/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +50 -4
    Panpalar ilk yazdığım hikayeyi okumadan buna başlayacaklar için önerim, önce ilk 2 hikayeyi okumalarıdır. Zira olay örgüsünü kavramaları daha kolay olacaktır.
    ilk ve ikinci hikayeyi okuyacak olanlar burdan itibaren okumayı bırakmalıdır, Spoiler içerir.

    Okuyacak olanlar için ilk hikaye;
    1)- (bkz: lise hayatımı geri istiyorum lan)
    2)- (bkz: kaybettiklerimi nasıl geri kazandım anlatıyorum)

    Sözlükte başlığı takip eden panpalarımın bazıları ile gerek pmden görüştüğümüz, gerek real olarak tanıştığım kişiler oldu. Desteklerinizden ötürü saolun.

    Aslında amacım burda kaderi benimle parelel olan panpalarıma bir umut ışığı olmak istemiştim. Ancak sonra bunun iyi bir fikir olmadığını düşünerek sonrasını mayısta askere gideceğimden dolayı bir an önce yazmaya karar verdim.

    Hikaye ile alakalı gelen bütün soruları cevapladım, devdıbını yazmamı isteyen panpalarımda oldu, önce yazmak istememiştim ama, insanlar umut etmeyi bir başkasının hayatı ile öğrenmemeli. Benim vermeye çalıştığım umut ışığını kendi hayatlarında kendileri bulmaları gerektiğinin kanaatine vardım.

    Bilindiği üzere diğer hikaye en son hayatımın yarısı olmuş kadıköy sokaklarının tozunu şeyda ile attırırken sona ermişti. Mutlu olduğumu, herşeyin yolunda gittiği izlenimini bırakmıştım. Ancak o kısmı külliyen yalandı. Hiçte herşey öyle dört dörtlük devam etmedi.

    Hikaye aralarında yine flashfoward'lar vereceğim. Rezerveleri alın 15 dakikaya seri partlar halinde yazmaya başlıyorum.

    Edit : Hikaye bitmiştir panpalar, okuyan herkese teşekkürler. Bütün inci sözlük ailesine buradan selam olsun. Sağlıcakla kalın.
    ···
  1. 2.
    0
    yaz panpa
    ···
  2. 3.
    +14 -1
    (bkz: Part 2)

    Tema
    https://www.youtube.com/watch?v=dDzbfoRtqME

    işlerimi yoluna koymuştum, şeyda ile harika giden bir ilişkimiz vardı. Gözlerine her baktığımda hayatın ta kendisini görüyordum. Bernayı artık unutmuştum tamamen. Daha doğrusu ben öyle zannediyordum.

    Hayattan zevk alıyordum artık, şeyda bana taşınmıştı beraber yaşıyor, beraber çalışıyor beraber eğleniyorduk. Şeyda benim hayatımda bir milat olmuştu. Evlenmeyi bile düşünüyordum ancak önümde hala 3 yıldır tecil ettirdiğim askerliğim vardı. Onu aradan çıkarmadan evlenmek istemiyordum.

    Bernadan ayrılalı 2 ay kadar olmuştu. Bir gün Akşam saatlerinde bilmediğim bir numara arıyordu, açtım. Efendim? dedim ancak ses yoktu. "Kimsin?" dedim, yine cevap yoktu ancak karşı tarafta bir nefes alış-veriş sesi duyuyordum.

    Sonrasında kapandı. Tekrar ben aradığımda ulaşılamıyordu.
    ···
    1. 1.
      0
      Sanirim orontez dinliyorsun
      ···
  3. 4.
    +11
    (bkz: Part 3)

    Tema
    https://www.youtube.com/watch?v=-wrpt4t9mRg

    Çok fazla önemsemedim kimin aradığını. Aslında önemsememin sebebi o dönem yaptığımız bu çağrı merkezi işinin fazlalaşmasıydı. Piyasada internet üzerinden açtıkları saçma sapan bir online alış-veriş sitesi ile aldıkları vergi levhaları sayesinde online satış adı altında bu işi yapan çok fazla kişi olmuştu.

    Hatta adamlar devlete yaptıkları dolandırıcılıktan ötürü yalan yanlış fatura kesip vergi bile ödüyorlardı, yani insanlar bu işi kafalarını kullanarak kurumsallaştırmıştı, avukatları dahi vardı kimilerinin.

    Doğal olarak rakip sayısı fazlalaşmıştı. Arada tehdit telefonları almaya başlamıştım, bu da onlardan biridir diye kafama takmadım. Şeyda başıma birşey gelecek diye korktuğundan, artık bu işleri bırakmamız gerektiğini söylüyordu. Yeni bir sayfa açıp düzgün bir işte çalışalım diye ikna etmeye çalışıyordu beni.

    Bir kere taka batınca çıkması çok zor oluyor panpalar.
    ···
  4. 5.
    +10
    (bkz: Part 4)

    Tema
    https://www.youtube.com/watch?v=ZxGXEKo8Mu8

    Bende bir raddeden sonra artık bu işi bırakıp, kafam rahat şekilde askerliğimi bitirdikten sonra şeyda ile evlenmenin hayallerini kuruyordum. Bir akşam yine kanımızı dökerek 1453'te aldığımız bu ayyaş şehrin, en aşşağılık başkenti kadıköy meyhanelerinden birinde tek başıma biramı yudumluyordum.

    Telefonum çalmıştı açtım. "efendim" diye yanıtladım. Arayan numaraya dikkat etmedim hiç. "nasılsın" dedi ağlamaklı bir ses tonuyla, arayan berna idi.

    -Berna?
    -benim thefucking
    -yollarımızı ayırdığımızı düşünüyordum neden beni arıyorsun hala?
    -özlüyorum seninle konuşmam gereken birşey var.
    -konuşacak birşeyimiz kalmadı bizim. Sen iyi gelmiyorsun bana berna, lütfen zorlaştırma
    -peki

    Aradan geçen 2 aydan sonra sesini duymak, kabullenmek istemesem bile beni mutlu etmişti, ancak geriye dönüş yoktu. Çıkarmıştım hayatımdan, tekrar o noktaya dönemezdim.
    ···
  5. 6.
    0
    Okumadım ama kesin sevgilisi umutu gibti
    ···
  6. 7.
    +14 -1
    panpalar okuyanlar kendini belli ederse sevinirim dağa taşa anlatmayalım.
    ···
  7. 8.
    +17
    (bkz: Part 5)

    Tema
    https://www.youtube.com/watch?v=bjZz8gE3dbQ

    Şeyda berna ile hiç tanışmamıştı, geçmişimle ilgili sorular sorduğunda sadece basit cevaplar vererek geçiştiriyordum hep. Bir akşam ofis çıkışı şeyda merve ile birlikte kız kıza alışverişe çıkacaklarını söyledi pek üstelemedim. Bende biraz oyalandıktan sonra eve doğru yola koyuldum. merdivenlerden çıktım ki kapıda bekleyen biri vardı.

    Bekleyen kişi bernaydı, ağlıyordu. "Ne işin var burada?" dedim ilk olarak. thefucking sana anlatmam gereken birşey var ne olur kovma beni dedi. 5 saniye kadar düşündükten sonra pekala ama burada olmaz çıkalım dedim. Kadıköy moda tarafında milwall diye bir mekan var bilenler bilir oraya geçtik. Masaya oturduk, ne içeceğini sormadan iki tane bira söyledim direk. ve anlat bakalım dedim.

    -Bak thefucking nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum (gözlerinden yaşlar süzüldü o an) artık beni istemediğini biliyorum ama ama...
    -aması ne berna, biz diye birşey var zannediyordum ben ancak yokmuş, hiç olmamış ki. Beni o zaman ahmete tercih edip bırakıp gitmeseydin belki olabilirdi, ama yokmuş.
    -hamileyim ben (hıçkırarak ağlamaya başladı)

    Kafam allak bullak oldu o an, Nutkum tutuldu lan insanın boğazının düğümlenmesi ne demekmiş o gün öğrendim ciddi anlamda. Sadece "nasıl ya" diyebildim o anda. Çocuğun evet benden olma ihtimali vardı ancak ya başkasındansa diye düşünmektende kendimi alıkoyamadım. Ancak berna beni her ne kadar yüz üstü bırakıp gitmiş falanda olsa, hemen gidip bir başkasıyla cinsel anlamda birlikte olacak biri değildi. Yinede hiçbirşeyden emin olamıyordum.
    ···
  8. 9.
    +8
    (bkz: Part 6)

    Tema
    https://www.youtube.com/watch?v=FVY4be1yFFY

    Bunun nasıl olduğunu, ne yapacapımızı sordum. "bana mı soruyorsun ne yapacağımızı" diyerek yanıtladı. Öylece ona bakıyordum. Ben ne yapacağım, ailem duyarsa beni reddeder babam beni öldürür dedi. Bir çocuğum olacaktı, ancak ben buna hazır değildim. Aldırma fikri geldi aklıma, onun fikrini öğrenmek için sorumu yineledim. "Napacağız berna?"

    -Ben senin çocuğunu doğurmayı çok isterim, seninle birlikte olalım evlenelim çok isterim ama sen istemiyorsun thefucking sana bunu zorla yapamam. Aldıralım çocuğu.
    -Kalk gidelim seni evine bırakayım yarın biraz daha sakin kafayla konuşalım bunları.
    -peki

    Hesabı ödeyip mekandan kalktık. Arabaya bindik ikimizinde ağzını bıçak açmıyordu. O ara telefonum çaldı arayan şeydaydı. Nerede olduğumu, eve geçeceğini birşey isteyip istemediğimi sordu. Benim biraz işim var sen eve geç gecikebilirim belki bekleme beni istersen uyu dedim.

    Telefonu kapattıktan sonra, berna şeydanın telefondaki sesini duymuş olacak ki, "sevgilinle mi yaşıyorsun" dedi. Ne diyeceğimi bilemedim kafamı çevirip saniyelik yüzüne bakabildim o anda sadece. onun için sormadım bilseydim evinin kapısına kadar gelmezdim diye ekledi. Bunu söylerken güçlü olmaya çalıştığını ancak bu durumun içini kemirdiğini sesinden anlamıştım. Eskiden birşeye çok üzülse bile bana belli etmemek için aynısını yapardı, huyuydu bir nevi.

    Evinin önüne gelmiştik. Yarın ben seni arayacağım oturup bir karar vereceğiz dedim. Tamam diyip indi arabadan, küçük adımlarla evine doğru yürüyordu yavaş yavaş. Gitmek istemiyor gibiydi sanki ama yapacak birşey yoktu. Ulan ne tak yiyeceğim ben diye düşünerek yine her zamanki yerime modaya geri döndüm, her zamanki tekelimden üç dört tane bira alıp sahile geçtim. Oturdum bir sigara yaktım, istanbulu izleyip düşünüyordum napacağım diye. Yanıma elinde siyah bir poşetle ellili yaşlarda uzun sakallı bir adam oturdu.

    Oturmamın sakıncası varmı genç adam dedi. kafamı sağa sola sallayarak yok dedim. bir süre sessizlikten sonra poşetten çıkarttığı şarabını açtı yudumladı ve şişeyi koydu kenara. "canını böyle sıkan nedir evlat" dedi. Birşey yok be abi dalgamızdayız diye laubali bir cevap verdim. "eğer canını sıkan birşey olmasaydı burada bu saatte tek başına oturup, bomboş gözlerle şehri izleyip bu mereti içmezdin değil mi?" dedi. Kafamı salladım, bir kadın vardı hayatımda, uğruna herşeyimi hibe edebileceğim bir kadın. Herşeyimi hibe ettim ama o benim olmadı. Sonra hibe ettiğim herşeyi geri aldım bir şekilde, o zaman benim olmak istedi, bense işte o gün onu reddettim dedim.

    "Ne güzel söylemiş Ali Suad; güneşin ateşinden çok, suyun özlemi yakar çölü" dedi.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 10.
    +1
    Rezzzzzz
    ···
  10. 11.
    +11
    (bkz: Part7)

    Tema
    https://www.youtube.com/watch?v=ROCPia5Pia4

    Devam etti; bak evlat ben çok insan tanıdım, kimisi zenginlikten şikayet ederken, kimisi yokluktan şikayet ediyordu. Kimisi ilgisizlikten şikayet ederken, kimisi aşırı ilgiden bunalıp intiharın eşiğinde olan insanlardı. Nasıl bir hayatın olursa olsun, önce hayatı benimseyeceksin. Sence bizi biz yapan şey kadınlar mı, para mı yada okuduğumuz kitaplar mı dedi.

    Cevap vermemi beklemeden devam etti, "hiçbiri değil evlat, aradığın şeyi kadınlarda bulamazsın, para ile satın alamazsın, kitaplarda okuyamazsın. Aradığın şey içindedir onu bulup gün yüzüne çıkarabilmektir mesele" diye ekledi. Sahilde şarap içen bir ayyaşa göre bilgin bir adama benziyordu bu ihtiyar. Herşey kaderin bir oyunu o halde bize dedim. "Kader değil tesadüflerdir evlat, kader senin yaşama şeklindir, anı yaşarken ağlamak yada gülmek kader değildir. Önünde seçenekler vardır seçim senindir, kaderin değil. Sen seçimini yaptıktan sonra kaderini yaşamaya başlarsın" dedi.

    Bir süre muhabbetten sonra ayaklandı, hayatta yaptığın hiç birşeyden pişmanlık duyma evlat, onları artık değiştiremezsin. Ancak yapmak isteyipte yapamadığın, yapmaktan korktuğun şeyler için hala zamanın var, birgün keşke dememek için onları yap ve bir daha arkana bakma" dedi ve yürümeye başladı. ismin ne diye bağırdım arkasından, kadir dedi. Eyvallah kadir abi diyip biramdan bir yudum daha aldım bir süre sonra eve doğru yola koyuldum.
    ···
  11. 12.
    +12 -1
    arkadaşlar duvara anlatıyorum gibi hissediyorum yeminle.
    ···
  12. 13.
    +1
    Rezerved
    ···
  13. 14.
    +1
    Batır gemiyi kaptan
    ···
  14. 15.
    0
    orontez giber
    ···
  15. 16.
    +20 -1
    (bkz: Part 8)

    Tema
    https://www.youtube.com/watch?v=w8UyAkHAilI

    Eve geçtiğimde şeyda mutfakta birşeyler hazırlıyordu. Hoşgeldin diyerek boynuma sarılıp yanağımdan öptü. Hoşbulduk dedim sarılmasına ve öpücüğüne karşılık vermeden salona doğru yürüdüm. Sonrasında yemek hazırladığını aç olup olmadığımı sordu, birşey yemeyeceğim diyerek yanıtladım. Koltuğa uzandım ne yapacağımı düşünüyordum. Şeyda "neyin var kötü birşey mi oldu" dedi. Yok birşey diyerek geçiştirdim. içtiğim biralarında etkisiyle bir ağırlık çökmüştü üstüme, şeydaya benı uyandırmamasını koltukta uyuyacağımı söyledim, kısa bir süre sonra sızmışım.

    Enteresandır ki rüyamda o gece bernayı görmüştüm, üzerinde bembeyaz bir elbise vardı ama etek kısmında kan izleri vardı ve ağlıyordu. Aramızda geçen diyalogları hatırlamıyorum rüyadan uyanınca insan unutur ya bazen, aynen o hesap. Gözlerimi açtığımda sabah sekize geliyordu saat, kalkıp bir duş aldım. Duştan çıktığımda şeyda uyanmış üzerini giyinmişti, üzerimi giyindim birlikte ofise geçtik. biraz vakit öldürdükten sonra şeydaya benim çıkmam lazım sen idare edersin burayı diyerek çıktım. Bernayı aradım, 1 saat sonra starbucksta buluşmak üzere sözleştik. Ben erkenden gidip oturdum ve bernayı beklemeye başladım. Bir süre sonra kapıda berna göründü, görmez olsaydım eskiden bir saç modeli vardı onun çok beğenirdim, saçlarını yine öyle yaptırmıştı o gün. Önden kahkül bıraktırıp arkasını topuz yaptırmış, ve o saç modelini onda ne kadar sevdiğimi biliyordu.

    Eski günler geçti onu o an öyle görünce gözümün önünden bakakaldım sadece. Geldi ve oturdu yanıma. Bakışlarımı sertleştirip, "sen ne yapmaya çalışıyorsun ya?" dedim. "Noldu ki, naptım" diyerek yanıtladı. "O saçlarını neden öyle yaptırdın" dedim. Beğenmedin mi diyerek başını önüne eğdi ve elleriyle topuzunu açmaya başladı. Başını kaldırıp özür diledi. Herneyse diyerek geçiştirdim. Sonrasında asıl konuya girdim, "berna lafı eveleyip gevelemeyeceğim, çocuğu aldırmalıyız. Ben bugün bir araştırma yapayım aldırabileceğimiz neresi varsa bir an önce halledelim" dedim. Berna üzgün bir ses tonuyla, peki dedi sadece. Yüzüne baktım, "sana karşı dürüst olacağım berna, o çocuk benim çocuğum mu gerçekten?" dedim. Yüzüme baktı, sol gözünden bir yaş süzüldü "Allah belanı versin" diyip kalktı masadan hızlı adımlarla çıktı mekandan. Hemen hesabı ödeyip peşinden çıktım bende.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1
      Kardes hikayenim başından beri takip ediyorum inanmıştım. Taaa ki starbucksta hesabi kalkarken ödedim deyinceye kadar
      ···
      1. 1.
        +1
        dostum, her bir mekana oturduğumuzda kalkarken, hesabı ödeyip çıktık yada çıktım yazdığımada dikkat ettin mi bilmiyorum starbucks'ın self service olduğunu biliyorum, marka yada yer ayırt etmeksizin her mekandan kalkışımızda "hesabı ödeyip çıktım" cümlesini görebilirsin". totalde üç farklı başlıkta 103 parttan oluşan bir hikaye yazdım. Sürekli bir açık arayıp bu detaya takıldıysan problem değil dostum, ister inan istersen inanma azizim istediğine inanmakta özgürsün, kal sağlıcakla.
        ···
  16. 17.
    +1
    Devam pampa okuyorum
    ···
  17. 18.
    +9
    (bkz: flashfoward)
    (bkz: üç ay sonra)

    Cenaze işlemlerini halletmiştim, kendimi öyle çok yanlız hissediyordum ki bitik bir durumdaydım. Yaslanacak bir omuz arıyordum etrafımda ama yoktu. Defin işlemleri için biraz koşuşturdum, cenaze defnedilirken kenarda ben yaşlarda gençten bir çocuk gördüm. Kim bu acaba diye sordum kendi kendime bir süre onu izledikten sonra yanına gittim. "Tanıyor muydun onu" diye sordum. Sadece başını salladı, konuşmaya pek mecali yok gibiydi.

    Elimdeki suyu uzattım yüzünü yıka istersen diyerek. Çocuk yüzüme baktı, elimden şişeyi alıp önce sudan birkaç yudum aldı, sonrasında avucuna döküp yüzüne vurdu suyu. Sağol dedi sadece. ismin ne diye sorduğumda, tugay cevabını aldığımda şok olmuştum.
    ···
  18. 19.
    +1
    Rezerved
    ···
  19. 20.
    +1
    Rez patlat reis
    ···