Aradan 9 ay geçmişti. Selen hamileydi. Evet maalesef bu taku yemiştim. Mefe bana gülüp hayırlı olsun züürt çocu diye dalga geçiyordu. Daha sonra yanıma eğilip"Senin ağzını yüzünü gibiyim kışın çocuk mu olur"diye taşşak geçti. Kendisi her şeyi hesaplamış."Haziran, temmuz gibi yani aralık ayında işlemlere başlıyacağım."dedi ve bana gülümsedi.Bir kaç gün sonra ekiple kahvaltıya çıkacaktık. Buse hâlâ uyanmamıştı.-neden buse dedim çünkü mefe öküzü leş gibi uyuyup uyanmak bilmiyo-Bu işte bi gariplik sezdik. Telefonları açmıyorlardı.Son çare olarak mefenin garajına ufak bi taş fırlattım...

Hemen Mefe'nin arabasının alarmı öttü.-Ne taktan arabaymış amk Şahin gibi-Mefe"Ananı gibdim huur çocuu!"diyerek aşağı indi. Daha sonra geçin eve diye ekledi."Selen sen Buse'yi uyandır."dedi. Mefe sonra hazırlandı. Mefe ve Buse olan bitenden habersiz yatıyordu. Yukarı çıktığımızda Selen'de uyuya kalmıştı. Mefe'ye ne oldu diye sorduğumda "Geçen konuştuklarımızı hatırlıyor musun?"sorusuyla karşılaştım."Evet"dedim. Mefe bana ehheh dedi. Aradan 9 ay geçmişti. Birden küçük oğlum Berk ağladı.Biz mefeyle markete giderken başımıza tuhaf bir olay geldi.

ara veriyorum okuyan olursa yazsın yoksa yarın devam edicem

Geldim beyler başlıyorum.
Hızlıca koşarak evin üst katından aşağı atladık.-Bilgisayarları da yanımıza aldık-Koşarken yolda Tesla'nın en yeni SUV arabası ile karşılaştık. Tesla tamamen elektrikli olduğu için ve bende çok üst düzey kodlama dili bildiğim için koşarken arabanın kilidini kırmayı başarmıştım. Direksiyona Mefe geçti ve sürmeye başladı. Tesla 5 saniyede 100'ü geçecek kadar hızlı bir elektrikli otomobildi ve Dünya'nın en hızlı SUV arabasıydı.O yüzden iyi bir şöför olan Mefe'ye vermiştim. Onun şöförlüğüne güveniyordum çünkü. Mefe çok hızlı ve güzel kullanıyordu.Bu da bizim için bir avantajdı. Mefe arabayı sürerken bende bir yandan polis telsizlerini ve radarlarını hackledim.

Artık bir hapishanede parmaklıklar arasındaydık. Hapishane teknoloji ile korunuyordu.Bir şekilde çıkmamız gerekiyordu.Ne kadae ceza yediğimizi de bilmiyorduk.

Hastaneden çıkmak istedim. Doktor bana o günden kalma çantamın hala saklandığını ve alıp gerekli evrakları doldurduktan sonra gidebileceğimi söyledi. Gerekli işlemleri yapıp gittim.Çantamdan anahtarımı çıkardım ve yavaşca evime girdim. Eskiden ailemle yaşıyordum.Ev darmadağındı. Kapının biri yere düşmüş,Her yer parçalar içinde kalmıştı.Evi tozdan pislik zütürüyordu resmen.

istek biraz olsun var devam ediyorum. Koşarak kendi odama gittim ve bilgisayarımı açtım.O gün neler olduğunu hatırlamıyordum veya nasıl hastaneye düştüğümü. Bizim evimiz zemin katta olduğu için tüm mahallenin güvenlik kameraları evi görebiliyordu.En son hatırladığım tarihin yani hastaneye düşmeme sebep olan kazanın yaşandığı tarihe dair bir şey bulamadım. Hemen karşı bakkal Orhan Abi'nin yanına gittim b=ben O=Orhan Abi

O:ooo hoşgeldin Emirhan seni görmeyeli uzun zaman oldu. Nasılsın yeğenim
B:iyiyim abi saolasın da senden bir şey rica edecektim.
O:Sen iste evin anahtarını bile veririm sana koçum benim.
B:Abi senin 2 yıl önceki güvenlik kamerası kayıtların duruyo mu ya lazım da
O:Oooo duruyo duruyo ehehhe gel vereyim sana o yılın kayıtlı olduğu harddiski evinde bak sen
B:eyw abi

Bak tam şuan inandım inandım geldimi

aralıksız devam ediyorum beyler artık okuyan varsa şuku atıp #rez alsın yeterli

Hadi lan devam et

Eski arkadaşım Eren gelmişti. Tabii ya polisin elindeki resim Eren'in fotoğrafıydı. Nasıl aklıma gelmemişti. Eren'i hemen içeriye aldım ve konuşmaya başladık.
Eren:Emirhan yardım etmeniz lazım, polisler peşimde ben sadece pornhub sitesine girmiştim bu kadar büyük bir suç olamaz ki bu nolur kurtarın beni. Eren de mavi gözlü, sarışın,yakışıklı bir çocuktu. Buse Eren'i, Eren de Buse'yi görünce afallamıştı.Çünkü ikisi de birbirinden güzeldi. -eren yakışıklı anlamında aq ipne değilim-Bir süre birbirlerine baktılar ve "işe koyulmamız lazım çocuklar"dedim. Kapı tekrar çaldı dışarıdan siren sesleri geliyordu. Kapıyı açıp baktığımda beklemediğim bir şeyle karşılaştım...

Up up uuuuğp

Gidip YouTube Türkiye ne taktan hallere düşmüş diye bakacakken artık haber kanallarının YouTube üzerinden canlı yayın yapmaya başladığını gördüm. Hemen bir tanesine girdim ve Alt başlıkta şu yazıyordu:"Vejeteryan Kasap Dehşet saçıyor"Başka bir haber kanalına girdim ve "Kim bu Vejeteryan Kasap?" haberini gördüm.Şoktaydım çünkü daha önce bu kadar popüler olduğumu hatırlamıyordum.En son haberlere çıktığımda mahalledeki amca kaybolmuştu bende arkada salıncakta sallanırken düşmüştüm amk. Neyse tam yeni bir şey yapacaktım ki arkamdan bir ses duydum.

up up up

Polonya'da Abdullah Abi Mefe'nin arkadaşıydı.Bir süre onun evinde kalacaktık. Kartımızda kalan son parayla yeni bilgisayar aldık.Ama 2 kişi yeni hack planı için fazla yetersizdi. Daha büyük gruplarla çalışmalıydık. Buldum! Anonymus ile çalışacaktık.Ama nasıl yapacaktık ki bunu?O arada Mefe'nin aklına bir fikir geldi. Neden onları da hacklemiyoruz ve bize katılmalarını istemiyoruz?Bu mantıklı bir fikirdi sonraki gün başlayacaktık.O sırada Üst kata odama çıktım.

Abi rezz alıcaktım ama

Rezzers

Anonymus'un tasarlamiş olduğu bir konuşma programında(skype gibi bişey)konuşarak planı gerçekleştirmeye başladık. Herkes 1 veya 2 sistemi devre dışı bırakacaktık. Kuzey Kore bize bu iş için 2 milyar dolar teklif etmişti.Bu para bize yeterdi. işleme başladık. Sisteme sızmayı başarmıştık. Birbirimizi tebrik edip paralarımızı aldık ve yolları ayırdık. Paraları gömüp, polise teslim olduk.Bu sayede Buse ve Selen zengin bir hayat yaşayanileceklerdi. Onların hayatı için kendi hayatımızı riske atmamız gerektiğini biliyorduk. Polise teslim olduk.

Bu ceset de üstüme kalmıştı. Acilen bu ülkeden de kaçıp gitmemiz gerekiyordu. Türkiye en ufak umrumda değildi oraya dönersem direk indirirlerdi bizi. internet altyapısı iyi olan bir ülkeye gitmeliydik. Bulmuştuk Polonya'ya gidiyorduk.

Hannanı sijim