Ulan bize eskiden ilkokulda anayasanın ilk üç maddesini yazdırıp, öğretip, okuturlardı. Biz daha 8,9 yaşlarında bu ülkenin anayasasının en önemli maddelerinin şunlar olduğunu bilirdik;

madde 1. Türkiye devleti bir cumhuriyettir.

madde 2. Türkiye cumhuriyeti, toplumun huzuru, Milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, Laik ve sosyal bir hukuk devletidir.

madde 3. Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı istiklal Marşı'dır. başkenti Ankara'dır.

Bu maddelerinde 4. madde sayesinde asla değişmeyeceğini de çok iyi bilirdik. Şimdi çıkmışlar bu benimsediğimiz ilk üç maddeyi değiştirmeye çalışıyorlar. Türkiyeyi cumhuriyetle değil, şeriatla yönetmek istiyorlar. Ülkeyi, Milleti laiklikten, demokrasiden, ATATÜRK'TEN, uzaklaştırmaya, soyutlaştırmaya çalışıyorlar. Andımızı kaldırdılar, peki ya istiklal Marşını neden kaldırmasınlar? "Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür." cümlesi geçiyor üçüncü maddede. Bölecekler. Bütünü bozacaklar.

Kısacası, ülkeyi bitirecekler.

Şimdi yeni neslin müfredatı da değişecekmiş. Atatürk konusunun ilk dört yıla ayrılacağını, her yıl farklı bir özelliğinin işleneceğinden bahsediyorlar. Mesela küçük bir örnek: Çoğumuzun inandığı Darwin'in "Evrim Teorisi" konusu işlenmeyecekmiş. O konu yerine sıradan bir bezelyeyle dua okunarak büyütülen bezelye arasındaki fark işlenecekmiş.

Halkın bir kısmı zaten yozlaşmış, daha fazla yozlaşacak. Farkına varın! Türkiye 1517'den önceki Avrupaya dönüyor. Öngörüyorum, Skolastik düşünce başlayacak.(Ki bazı yerlerde uzun süredir var.) Ülke elden gidiyor. ilerideki nesillerin "Atatürk" deyince akıllarında neyin canlanacağını tahmin edemiyorum. Umarım benim aklımda canlandığı gibi Lider, Öngörülü, Başkumandan, ADAM gibi kelimeler canlanır.

Lisede ezberletirlerdi Gençliğe Hitabeyi. Hala aklımdadır hiç unutmam. Ne diyordu Atam gençliğe hitabede:

Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. istikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. istiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! işte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

Tıpkı son cümledeki gibi. "Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur! Uyan çocuk! Uyan genç! Uyan yetişkin! Ülken elden gidiyor. Uyan!

Not: Yanlış bir kelime, cümle yada ek kullandıysam affola.