/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 151.
    +1
    vayy anasınııı ya..
    ···
  2. 152.
    +1
    reserved
    ···
  3. 153.
    +1
    gunes neredeyse dogmustu esen yatagina girdiginde. Birkac saat sonra onemli bir sinavi vardi ve ne tam anlamiyla calisabilmisti, ne de uykusunu alabilmisti. Hayatini kendi elleriyle berbat ediyor, huzurunu kacirmak icin ne gerekiyorsa yapiyordu sanki. Herseyi birakip eve geri donmek istedi, okulu, istanbulu, harun'u, ozan'i. Ailesiyle ve kopegiyle mutlu mutlu yasar giderdi. Hayat bu kadar basitken, ufak tefek hazlar ugruna, huzursuz olmaya deger mi? Dusunceler beyninden dolup tasarken uyumustu, ve sanki daha 5 dakika olmustu ama o sevimsiz alarm calmisti. Gozleri kan canagi gibiydi, yuzunu yikadi,rahat birseyler giydi ve okula gitti. 2 soru sormustu hoca, neyse ki birseyi bir kere okusa az cok aklinda birseyler kalirdi. Cok calisamamisti ama dersi gecebilecek kadar birseyler karaladi. Hocalar az ama oz cevaplar yazan ogrencileri sever, esen biliyordu. Ders konusunda anaokulundan beri stratejik davranmisti,kendini yormadan daima basarili olmustu. Gule oynaya girdigi öss'de derece yapmisti, öss'ye calistigi gunleri hatirlayinca gulumsedi.lisede kucuk bi muzik grubunda solistti, tum zamanini orada harcardi, gunde belli bir sure ders calisirdi hepsi bu.ne heyecan ne birsey,girgir samata sinava girip cikmisti, sonra körfez birinciligi haberini almisti, sasirmamisti. Harun'un yanina gidecegi icin havalara ucmustu sadece... Ah o gunler. Su sinavlar bitse de memleketimin havasini cigerlerime doldurabilsem dedi icinden. Sonra ipod'unu takti kulagina, o sarkiyi acti, 'bir bilet istiyorum, sadece gidis olsun.cocuklugun safligina gidip orda yasamam gerek. Bir bilet istiyorum, tek kisilik olsun..' http://www.youtube.com/watch?v=a97W-INxI5g
    ···
  4. 154.
    +1
    bitti mi lan ?
    ···
  5. 155.
    +1
    bu aralar sigarayi abartmisti, bombos midesini yatistirmak icin kantinde en sevdigi yiyecek olan nugget sandvicini aldi, yutamiyordu. ama morali ne kadar bozuk olursa olsun ac gezmemeye calisirdi. kendine eziyet etmenin alemi yoktu. basina gelenleri kendisi istemisti. hele ki sinav donemlerine ozen gostermeliydi, her ne kadar yikik hissediyorsa hissetsin, sinav sonuclarini tehlikeye atamazdi. zaten birkac sinav daha olacakti sonra donem bitecekti.. cok dersi yoktu, toplam 5 dersi vardi ama herbiri dusman basina... son sinavi biter bitmez ilk otobuse atlayip memleketine kosacakti esen, birkac gun vardi daha. huzur icin sabirsizlaniyordu.. telefonu caldi, arayan ozan'di. once yanitlamak istemedi, utaniyordu. yaptiklarindan degil, hislerinden utaniyordu. harun adina utaniyordu. ama ozan'a tavir yapmanin anlami yok diye dusundu, acti. sesine neseli bir ton katmaya calisan ozan esen'in halini hatrini sorarak basladi konusmasina.
    'sinavdan cikmis olmalisin, nasil gecti?'
    'kuyrugumu kurtaririm. sen neler yaptin?'
    'biraz calistim, bitti simdi, seni gelip alayim, biseyler yeriz.'
    'yo yo. yurda gidip ders calismam lazim yarin da sinav var biliyosun, sinav haftasi gezmek olmaz..'
    'anladim, hic birsey icin uzulme esen, ben senin yanindayim. daima. zamanla hersey yoluna girecek.'
    'biliyorum.. zamanla.'
    ···
  6. 156.
    +1
    reserve panpa
    ···
  7. 157.
    +1
    benim lan bu vay amk.
    ···
  8. 158.
    +1
    telefonu kapatip arkadaslarinin arasina karisti esen. biraz bahcede oyalanip, sinavin ardindan stres atip kutuphaneye ders calismaya gececeklerdi.. bir saat calisacaklardi, gece yatmadan bir kez daha okuyacakti bu da ona yetecekti... ozan'a yalan soylemisti. oyle yurda kapanip ders calisacagi yoktu. yurda kapanacagi dogruydu, yikanip, kahvesini alip, balkona cikacak ve saatlerce denizi izleyecekti.. bir yani deli gibi ozan'in yaninda olmak isterken, diger yani onu esaret altinda tutuyordu. vicdani omrunu tuketiyordu, kahrediyordu esen'i. harun onun hayatindaki en buyuk hayal kirikligiydi ama nolursa olsun... esen onu aldatmisti.. bunu baska bir aciklamasi olamazdi, esen haksizdi. tam harun'dan ayrilmak icin kendini hazirladigi anda, harun gozyaslari icersinde o'nu ne kadar sevdigini anladigini soylemisti... boyle bir tesaduf ancak uretme kabiliyetinden yoksun turk senaristlerin kaleminden cikabilirdi, saka gibiydi ama gercek. bu nedenle, harun'a yapmis oldugu haksizligi sonlandiramiyordu bir turlu. ama eninde sonunda olacak olan buydu. ve harun'un ardindan daha fazla hata yapma luksu kalmamisti. ozan icin deli gibi atan kalbi, harun'la olan baglarini resmen sonlandirmadan susmaliydi.. susmak zorundaydi.
    ···
  9. 159.
    +1
    ve sinav gunleri beklenilenin aksine hizla geciyordu, iyi de geciyordu. neyse ki ders calismakla ilgili bi problemi yoktu. az ama oz calisir gecerdi. bugunlerdi en buyuk eglencesi yurttaki kizlarla aksamlari kisir yapmak, ve muhabbet esliginde afiyetle yemekti. malum yurt ortaminda baska yemek yapmak imkansizdi. her aksam kisir yemek cok lezzetli gorunmese de, kisa bir sure icin idare ediyorlardi, nasil olsa yakinda hepsi memleketlerine gideceklerdi.. yurdun yemekhane kadrosunun degismesiyle, yemeklerinin icinden hergun yeni birsey cikiyordu. esen lezzete onem vermiyordu ama temizlik olmazsa olmazdi.. bu kadro degisene kadar yemekhanede yemeyeceklerdi. yemegin ardindan balknda kahve ve sigara keyfi paha bicilmezdi. dusunmemeye calisiyordu, bu yogun gunlerde bunu basarabiliyordu neyse ki.. hergun uzun uzun anne veya babasiyla konusuyor, gozlerinden yaslar deli gibi akiyordu.. cok ozlemisti. ozledigi biri daha vardi... 'hayatinin gulen yuzu' ozan. sevimli ozan.. neseli ozan. iyimser iyi kalpli ozan. insanin canina can katan ozan. ama ruhunun azraili vicdani olmustu esen'in ve kendini ozan'dan alikoyuyordu.. kendine bir soz vermisti ama memlekete gitmeden once onu bir kez daha gormek icin kendiyle sonsuz catismalar icerisindeydi..
    ···
  10. 160.
    +5 -1
    Sayfa 3 yarn devam edicem entry mi okuyan 1 kisi sukubassin baslgi kaybetmiyim beyler
    ···
  11. 161.
    +1
    bu gunlerde iyi olan bir gelisme daha vardi. aglayip zirladigi o geceden sonra harun bir daha aramamisti. esen'in tavrini soguk mu bulmustu acaba? yoksa bir anlik bosluk hissiyle aramis, desarj olmus ve kendine gelince eski egoist karakterini de yanina alip, cevresindeki zavalli insanlari o'na maruz kalmak durumunda mi birakmisti.. aklindan gecen siradan dusunceler bile harun'a dair isyanlar kusuyordu esen'in.. ne derin bir yaraydi bu boyle. ama nolursa olsun bu esen'e harun'u aldatma hakkini vermezdi. aklina geldikce midesine kramplar giriyordu. ama bu pismanliktan ozan'in da nasibini almasina musade etmeyecekti.. o'na tavir koymanin anlami yoktu. zaten o'nu tekrar gorebilmek icin yanip tutusuyordu. hele o geceki anlardan kesitler hayalinde canlandikca... tarifi yoktu. aninda vucudu karincalanmaya basliyordu. buram buram sevap kokan bir gunah gibi cekiyordu o'nu kendine ozan.
    ···
  12. 162.
    +1
    son sinavi icin ezber yapmakta oldugu gece ilk defa etud salonuna cep telefonuyla gelmisti. bir sure sonra telefonu kontrol etmekten derse odaklanamadigini ve yarim saattir hic birsey ezberleyemedigini farketti. ozan'i aramak istiyordu. yarin gece otobuse binecekti ve yuzlerce kilometre uzaga gidecekti.. sinavdan sonra gorusseler... ne guzel olurdu. ama sucluluk duygusu her eli telefona gittiginde, eline kizgin demirler degdiriyordu sanki.. dusuncelere dalmisken masa uzerindeki telefonun gurultulu titreyisiyle yerinden zipladi esen. bu halini yakalayan birkac kiz sessizce gulumsediler. komik duruma dususune aldiris etmeden, kalbi agzindan firliyormuscasina carparak etudden ayrildi esen, arayan ozan'di. ozan her zamanki gibi imdadina yetismis, ve o'nu arayip aramama sorunsalina son noktayi koymustu, o aramisti. esen hemen meraklilar gibi acmayayim diye dusundu ve ancak birkac saniye sonra telefonu yanitladi. bu sefer sesine neseli bir ton katmaya calisan esen'di. deyim yerindeyse ruhu cosuyordu, o'nun sesini duymak bile paha bicilmezdi.. fazla dusuneye ne hacet. resmen agibti. telefonu ozan'a 'dunyanin en yakiikli maymunu' diye hitap ederek yanitladi. ve duygularina ne kadar yenik oldugunu bir kez daha farketti. hani harun'la tum ilisigini kesmeden, ozan'la bir daha samimi olmayacakti?
    'maymun ha?? sen boyle neseli ol, ben goril olmaya da raziyim. esen bahar'im. dinmeyen firtinam, poyrazim. essek gozlu, saf suratli, sapsal sevdicegim.'
    'bitti mi?' diyerek bir kahkaha patlatti esen. mutsuz anlarinin kurtaricisi olup cikmisti ozan. birbirinden anlamsiz bu kelimeleri oyle bir ses tonuyla sunmustu ki esen'e, yine saka mi gercek mi oldugunu anlayamamisti esen. bilinmeyen yine her zamanki gibi ilgi cekiciydi.
    'bahcedeki parmakliklarin ardindan yurdu izliyorum, hangi taraftasin pencereye cik da guzel suratini goreyim..'
    'delisin sen! niye haber vermedin?'
    'seni gorme sansimi yitirmek istemedim. yarin son sinavin. beni gormeden gitmeye kalkarsin diye dusundum. olmaz esen. ozlerim.'
    ya ben.. ya ben. diye icinden gecirdi esen. ama yelkenleri suya indirmemeliydi, duygularina yeterince teslim olmustu.
    'aksine kuzucuk, senden beni otogara birakmani rica edecektim. beni sen yolcu edersen istanbul'u guzel hatirlarim, geri donmek kolay olur boylece..'
    'cikamaz misin disari, seni gormek istiyorum.'
    'bilmem ki.. bilemedim simdi hay allah. tehlikeli olur. devlet yurdu burasi, erkek sinek bile yasak biliyorsun devletimizin ilk gorevi kizlari olasi erkek tehlikelerinden korumaktir..'
    'tamam, hadi dersine don o zaman bodur tavuk. gidiyorum ben.'
    gunlerdir kendini ondan uzak tutmaya calisan esen, sonunda yilmisti. bedenini kasip kavuran arzularla bas edemeyecekti. teslim olmustu yine. aniden yanit verdi ozan'a :
    'bekle, hemen geliyorum.'
    Tümünü Göster
    ···
  13. 163.
    +1
    yokus asagi bir zemine insa edilmis yurdun giris kati ile bahceye cikan kapi arasinda iki kat merdiven farki vardi. iki kat asagi indi esen. soguk havalar sebebiyle bahcede vakit geciren kimsecikler yoktu. soguga aldirmadan kosar adim bahcenin diger ucuna gitti esen. ozan orada duruyordu iste. katlardan bahceye bakan biri olursa onlari rahatca gorbilirdi. esen bu sekilde etiketlenmek istemezdi fakat onu ozan'a ceken olaganustu bir guc vardi.. aralarinda parmakliklar vardi, esen de parmakliklardan rahatca atlayabilirdi, ama gorulebilirdi iste birileri tarafindan.. bu riski goze alamazdi. ama daha dusuk olasilikli bir risk daha vardi, onu deneyebilirlerdi. 'atla cabuk' dedi ozan'a'. 'nee? soguk mu etkledi seni kizim iyi misin ne diyosun.' diye panikledi ozan. bu esnada esen ozan'in elinden tutmus, onu yurdun bahcesinde kosturuyordu. kalorifer dairesine girdiler, kapiyi kapatti esen. yine beyni ugulduyordu, o his tekrar hakimdi bedenine. geri donusu yoktu bu arzularin. sarildi ozan'in boynuna, ve ilik kokusunu icine cekti. simgibi sarildi ozan esen'in kucuk bedenine. saclarini oksuyordu. oksayislarin siddeti arttikca, esen'in aldigi haz katlaniyordu. miknatisin iki farkli kutbu gibi kenetlendi dudaklari. boyle bir lezzet olabilir miydi?.. dudaklari yaniyordu alev alev, esen'in. daha fazlasini istiyordu fakat birileri tarafindan gorulme olsasiliginin huzursuzlugu da zihninde bir yerlerde tazeligini koruyordu. o ana kadar kendine hakim olabilen ozan'in da sinirlari zorlanmaya baslamisti. birbirlerine doyamiyorlardi. opusmek yetmiyordu bu atesi sondurmeye, aksine korukleniyorlardi. kir pas icindeki bir sandalyeye zor atti kendini ozan, esen ise kucaginda, hararetli sevismelerine kaldiklari yerden devam ediyorlardi. daha fazla yanmak istiyordu esen, onun tenine degen her zerresi alev aliyordu. ozan'in gomleginin dugmelerini acmaya basladi usulca, birbirine zamklanmis dudaklarini ayiramadan.
    ···
  14. 164.
    +1
    continue..
    ···
  15. 165.
    +1
    Reserved
    ···
  16. 166.
    +1
    mükemmelsin dostum. Umduğumun aksine gerçekten sanatsal yazıyosun. Edebiyatın dibine vurmuşsun, takipteyim
    ···
  17. 167.
    -1
    reserve panpa
    ···
  18. 168.
    +1
    taşşaklı bi adammışsın şuku. Reserved
    ···
  19. 169.
    +1
    Rezerved
    ···
  20. 170.
    +1
    ozan'in elleri esen'in kazaginin altinda, esen'in puruzsuz sirtini kesfediyordu. bazen daha tehlikeli bolgelere yol aliyorlar, kurallari alt-ust ediyorlardi. tam ozan da esen'in kazagini siyirmaya baslarken bir gumburtu koptu. ikisinin de basindan asagi kaynar sular dokulmustu. korkulu gozlerle arkalarina baktilar. giren cikan yoktu. ilk soku atlattiktan sonra sesin kalorifer kazanindan geldigini anladilar. ne zamanlama ama.. savastan cikmis gibilerdi. ruya aleminden cikinca yaptiklarinin ne kadar tehlikeli oldugunu ancak algilayabildiler. ikisi de konusmadan ustunu basini toparladi. kosar adim kazan dairesinden ciktilar ve tek hamlede parmakliklardan atladi ozan. bir sure sessiz kaldilar.. biri bahcede, digeri sokakta. aralarinda demir parmaklik.. durumlari tam da bundan ibaretti iste. icinde bulunduklari durumu tasvir ediyordu bu ortam. 'ozur dilerim' diyebildi en sonunda ozan. 'aklin karigib ve ben bundan faydalaniyormus gibi olmak istemem. ama konu sen olunca, beynim hareketlerime hukmedemez oluyor..'
    'bir suclu aramayalim ne olur. sen bana istemedigim birsey yaptirmadin. bir suclu arayacaksak, o benim. biliyosun durumlari... neyse, hadi git simdi. usuyorum..' aslinda usumuyordu esen, sadece ozan'in yaninda aglamak istemiyordu. eskiden dogrulari olan bir kizdi. nasil olursa karakterine dair her ilkeyi yerle bir etmisti.. buyulenmis gibiydi ozan'in karsisinda. su anda herkesin bildigi bir sevgilisi vardi, harun... ama o az once ozan'la, harun'un en yakin arkadasiyla cilginlar gibi sevismisti. esen kendine uzaktan bakiyordu. cok uzaklardan bakiyordu
    ···