-1
@93 dostum kesinlikle anlamak istemiyorsun. kabileler döneminde uluslaşmadan bahsediyorsun. ciddi okumalara ihtiyacın var. hala ulusla kabileyi ayıramıyoruz hala milim yol alamadık. ulus kapitalist toplumla ortaya çıkmış bir olgu ulus. yani ulus olmak "ben türküm" deyince gerçekleşmiyor bunun ekonomik, politik,siyasi koşulları var ve ulusun ortaya çıkması bu koşullara bağlı. daha kölecilik anlayışının bile olmadığı bir zaman sürecinde "türk ulusu" kavrdıbını ortaya atmak senin kaynağının da "yanlılığını" tartışma konusu yapıyor, bilmem farkında mısın! "türk budunu"nun bugünkü karşılığı da "türk ulusu" değil "türkiye cumhuriyeti"dir o dönem senin kavrayışındaki "ulus" kavrdıbının esamesi bile okunmamaktadır. o dönemde kendilerine "türk" diyenler "göktürk devleti çatısı altında toplanmış değişik kabile mensupları"dır. burada anlaşırsak bi sıkıntı olmayacak.
berberiler konusunda ise tamamen çuvalladın. benim haklılığımı ispat etmekten başka bir işe yaramadı bu "dil" konusu inat etmeyi bırak artık. fas, tunus,cezayir çevresinde senin o ilkokul tarih kitaplarında yazmayan kabile birliklerini berberiler oluşturdular ki senin "türk devleti" olduğunu varsaydığın yapıyla da aynı karakteristik özellikteler.
sen yalnız işi iyice abarttın! saydıkların birer milliyet ya da kabile değil kürtçenin kollarıdır ve dilbilimciler bu üç kolu ortak özellik fazlalığından dolayı kürtçe içinde değerlendirmektedir. senin mantığından hareketle de türk yoktur! örneğin ege lehçesi kullananlara egeliler trakya lehçesine trakyalılar karadeniz lehçesi kullananlara da karadenizliler diyelim? diyelim mi?