1. 76.
    0
    ···
  2. 77.
    0
    ne sağım ne solum gibimdeydi.
    karşıya geçtim
    mekanın dışarısından içeriyi süzüyordum. mekan doluya yakındı burjuva tayfası yine yerlerini almıştı. buraya randevu veren kafamı gibmek geldi içimdende hala ordan kolay tarif edebileceğim bir yer yoktur kadıköyde.

    ve oda ordaydı hemen karşımda mekanın daha az yoğun olan tarafında duvar dibinde.

    bu sefer başı yere eğik değildi. beni bekliyordu beni amk işte
    üstünde ilk gördüğüm kahverengi montu vardı içeride dahi çıkarmamıştı belki oda yeni girmişti mekana, saçları dağanıktı şu saçları gür kıvırcık kızlara özgü incinlıktan ve onu izliyordum.
    ona hiç benim ona baktığımın farkında olarak bakmamıştım ama biraz sonra oda bana bakacaktı.bu sefer saniyelik olmayacaktı.ne yapacağımı düşünmedim bu sefer, bu sefer her ne olursa olsun oynamıyacaktım, bu sefer kendimi bırakacaktım, artık tüm duvarlarımı yıkacaktım..
    ···
  3. 78.
    0
    @101 eyvallah panpa.4 e kadar burdayım
    ···
  4. 79.
    0
    bir cesaret sigarası yaktım cesaret sigarası diye bir şey varsa eğer, bir yandanda kapıyı kolluyordum.
    zaten cesaret sigaraları hep midemi bulandırır
    fazla düşünmemeliydim
    içeri girdim sağa yöneldim onun tarafına doğru
    şimdi oda bana bakıyordu ama benim ona baktığım gibi değil beni metrobüste sadece 1 saniye görme fırsatı verdiğim için acaba bu o mu bakışıydı bu.
    gözlerini kaçırmadı tereddütü sadece saniye sürmüştü, yüzünde tebessüme benzeyen bir ifade yakaladım ilk tanışmada merhabadan önce gelmesi gerekenden ama tam bir tebessüm olabilmesi için daha yolu vardı.
    oturabilir miyim? diye bile sormadan oturdum yanına, sanki oturabilir miyim desem oturma diyecekti.
    ···
  5. 80.
    0
    artık aramızda sadece starbuksın kıçı kırık masalarından vardı.
    bende ağzımı yayvan bir hale getirdim bundan merhabayı çıkarmış olmalı ki en azından kafasını öne doğru hafif eğim verdi böylece selamlaşabilmiş olduk.
    bir şeyler söylemeliydim ama o bana benimle ilgili soru sormadan konuşmayacaktım, tanışma faslına girmeyecektim. metrobüste verdiğim kağıtta bir söz vermiştim.
    bir şey söylendin mi dedim?(sanki has şirvan lokantasıydı bura)
    kafasını hayır anlamında salladı.
    peki ne içersin,bu kafanla halledebileceğin bir soru değil dedim. sahte bir tebessümle süsledim.
    oda çeyreğe yakın bir tebessüm verdi bu sefer.
    -farketmez dedi.
    -o zaman en ucuz ne varsa ondan alır gelirim dedim.(bu hihilik bir espriydi)
    -bir çeyrek tebessüm daha verdi ve geçiştirdi.(içimden çok komik değil mi yannan dedim)

    ama sözümde durdum, 2 tane suyla geri döndüm.(starbucks kültürümüz yok ki amk. şöyle filtrelide az şekerlide bilmem bir şey edilmiş bir şeyler yapta içek diyelim)sütlü kahve istemeyide kendime yediremedim.

    keşke konuşsaydın dedim koydum önüne.
    bu seferki tebessüm yarım puan değerinde olmalıydı.

    şimdi gözlerimi ayırmadan ona bakıyordum yüzünün kızarıklığı hala aynıydı muhtemelen bu günkü soğuktandı,bu gün ağlamamıştı ama gözlerinin içi hala ağlıyordu, gözlerini bu yüzden kaçırıyordu gözlerinden bir şeyler çalmam korkusuylaa, geniş biçimli bir burnu vardı sanki çizilmiş gibiydi, saçlarıda tam kumral değildi kumralın bir koyu tonuydu artık her ne sınıfa giriyorsa, geniş omuzları vardı ki tanrı buna güvenmiş olmalıydı. hayatımda gördüğüm en güzel yaratık bu olmalıydı tanrı tarafından kayrılmış sonra kayırıldığına pişman edilmişlerdendi.bu kadar güzel ve metrobüsteki bir meraklıyı arayabilecek kadar yalnız.. nasıl bu kadar yalnız olabilirdi?

    sessizliği bozan bu sefer oydu.

    kalkalım mı?
    ···
  6. 81.
    0
    beyler var mı dinleyen
    ···
  7. 82.
    0
    okuyanlar rezerve atsın, rezerveleri bari görim amk
    haydin iyi geceler
    ···