beyler bu hikayede geçecek olan olaylar gerçektir hatta ileride olaylarla ilgili birkaç sırrı da açıklayabilirim(söz vermiyorum ama) neyse başlayalım
sabah yine perdeyi yırtarcasına geçerek göz kapaklarımı rahatsız eden güneşle uyandım ama bir sorun var gibiydi neden güneş odama bir bütün halinde değil de parça parça geliyordu odamdaki cam mı kirlenmişti acaba zaten annem de uzun zamandır temizlik yapmıyor yoksa bahçedeki ağaçlar mı büyümüştü açıkçası onlarla uzun zamandır ilgilenmiyorum sanırım bu olamazdı neyse aklımdaki bu düşüncelere her sabah olduğu gibi yine bir son verip kalktım ve elimi yüzümü yıkadım aynada kendime baktım biraz kilo almıştım bir kısmını boyattığım saçlarımdaki boyalar git gide azalıyordu aslında saçlarımı pek boyatmazdım ama son zamanlarda hoşuma gitmeye başladı kıyafetlerimi giydim aşağı indim annemin yanağına bir buse kondurdum ve günaydın dedim kahvaltı masasına geçtim fakat masada hiçbir şey yoktu anneme baktım fakat çok yorgun olduğunu hemen yatacağını söyledi acaba kaçta gelmişti eve gece ne yapmıştı ve neden bu kadar kötü kokuyordu uzun zamandır duş almıyor musun anne o zaman ben dışarıda bir şeyler yerim deyip evden çıktım fakat

gibtir deli

hem patron gelmemiş bile olsa işe nasıl yetişecektim taksi çağırmayı düşündüm ama cüzdanımdaki bozuklukların sesi sanki bana bunun doğru bir fikir olmadığını söyler gibiydi aklıma bir fikir geldi kestirme yolu kullanacaktım ama içimde biraz ürperti ve endişe vardı çünkü o yolu kafası güzel olan kişiler dışında kimse kullanmazdı çünkü herkes oranın bir pislik yuvası olduğunu söylerdi ama bundan başka çarem yoktu ve işten kovulamazdım hızlı adımlarla o yola yöneldim ve göz ucuyla etrafımı kolladım bu binalarda ne böyle hepsi yıkık dökük neden buradaki binalar hala duruyor neden yıkılmıyor neyse banane canım neredeyse gelmiştim kış olmasına rağmen saçlarım ter içinde kalmıştı bereyi çıkarmayı neden akıl edemedim ki kendimle yine tartışırken gözüm bir eve takıldı ön cephesinin boyaları çok güzel fakat yan cephelere hiç dokunulmamış ve bahçesinin önündeki otlar da sanki yıllardır sulanmamış gibi içimdeki ürperti geçince adımlarıma devam ettim ve 5 dakika sonra caddedeydim saate baktığımda saat 08.28 di ama pek de acele etmiyordum çünkü caddeyi geçtikten sonra köşebaşında iş yeri vardı

Rezervetullahivebereketulsamedbinhasanulkebab

kapıdan çıkmamla birlikte felaket bir başağrısı çektim neler oluyordu bana oysaki şu zamana kadar hiçbir sıkıntım yoktu bir şeyler hissediyorum evet sanki kafamın içinde bir şeyler oluyor gibi verandadaki sandalyeye zar zor oturup gözümü kapattım sesler duyuyordum her taraftan sanki bir şeyler anlatmak istiyorlar fakat ben onlardan kaçıyorum gibi gitgide yaklaşıyorlar gitgide gitgide DELi diyorlar bana bağırıyorlar DELi DELi DELi... bu ne böyle lütfen çok korkuyorum olabildiğince yüksek sesimle bağırdım sonra gözlerimi açtım ve hala sandalyedeyim başımın ağrısı geçmiş ama az önceki şey de neydi öyle sanırım son günlerde kullandığım uyku hapları yüzünden bir ara doktora gitmeliyim.. düşüncelerden sıyrılıp saatime baktım 08.15 işe geç kalıyordum umarım patron gelmemiştir

bekliyorum

Bi ara okurum

Rez rez rezzzzzeeerrrrss

ışığın yanmasını bekledim işte yandı birkaç hızlı adımdan sonra iş yerinin kapısına varmıştım derin bir nefes aldım beremi çıkarıp çantama koydum ve içeri girdim nedir bendeki bu şans böyle patron masaları dolaşıyordu benim yeni geldiğimi görünce saçma ve itici bir sırıtışla yanıma geldi uyanmak zor geldi herhalde dedi bende özür diledim ama bu adam çok pislik biriydi yani ben öyle hissediyordum sonra bir daha olmasın dedi ve parmaklarını yanağımda gezdirdi ani bir refleksle geriye çekildim ve tamam olmaz dedim sapık herif işte işimin başına koyuldum işleri hallettikten sonra iş yerinden çıkacaktım ki iş arkadaşlarımın bana seslenmesiyle durdum efendim dedim hande yanıma geldi aslında onu tanımıyordum ama masasında kocaman harflerle hande ismi yazıyordu sanırım yanılamazdım bugün bir şeyler yapalım diyoruz bize katılmak ister misin hem yeni geldin biraz kaynaşırız ne dersin dedi bende annem evde beni bekliyor diye bir bahane uydurdum pek inanmadı ama açıkçası umrumda da değildi sorun değil dedi öpüştük ve gitti acaba gitsem mi diye biraz düşündüm ama ayaklarım benimle aynı fikirde olmayacak ki düşünceler eşliğinde çıkış kapısına kadar gelmiştim

Rez sonra okurum

Yazsana bro hadi

dışarı çıktığım zaman akşamın eksoz dumanına karışmış buğulu havasını çektim ama filmlerde hep rahatlardı karakter böyle yapınca sanırım bir tek bende işe yaramıyordu bu ya da şehrin havası asla filmlerdeki gibi olmadı yürüdüm aklımda binbir düşünce uzun zamandır erkek arkadaşım olmamıştı zaten yakın bir arkadaşım bile olmamıştı sanırım kendime bakmadığımdan dolayı önceden ne güzel saçlarım vardı kızıl kızıl güneşim diye severdi annem beni şimdi o kadar solgunlar ki ve artık kızıl değiller özlüyorum aslında eski günleri ama elimden pek de birşey gelmiyor umarım yaz bir an önce gelir de anneannemgile gideriz karşıya geçmeden önce karnımın acıktığını hissettim etrafıma bakındığım zaman açık olan bir tek pizzacıyı görebildim gittim içeri girdim anneme ve kendime iki tane pizza aldım çıktım hem canım annemide yormamış olurdum bu şekilde biraz daha yürüdükten sonra nihayet eve gelebilmiştim

Rezerülikasyon

unutma !

ses verin beyler de duvara anlatmayayım

unutmak diye birsey yoktur gercekten sevdiysen olene kadar icinde hafif bir burukluk kalacaktir

(açıklamadı)

anlatma oç

beyler ilgiye göre devam ederim emin olun bir başlayınca bitene kadar aklınızın bir kenarında takılı kalacak bir hikaye olaylar şaşırtıcı olacak biraz uzun sürebilir ama dediğim gibi ilgiye göre

Hikaye konusu nerde ne zaman hicbitak yazmadan konuya girmisin edit yap yoksa eksi