Aylardan ekim kalktı yine öhöhm
Neyse konuya girelim bu başlıkta ciks, korku,hacker karışık her türe hitaben olan şeyler olucak devamı için uplayıp rez alın yeterli. Daha fazla yazmamı isterseniz de 1 kişi de olsa şuku atsın devam ederim başlıyorum.

Gözlerimi açtığımda bir hastane yatağında yatıyordum. Solumda Büyük memeli Sarışın ama yüzü çok iyi olmayan bir hemşire, sağımda ise yüzü çok iyi olan normal fizikli bir hemşire vardı.Önümde ise klagib kel bir doktor.
D=doktor B=ben
D:Bugün nasılsın bakalım sonunda açtın gözünü.
B:Anlayamadım ne kadar zamandır buradayım ben?
D:yaklaşık iki yıldır komadasın evlat kız arkadaşın olmasaydı seni bu hastanede bile unutabilirdik.
B:iyi de benim bir kız arkadaşım yok ki!

Şaşırmıştım.2 yıl komada kalmak demek tüm hayatımın mahvolması demekti.

Hemen Steam üzerinden Gaben sayesinde cebe indirdiğim paralarla Mefe'ye üst düzey bir bilgisayar sipariş ettim. Yarım saat içinde geldi.2019 yılında Drone ile kargo yapılıyormuş. Neyse gerekli programları kurduk falan Buse de bize kahve servisi yapıyo arada fikir falan veriyo. M=Mefe B=Buse E=Ben

M:Knk gel bi çılgınlık yapalım seninle Google şirketini çökertelim
E:Olm saçmalama adamları kaç bin tane koruyucu bilgisayarları vardır anında ebemiz gibilir.
B:Hadi ya lütfen

Yine bir kızı kıramamıştım. iyice önlemleri aldık ve benim hastaneden çıktıktan sonra edindiğim çok hızlı kodlama yeteneği ile 15 saniye içinde Google şirketini hacklemeyi başarmıştık.Ben çalışanları oyalarken Mefe bir not bıraktı "Vejeteryan Kasap is Coming!"Hızlıca sistemden çıktık ve yakalanmamak için bilgisayarları ateşe verdik.iyi ki binada artık kimse oturmuyormuş çünkü artık geriye bir bina bile kalmamıştı.

Sen ne diyon amk

:(

Hemen Google şirketinden indirdiğimiz milyar dolarları çekecektik ki biz para almayı unutmuştuk Google'dan. Neyse zaten hesapta milyon dolarlar vardı.En azından sesimizi duyurmuştuk. Yoldan geçerken gördüğüm mahalle bakkalındaki televizyonda yine bizim hakkımızda haber yapılmıştı. Hemen bir emlakçıya girip Pendik'ten bir villa aldık. içi gerçekten çok büyüktü. Manzarası da ayrı bir efsaneydi. Hemen yine 3 tane üst düzey bilgisayar sipariş edip beklemeye koyulmuştuk.Bu sefer Buse için de bir bilgisayar almıştık.Çok sıkılıyordu biraz oyun oynasın istedik. Bilgisayarlar geldikten sonra tekrar önlemleri alıp girdik Google altyapısına bu sefer çok kolay girmiştik bir tuhaflık vardı. içeriden 1 milyar dolar çekip hemen altyapıdan çıkmıştık. Mefe yine "Vejeteryan Kasap is Coming" notunu bırakmıştı.Biz mutluyduk hemen internet üzerinden çok lüks spor otomobiller sipariş ettik.Tam kutlama için yeni siparişler verecekken Buse çığlık ata ata yanımıza geldi."Bu bilgisayara birşeyler oluyor." dedi.

Devam
Hiç düşünmediğim bir manzarayla karşılaştım. Bizim Mefe bana bakıyordu. Fakat Buse neredeydi? Mefeye yaklaştıkça görüntüsü değişmeye başlıyordu.Bu Mefe değildi! Onun kılığına girmiş bir insandışı varlıktı o!Selen alt kattan bağırıyordu."Emirhan yardım ett Buse bana saldırmaya başladı."O bunu söyledikten sonra sabah ezanı okundu.-Selen'in cep telefonundaki uygulamadan-Birden bire o varlıklar etrafımızdan uzaklaştı.Alt kata indim ve Selen'i kontrol ettim iyi gibi görünüyordu."Hemen buradan gidiyoruz!!"dedim ve arabaya atlayarak basmaya başladık.

Hastanede gördüğüm iki hemşire de kapıdaydı.ama ikisi deayrı bir güzelleşmişti sarışın olmayan bildiğimiz "arielle faye"'e benziyordu. (bkz: top 40 ferrestar capsli) burda 60.sırada var Arielle Faye. Neyse o Arielle Faye'e benzeyenin ismi Arielle olsun.
Arielle:Buradan yaralı ihbarı aldık ama gördüğüm kadarıyla bir sorun yok gibi
Ben:Hayır yok teşekkürler kolay gelsin.

Onları geri yolladıktan sonra koltuğa oturdum ve Eren'e olan biteni anlattım. Eren iyi bir arkadaştı ondan sır çıkmazdı. Eren söylediklerimi duyunca çok şaşırdı ve bana kızgın bir bakış attı."Neden yaptınız abi siz manyak mısınız?" diye ekledi. Sonuna kadar haklıydı ama kazancımızı söyleyince şoka girip birden suratını düzeltti, yakasını ilikledi ve "Kaç milyar dolar?" diye ekledi. Eren"Buradan hemen gitmeliyiz beni burada gördüler" diye ekledi. Bende tam "Ne?" derken evin kapısı birden bire kırıldı ve içeride ateş sesleri duymaya başladık.iyi ki üst kattaymışız yoksa direk ölürdük. Herkese dönüp "Hemen buradan kaçmazsak alt katta olmayı dileyeceğiz" diye ekledim.

Geldim beyler başlıyorum.
Hızlıca koşarak evin üst katından aşağı atladık.-Bilgisayarları da yanımıza aldık-Koşarken yolda Tesla'nın en yeni SUV arabası ile karşılaştık. Tesla tamamen elektrikli olduğu için ve bende çok üst düzey kodlama dili bildiğim için koşarken arabanın kilidini kırmayı başarmıştım. Direksiyona Mefe geçti ve sürmeye başladı. Tesla 5 saniyede 100'ü geçecek kadar hızlı bir elektrikli otomobildi ve Dünya'nın en hızlı SUV arabasıydı.O yüzden iyi bir şöför olan Mefe'ye vermiştim. Onun şöförlüğüne güveniyordum çünkü. Mefe çok hızlı ve güzel kullanıyordu.Bu da bizim için bir avantajdı. Mefe arabayı sürerken bende bir yandan polis telsizlerini ve radarlarını hackledim.

Devam ediyom
Ülke sınırından kaçak yollarla biz çıkmıştık. Mefe ile görüşmemiz artık tamamen imkansızdı. Bulgaristan'daydık. Kırcaali taraflarında yol alıyorduk. Satılık bir villa bulduk. Orada henüz tam tanınmadığımız için hızlıca satın almayı başardık. Selen'le konuşmaya başladık:
S=Selen B=ben
S:Eski günler aklıma geldi şimdi hani o lise sınavı sonrasındaki günde yaşadıklarımız.
B:Ahahahah aynen ne maceraydı ama.
S:Sahi sen nasıl bu evi bu kadar ucuza aldın?
B:Bilmem burada vergiler çok az ya ondan herhalde.
S:Garip
Derken üst kattan sesler geldi. Elektirkler gitmişti. Tırsmıştım biraz. Selen sen burada kal dedim ve üst kata tırmanmaya başladım. Birdenbire çığlık sesi duydum. Sesin geldiği odanın kapısını açtım ve...

Ne olduğunu tam kestirememiştim. Steam hesabım hala duruyordu tam CS:GO oynamaya başlayacaktım ki içime nereden geldiyse oyun kodlama isteği doğdu. Hemen en basit oyun motoru olan Unity 3D'nin beleş versiyonunu kurdum. Başladım kodlamaya.Çok garip bir şekilde belki de yıllarca sürebilecek bir kodlamayı sadece 30 dakikada yapmıştım. inanamıyordum.Hemen yeni oyunumu steama ekledim. Greenlight kısmından başarıyla geçti.Ama oyun 80GB civarı olduğu için kimse satın almıyordu. Bende sebepsizce Steam serverlerine sızdım ve oyunu herkese dağıttım.Ama kendime yeni bir kullanıcı adı bulmalıydım. Evet buldum yeni kullanıcı adım "Vejeteryan Kasap" olacaktı.

Devam beyler.
Eve gittim bilgisayarımdan harddiski açtım ve o günün kayıtlarına bakmaya başladım.ilk zamanlarda her şey normal gözüküyordu. Sonrasında saat tam 12:57'de -sabah- birden bire kamerada büyük bir ışık belirdi ne olduğunu anlamadım. Buse ile benim eve gitmiştik. Yavaş Yavaş hatırlıyordum. Buse'yi yavaşca öpmeye başlayıp bir güzel becermiştim ardından beraber duşa giriyorduk.(bu esnada güvenlik kamerasında görüneni anlatmıyom aq sadece Buse'nin bize girdiği kısmı güvenlik kamerasında)Ardından tekrar o beyaz ışık belirdi ve evin banyo kapısının olduğu duvar üstüme düşmüştü. Buse beni sürükleyerek evden çıkardı.

Hastaneden çıkmak istedim. Doktor bana o günden kalma çantamın hala saklandığını ve alıp gerekli evrakları doldurduktan sonra gidebileceğimi söyledi. Gerekli işlemleri yapıp gittim.Çantamdan anahtarımı çıkardım ve yavaşca evime girdim. Eskiden ailemle yaşıyordum.Ev darmadağındı. Kapının biri yere düşmüş,Her yer parçalar içinde kalmıştı.Evi tozdan pislik zütürüyordu resmen.

istek biraz olsun var devam ediyorum. Koşarak kendi odama gittim ve bilgisayarımı açtım.O gün neler olduğunu hatırlamıyordum veya nasıl hastaneye düştüğümü. Bizim evimiz zemin katta olduğu için tüm mahallenin güvenlik kameraları evi görebiliyordu.En son hatırladığım tarihin yani hastaneye düşmeme sebep olan kazanın yaşandığı tarihe dair bir şey bulamadım. Hemen karşı bakkal Orhan Abi'nin yanına gittim b=ben O=Orhan Abi

O:ooo hoşgeldin Emirhan seni görmeyeli uzun zaman oldu. Nasılsın yeğenim
B:iyiyim abi saolasın da senden bir şey rica edecektim.
O:Sen iste evin anahtarını bile veririm sana koçum benim.
B:Abi senin 2 yıl önceki güvenlik kamerası kayıtların duruyo mu ya lazım da
O:Oooo duruyo duruyo ehehhe gel vereyim sana o yılın kayıtlı olduğu harddiski evinde bak sen
B:eyw abi

Buse'nin bilgisayarına baktığımda ilginç bir şeyle karşılaşmıştık. Doğru ya Buse'nin bilgisayarını korumayı unutmuştuk ve Buse bizim kullanığımız internet altyapısına bağlıydı. Evimizin adresini bulmuş olmalılardı. Hemen Mefe cebinden çıkartığı çakmağı kolonyayla beraber yere attı ve evi terkettik.Bu gidişle tüm şehir yanacaktı. Yolda giderken polisler önümüzü çevirdi. Bize bir fotoğraf uzattı ve "Vejeteryan kasap bu olabilir onu bulursanız arayın"dedi. Fotoğraftaki yüz bana çok tanıdık geliyordu. Koşarak yola devam ettik ve kimsenin bulamadığı yerde ormanın ortasında ufak bir villa tuttuk. Yine aynı şeyleri yaptık, bilgisayarları aldık ve bu sefer her şeyden emindik. Yakalanmamız mümkün değildi. Birden kapı çaldı açtığımda ise bir de kimi göreyim...

Eren bizi mezarlığa zütürmüştü. Babamın mezarına.O günden sonra...

Kel doktor benı uyusturup sıktı.

SON

Hemen alt geçitten kaçtık. Burası çok uzun bir yerdi. Acaba Mefe burayı nereden bulmuştu diye düşünürken Yunanista'a denizaltından bir geçit ile gittik.En azından biz öyle zannediyorduk. Yunanistan yerine Almanya'ya geldik. Nasıl olduğunu bizde bilmiyorduk. Selen ve ben lambonun içinde ortalama 150 km/h ile giderken arkadan Mefe -ve Buse- Beyaz Honda'sı ile bizi solladı ve ona yetişmeye çalışıyorduk.-araç ortalama 1600 hp- Almanya'da Mefe'nin arkadaşlarıyla buluştuk.O an aklımdan bişey geçti ve duraksadım.O şey bizim bilgisayarlardı. Onları Türkiye'de unutmuştuk.O sırada Mefe beni aradı."Lan bilgisayarları almadık"dedi."Aynen lan taku yedik"dedim ve bana"Şaka yaptım şaka ben onları arabanın bagajına attım."dedi. O an ani bir fren sesi geldi...

Devam ediyoz
Polisler artık peşimizi bırakmak zorunda kalmıştı. Mefe yine uzmanlık alanıyla bizi şaşırtmıştı. Derken biz bir şeye çarpmak üzereyken Tesla'nın otomatik fren sistemi bizi birine çarpmaktan kurtarmıştı.Bu sima bana tanıdık geliyordu. Yavaşca benim olduğum Cama doğru eğildi ve "Emirhan!" dedi. Sesinden hatırlamıştım.Bu Selen'di.Bir zamanlar en iyi dostum olan. Kısa bir merhabalaşmadan sonra onu da arabaya aldık.Biz yine son hızda giderken Selen:
-Vejeteryan Kasap, yaratıcıymış dedi.
-Nereden biliyorsun bizim o olduğumuzu
-Haberlere baksan görürdün salak tüm Dünya tanıyor artık sizi.
Beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Aslında bakarsanız bir nevi öyle olmuştu çünkü birden bir silah sesi duyuldu ve Eren beynine bir kurşun yedi. Selen ve Buse şoka girmişti. Bende şoktaydım aslında bakarsanız. Hemen en yakın benzinliğe girdik ve Eren'i dışarıya attık. Mefe "Durun" dedi.

Up up up bakın 4 saattir aralıksız yazıyorum tek verdiğim mola 15 dk sürdü.Bi şukulayın be

Artık bir şeyler yapmamız gerekti. Sanırım Çaresizce Mefe ile beraber orada beklemek zorundaydık. Eski anılar hakkında konuştuk. Aldatma olaylarını aramızda çözdük vs.Birden bire kapımız açıldı. Neye uğradığımızı şaşırdık. Mefe'yi de alıp koşa koşa dışarıya çıktım. Kaldığımız hapishane odasında büyük bir kapı vardı. Açmakta zorlandık fakat açmayı başardık. Dışarı çıkar çıkmaz Eren bizi kapıda bekliyordu.Şoktaydık.Bu nasıl olmuştu? Eren ölmemiş miydi? Aklımızda deli sorular vardı. Fakat Eren bizi kurtarmıştı. Koşarak Eren'in eski model impala'sına bindik. Araba güzeldi. Erene sordum: b=BEN E=EREN
B:Nasıl ölmedin sen? Kafana kurşun yememış miydin?
E:Ölmediğimi kim söyledi?
Mefe ile beraber bakakalmıştık. Eren dalga geçitğini ve korkmamamız gerektiğini söyledi. Meğersem vurulduğu silah bayıltıcı mermi içeriyormuş. Polislerin öldürmesi yasak olduğu için şöför olan Mefe'yi burmaya çalışmışlar ama başaramamışlar. Eren'i de sorguya çektiklerinde Eren beni kaçırdılar demiş bu sayede kurtulup yanımıza gelmiş. Eren'e güvenebileceğimizi hikayenin başında da söyleymiştim. Güvenimizi boşa çıkarmamıştı Eren.Şimdi nereye diye sorduğumda Eren şu yanıtı verdi:Baban bizi yanında bekliyor...