-
51.
+3'kizim sana yamuk yapti bu herif..' dedi ozan. haydii basliyoruz dedi icinden esen. 'uzgun olma suremi kisaltmak istedi.'dedi, gulumsedi. 'aylardir gizledi, eger bilseydim aylar oncesinden karalar baglayacaktim..'
'oyle tabi..' dedi ozan. 'baska neden olacak ki..'
ucu acik cumlelerden nefret ediyordu esen. bunu harun da hep yapiyordu. konusmak anlasma saglamak icin mukemmel bir arac degil miydi? neden isi zorlastirmaktan zevk aliyor bunlar?
'herneyse, gule gule gitsin, yontulsun, ogrensin,akillansin, gelsin..'dedi esen gulumseyerek. icinden konusmanin devam etmemesi icin dua ediyordu ki kapi bir kez daha calindi, ve iste misafirler gelmisti. anne ve babasini otogardan alan harun, her zamankinden biraz daha kirmizi ve terliydi. 'alsana sunlari ne bakiyosun ya' dedi en sevimsiz ses tonuyla.. esen; ' ver canim..' asagi yukari kendisiyle ayni agirlikta olan valizi kenara koyduktan sonra bir kez daha kapiya dondu esen ve mustakbel kayinvalidesi ile goz goze geldi. harun kadin olsaydi boyle birsey olurdu herhalde diye dusundu icinden, ve bu sayede gulumsedi. sirin bi kadindi, tombullugundan kaynaklanan bir sirinlik te olabilirdi ayrica. harun'un bu sisman genleri kimden aldigi anlasiliyordu. bir erkek evlat annesine bu kadar benzerdi.. gozluklerini bile ayni yerden mi almislardi bunlar? harun'un annesinin de harunla ayni yogunlukta ter bezine sahip oldugunu, kucaklastiklarinda anladi esen. 'kara kiziiimmm..' diye feryat etti harun'un annesi. bu meral teyze bir daha bu kadar uzun yolculuga cikmasin diye gecirdi icinden esen. yillardir degismeyen bir huyu vardi bazen kendine kizardi bu huy yuzunden. icinden insanlarin taklidini yapiyordu ve muthis egleniyordu, hemen herkes hakkinda az bucuk dalga gececek birsey buluyordu, ama bu onun kucuk sirriydi. alenen yapmazdi. bu onun icin bir motive yonteminden baska birsey degildi. -
52.
+1reserved
-
53.
+1reserved
-
54.
+1Reserved
-
55.
+1iyi yazıyon panpa da harbiden böle bi olay yaşadın mı amk çok hüzünlü sonu var gibi
-
56.
+1risörve
-
57.
+3babasi ise tam bir evcil hayvandi. yemek verirsen yer, gel dersen gelir, git dersen gider gibi bir hali vardi. harun bu baskin karakterini annesinden almis olsa gerek diye dusundu esen. domates corbasi, tavuk sote ve borulce salatasindan olusan monulerini mideye indirdikten sonra, harun, esen ve ozan'in koyu muhabbetinden rahatsiz olmus olacak ki, anne ve babasina uzun yoldan geldiklerini ve artik yatmalarini soyledi. boylece esen once bulagib isine girismek durumunda kalacak, ardindan da yataklari yapacakti. annesi ve babasi esen'den bugune kadar su bile istememislerdi.. kiyamazlardi ona is buyurmaya. 'sen dersine bak kucuk turkan soray'im..' babasinin sesi kulaklarinda cinladi, ici urperdi, gozleri nemlendi esen'in. babasi su an burada bulunmasini hic istemezdi, hayal bile edemezdi... o ise 40 yillik evli kari koca rolu kesiyordu sevgilisinin cevresine.. 'yazik' dedi esen. 'cok yazik sana saf esen..' tam isleri bitirmisti ki harun'un kalin sesiyle irkildi. 'kimi ariyosun?' cevap vermedi esen. cunku harun'un su an deli gibi kavga etme istegiyle yanip tutustugunun farkindaydi. taniyordu onu. cani eglence istiyordu harun'un. ama sirf kendi huzuru icin yine susacakti. harun'un ozani kastettigini biliyordu ve ozan, harun acisindan kavga cikarmak icin cok yerinde bir bahaneydi. objektif olmak gerekirse, harun ozan'i kiskanmiyor olamazdi. sekil itibariyle ozan, harun'a gore listenin cok uzerlerindeydi. harun gibi takintili, kendini begendirmekten baska bir derdi olmayan bi adam icin cekilmez bir dosttu ozan. bu gece olmazdi, cok yorgundu esen. kavga edemeyecekti... ama sevismekten kacamayacagina emindi. bu vazife onu ziyadesiyle rahatsiz etmeye basliyordu. ordan burdan duyduguna gore bu isten zevk almasi gerekmiyor muydu? ama ortada zevkten eser yoktu. harun'un kokusu, yapis yapis vucudu onu tiksindiriyordu. bu gece ondan intikamini, sevisirken gozlerini kapatip bir baskasini hayal ederek alacakti. bunu da yapacakti esen..
-
58.
+3gunun en sevdigi saati, ruhen kendiyle basbasa kaldigi uyku saatleriydi. dusunmeden uyumazdi hic, uyuyamazdi. o gunun muhasebesini yapar, yarinin planini cizer belki biraz hayalle susler dusuncelerini ve oylece uyurdu. bugunu dusunuyordu. zorlama hareketlerini sahte gulumsemesini dusunuyordu. sevdigi erkegi tanimaya basladiktan sonra bitmisti bu iliski belli ki ... onun dokunuslarina tahammul edemiyordu, bu ne demekti .. ? bu gece sevisirken harun'u cezalandirmak icin, harun'un deli gibi kiskandigi ozan'i duslemisti. hayvani bir durtuydu, intikamin bu denli sinsice sessiz ve acimasizi esen'in masum suratiyla tezat olusturuyordu. sirti bacaklari ve beli gibi beyni de agrimaya baslamisti... yorgundu. 20 yasinda gibi hissettigini soyleyemezdi dogrusu. harun'un gidisiyle yeni bir baslangic yapmaya, ozgurlugunun, guzelliginin ve zekasinin tadini cikarmaya karar vermisti.
-
59.
+4esen, istanbul'da toplu tasima cilesinin hukum surdugu mevkiilerdeki ogrencilik hayati boyunca ilk defa bu kadar mesafeyi taksiyle gitmisti. harun ilk defa hosuma gidecek birseye sebep oldu diye gecirdi icinden, gulumseyemedi kendi kendine yaptigi bu sakaya. cunku birazdan ataturk hava limani'na varmis olacaklardi ve 5 aylik ayrilik baslayacakti. ilk kez birlikte gecirdikleri bunca zamandan sonra araya girecek bu ayriligin onlara nasil gelecegini cok merak ediyordu esen. dusunceler hizla birbirini kovalarken taksi hava limaninin giris kapilarindan birinin onunde durdu. tam 3 tane devasa valiz arabadan indirildiginde, arabanin yerden gozle gorulur sekilde yukselisini izledi esen. x-ray seremonisinden sonra boarding saatini beklemek uzere harun, harunun annesi meral hanim ve harunun babasi talha bey, esen'in karsisinda sismanlik sirasina dizilmiscesine oturuyorlardi. annesinin ogutleri ve uyarilari bitmek tukenmek bilmiyordu.. bu kadin susarsa olecegini falan mi zannediyordu? allah'im ne sevimsiz bir aile diye dusundu. sonra kizdi kendine, boyle bir gunde bile giderek ne kadar acimasizlasabiliyordu. kendindeki bu degisimden memnun olmaya calisiyordu esen. harun'un ucagi kalktiginda ve esen havalimanindan ciktiginda, yeni bir donem baslayacakti esen icin. istanbul'a harun'un yanina geldiginden beri, aylardir iliskilerini gozden gecirmis, empati yapip durmustu. kinanma korkusu, onu bu durumu baskalarina anlatmaktan alikoymustu. ama hakliydi elbette. bunca fedakarlik, yillardir suphesiz sadakat, bir suru emek, maddi manevi hasar ... degmemisti bunlara. harun, esen'i koluna takip gezdirmeyi misyon edinmis, ondan daha iyisini bulamayacagi icin bir sekilde kendine mecbur etmis ve esen'i kucuk yaslarindan beri kendi lehine degerlerle doldurmus bir gosteris budalasindan baska birsey degildi.
-
60.
+2devam et panpa güçlü bir kalemin var gerçekten
-
61.
+1reserved
-
62.
+1Rizörvıd
-
63.
+1rezerved
-
64.
+1iyi yazıyosun devam et lütfen
-
65.
+1Güzel gidiyo panpa bu arada olayların geçtiği yılı da belirtirsen çok memnun olurum ayrıca klavyeni gibiyim!!
-
66.
+1duygusal hallerinden nefret ediyordu esen. basina ne gelsiyse duygusalliktan gelmisti zaten... duygularini operasyonla aldirabilme sansi olsaydi keske.. harun'a veda ederken mesafeli davranmaya soz vermisti kendi kendine. ama bogazi dugumleniyordu iste. kendine hakim olamadigi en ufak surede gozyaslari oluk oluk akacakti biliyordu. kotu anilarini dusundu kendini acimasiz hissetmek icin. ha gayret, oluyor gibiydi... check-in isini hallettikten sonra, harun pasaport kontrol kuyruguna girecekti artik ve bu da ayrilma zamani demek oluyordu... biletsiz olanlar pasaporttan sonrasina devam edemezlerdi. harun'dan sonra ailesi de memleketlerine geri doneceklerdi. vedalasma fasli bitmek bilmiyordu. annesi harun'a yolluk bir suru yiyecek hazirlamisti... dolmalar, borekler. esen, meral hanima bunlari ucaktan iceri sokmanin imkansiz oldugunu anlatmaya calisirken, harun'dan yemeye aliskin oldugu fircalarin bir benzerini meral hanimdan da nispeten yemisti. yipranmis sabrini zorlamadi esen, 'birak rezil olsun, akli basina gelsin' dedi icinden, oyle de oldu. arama esnasinda yemeklerinin bir bir cope gitmesi meral hanimi kahretmisti. veda sirasi esen'e geldiginde, harun'un yorgunluktan ve stresten kizaran ve iyice sisen terli yuzu, esen'in yuzune son kez temas etti. esen babasinin taksidini hala odemekte oldugu fotograf makinesini harun'a vermisti. harun, ardinda biraktigi ailesinin fotografini cekti, el salladi ve gozden kayboldu.
-
67.
+1Panpa bu gece devam etmeyecen mi?
-
68.
+1ataturk hava limanindan sonra ikinci durak bayrampasa buyuk istanbul otogariydi. Yavrularini gonderdikten sonra, anne ve babasini da yolcu etme gorevi hayirli gelin esen'e dusmustu. Istanbul trafiginden nasibini alan otobus, gara gec giris yapmisti ve esen artik uykusuzluktan ve yorgunluktan bayilmak uzereydi. Daha cok isi vardi, harun'un evindeki tum esyalarini yurda tasiyacak guzelce yerlesekti yurduna. Esyalarinin bir kisminin harun'da bir kisminin yurtta olmasi o kadar zordu ki... Aradigi hic birseyi bulamiyordu. Ama simdi sadece tek bir yeri vardi, yurdu. Oh be! Bayrampasa'dan metroya atlayip eve gitti, esyalarini toplarken artik dizleri tutmaz olmustu, ve son gucuyle esyalarini yurda goturdu...
-
69.
+1oda arkadaslarini gorunce ici acildi esen'in. degigib yuzler gormek iyi gelmisti, ozellikle harun'un anne ve babasinin misafirlik triplerini cektikten sonra. arkadaslariyla el birligiyle dolabini yeniden duzenlediler. temizlik ve duzen esen'e inanilmaz bi haz veriyodu. tum yorgunlugu gecmisti sanki. yatagina uzandi biraz, gozlerini dinlendirdi. allah ucakta harun'un yanina oturan her kimse sabir versin, simdi dogdugu gun ve saatten baslayarak tum meziyetlerini anlatir dedi, guldu icten ice. tam ici gecmisti ki tanidik bir melodiyle irkildi. telefonuydu calan. ozandi. 'nasilsin prenses?' esen; 'iyiyim be ya.' ikisi de egeli oldugu icin bu siveli konusmalar aralarinda espri konusuydu. ozan; 'bu gece bara geliver gari o zaman.'. esen;' seninle nasil yorgun oldugum konusunda bi beyin firtinasi yasamak isterdim ama o kadar yorgunum ki ozan... biliyosun uzerimden baskul ailesi gecti.' gulduler. esen kahkaha atarken karin kaslarinin acidigini hissetti. gundelik temizlik isine falan mi girseydi? bu performansla paraya para demezdi. telefonun diger ucundaki ozan'la konusmaya geri dondu; 'yurdun bahcesine helikopter indirirsen belki gelirim adim atacak halim yok be ozancim.' bu cumleden sonra utandi esen, bu sevimli cocuga boyle simarik davranmamaliydi. esen'i ilgisiyle simartiyordu ozan. ozan'a davrandigi gibi harun'a boyle simarik davransa, harun'dan allahin tribini ve fircasini yerdi suphesiz. neyse, simdi harun'u dusunecek enerjisi yoktu. ozan konusmaya devam etti; ' neselenirsin bak iyi gelir, bikac parca calariz sana, bi bardak bisey icersin. tam kavustuk derken ayrilik derdi geldi catti yine..' esen son birkac ayda yasadiklarinin intikamini almak istermiscesine sordu; ' kactaydi sizin sahneniz?'
-
70.
+1bir daha rezerv