1. 1.
    0
    öncelikle selamlar panpalar,

    daha önceden söz verdiğim üzere pgibolojik gerilim hikayeleri paylaşmaya başlıyorum, bu konudaki referasım :
    http://inci.sozlukspot.co...4%b1n/@tsigalko+okoronkwo

    uygulamalıdan kastım şu; hikaye boyunca sizlerden bazı isteklerde bulunacağım, bazı komutlar vereceğim. bunlara uyup uymamak elinizde, ancak hikayelerle bütünleşmek için yapmanız iyi olur diye düşünüyorum. bazıları biraz saçma gelebilir, sizinle eğlendiğimi düşünmeyin, son derece ciddiyim.

    daha önceki hikayeyi -ki benim yaşadığım gerçek bir anı idi- okuyan arkadaşlar az çok tarzımı biliyorlar. eleştirenler de oldu, fazla dolambaçlı cümleler kurduğumdan dolayı ama bu sefer emin olun sizleri korkutmak için edebiyat parçalamama gerek kalmayacak.

    eğer istek olursa bu gece ilk hikayemizle başlıyoruz, toplamda 3 hikaye var ve her biri ikişer gece sürecek,
    haftada bir yazmayı düşünüyorum ancak istek olması halinde daha kısa süreye de indirmeye çalışırım.

    evet gececiler, korkmaya hazırsanız, anlatmamı istiyorsanız uplayın bakalım *
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .

    .
    .

    edit: arkadaşlar hikaye çok sekteye uğradı, ben o gece entry girmede problem oluşup sonrasında da okuyan olmayınca bırakmıştım.

    ancak takip eden arkadaşlar için finalini yapmaya karar verdim, yarın gece final var.

    size tavsiyem, aşağıda belirttiğim tarz sağlık problemleriniz yoksa, yarın finalden önce hikayeyi baştan okumanız ve uygulamaları da baştan yapmanızdır. böylece çok daha muazzam bir etki elde edebilirsiniz.

    not: uygulamalar daha önce tarafımca pek çok kez yapıldı, kendi yapamadığım şeyi sizden istemem *
    .
    .
    .
    .
    .
    final yazılmıştır panpalar, yarıda kalan arkadaşlar baştan sarsınlar dediğim gibi, daha etkili olacaktır
    ···
  2. 2.
    0
    yok mu anlatmamı isteyen la
    ···
  3. 3.
    0
    neyse, ben başlayayım da, gelen gelir artık tutmazsa diğer öyküleri yazmam napayım aq *
    ···
  4. 4.
    0
    hikayemize başlıyorum, kemerlerinizi bağlayın..
    ···
  5. 5.
    0
    --spoiler--

    --spoiler--

    uyarı:

    söz konusu hikaye dahilinde yapılacak olan uygulamalara, ileri derecede klostrofobi, kalp ritim bozukluğu, karanlık korkusu, panik atak rahatsızlığı ve epilepsi rahatsızlığı olan yazarlarımızın iştirak etmemesini önemle rica eder, bu konuda kişisel sorumluluk almayacağımı şimdiden beyan ederim.

    bu tip sağlık problemleri olan arkadaşlarımızın hikayeyi okumasını da uygun görmemekle beraber siz bin kuruları beni dinlemeyeceğiniz için o kısma karışmayacağım. ancak uygulamaları yapmaya da herhalde çoğunuzun zütü yemez zaten.

    --spoiler--

    --spoiler--
    ···
  6. 6.
    0
    1. hikaye, “aynalar”
    yaşayan: selim erdemoğlu-yerel gazeteci.
    kaynak: kişisel günlüğü

    19 nisan 1999 pazartesi
    12.44 (öğlen molası)

    ..çok fazla sorun var,
    bu aralar hayatımın pek de iyi gittiğini söyleyemeyeceğim. yalnızlığım zaten ayrı bir konu kendimden bile kaçıyorum, patronla aramızdaki ego problemlerini saymıyorum bile.. tüm bunların ötesinde beni rahatsız eden başka bir şey daha var.
    bu günlüğü tutmaya başlıyorum çünkü içimden bir ses daha sonra bunu bir şekilde insanlarla paylaşmam gerekebileceğini söylüyor-gazeteci sezgisi diyelim- hatta belki bir yazı dizisi bile olabilir, kim bilir..

    her şey tam bir hafta önce, geçen pazartesi başladı,
    sabah yüzümü yıkamaya gittiğimde aynamda boydan boya 3 çatlak görmemle irkilmem bir oldu.. saçmalığın daniskası diye düşünüp akşama yensiyle eve döndüm. sonuç, bir hafta içinde “tamamen kendi başına” kırılan 3 lanet olası ayna..

    hala anlam veremediğim bu olay için bu akşam eve tanıdık bir mimar arkadaşımı ve bir tesisatçı getiriyorum. bu olanların abuk bir teknik açıklaması olduğuna eminim. bunu daha önce yapmam gerekirdi belki, özellikle de son aynaya onca parayı bayılmadan önce. ne diyeceklerini merak ediyorum, akşamı beklemek zor olacak.
    ···
  7. 7.
    0
    gibleyen varsa işaret versin
    ···
  8. 8.
    0
    ferre paylaşsak doluşursunuz aah ah amk..
    ···
  9. 9.
    0
    eyw panpalar
    ···
  10. 10.
    0
    aynı gün, saat 19.35 (çalışma odamdayım)

    iş çıkışı mimar kaya bey ile gelip uzun uzun keşif yapmıştık, ondan yarım saat sonra gelen tesisatçıyı da 10 dakika önce yolcu ettim,
    ikisi de duruma bir anlam veremediler, herhangi bir ısısal problem, basınç ve buna benzer teknik saçmalıklarla bir alakasının olmadığını söylüyorlar. hatta kaya ile işin ruhsal boyutuyla ilgili epey gırgır da yaptık.

    fakat bu evde yaşayan benim ve havanın iyice karardığı şu saatte tek başına masamda oturmuş günlüğümü yazarken bu konu bana hiç de komik gelmiyor.

    bir şey daha var, bunu.. nasıl söyleyebilirim bilmiyorum ama bir süredir etrafımdaki insanlar da bana oldukça tuhaf davranmaya başladılar,

    önce hizmetlimiz niyazi bey, ardından ofis arkadaşlarımdan ikisi, müdürümüz nemci bey..bu gün, akşama doğru çıkmaya hazırlanırken gelen kaya..

    nasıl yazabilirim bilemiyorum gerçekten ama sanki hepsiyle ilk göz göze gelişimizde bir irkilmeye uğruyorlar gibi, saniyenin yarısı kadar bir zaman için yüzleri geriliyor, gözleri yuvalarından fırlıyor, sonra toparlıyorlar. sorduğumda ise hep aynı şeyi söylüyorlar “bir an başım döndü”

    kuruntu yapmak istemiyorum ama bu da oldukça tuhaf geliyor, odasına girdiğim esnada “başı dönen” müdür, yerleri paspaslamaya geldiğinde “bir anlık gözü kararan” hademe, uykusuzluktan hayal gören ofis arkadaşları.. hepsi de bana mı denk gelmiş dersiniz.

    neyse, biraz televizyon izlemekte fayda var, haberlerin sonunu yakalayabilirim umarım.
    ···
  11. 11.
    0
    **arkadaşlar burada sizden eğer odanızda ışık açıksa kapatmanızı isteyeceğim, mümkünse tek ışık kaynağı olarak bilgisayarınız kalsın**
    ···
  12. 12.
    0
    ayrıca şunu söylemeliyim ki olarak takip edenler bu gece uyumakta zorlanabilirler,

    uygulamaları yapacak olanların yaşayacaklarınıysa tahmin bile edemiyorum
    ···
  13. 13.
    0
    20 nisan 1999 salı
    saat: 04.43

    ..banyomdan gelen seslere uyandım. gıcırdama-çiziktirme gibi, iç gıcıklayıcı bir ses, ve tahmin edin içeri girdiğimde neyle karşılaştım, yüzlerce-belki binlerce çatlağa bölünmüş, bir kısmı lavoboya dökülmüş bir ayna enkazı daha..

    evin bütün ışıkları açık, bu gece bir daha uyumam imkansız, ama yazmak da istemiyorum. allah kahretsin ne haltlar dönüyor?
    o sesi birkaç gece önce de duyduğuma yemin edebilirim, uyku sersemliğiyle yeterince önemsemediğim ve sabahına yine parçalanmış bir ayna ile uyandığım gece..
    ···
  14. 14.
    0
    20 nisan 1999 salı
    saat: 12.32 (öğle molası)

    sabah korku-lanet okuma arası bir duyguyla paramparça olmuş aynayı ve lavaboya saçılmış kalıntılarını bir poşede doldurup çöpe fırlattım. düşünüyorum da, banyomda bir ayna olmadan da yaşayabilirim. bir süre yenisini almayacağım.

    ayna kırılması, çatlaması..bu konuda biraz araştırma yapmak için bu akşam kütüphaneye gitmeyi düşünüyorum. neler döndüğünü öğrenmem gerek. ben inançlı bir insanım, batıl a değil ama kendi inancımın mitlerine inancım var ve eğer bu işin cevabını bulacaksam bunların arasında olduğuna inanıyorum.
    ···
  15. 15.
    0
    takip eden herkes bir kez uplayabilir mi? hem kimler var görelim hem de daha fazla insana ulaşsın
    ···
  16. 16.
    0
    saat: 20.32 (halk kütüphanesi)

    neyi önce yazacağıma karar veremiyorum,

    önemsiz olandan başlamak gerekirse, bulabildiğim şeylerim çoğu zırvadan ibaret, şu uğursuzluk meselesi felan..ama dedim ya ben batıla inanmam. kur ‘an da malum ayetlerde bununla ilgili bir şeye rastlamadım ancak ben hala bu işin cevabının oralarda olduğunu düşünüyorum, isimlerini ya da onlara nasıl hitap edildiğini yazmak istemiyorum, sanırım beni anladın sevgili okuyucum.

    ve asıl beni tamamen geren olay aradığımı bulamamak değil, nerden baksan 8-10 senelik ahbaplığım olan kütüphane sorumlusu selahattin bey in kapıdan ilk girdiğim sırada yüzüme attığı bakıştı.. gene aynı şok ifadesi, aynı toparlanma çabası..bu sefer sormadım, “neyin var?” diye.
    ikimizde sanki farkında değilmişiz gibi davrandık, ben kimliğimi bıraktım, o beni en içten haliyle selamladı, elimi sıktı..bu kadar gariplik fazla, bu işin peşinden gideceğim ve siz, siz de benimle beraber geleceksiniz.

    kütüphanede biraz daha kalmaya karar verdim, kontrol etmem gereken pek çok kitap var.
    ···
  17. 17.
    0
    21 nisan 1999 çarşamba
    saat: 01:07(oturma odamdayım)

    çorbacıda bir şeyler atıştırdım, aynasız banyomda duş aldım ve bu gecenin sonunda elde ettiğim bilgileri paylaşmak için günlüğümü elime aldım.

    sonraki araştırmalarım nispeten daha iyi sonuçlar verdi diyebilirim. “aynaların başka boyutlara açılan kapılar” olduğuna dair şeyler okudum. uğursuzluk safsatasından daha mı ciddiye alınası bir konu mu bilemiyorum ama bu boyut meselesi, tam da benim kafamda kurduğum senaryoyla alakalı, gerçekleşmesini kesinlikle istemediğim ve muhtemelen evimi taşımamı gerektirecek olan senaryo.

    bir başka kaynak (bir dergi) aynaların doğru açı ile izlendiğinde gördüğümüzden fazlasını göstereceğini yazmış. bir takım teoriler var, pratik uygulamalar var, öneriler var.

    bunları denemeye karar verdim, yarın yeni bir ayna alıyorum, eğer bu bir tür boyutlar arası şakaysa, biz de oyunu kurallarına göre oynayalım.

    bu gece uyuyabileceğimi hiç sanmıyorum, televizyonu açıp koltuğa uzanacağım, belki sızar kalırım.
    ···
  18. 18.
    0
    @29 öyle bir filmin varlığından bile haberim yok panpa
    ···
  19. 19.
    0
    **arkadaşlar bu bölümde sizden bilgisayarınızın monitörünün düğmesini kapatmanızı (laptop ise kapağını indirin) ve ortamın tamamen karanlık hale getirmenizi isteyeceğim. bu şekilde 15 saniye kadar karanlığın için bekliyoruz. ardından tekrar bilgisayarımızın ekranını açıp okumaya devam edebilirsiniz**
    ···
  20. 20.
    0
    burda mıyız? uygulamaları yapanlar var mı?
    ···