tabi ellerimdeki terden hala kağıtta okunabilecek bir şeyler kaldıysa, dalmıştı irkildi.
bana doğru dönen gözlerin tasvirini yapabilecek edebiyata hiç bir zaman sahip olamam.
japon animelerindeki gibi koskocaman, kömür karası bir çift bana dönmüştü.
afalladım sol eline kağıdı tutuşturduğum gibi arkama bile bakmadan kendimi dışarı attım, topuklarım zütüme vurarak sigara içenlere akciğerlerinin dur diyeceği kadar koştum. sanki diğer organlarımda göğsümde toplanmış kalbimin ırzına geçiyorlardı.
kağıthaneye sapan yokuşa kadar koşmuşum. yolun kenarındaki çimlere oturdum. çimlerde soğuktu ama ayakta duracak halimde kalmamıştı. ciğerlerim sökülünceye kusuncaya kadar öksürdüm.15 20 dakika dinlendikten sonra eve yürüyerek gittim.eve vardığımda ışıklar hala açıktı tabi açık olacaktı annem ben gelmeden uyuyamazdı.2 çemkirdi ama bana fazla uzunda kızamaz mesaiye kaldım dedim gönlünü aldım. yatağıma uzandığımda saat 2.30 u geçmişti.
onu düşünüyordum bizim kuşak bilir şeker kız candy diye bir çizgi film vardı gözleri evet aynen onun ki gibiydi birde bunun lolipop suratlı bir erkek arkadaşı vardı arthur.o öldüğünde candyi çizen huur çocuğunun candy'nin yüzüne verdiği ifade vardı o kızın yüzünde.
o kız neye hazırlıksız yakalanmıştı ve beni ararmıydı? -
42.
0beyler hem okuyup hem çalışan kutsi ayağı yapmak istemem ama durum bu yarın erken kalkmak durumundayım eyvallah dinleyen herkese.
@62 asgari panpa editlicektimde anlattığın karşındakinin anladığı kadar anlaşılmıştır düzeltecek kadar iyi biliyon gibtir et öyle kalsın. -
43.
0
-
44.
012 gibi uyandım, elim direk telefona gitti acaba mesaj atmış mıdır diye?bir mesaj gelmişti ama kız arkadaşımdandı(merve).belkide kağıdı buruşturup atmıştı, belki çirkin yazımı okuyamamıştı, belki metrobüsten hiç inmemişti aramamıştı amk neden olduğunun ne önemi vardı.Tümünü Göster
merve-'hala uyanmanmadın mı:(' oldum olası yapmacık gelmiştir mesajlardaki yüz ifadeleri. malazlar marka olmayan kibritimle sigaramı ateşledim, ciğerlerime kükürt dumanıyla karışık sigara dumanını doldurdum zippo olmayan çakmağımı bulmalıydım.
merveyi aradım ne olduğunu sordum. akşam için tripliydi neden aramadığımı sordu sesi hala çok kötüydü. inşallah abuk sabuk bir şeydir diye düşündüm kavga çıkarmak için bir nedenim olurdu.
ama annesiyle babası tartışmış, araları zaten kötüydü uzun zamandır.
dün akşam annesi evi terketmiş. içimdeki humanist bin depreşmişti yine. aslında aramızdaki ilişkiden başka her şeye benziyordu, ama hala şunuda söyleyebilirim dünyada beni her ne yaparsam yapim merveden daha fazla sevebilecek kimse yoktu ve bir bin olduğumu bilerek seviyordu beni, kimsenin kabul etmeyeceği hatalarımı bile yutkunup kabul etmişti.
buda beni ona bağımlı hale getirmişti, kimseye sizi affetme şansı vermeyin ve size karşı yapılan hiçbir büyük hatayı affetmeyin. affedilen ruhunu teslim eder affedene. bundan kurtulacaktım artık boğazımda vicdan tasmasıyla dolaşamazdım.ama zamanı değildi..
nerdesin diye sordum.
sorma nedenimde annesini mi babasını tercih etmişti? evdeydi yani babasında. üzülme diyecektim saçma kaçacaktı. insan nasıl üzülmezdi? kelime israfınada gerek yoktu..3'te işe başlayacaktım işden ayrılacağımı zaten söylemiştim gibimde değildi bir kaç saat daha asabilirdim.
evi avcılardaydı benim evimle ortak nokta bakırköydü ve hep orda buluşurduk. bakırköye gel işten birkaç saat izin alırım dedim.bu gün çıkmayalım babamın yanımda olmam lazım desede direttim. annem kahvaltıyı hazırlamıştı ufak tefek bir şeyler atıştırdım. yine 500 tye doğru yola koyuldum.bu sefer tıklım tıklımdı amk. arka kapıdan bindim. pasoyu uzattım 500 t’ye binenler bilir eğer 500 t’de öne paso uzatıysan paso gelene kadar takip etmelisindir. pasonun arkadan öne gidip gelmesi somon balıklarının okyanustan doğduğu akarsulara dönüşü kadar sancılıdır.
bakırköye vardığımda saat 3'e geliyordu. merveyle bakırköyün girişinde solda kalan telefon bayiyinde buluşurduk. bakırköydende oldum olası nefret etmişimdir. orda caprice diye bir mekan vardı hala durur mu bilmem oraya giderdik, ama hava soğuk olmasına rağmen bu sefer dışarda oturmak istedim. zaten sadece prosüdürü yerine getirecektim elini tutacaktım, gözüne bakacaktım üzülme barışırlar, demek ki böyle gerekiyormuş, taktiri ilahi tüm klişeleri sıralayacaktım. otobüse binmeden bir kerede sanki tek çocuğumu il dışına yolluyormuş gibi bir sarılışla bu günün progrdıbını sonlandıracaktım. hepsini bir bir oynadım başarılı şekilde yerine getirdiğimin teyidi cep telefonuyla geldi.
’iyi ki varsın’
hayatın prosüdürleri kalıpları vardır.şu gibi durumlarda şu insanların yanında olmalısın diye. yanında olman gereken insanlar arasındada kız arkadaşının liste başı olması gerekendi, tüm şartlanmışlıkların amk. -
45.
0beyler 3 5 entry girildi diye zütü kalktı diye düşünülmesini istemem bu hikayeyi tamamlamamın benim için inanın anlamı çok büyük.
-
pipisi olsada fark etmez ki olm
-
17 bin tl aliyorum
-
peşimde istihbarat servisleri olsa
-
niye lan kimse demiyor
-
komiklikler şakalar ehehe
-
mesaj gönderirken dm falan rahat olun
-
5 haziran 2026
-
çok ciddiyim soru sorcam
-
monkas ananın adı boxerıma başlık
-
beeyler gelin re cep tayyibe neden oy verdiklerini
-
endonezya bali ucuz diolar la
-
karıya bak karıyaa
-
dennis buroyla bir ani
-
moderatorler kendine
-
endonezyalı sevgilime aldıgım hediye capsli
-
bu ehliyet kurs hocalari
- / 1