-
251.
+1kendinden bekleyemeyecegi bir sukunetle durumunu hazmetmeye calisiyordu esen. Saniyeler suren bu konusma, yillardin yuku gibi cokmustu omuzlarina. Kendini sansli, degerli ve ailesinin gozbebegi gibi hissettigi anlar geride kalmisti. Simdi sanssiz, mutsuz, dunyanin en bahtsiz insaniydi. Birkac dakikalik mutluluk anca esen'in basina bu kadar pahaliya patlardi zaten. Bunlari daha sonra uzun uzun dusunecekti, kendi sebep oldugu hicbirsey icin ailesini uzme hakki bulmuyordu kendinde. Hissettirmeyecekti onlara. Odadan cikti, iceride esen'in duyduklarindan bir haber ailesi, birtanecik kizlarina kocaman yurekleriyle gulumsuyorlardi. Bu guzel tablo herkese nasip olamazdi... Sansli miydi, sanssiz mi? Kestiremiyordu. Tek bildigi, elindeki tum sansi, aptalliklariyla bir hic ettigiydi..
-
252.
+1'karnim acikti' diyebildi esen solgun yuzundeki yapmacik, kocaman gulumsemeyle. 'o zaman kizima en sevdigi yemegi yemeye gotururum' dedi babasi. 'hangi en sevdigim yemek? Biliyosunuz yemek konusunda affedici degilimdir. hepsini ayirt etmeden severim.', 'tombis kizim benim..' esen hakketmedigini dusundugu bu sevgiye karsi sonsuz saygi ile karsilik vermesi gerektigini, yaptigi hatalari bu guzel aileye hissettirmeden halletmek zorunda oldugunu, onlara layik olmasi gerektigine karar vermisti. Ve babasinin koluna sarildi, boylece ciktilar hastaneden.. Bu sevimli tablo, durgun biz denizin dibinde girdaplar olusturan acimasiz akintilar gizliyordu icinde..
-
253.
+1sonraki birkac gun esen'in konuyu ozan'a acip acmama dusunceleri arasinda gidip gelmesiyle devam etti. Aslinda sicagi sicagina aklindaki tek cevap, bu bebek fikrinden bir sekilde kurtulmakti. Ama gunlerdir, kendisiyle bas basa kaldigi her anda derinlemesine bu olaya odaklaniyordu. Algilamakta zorlansa da icinde yasayan bir sey vardi. Kendini bildiginden beri en cok istedigi sey. Ya cinsiyeti kizsa. O hep hayalini kurdugu kizi su an karnindaysa. Ismi deniz olacakti. Ama nasil. Babasi duysa kalp krizi gecirirdi, annesinin esen ile ilgili tum hayalleri yikilirdi, kardesi o'ndan utanirdi. Ailesinin basini one nasil egerdi? Duygulari her ne kadar saf ve temiz olsa da, herkesin bildigi sevgilisi harun'du. Ama, karnindaki bebegin babasi o degildi. Bu damgayla, bu gurursuzlukla, bu utancla yasamak esen'e yakismazdi. Yenik dusmek uzere oldugu duygulari keske etten kemikten karsisinda dursalardi, onlari yumruklamak istiyordu. Basina ne geldiyse bu duygulara yenik dusmekten gelmisti.
-
254.
+1Gercekten cok güzel ve usturuplu sürükleyici anlatılmış bi hikaye cok nadir rastlıyoruz böylelerine devdıbını cabuk getirmen dileğiyle.
-
255.
+1reserved
-
256.
+1yolunda giden tek birsey varsa o da harun'un esen'i cok uzun zamandir aramiyor olusuydu. Bu sessizligin sebebini tam olarak bilemese de hayra yormaktan baska caresi yoktu esen'in. Omzuna binen bu son yukten sonra, bir de harun'un nazini cekemeyecekti. Ailesine karsi mutluyu oynarken acilari katlaniyordu. Bir aksilik olacak ta bebegin varligi ayyuka cikacak diye akli gidiyordu. Zihninin kargasasini yatistirabildigi anlarda elini karnina goturuyor, ve sevdigi adamdan meydana gelen bu seyi hissetmeye calisiyordu. Su an cok farkli bir ortamda, bambaska bir durumda bu mucizeye tanik olmayi dilerdi. Kendisinden baska suclu yoktu, kaderine razi gelecek, isyan etmeyecek ve bir cikar yol bulacakti. Derdini kederini anlatip, paylasabilecegi tek kisi ozan'di. Ama boyle ciddi bir konuyu asla telefonda konusmayi tercih etmezdi esen. Yuzyuze olmaliydi. Bunun bir an olabilmesi icin tatil bitiminden once istanbul'a donup ailesini huzursuz etmeyi de istemiyordu. Kendisinin huzursuzlugunu her zaman sevdiklerinin mutsuzluguna tercih edebilirdi. Ama bu kuskulu hallerini, istanbul'da olan ruhunun diger yarisindan saklayamadi. Ozan, birseylerin yolunda gitmediginin farkindaydi, artik esen'i daha cok ariyor, o'nu bogmadan ne oldugunu sorguluyordu. Esen, en azindan ozan'a karsi yalansiz olmak istediginden, dondugunde konusacaklarini, cozulemeyecek birsey olmadigini soyleyerek, ozan'in şokunu erteliyordu.
-
257.
+1yine kendini olaganustu zorlayarak uykuya teslim olabildigi bir gecenin sabahinda, zamansiz caldi teledonu. Arayan ozan'di. Hemen atis hizi artti, zaten her turlu kotu surprize coktan alismis olan telasli kalbinin. 'ozan, bitanem ne oldu bu saatte iyi misin?' , 'cok iyiyim, boyle gunesli ve serin bir havada, midilli adasini seyreyleyerek ada cayi icmek insani iyi ediyor. Hele bir de, guzeller guzeli sevgilim 20 dakika sonra yanimda olacaksa..', 'nasil yani.. Sen. Burda misin?' , 'zeka seviyendeki istikrarli artis beni mutlu ediyor sevgilim.' , 'deli oldugunu sana bir kez daha hatirlatiyor, ve ucarak yanina geliyorum.' uzun zaman sonra esen'in agzi tum samimiyetiyle kulaklarina variyordu deyim yerindeyse. Tum derdi kederi silmisti, uzerine en guzel elbisesini giymekteydi su an. Nolursa olsun, sevdigine kendini begendirme güdüsüne yenik düserlerdi, şu kadin milleti. O'nu nasil ozledigini, görmek icin can attigini o an idrak edebildi. Yurumek veya otobus beklemek icin harcayacak vakti yoktu, musade istemeden arabanin anahtarlarini aldigi icin babasinin darilmamasini umarak evden cikti, arabaya atladi ve sevdigi adamin kollarina dogru gaza yüklendi..
-
258.
+1o'nu gorur gormez korkunc bir aglama, sesinin yettigince haykirma istegi uyandi esen'de. Ama tuttu kendini.. Bugun guzel gecmeliydi. Bugun soyleyecekti elbet. Zaten ozan'in ici rahat etmemisti ve esen'in huzurunu bozan her ne ise, onu ogrenmek icin ta buralara kadar gelmisti onca isinin arasinda. Kendine boyle bir degeri layik gormus bu guzel yurekli adama, hayatinin sonuna kadar asla haksizlik yapmamaya, ve o'nun kalbini kirmamaya soz verdi o an esen. Baslarindaki bu zorlu derdi birlikte atlatacaklardi ve esen asla ozan'i suclamayacakti, asla. O'nu incitmeden yapacakti ne yapacaksa. O bu emege degerdi.. Birbirlerinin gozlerinin icinde yuzerek yaklastilar birbirlerine. O'na sarilip o mis kokusunu icine cektiginde, tutamadi kendini, gozyaslari sel gibi akip gidiyordu yuzunden. Ozan, o'nun kucuk yuzunu avuclarinin icine aldi, optu. Doyamadi bir daha, bir daha optu. Bir daha asla birakmayacakmis, kaybetmekten korkarmis gibi sarildi. Esen kendini toparladi sonra. Guvende hissetti kendini, asla yalniz olmadigini, aralarinda en ufak bir yalanin olmadigi bu adamin o'nu nasil sevdigini hissetti, ve sakinlesti. Gunesin altinda piril piril parlayan denizin kenarinda, basini ozan'in omzuna yaslamis, bir yanda en sevdigi koku, deniz kokusu, bir yanda sevdiginin kokusu, mest olmustu esen.
-
259.
+1guzel bir kahvalti esliginde nese icinde sohbet ettikten sonra, esen aklini kemirip duran bebek meselesini artik ozan'a acmanin vaktinin geldigini dusundu. Ama burda, etraflarinda insanlar varken olmazdi. Arabaya binip biraz dolasmayi teklif etti esen. 5 dakika sonra, yolda yavasca suruyordu arabayi. Ozan cevrenin guzelliginde mest olurken, esen de dusunceler ile kendi beynini yiyordu. Tum kasabayi ve ic denizi yukaridan goren, manzaranin en carpici oldugu noktaya park etti arabayi esen. 'cocuklugundan beri hayalini kurdugun birsey, zamansiz gerceklesirse, hayal olmaktan cikar mi sence..' diye sordu esen. 'hayaller gerceklesmeleri gerektigi zamani kendileri belirlerler. Ve sen o zaman hayal ettigin seyi aslinda gercekten istemis olup olmadigini anlarsin.. Eger istemissen mutlu, istememissen tecrube sahibi olmus olursun..', 'bizim kizimiz olacakti, ismini deniz koyacaktik. Kiyisiz, hür bir deniz olacakti buyudukce.' esen'in gozlerinde yaslar birikiyordu tekrardan. 'Issiz bucaksiz bir kiz olacakti, annesi gibi.' ozan, elini tuttu esen'in. Sordu: 'birtanem, seni boyle aglatan ne.' esen kizarmis gozlerini dikti ozan'a, 'korkuyorum ozan. Hayalimiz, kotu bir tecrubeye donusecek diye korkuyorum..'
-
260.
+1ozan, sonunda esen'in icini yakanin ne oldugunu anlamisti. Ikisi de agliyorlardi, onlari en mutlu edecek seyin, felaketleri olabilecegine agliyorlardi. Simdi daha gibi sarildi esen'e. Saclarini oksadi. 'denizimizi öldürmek istemiyorum..' esen hickiriklarina engel olamiyordu. 'sen karar vereceksin, ben uygulayacagim. Ne dersen o olacak askim, ben varim. Unutma, ben varim ve hep yanindayim. Su an ailenin yanina gidip herseyi anlatabiliriz. Eninde sonunda, harun da ögrenir, hic sorun degil, kilina zarar veremez. Universiteyi kizimizla birlikte bitirirsin belki.' boyle bir durumda bile esen'i gulumsetmeyi basarmisti ozan. Simdi daha guclu hissediyordu esen. En azindan caresiz hissetmiyordu. Arabanin icinde, essiz manzarayi ozan'in kollari arasinda izlerken, cd calarin play tusuna basti esen. Simdi biraz daha aglayabilirdi. http://www.youtube.com/watch?v=S-hX3lGtrec
-
261.
+1bir sure sonra esenlerin evine gitmek icin yola koyuldular. Esen'in ailesi misafire bayilirdi. Esen'in herhangi bir erkek arkadasinin eve girip cikmasi sorun degildi esen'in ailesi icin. Aksine, babasi kizinin arkadaslarini tanidikca ici rahatlardi. Her seyi anlatmak ve birlikte bir cozum yolu bulabilmek adina eve vardilar. Esen, ozan'a hissettirmek istemese de korkuyordu. Ne kadar medeni olsalar da, duyacaklarindan memnun kalmayacaklardi. Cok utaniyordu esen. Bu vesileyle mi tanistiracakti ozan'i ailesine? Ne hayal kirikligi ama..
-
262.
+1reserved takdir panpa
-
263.
+1eve girdiklerinde, esen'in ilk gozune carpan, ailesinin ogle yemegi icin hafif yiyeceklerle donattigi sicacik sofraydi. birazdan duyacaklari, bu guzel insanlarin cok canini yakacakti.. hic dogmamis olmayi diledi. evvela tanistilar ailesi ve ozan. kisa surede aileden biri olup cikti ozan, kaynastilar, sofrada hos muhabbet esliginde gulup sakalastilar. icini yakiyordu bu guzel manzara. ozan arada bir esen'in gozlerine bakiyor, konuya girip girmemek icin bir isaret almaya calisiyordu. her seferinde gozlerini kaciriyordu esen. cesaretini toplayamiyor, anne ve babasinin gulen yuzunu yere egmek istemiyordu..
-
264.
+3babasi aksama balik yiyeceklerini, aksama kadar birsey yememelerini, simdi gidip doya doya gezmelerini soyledi. esen'in cebine gizliden para koyuverdi. 'arabanin anahtari zaten sendedir cadi, nasil da cebimden ucurmussun. bu seferlik affediyorum. ama yarin arabayi yikayacaksin ceza olarak.' esen babasinin yanagina bir opucuk kondurdu ve evden ciktilar. tum cesareti yitip gitmisti. bir an icin, kendisine zulum eden, o'na hic deger vermeyen, kotu bir aileye sahip olmus olmayi diledi. su anki durumu ne kolay cozulurdu o zaman. oysa ki, ailesinden gordugu her sevgi gosterisinden sonra biraz daha nefret ediyordu kendisinden.
-
265.
+1icindeki her duyguyu ekgibsiz anlatti sevgilisine. kendi mutlu olacagi gibi degil, ailesinin mutlu olacagi gibi yasayacakti. onlarin da kizlarini gormek istedikleri resim, kariyerinde zirve yapmis, evlenecegi yasi, kisiyi, zamani iyi belirlemis, kendi ayaklari uzerinde durmus kadin gibi bir kadindi. onlarin goremedikleri yerleri goren, yiyemedikleri yemekleri yiyen bakimli, kibar, alimli bir kadin. 20 yasinda karninda bebek, apar topar evlenmis bir zavalli degil. bunlar da elbette olacakti, ama doganin bir kanunu vardi, ve bu isler sirasini beklemeliydi. esen kararini vermisti. en buyuk hayali bir kiz cocugu annesi olmak olsa da, en sevdigi insanlar uzerinde hayal kirikligi yaratma ihtimalini sevemiyordu. kim severdi ki zaten?
-
266.
+1'yeri ve zamani gelince kizimiz yine olur. yapamayacagim, uzgunum. bebegimizin canina kiyma fikrini omrumun sonuna kadar aklimdan silemeyecegim.' , 'sana demistim, sen karar vereceksin ve ben uygulayacagim diye. en az zararla bugunleri unutturucam sana, soz.' esen bencillik ediyordu. ne yani, tek duygulari olan, hisleri olan o muydu? kim bilir ozan ne acilar cekiyordu.. derdini kederini hep icine atardi. nese ve mutlulugunu ise sonuna kadar paylasirdi o. 'olanlar senin sucunmus gibi konusma, biz suc ortagiyiz.' dedi ve dudagina minik bir opucuk kondurdu ozan'in. 'biraz bizimle kalirsin. kafa dinleriz, sonra beraber doneriz istanbul'a. herseyi yoluna koyar, ve omrumuzun geri kalanini da huzur ve mutluluk icinde yasariz, nasil plan ama?' , 'dedim ya askim, zeka seviyendeki istikrarli artis beni gururlandiriyor diye.' ozan muzip gulumsemesini yapistirdi suratina.
-
267.
+1hayati boyunca unutamayacagi tatta birkac gun gecirdi esen ailesi ve ozan ile birlikte. en sevdigi insanlar bir arada.. karnindaki tehlikeyi aklina getirmemeye calisarak, yuzunden gulumsemesini asla ekgib etmemeye cabaliyordu. bir o kadar da, olur olmaz bir zamanda harun'un aramasindan korkuyordu. kendini asla harun'un sevgilisi gibi hissetmese de, harun henuz ayrildiklarini bilmiyordu. acaba ogrenince ne yapacakti. 'o dengesiz egoistten hersey beklenir.. allah'im sen aci bana..' saat basi bu korku nufuz ediyordu beynine. harun sorununu asmadan huzur yoktu esen'e. hamile olusundan bile bu kadar korkmuyordu. ameliyat gibi birsey olacakti, ve bitecekti. ama harun ameliyatla gececek bir problem degildi. o gece esen, geceligini giyerken annesi geldi yanina.
'uzun suredir muhabbet edemiyoruz cadi kizim.',
'ediyoruz aslinda annecim, ama sen benden birsey ogrenmek istediginde genelde bu cumleyle giris yaparsin..' esen iri gozleriyle gulumsuyordu annesine.
'tamam tamam. ozan'a baban da ben de bayildik, ama siradan bir arkadasin mi sadece yoksa baska bir anlam mi ifade ediyor senin icin, onu tam anlayamadik.. neydi o zebellah gibi cocugun ismi. haldun muydu, hani getirmistin ya eve kopek bile cocuktan korkup kacmisti.' ,
'harun'dan bahsediyorsun. annecim, duymayi cok sevecegin birsey soyleyeyim mi sana?' ,
'soyle bakalim.'
'hakliydiniz.' annesinin yanina oturdu esen, ellerini tuttu. 'hakliydiniz anne. ask bitiyor ve sevgi saygi kaliyor, ama harun saygisizdi. neyse, uzatmayayim. o konu kapandi.'
'sen anne baba sozu dinlemezsen boyle uzerler seni iste. biz kizimizi uzecek adami gozunden, bakislarindan anlariz. babasi kilikli, ne inatsin. geldin mi simdi sozume. anneler olmaz diyorsa olmaz. neyse. peki bu ozan ne ayak?'
'o'nun yaninda kendimi degerli, akilli, huzurlu ve guvende hissediyorum. beni seviyor.'
'peki ya sen?'
'ben de annecim, senden saklayacak degilim. peki senin gozun tuttu mu?'
'efendi durust cocuga benziyor. benim kizim isini bilir, her zaman olmasa da ..' kizinin yanagindan bi makas alarak odadan cikti esen'in annesi. -
268.
+1buna da reserv aq okuruz belki
-
269.
+1 -1ve yarin sabah yolculuk sabahiydi. istanbul'a donus zamani. burayi birakip istanbul'a gitmek. ne aci, ne akilsizlik. ama onemli isleri vardi esen'in. bir haftaya kadar harun da istanbul'a donecekti. ozan'i da yanina alarak harun'la yuzlesecekti. medeni bir sekilde tamamen bitecekti bu is. sonra su bebek isi. esen cok dusunmemeye calisiyordu. dusundukce cinayet islemek uzere oldugunu hissediyordu. kendi caninin ve sevdigi adamin caninin karisimindan ortaya cikmis minicik birsey yasiyordu icinde. onu kesip ayiracaklari esen'den. ama duygularina yenik duserse hayati geri donusu olmayacak sekilde mahvolabilirdi. kisa vadede bu isleri vardi. uzun vadede ise, okulunu bitirecekti, ozan'la mukemmel bir kir dugunu yapacaklardi, sonra ikisi de izmir'de is bulup, hem istanbul'dan hem de kotu anilarindan kurtulacaklardi..
-
270.
+1ozan'la yaptiklari bu sade, sevimli, huzurlu planin gerceklesmesi icin dualar ediyordu esen. bir yandan da yarin yola cikmak uzere bavulunu hazirlamaktaydi. sonrasinda babasinin su an hazirlamakta oldugu mangal keyfi baslayacakti. annesinin zeytinyagli mezelerinin uzun bir sure icin son kez tadina bakacakti. mevsim yavas yavas bahara yaklasiyordu, egenin soguk havasi zaten kirilmaya musaitti ve bu aksam berrak ve ilik bir hava hakimdi memleketinde. bahceye kurmuslardi masayi. gibica giyinip neseyle mangal keyfi yapmaya basladilar. bu geceye ozel, gunduzden annesi ile beraber lokma tatlisi dokmustu esen. tadindan yenmeyen bu tatli, buralarin en meshur lezzetiydi suphesiz. hos sohbet esliginde tika basa doyduktan sonra, eksimtrak zeytin kokusuna, gitarinin tinilariyla eslik etti ozan. esen, kardesi eren'in gitarini bahceye getirdi ve emrivaki yoluyla ozan'in gitari konusturmasini sagladi. gozleri doldukca yutkundu esen. ah bir bilselerdi karnindaki belayi. kizlarinin, arkalarindan cevirdigi isleri... ama yutkundu iste. mutlu olmaya calisti, en azindan oyle gorunmeye..
başlık yok! burası bom boş!