/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +322 -23
    284 gün 9 saat sonra edit: Tüm hikayelerim için (bkz: bir bine bende binem hikaye serisi)

    Üst Edit: (bkz: rüyamdaki kız kim) yani hikayeye başladım hayırlara vesile ola :D

    Sabah uyandım ve arkadaşlarla sözleştiğim gibi saat 12.30 da buluşacaktık Hazırlanmaya başladığımda saat 8.00 i gösteriyordu. Evde kimse yoktu. Normalde babam yatağında olmaz ama annem kesin yatağında olurdu. Kardeşim de kendi yatağında yoktu. Onun zaten okulu oluyordu saat 7.30 da çıkıyordu evden. Neyse baktım evde kimse yok bende kendime kahvaltı hazırlayayım dedim. hazırladım kahvaltımı içeriye zütürdüm. (normalde annem görse beni gebertirdi ama evde yok * )
    Yemeğimi yerken televizyon izleyeyim dedim açtım ve çok şaşırdım. Televizyon karıncanlı gösteriyordu. D-smart kullanıyordum ama bütün kanallar ya karıncalı ya da renkli renki şeritler olur ya öyleydi. Dedim "Şansıma bak 40 yılda bir evde tekim uydu gitti" diye kendi kendime yakınıyordum. Saate baktım 11 olmuş. Hemen hazırlandım ve çıktım.

    11.30 otobüsünü bekliyordum. Gelmedi. 12.00 otobüsü gelir o zaman dedim ve bekledim. O da gelmedi. Neyse arkadaşı arayayım geç kalacağım dedim servis dışı yazıyor telefonda. Dedim "2 lira daha verip türkcelle geçseydim" diye kendime sövdüm. Zaten geçenlerde şöförler grev yapıyorlardı. Otobüsler geç geliyordu şimdi herhalde hiç gelmiyordur dedim. Neyse bari yürüyerek gideyim dedim.

    Yürüyerek gidiyorum ama dükkanlar kapalı, ortada kimse yok. En az yarım saatlik bir yol sonrasında bulaşacağımız yere vardım ve kimse yoktu. Buluşacağımız yerde normalde insan kalabalığından birbirimizi bulamazken şimdi bomboştu. Bağırdım sokağın ortasında "Kamera şakası mı lan bu. Herkes nerede" diye ama duyan yoktu. Kimse yoktu. Başka bir gariplik daha hissettim. 30 dakikadır yol yürüyordum ve hiç yorulmamıştım. Rüzgarı dahi hissetmiyordum. Birden tüylerim ürperdi. ilk defa böyle birşey başıma geliyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum.

    Edit:Entryi birkaç kişi okusa dahi yeter kendi kendime yazıyormuş gibi olmasın yani devam edecem.

    Edit2:Hikaye bitti sonunu siz belirleyin http://www.strawpoll.me/11528797 buraya girerek sonunu siz belirleyebilirsiniz yarın sona karar vereceğim.

    Edit3: Bu arada herkese teşekkür ediyorum

    Edit4: Yoğun istek üzerine Troll son da ekledim asdasdadsaa :D

    Edit5: Bu arada çoğu kişi kitap adı film adı falan vermiş değiştirerek yazdığımı söylüyor gerçekten mutlu oluyorum böyle söyleyenlere çünkü orada yazılan hiçbir kitabı veya filmi izlemedim. (Im legend hariç) Bu da gerçekten iyi bir hayal gücümün olduğunun göstergesi olduğunu düşünüyorum.

    DEV EDiT: CUMHURiYET BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN

    Edit6: Kazanan Gerçek Dünya Sonu oldu katılımınız için teşekkürler.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    +97 -2
    Daha sonra başka birşey daha farkettim. Güneş saatlerdir yerinden kımıldamamıştı. Hala sabahtı ama saatim 17.00 gösteriyordu. Ben ne halta düştüm diye düşünüyordum. Kimse yoktu. Biri çıkabilir diye günlerce hatta aylarca yürüdüm. Uykum dahi gelmiyordu. Yorulmuyordum. Sadece normal biçimde acıkıyordum ve açlığımı gidermek için dükkanlara giriyor ve yemek yiyordum. Yemekler restorantlarda hep sıcaktı soğumuyordu. Bozulmuyordu.

    Yanıma yeteri kadar yiyecek aldıktan sonra geriye kalan tek şey arabaydı. Zaten 2 ay boyunca neden mal gibi yürümüştüm ki. Arabalar dururken. Aslında geri gelebilirler diye korkuyordum. Geri geldiklerinde arabalarında beni yakalarlarsa direk hapse girerdim. Dedim "Ne olacak daha gelmezler herhalde" diye düşünüp zenginlerin olduğu semte gittim. Gözüme markasını daha önce görmediğim ama araba aşırı şekil duruyordu. Hemen bir 3 katlı villanın önüne park etmişlerdi. Villaya girip arabanın anahtarını alacaktım. (Sizce ben düz kontak yapar mıyım öyle şekil bir arabaya :D).

    Villanın kapısının önünde köpek kulübesi vardı. Hayvanlar da yokolmuştu biliyordum aylarca yürürken hayvan da görmemiştim ama burada da görmeyince ayrı garipsedim. Dedim "Ne halta düştüm ben çıldıracağım." Villanın kapısından girdim. Ama korkuyordum. Yani ilk kez bir villaya giriyordum. Hatta soyuyordum. (Yalnızca arabanın anahtarını alacaktım.) Daha sonra içeri girdim bir de ne göreyim. Hayatımda böyle bir ev görmemiştim. Avize neredeyse altındandı. Gümüş bardak altları, altın renginde sehbalar (gerçek altın da olabilir) evin odalarını saydım Ev tam 8+2 di. Bu ne lan dedim. Biz de daha ekmek alacaz diye para kenara koyalım. Neyse arabanın anahtarını alacağım odaların birinde karşımda kasa belirdi. Vay babanın düşmanlarını oda en az 80 metrekare vardır. Adam odayı kasa olarak kullanıyor. Belki oradadır diye (içinde ne var merak ediyordum) birkaç kombinasyon denedim ve alarm çalmaya başladı.

    Edit:Beyler ben sinemaya gideceğim akşama kadar dışardayım akşam devam ederim.
    ···
  3. 3.
    +78 -1
    Geldim beyler devam etmeden önce şuna inanamadım trend olmuşum üstüne üstlük 9. sıraya çıkmışım gerçekten inanılmaz sevindim neyse devam ediyorum

    Aklıma gelen ilk şey evdekiler yerinde mi oldu. Hemen koşarak yatak odasına gittim. Ama hala yoklardı. Yine de önlem almak amaçlı dışarıya da bakayım dedim. Dışarıda parkta birinin gölgesini gördüğümü düşündüm ve hemen parka koştum. Parkta bir heykel vardı onun gölgesiydi amk o kadar da sevinmiştim oysaki. Tarihe bakmak aklıma geldi. Çıkardım telefonu baktım 25 ekim 2016 diyor. Ne oluyor lan. Ben aylarca yürüdüm, haftalarca kasayı açmaya çalıştım falan ama yine ilk güne dönmüşüm. Resmen zamanda sıkışıp kaldım. Ne yapacağım diye düşünürken aklıma birşey geldi. "Madem dünya bomboş (sadece Türkiye de olabilir belki ameriğanın oyunu da olabilir :D ) bende o zaman keyfini çıkarırım" diye düşündüm. En başta bir oto galeriye gidip bir araba aldım. Bir detayı farketmiştim aldığım araba villada gördüğüm araba ile neredeyse aynıydı tek farkı bu araba yeşil renkti diğeri kırmızıydı. Bu sefer bir pastaneye gittim en peynirlilerinden bir yığın poğaça alıp koydum bagaja. Sonra herşey hazır dedim ve düştüm yollara...
    ···
    1. 1.
      0
      Tekniğin iyi ama geliştirmen lazım.
      ···
    2. 2.
      +2
      panpa senin de geliştirmen iyi ama tekniklemen lazım
      ···
  4. 4.
    +70
    1 entrylik daha vaktim var yazayım

    Alarm çaldı ödüm koptu amk. Ne yapacağımı şaşırdım birazdan polisler gelir diye yatağın altına saklandım. 45 dakika çıkmadım oradan. Sonra farkettim lan gerçekten de kimse kalmamış. Neyse çıktım en başta alarmı kopardım (Bildiğiniz koparttım yani kabloları amk) Tabiki salaklık bende kasaya giden kabloyu da kopartmışım. Kasayı manuel açmak için de şifresi vardı Allah'tan. Neyse işte kasayı açmam 1 haftamı aldı. Ne için geldiğimi bile unuttum. iyiki kızının fotoğrafının arkasına doğum tarihini yazmış. Şifre oydu ve kendi doğum tarihi de vardı şifrede. Neyse açtım içini babanın düşmanlarını gibeyim külçe külçe altın. Resmen verdiğimiz vergiler sanki bu adama gidiyor amk. Neyse sonra ne yapacağımı düşünmeye başladım. Artık arabayı umursamıyordum dünya bana aitti. Ve ben bu kadar şeyle ne yapacağımı bilmiyordum. Adamın odasına gittim yatağa yattım düşüneyim diye uyuya kalmışım. Kalktığımda tekrar kendi yatağımdaydım. Bu nasıl olurdu?

    Edit: Gerçekten gidiyorum bu sefer :D
    ···
    1. 1.
      0
      Hikayeyi bitirdin amk sonraki entryde herşeyin rüya olduğunu mu anlayacan, neyse ;)
      ···
    2. 2.
      +1
      Muhtemelen her uyuyup uyandığında sıfırdan başlayacak
      ···
    3. 3.
      0
      rrz alayim
      ···
    4. diğerleri 1
  5. 5.
    +58 -3
    Geldim beyler devam ediyorum

    Daha sonra dışarıya çıktım ama nasıl korkuyorum anlatamam. Dışarda bağırmaya başladım "Amk karanlığı gelsenize , Ka-ran-lık karanlık karanlık, Karanlık come here mada faka" (tek kalmışım dünyada amk saçmalak en doğal hakkım)" ama gelen giden yok. En son aklıma not defterinde yazdığım olay geldi. Belli bir sınırı olabilirdi. Gitti oto galeriye yine aynı arabayı aldım ve son gaz devam ettim. O kadar hızlı gidiyordum ki ibre kopacak diye düşünüyordum 220, 230, 240... Gittikçe hızlanıyordum. Sonunda geçen sefer öldürüldüğüm restoranta geldiğimi farkettim ve ani bir fren yaptım. Tabi o frenle arabadan uçtum ve (kendimi öldürememe kuralı) sokak boyunca yuvarlandım ve ayağa kalkarken başım döndü ve bayıldım.

    Yine yatakta uyanmıştım. gibecektim kendimi olan o olacaktı artık saçma sapan işler yapıyordum. "Ne güzel varmıştım oraya ne ani fren yapıyorsun gerizekalı öküz" diye sövdüm ve kendimden "sanane yarağam sanki öldün mü" diye cevap aldım. Evet yeniden delirmeye başladığımı düşündüm ve kendimi toparladım. Tekrar aynı oto galeride aynı arabayı aldım ve restoranta geldim içeri girdim. Hiçbirşey olmadı. Geçen sefer tam içeri girerken hava kararmıştı bu sefer ise hala güneş aynı yerde duruyordu. Duman bile yoktu. Belki eğlenmem lazım dedim ve arabayı son gaz sürerken atladım ve şahine çarptı güzelim araba. Normalde araba benim olmuş olsa intihar falan ederdim ama cidden bayağı eğlenceliydi. Ama farkettiğim detay bizim yeşil araba daha fazla hasar almıştı amk. Bu nasıl iş derken hava kararmaya başladı. Korkuyordum.
    ···
    1. 1.
      +1
      Güzel hikaye devam et parmaklarını gibmiyim kardeşim
      ···
    2. 2.
      +1
      Mükemmel hikaye parmaklarina bosalayim hizli yaz
      ···
    3. 3.
      0
      sanane yarağam sanki öldün ahhdvshshshfhfhdhdhaajshga
      ···
    4. 4.
      0
      sanane yarağam sanki öldün ahhdvshshshfhfhdhdhaajshga
      ···
    5. diğerleri 2
  6. 6.
    +52
    Sevgilim mi dedi bana? Ben yanlış duyduğumu düşündüm ve sonuçlar çıkardım.

    1-Eğlenince hava kararıyor, yaratıklar ve bunların başı ortaya çıkıyor.

    2-Bana verecek görevi var yani beni öldürmek istemiyor hatta zarar vermek dahi istemiyor ki ayağıma çivi çakıldığında (acısı hala pgiboloik olarak ayağımda amk) neden çaktı diye addıbını öldürdü yani. Demek ki bana zarar gelmemeli hatta belki kendini öldürememe kuralını o sağlıyordur.

    3-Çıkmak için buradan o görevi yapmam lazım ama çıkartmayabilir de

    Bunları düşünürken şimdi nasıl eğleneceğim diye düşünüyordum. Ne söyleyecektim? Neyse bu sefer önlem alacaktım. El feneri aldım yanıma çalışıyor mu testi bile yaptım. Bu sefer ayağıma çivi zütüme kazık falan sokmasınlar. Neyse eğleneceğim ama eğlenemiyorum bir türlü. Korku var içimde. Arabaları çarpıştırdım olmadı, internet cafeye gittim ana masadan açtım kendime masa sınırsız (malım ben gidip aşırı güçlü bilgisayar almıyorum internet cafeye gidiyorum) açtım ve oynamaya başladım. Yine eğlenemiyorum. En son delilik yaptım bir askeriye vardı oraya gittim Cephaneliğe girdim amk roketatar bile vardı. Aldım roketatarı binanın birine attım ve bina yıkıldı amk çok eğlenceliydi ve tabiki eğlencem yarıda kesilmişti. Yine aynı ses "Yakalayın onu canlı istiyorum" Amk kendi uyanınca bana gel dedi geldim hala kafada yakalayın onu ne amk. Dedim "Ben sana geleceğim ayağıma çivi falan saplamayın" diye bağırdım. Sonra 5 metrelik devler yine geldi amk bu sefer kolumdan tutmalarına izin vermeden sıyrıldım "ben sana geleceğim dedim çek adamlarını geri" diye bağırdım.
    ···
  7. 7.
    +47
    Uyandığımda ağlıyordum. Sadece ağlıyordum. Acısı aklıma geldikçe yalnızca ağlıyor ve hiçbirşey yapamıyordum. Nasıl çıkacağım bu işten diye düşünmem lazımdı ama düşünüyordum. Delirmeye başlamıştım. Yorganımı aldım ve yatağımda kendime sardım. Yataktan çıkmıyordum. Korkuyordum hem de çok korkuyordum. Sadece ağlıyor arada yemek yiyor ve tekrar yatağa dönüyordum. 2 sene boyunca deliliğim devam etti. Daha sonra çıldırdım. Kafamı duvarlara vuruyorum fakat ölemiyordum. Kendi kendime zarar veremiyordum. Bıçak beni kesmiyor, yüksekten atlamak bana zarar vermiyordu. 1 hafta sonra çıldırmayı da bırakıp düzgünce düşünmeye başladım. Yavaş yavaş toparlanmıştım. Ne yapacağım diye soruyordum kendime. En başta bir not defteri alıp şöyle bir liste oluşturum

    1-Eğer eğlenmeye başlarsam hava kararıyor veya durmam gereken belli bir sınır var (ikisi de doğru olmayabilir)

    2-Bu dünyada tek ben varım ama başkası da olabilir. Belli sınırları göz önünde bulundurarak arama yapmalıyım

    3-Beni canlı istiyordu bunun nedenini araştırmam lazımdı.

    4-Kendimi öldüremiyorum ama o yaratıklar öldürebiliyor.

    5- 2 sene geçmesine rağmen hiç yaşlanmamışım sakalım dahi çıkmamış demek ki ben bu dünyada yaşlanmıyorum

    internet elimin altında zaten diyerek açtım fakat internet yoktu. Hayat bana neden karşısın ki diye sövdüm dünyaya. O zaman bilgileri kitaptan almam lazımdı. Ama bir yığın kitap var ve kitap okumayı seven biri değildim. Eh artık yapacak birşey yok diyip cesaretimi de toplayıp Kütüphaneye doğru yola koyuldum.
    ···
  8. 8.
    +46
    "ÇEKiLiN" diye bir ses geldi ben bile çok korktum. Korkudan salyamın aktığını bile fark etmedim. Salyamı temizledim ve karanlığa doğru feneri açarak yürüdüm. Vardığımda karşımda çok güzel bir kadın vardı. Saçları etraftaki karanlık kadar siyah fakat gözleri kan kadar kırmızıydı. Korkmuştum gözlerinden. "insan biçiminde benden daha az korkarsın sevgilim" dedi. Doğru duymuşum bana sevgilim demiş gerçektende. Bana doğru yaklaşmaya başladı ama çok korkuyorum. Geri adım atacakken beni tuttu ve kendine çekip sarıldı. Ne oluyor demeye kalmadan "Yıllardır seni izliyordum, sana dokunmak istiyordum ama olmuyordu yapamıyordum sonunda sana dokunabiliyorum çok mutluyum" dedi. Sesi o kadar güzeldi ki kendimden geçip bende sarıldım. Sonra içimden "ben ne yapıyorum lan" dedim kendi içime cevap olarak "boşver panpa zaten yaş 23 milli bile olamadın sana anca yaratıklar bakar zaten bunu gib" diyordu sonra dudağımı ısırarak kendime geldim amk kafayı yiyordum. Daha sonra ayrıldık ve "Daha tam anlamıyla kavuşamadık sevgilim sana görev vereceğim" dedi. "Zaten söylemiştin" dedim ve onun verdiği cevap "buraya ilk kez geliyorsun" olmuştu. "Demek ki geçmişe döndüğümde yaratıklar bile hatırlayamıyordu" dedim içimden.

    "Görevim nedir" diye sordum. (Hadi sıkıyorsa seni kaltak görevini al zütüne sok de bakalım yeminle her uyandığımda unutmazlarsa öldürüp dururlar :D) "Bana sevgilim diye seslen" dedi hafif kızdığı belli oluyordu. "Görevim nedir sevgilim dedim" bende ne yapayım. Sonra bu bayağı yumuşadı. "Görevin şu bir villa var seni dünyana geri göndereceğim sen de orada kızı öldüreceksin." dedi. "Ben kısmetimi mi öldürecem amk" dedim içimden. Neyse tamam dedim ve bana söylenilen şey "Görevini tamamlamak için 1 senen var" oldu ve birden başım döndü ve düştüm boşlüğa

    Uyandığımda yataktaydım ve kardeşim ranzanın üzerinde uyuyordu.

    Edit: Yarın hikayeyi bitireceğim ve size özel 2 son olacak bu sonların hangisinin iyi olacağına siz karar vereceksiniz ben de ilk entryme yazacağım kazanan sonu nasıl fikir sizce?
    ···
    1. 1.
      0
      Helal pampa süper hikaye
      ···
  9. 9.
    +48 -3
    neyse devam ediyorum dediğim gibi yarın bitireceğim ama bugünün son entrysi yurda geçecem yurtta internet yok.

    Kardeşimi görünce ona sarılıp ağladım kardeşim "ne yapıon abi yav bırak da uyuyayım sabah sabah" diye hayıflanıyor ama ben bırakmıyorum, bırakamıyorum. Senelerdir göremiyorum kardeşimi ama söyleyemiyorum ona. Söylesem zaten deli hastanesine koyarlar ve belki görevi yapamadım diye beni de tıkarlar bir kafese. Neyse işte herhalde rüyaydı diye düşünüyorum bir yandan da dolanıyorum evde öyle. Anneme sarıldım, babam zaten işte. "Ne oldu oğlum hayırdır paran mı bitti" dedi annem. "Yok anne ne parası seni çok seviyorum " diye sarıldım. Annem de mutlu oldu. Ben pek sık anneme sarılmazdım. Rüya saolsun diye söylendim kendime zihnim otomatikman rüya haline getirdi olayı. Ama rüya olmadığını anlamam çok da uzun sürmedi. Kapımızın önüne benim karanlık dünyada (karanlık dünya diyeceğim oraya) kullandığım ve anahtarını aradığım kırmızı ve yeşil araba vardı. Bir anda çığlık attım. Annemin ödü koptu dedi "Ne oldu oğlum?" Bende dedim "Yok birşey ayağımı vurdum" dedim. Raslantıdır diye düşündüm ve arkadaşlarım aradı birden açtım telefonu "Nerede kaldın amk saatlerdir seni bekliyoruz" Ben tamamiyle unutmuştum buluşacağımızı bahane üretmem lazımdı dedim "Kanka kardeşim hastalanmış ilacını aldım anneme verdim geliyorum " dedim annem de tabi yalanı sevmez kızgın kızgın baktı neyse hadi görüşürüz deyip" kapattım telefonu. Annemi de öptüm ve hiçbirşey söylemeden hızlıca hazırlanıp dışarı çıktım.

    Vardığımda "Hadi lan gene iyisiniz babam bugün yok evi kullanabiliriz istediğimiz gibi bir kız kardeşim var o kadar" dedi. Bende daha 1 yıl var amk o zamana kadar ohoo "tamam kanka gidelim" dedim. Gittik ama ben fenalaştım. Ben karanlık dünyada burayı soymaya çalıştım (daha doğrusu araba anahtarını bulacağım diye girdiğim ev) ve benim görevim buradaki kızı öldürmekti. En yakın kankamın kız kardeşini öldürecektim.
    ···
    1. 1.
      0
      Aga fena sardım buna
      ···
    2. 2.
      0
      hadi panoa
      ···
    3. 3.
      0
      Rez aq delisi
      ···
    4. 4.
      0
      Tuvalette esir kaldım okumaktan amk
      ···
    5. 5.
      0
      Hizli yaz bin
      ···
    6. 6.
      0
      Rezerve
      ···
    7. diğerleri 4
  10. 10.
    +46 -1
    Biraderim bilim kurgu sevmiyorum yengeni gib sonra tekrar yaz
    edit:başlık trende girmiş lan
    ···
    1. 1.
      0
      Otobüsle grevmi yapıyordu? Antalyadamısın panpa?
      ···
      1. 1.
        0
        Evet :D
        ···
  11. 11.
    +46 -2
    Yurtdışına doğru gittiğimden emindim ama haritam falan yoktu. Yol güzergahlarını takip ediyordum. Yolda ogs sistemini gördüm ve hiç para vermeden geçtim ama hala sanki insanlar var da bana ceza yazacaklar gibi hissediyorum.

    Bu düşünceden sıyrılarak yola devam ettim. Poğaça yemekten sıkılmıştım artık başka restorant bulmuştum tam girerken birden hava karardı. Karardı değil güneş orda duruyordu ve birden gölgede kaldı güneş. Siyah bir duman vardı güneşin ışığının tarafında hatta o kadar siyahtı ki ben en başta hava karardı dünya eski haline döndü sanmıştım ama dönmemiş. Çok korkmaya başlamıştım ve garip bir ses duydum. Kurtların hırıltısını bilirsiniz işte en az 10 katı daha sesli bir hırıltıydı bu. Dışarıya camdan baktığımda bir de ne göreyim. Bir yığın garip yaratık sokaklarda dolaşıyor. Nasıl korktuğumu hatırlamıyorum ama dışarı da çıkamazdım. ilk 3 ay içeride durdum hiçbirşey yapmadım dışarı çıkmadım ama burada yemek bitmek üzereydi. Arabadaki poğaçalar aklıma gelmişti. Hemen koşup onları alıp geri dönebilirdim. Dışarıya adımımı atar atmaz "Yakalayın onu canlı istiyorum" diye bir ses duydum. Arabaya gittim poğaçaları aldım tam geri dönecekken yere düştüm. Nedenini bile anlamamıştım. Daha sonra kalkmaya çalıştığımda sırtımda ve karnımda bir ağrı hissetmiştim ve kalkamamıştım. Sırtımdan birşey girip karnımdan çıkmıştı. Ne olduğuna bakacakken Onu nasıl öldürürsün diye yaratığın yanışını seyrettim ve kan kaybından öldüm...

    Sonra o anda yatakta geri uyandım
    ···
    1. 1.
      0
      Filimi var dı bunun
      ···
    2. 2.
      0
      filmini hiç duymadım adını hatırlarsan söyle böyle bilim kurgu filmlerini severim izlemesini
      ···
    3. 3.
      0
      'Yarının Sınırında' nın Türkiye versiyonu herhalde
      ···
    4. 4.
      0
      film adı "Yaşa öl tekrar et" tom cruise falan da var cidden güzel filmdi aq
      ···
    5. 5.
      0
      Ben efsaneyim yarının sınırında mix yapmış amk
      ···
    6. 6.
      0
      Ben efsaneyim yarının sınırında mix yapmış amk
      ···
    7. 7.
      0
      vay amk adamlar bizden önce düşünmüş
      ···
    8. 8.
      0
      edge to tomorrow ve groundhog day
      ···
    9. diğerleri 6
  12. 12.
    +43
    Karanlık ortaya çıktı yaratıklar oluşmaya başladı ve ben yaratıklara yaratıklar bana bakıyordu. Yine aynı ses "yakalayın onu canlı istiyorum" dedi ben de bağırdım "yakalamanıza gerek yok ben geliyorum yanına" diye ama çok korkuyorum belli etmemeye çalışıyorum. daha sonra 2 tane 5 metre boyunda yaratık beni ellerimden tutup kaldırdı (bilirsiniz anne ,baba ve çocuk birbirlerinin elini tutar arada anne ve baba çocuğu havaya kaldırır ya elinden tutup hah o hesap) sonra böyle kapkaranlık göz gözü görmeyen bir noktaya getirdiler.

    Beni yere indirdiler ve birden ayağımda çok büyük bir acı hissettim. Sonra çığlık atmaya başladım. 2. ayağımda da aynı acıyı hissedince korktum ne yapıyorlar bana diye düşünemiyordum bile sadece bağırıyordum. Etraf birden aydınlandı. Yapay ışıklar kullanıyorlardı. Birden baktım ayağıma yere çivilemişler. Ağlamakla korkmak karışık bir şekilde çığlık atıyordum. Çok acıyordu ve dayanılmaz bir acıydı. Neredeyse bayılacaktım ama bayılmamam lazımdı buraya kadar gelmiştim. Daha sonra biri belirdi ve "Onu bu kadar kim korkuttu?" diye sordu. Sözleri buz gibiydi. Daha önce kimseden öyle soğuk bir şekilde söylerken duymamıştım. "Ben yaptım " deyip kahkaha atmaya başladı yaratıklardan biri. "Neden yaptın" diye sordu yaratığın cevabı ise "Kaçmasın diye yaptım" dedi ve tekrar bir kahkaha attı. Kahkahanın ortasındayken acı bir şekilde yanmaya başladı ve önümde duran kişi "O bize geliyordu zaten aptal" dedi yanarak yokoldu. Ben bayılmanın raddesine gelmiştim. O kişi "Uyandığında beni tekrar bul sevgilim sana verecek görevim var" dedi ve ben bayıldım.

    Uyandığımda yine yatağımdaydım ve zihnimi toparlamam lazımdı. Ayağımın acısı aklımdan çıkmıyordu.
    ···
    1. 1.
      0
      Rezervasyon
      ···
    2. 2.
      0
      Devam rez
      ···
    3. 3.
      0
      Yarinin sinirinda izlemis disjdjdk
      ···
    4. diğerleri 1
  13. 13.
    +42
    Kütüphaneye vardım ve havanın kararmamasına çok sevinmiştim. Çünkü yolda hava kararsa korkudan yine eski deliliğime dönerim diye düşündüm. Kütüphane 3 katlıydı. Fantastik romanlara ve felsefi kitaplara bakmam lazımdı. Benim gibi durumlar daha çok bu bölümlerde çıkıyordu diye düşündüm. Tezlerin olduğu tarafa daha sonra yönelecektim. Sonra en az 50 kitapı aldım ve masaya koydum. Tek tek okuyacaktım. Ben, hayatında kitap yüzü açmamış ben 50 kitabı okuyacaktım. Neyse başladım okumaya ama ilk 10 kitapta benim durumum geçiyor ama siyah bulut vs. yok. Ama yine de not defterime almıştım notları. Notlar neredeyse 10 sayfa olmuştu. Daha sonra bir kitap daha buldum adı "Karanlıkta Gizlenenler" di. Paralel bir evrenden söz ediyordu ama bir kitap bu kadar sıkıcı yazılabilirdi. Okurken uyuya kaldım

    Uyandığımda yeniden yataktaydım ve not defteri o kadar yazdığım not çöp oldu.
    ···
    1. 1.
      0
      bittimi
      ···
    2. 2.
      0
      okumaya başlicam hadi lan
      ···
  14. 14.
    +39
    Kendime söve söve tekrar kütüphaneye gittim ve kaldığım kitaptan devam ettim. Kitap tam benim durumumu anlatıyordu. Bir anne var oğlunu arıyor. Terranie adlı bir kasabaya geliyor kadın havada kara bulutlar sarmış ve yaratıklardan söz ediyor. Kadın daha sonra karanlıkta şeytanla konuşup oğlunu görmek istediğini söylüyor. Oğlunu göreceğini ama karşılığında oğlunun büyüyünce bize kumandanlık edeceğini onun yaşam enerjisiyle tekrar toparlanacaklarını söylemişti ve dünyaya geri dönmüştü. Daha sonra oğlu 16 yaşında ölünce tekrar bu şeytanların karşısına çıkarılmış ve hapsedilmiş. Hikayenin sonu böyle bitiyordu. içimi korku salmıştı ama ne yapmam gerektiğini anlamıştım. Karanlıkla konuşacaktım fakat nasıl yapacaktım bunu? Havayı nasıl karartacaktım ve hadi diyelim kararttım. Tekrar ölmeyeceğimi nereden biliyordum? Nasıl cesaretimi toplayacaktım? Aklımda deli sorular vardı.

    Edit:Biraz ara vereceğim yemek yiyeceğim bitince yemek devam ederim.
    ···
  15. 15.
    +29
    Evet sözlük halkı geldim ve devam ediyorum

    Biz 4 kişi gelmiştik eve. Kemal Seyfi ve zengin panpamız olan (ve kız kardeşini öldüreceğim :( ) Berkecan. Eve beni Kemal ve Seyfi taşıyordu. Berkecan ise "Bir bine kendine gel" diyordu. Nasıl gelecektim. Geldiğimde ne diyecektim? Artık nasıl yüzüne bakacaktım? Gerçekten üzgünlük ve korku arasında kalmıştım. Bahçe kapısından girerken Kemal ve Seyfi beni hizmetçiler ordusunun (Gerçekten abartmıyorum darbe yapsalar ev halkına evi ele geçirirler amk) eline bıraktılar. Orada bayıldım. Uyandığımda Seyfi Kemal ve Berkecan aralarında maç tartışıyorlardı amk. Sanki ben yokmuşum gibi davranıyorlardı. Ama bir olaya sevinmiştim. Bayıldığımda veya uyuduğumda kendi yatağımda uyanmıyordum artık. Buna sevindim ama yavaş yavaş ayıldığımda görev aklıma geldi. içimi tekrar bir korku kapladı ama bu sefer bayılmadım. (Bayılma kotamı doldurdum amk her 2 entyde bir bayılıyorum baydı artık) Kalktım kapının ucunda bir kız beni izliyordu. Ama saklanarak izliyordu anlamadım nedenini. Kalktığım anda hemen yanıma koştular "Ne oldu lan" "nasılsın iyi misin" Seyfi zaten troll "Çok çektin dimi lan pezo" birden kendime şu soruyu sordum "neden ben bu malla arkadaşım amk."Aslında birçok nedeni vardı ama neyse işte geçti gitti. Telaş yapmasınlar diye "Kahvaltı yapmadım herhalde o yüzden" dedim ve Berkecan hemen "Buraya kahvaltı hazırlayıp getirin. Ne varsa dolapta koyun önüne" dedi. 2 hizmetçi koşar adımlarla çıktılar. Adam sanki padişah amk.

    Kapıya doğru yeniden baktım bir kız hala oradan izliyor. Sadece gözlerini görebiliyorum. Masmavi gözleri vardı. Dedim Berkecanın kulağına eğilerek "Kapıdaki kim? Uyandığımdan beri beni izliyor" diye söyledim gizlice. O da avazı çıktığı kadar bağırarak "Benim kızkardeşim kapıdaki kanka" dedi ve kız kaçtı oradan. (Adının berkecan olduğuna bakmayın kendisi tam bir sığır) "Senin ben amk ne korkutuyorsun kızı?" dedim. O da "Boşver yav zaten sen bayıldığından beridir odada duruyordu hizmetçiler hiçbirşey yapmadı seni o tedavi etti neredeyse" dedi. "E amk o zaman teşekkür edeydim kaçırmasaydın edecektim" dedim o da "O zaman git odasına teşekkürünü et" dedi. Nasıl midesizdi la bu. Benim kız kardeşim olacak ve odasına git diyecem. Ben çağırırım onu buraya. Odasına doğru yola koyuldum.
    ···
    1. 1.
      +2
      gibmeden öldürürsen ben senin amk
      ···
    2. 2.
      +1
      gibmeden öldürürsen ben senin amk
      ···
  16. 16.
    +28 -3
    Gerçek Dünya Sonu:

    Tabiki kararım belliydi. Başından beri neden düşünmüştüm ki?

    "Tamam Deniz'i kurtaracağım"(hikayede full kız yazmışım ad vermemişim amk) dedim. Zaten ev ahalisi seviniyor. Sevinçten havalara uçtular. Neyse hemen hazırladım bavulu ve anneme olanları anlattım annem ağlamaklı bir biçimde beni uğurladı. Kardeşim "Eğer kızı kurtaramazsan bir daha gözüme gözükme" dedi. Bende "tamam" diyebildim sadece. Aslında korkuyordum herşey bana bağlıydı. Gittim özel bir jete bindik ve gittik. Kız ameliyatta bende onu izliyorum. onunla gelecek hakkında konuşuyordum. O da zaten yalnızca gülümseyebiliyordu. Ağlamamak için kendimi zor tutuyorum. Hala geleceğimizden evimizden, arabamızdan, çocuklarımızdan bahsediyordum. Ameliyat 8 saat sürdü. Sonunda yoğun bakıma aldılar ve "Geçmiş olsun hastamızın durumu iyiye gidiyor" dediler. Tabi biz nasıl mutlu olduk. Babası "Dile benden ne dilersen" diyordu. Ben ise "Kızınızı seviyorum onunla evlenmek istiyorum" dedim. Dediğim anda insanlar birden yokoldu. Kendi kendime "hayır hayır" dedim. Ve birden karşımda belirdi karanlık dünyadaki sevgilim. "Bana ihanet ettin" dedi. Ve beni aldı kafese attı.

    Orada her gün yanıma gelip yemek veriyordu ama yemek neredeyse hiç yemiyor, çok nadir su içiyordum. Kısacası kendime acı çektiriyordum. Onu özlüyordum. 300 yıl kadar kafeste kaldım. Görünüşüm değişmedi ama ruhum çok değişti. Sonunda sevgilim geldi ve "Neden onu seçtin" diye sordu. Benim de cevabım "Çünkü onu çok sevdim, o saflığını, o güzel bakışlarını... " lafımı bitirmeden kafesten çıkardı ve ağlamaklı bir ses tonuyla "Git bir daha yüzünü bile görmek istemiyorum" dedi ve geri gönderdi beni. Denizin babası "Tabiki damadım neden olmasın senin sayende kurtuldu zaten o da seni seviyordu" dedi. Ben sorduğum soruyu dahi unutmuştum. Tek görmek istediğim kişi Deniz'di. Baktım yoğun bakımda gözlerini açıyor direk yanına gittim ve ona "Seni çok seviyorum hemde deliler gibi" dedim.

    iyileştikten sonra düğünümüz yapıldı. Kayınpeder hiçbir masraftan kaçınmamış. (e bir zahmet kasadakileri biliyoruz zaten) Şirketin başına beni ve Berkecan'ı geçirecekti ama işi öğrenmem lazımdı. Saolsun Berkecan çok yardım ediyordu. Sonunda işlere alışmıştım. 2 çocuğumuz olmuştu. Artık hem zengin hem evli hem de mutluydum. Bazen kızım bana yaratıklar gördüğünü söylüyordu. Ben ise onlardan korkmamasını ona zarar vermeyeceklerini söyledim.

    SON
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Bidaki hikayen gercekci olsun panpa
      ···
    2. 2.
      0
      Ebeni gibeyim bu nasıl final Mına soktuğum puştu
      ···
    3. 3.
      0
      Bu nasıl final amk
      ···
    4. 4.
      0
      Helal goca yürkli krds ajajja
      ···
    5. diğerleri 2
  17. 17.
    +18
    Odasının yerini biliyorum zaten (Hatırlayın tek tek saymıştım odaları) ama yine de bu salak yanlış anlar diye hizmetçilere sordum. Odası 3. kattaydı. Çıktım 3. kata kapıyı çaldım ve "girebilirsiniz" diye bir ses geldi. Berkecanın odasına kapıyı çalınca da ne tepki vereceğini merak ediyordum. Girebilirsiniz kız çok nazikti amk. Öldürme isteğimi aşağılara çekiyordu. Gittim yanına ve donakaldım. Kız çok güzeldi. Saçları güneş gibi sarı (Boya olmadığından emindim) gözleri masmaviydi. ilk görüşte aşk derler ya işte ondan yaşıyordum şu anda. Geceliğiyle duruyordu. Muhtemelen bana yardım etmekten yardım etmekten geceliğini değiştirmemişt... Bir dakika!! Gecelik mi!!! Hemen gözlerimi kapadım arkama döndüm ve "Özür dilerim geceliğinle olduğunu bilmiyordum" dedim. O ise "sorun değil benim suçum seni ben içeri aldım 2 dakika dışarı çıkabilir misiniz" dedi. Bende "Taaammm" demekle yetindim. Kesin kızda çapkın izlenimi bıraktım amk. "Öldüreceğin kızda izlenim çok önemli ya amk" dedi içimdeki ses bana. içim zaten muhalefet sahası gibi oldu amk. Her yaptığım hamleye daşşak geçiyor. Neyse o anda aklımı gibeyim dedim keşke kızı gecelikle gördüğümde gibe gibe öld... Ne diyorum lan ben. Cidden kafayı yemiş bir durumdayım. "Girebilirsin" diye bir ses duydum ve içeri girdim.

    Kız üstünü giyinmiş ve bana "Şu masanın sandalyesine otur ayakta kalma" dedi. Geçtim oturdum. Kıza "Teşekkür ederim çok yardımınız dokundu bana" dedim ve kız bildiğin kıpkırmızı oldu. "Ö.. ö.. önemli de.. değil" diyebildi. Gerçekten çok hoşlanmıştım kızdan. Bayağı bir safa benziyordu. Aklıma o anda fikir gelmişti. Bu kızı kendime ayarlayacaktım. Sonra öldürecektim.
    ···
    1. 1.
      0
      Seni küçük pgibopat seni
      ···
  18. 18.
    +15
    Daha sonra kıza tekrar teşekkür ederek berkecanın odasına geçtim. O günü öyle bitirdik. Kıza kanım ısınmıştı. Kızın okulunu falan öğrenmiştim. Ben de kız okuldan çıkana kadar onu bekliyor, okuldan çıktıktan sonra "aa ne tesadüf sen burada mı okuyorsun" dedim. O da "Evet sen neden buradasın?" diye sordu. Bende "işten çıktım eve gidiyordum" diye yalan sıkmıştım "istersen seni gezdireyim biraz" dedim. O da hemen kabul etti. Yeminle saf bu kız yaaa. Günler günleri aylar ayları kovaladı. 6 ay olmuştu bile. Ben görevi unuttum tamamiyle. Kıza çıkma teklifi edeceğim. O da kabul ederse dünyalar benimdi artık. Güzel bir restorant ayarladım. Ve takım elbisemi giyindim. Yüzüğü aldım. (artık 5 parasızım bu arada bu kadar faturaya kendime ev alırdım amk) Kız geldi oturmuş bekliyor. Sonunda kıza açıldım ve "Benimle çıkar mısın?" dedim Kızın da sevinci yüzünden okunuyordu. Direk "Tabiki bir bine ben bu teklifi 6 aydır bekliyordum" dediği an kalbim birden sıkışmış gibi oldu. Oldu değil sanki biri tutuyor kalbimi. Sıksa öleceğim. Hemen kızdan müsade isteyip tuvalete gittim. Tuvalette karşımda karanlık dünyadaki sevgilim (ne çabuk kabullendim sevgilim olduğuna amk) belirdi. "Bu ne demek oluyor" dedi. Eli içimdeydi ve kalbimi tutuyordu.
    ···
  19. 19.
    +15
    efsane olacak bu rez alayım
    ···
    1. 1.
      +3
      Kanka Hikayeyle bir alakası yok ama insanlık diye birşey zaten çok önceden yok oldu :D hatta aslında hiç var olmadı ama neyse hala okuyonuz mu mk
      ···
      1. 1.
        +2
        katılıyorum panpa
        ···
      2. 2.
        +2
        eywallah bro
        ···
    2. 2.
      +3
      ulan istanbul'da normal şartlarda da insanlık yok ki
      ···
    3. 3.
      0
      Adam haklı +1
      ···
    4. 4.
      0
      Rez okurm
      ···
    5. diğerleri 2
  20. 20.
    +15 -1
    Beyler sondan 1. entry bu bundan sonra ayrı 2 ayrı son yapacağım ve size strawpool (oylama sitesi) ile sonunu siz belirleyeceksiniz

    4 ay kızla beraber çıkmıştık. Ama hem öldürmek istiyor hem de istemiyordum. Son 2 ayım kalmıştı kızı öldürmek için. Kararımı vermeliydim. Kız birden hastalandı. Ateşi çok yüksekti ve sürekli benim adımı sayıklıyordu "Yanımda kal gitme" diye ağlıyordu. Muhtemelen ateşten halisilasyon görüyordu. Milyonda bir görülen hastalığı varmış kızın. Eğer çok mutlu olursa vücut sıcaklığı aşırı oranda artıyormuş. Çok saçma bir hastalıktı. Aslında birbirimize çok benziyorduk. Ben eğlenince karanlık geliyordu (Karanlık dünyada) o mutlu olunca da ölüme yakın hasta oluyordu. Amelyat olabilirdi ama kızın uyanık olması lazımmış ameliyat olması için ve en sevdiği adamın yanında olması onu mutlu etmesi lazımmış. Yani onun beynini açacaklar ameliyat edecekler kız uyanık olacak ve onu mutlu edeceğim öyle mi? Elimde 2 seçenek kalmıştı. Ya kızı öldürecektim ya da kızı kurtaracaktım.

    Edit:Evet beyler son entrylere hazır olun aslında daha detaylara girecektim ama çok fazla hızlı bitir son hemen gelsin şeklinde mesajlar aldım onun için sonu hızlı hazırladım eğer beğenmediyseniz belli edin başka hikeyelerde (trende bir daha çıkabilirse :P) ona göre yazayım.
    ···
    1. 1.
      0
      Biraz daha uzatsaydin panpa sariyordu amk
      ···