1. 92.
    0
    Evet Ulu önderimizin çok güzel sözlerinden biri 24 haziran tarihli takvim yapragında.
    Geldikleri gibi giderler.

    tesadüf değildir herhalde *
    ···
  2. 91.
    0
    Bütün ülkenin cumhuriyet bayrdıbını kutlarım yoldaşlarım
    ···
  3. 90.
    0
    “Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.” demiş Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk.
    Şimdi öncelikle biz Türk insanları olarak Ata'mızın yolunda ilerlememiz lazım. Adam bizim için her şeyin iyisini rahatını düşünmüş ve kocaman bir ülkeyi bizlere armağan etmiş. Ama bizim insanlarımız ne yapıyor ? istiklal Marşı'ndan nasıl kaçabilirim nasıl okumadan geçiştirebilirim diye düşünüyor.
    Bizim hiç durmadan, oturmadan,her daim çalışarak yükseltmemiz gereken bu devleti biz gözümüz kapalı umrumuzda bile değilmişcesine hiç bir yerimize takmıyoruz. Geçenlerde bir yerde yazılan yazı gördüm ve tüylerim diken diken oldu adeta. Yazı şöyleydi:
    “Bonzai, esrar, uyuşturucu içen şu an'ki gençlerin halini görseydi armağan eder'miydi bu bayramı size Atatürk.“
    Atatürk bu ülkeyi bize daha fazla ne kadar kötü duruma düşürebiliriz diye armağan etmedi. Bize bu vatanı daha yükseklere, göklere taşıyabilmemiz için armağan etti. Ama bizim çocuklarımız, şu istiklal Marşı'nda bile bir dakika olsun şu Marşı bağırarak söyleyemiyor.Çok kötü yollara gidiyoruz, artık millet kudurmuş nerede bir karı gibebilirim nerede sevişebilirim diye azgında, kudurmuş bir şekilde ortalıkta köpek gibi dolaşıyor.
    Halbuki ailesi onu büyütene kadar her daim yanındaydı.Ona elinden gelen her imkanı sundu onun önüne ama o ne yaptı ?
    Derslerine çalışmadı ortalıklarda durmadan sürttü ve bu hale geldi. Cidden yukarıda yazdığım söz çok anlamlı geldi bana.
    Bir de Mehmet Akif Ersoy'un bir sözü var oda aynen şu şekildedir:
    Allah bu millete bir daha istiklal Marşı yazdırmasın.
    Yani bunu yazan adam bile böyle bir görüşte bulunuyorsa neler olup bitmiştir o savaşlarda. Bizim Marşı'mız KORKMA! ile başlıyor kardeşlerim. Türk'üz biz bir Dünya'ya beden olan. Bu yazdıklarımdan umarım birşeyler çıkarabilmişsinizdir. Bu yazıyı trende girsin diyede yazmıyorum sadece şu benliğini kaybetmek üzere olan TÜRKiYE'min insanlarını biraz daha kendine getirtmektir amacım.Çünkü artık genç insanlar zinciri kopmuş köpek gibi dolaşıyor ortalıklarda. Umarım yazımı beğenmişsinizdir. Hatalarım varsa affola.

    Ey Türk Gençliği!
    Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
    NE MUTLU TÜRKÜM DiYENE..!!!
    Tümünü Göster
    ···
  4. 89.
    0
    Atatürk'e neden düşmansınız? Az anlatın da öğrenelim derdinizi aq
    ···
  5. 88.
    0
    ulu önder azer bülbül
    ···
  6. 87.
    0
    Sabah bayram namazını kıldıktan sonra hoca biraz kafa ütüledi vaaz verdi felan.. Sonra daha önce hiç çıkarmadığı hem yüksek ve hem duygulu bir tonla ulu önderimiz ATATÜRK , yol arkadaşları ve şehitlerimiz için fatiha okudu , okutturdu..

    Tüm imamları şakirt zannederdim.. Kapak oldu bana.
    ···
  7. 86.
    0
    şu mübarek günde bayram namazlarına gidip, sevdiklerimizle beraber bayramlarımızı kutlayabiliyorsak şayet, bu mustafa kemal ve arkadaşları sayesindedir. unutulmamalıdır ki; elin fransız'ı, ingiliz'i, yunan'ı size bu dinin gerekliliklerini yaptırmazdı. zafer bayrdıbınız kutlu, ramazan bayrdıbınız mübarek olsun. iyi bayramlar!
    ···
  8. 85.
    0
    gerçektende ulu önderdi be beyler onun gibisi daha yok gelmeyecekte

    Zafer ve ramazan bayrdıbınızı en içten dileklerimle kutluyorum panpalarım nice bayramlara.
    ···
  9. 84.
    0
    @20 @77 yurt dışında onları yapmış olsa bile memleketimizde camilerimizi ahıra çevirdiğini hatta kerhane yaptırdığını bilmeyen yok yiğidi öldür hakkını yeme şimd. Sultanahmet caminin ahıra çevrildiğini bilmeyen yoktur.Din konusunda bari bütün güzellikleri ona vermeyin çünkü din düşmanı olup neler yaptığını bilmeyen yok. Emin ol yunan girseydi de Atatürkün yaptığını yapar harflerimizi değiştirir Analarımızın başını açtırır neyse konuşturmayın amk.
    ···
  10. 83.
    0
    şu mübarek günde bayram namazlarına gidip, sevdiklerimizle beraber bayramlarımızı kutlayabiliyorsak şayet, bu mustafa kemal ve arkadaşları sayesindedir. unutulmamalıdır ki; elin fransız'ı, ingiliz'i, yunan'ı size bu dinin gerekliliklerini yaptırmazdı. zafer bayrdıbınız kutlu, ramazan bayrdıbınız mübarek olsun. iyi bayramlar!
    ···
  11. 82.
    +1
    şu mübarek günde bayram namazlarına gidip, sevdiklerimizle beraber bayramlarımızı kutlayabiliyorsak şayet, bu mustafa kemal ve arkadaşları sayesindedir. unutulmamalıdır ki; elin fransız'ı, ingiliz'i, yunan'ı size bu dinin gerekliliklerini yaptırmazdı. zafer bayrdıbınız kutlu, ramazan bayrdıbınız mübarek olsun. iyi bayramlar!
    ···
  12. 81.
    0
    saygılar atam, sonsuz teşekkürler
    ···
  13. 80.
    0
    http://tinyurl.com/3kyhp7s
    ···
  14. 79.
    0
    alkışlıyorum seni
    ···
  15. 78.
    0
    şakirt.avi ateist.wmv
    ···
  16. 77.
    0
    atatürk camileri
    genç ve titiz tarih araştırmacısı sinan meydan, son yazısında:
    “bu ülkede birileri sürekli i̇smet i̇nönü’nün cami kapattırdığını söylerken (ki bu kocaman bir yalandır) nedense hiç kimse atatürk’ün cami yaptırdığını söylemez” diyor...
    mesela...
    “fransa’daki paris camii (la mosquèe de paris) atatürk’ün yardımlarıyla tamamlanmış; japonya’daki tokyo camii (tokyo jamii mosque) ise bizzat atatürk tarafından yaptırılmıştır... ”
    mustafa kemal, 1919- 1938 arasında her yıl paris camii’nin yapımı için “bizim de çorbada tuzumuz bulunsun” diyerek onar bin frank para göndermiştir. atatürk’ün ölümünden sonra bu yardım kesilmiştir.
    bilgiyi veren; paris camii ve enstitüsü rektörü abbas bencheikh el hocine’dir.
    caminin şeref defterinde ii. abdülhamit ve m. kemal atatürk’ün paris camii’nin inşasına maddi ve manevi katkıları olduğu belirtilmektedir.
    öte yandan... 1931 yılında türkiye’ye gelip atatürk’ü ziyaret eden japon elçisi torijori yamada, yaptığı görüşmede atatürk’e tokyo’ya bir cami yaptırmasını teklif etmiştir.
    atatürk’e daha önce kısa süre japonca dersleri verdiği için o’nun “hocam” diye karşıladığı torijori yamada, ankara’yı ziyaretinden bir yıl sonra 1932 yılında vefat etmiş ama atatürk verdiği sözü tutmuş ve tokyo camii’ni yaptırmıştır. cami 1938 yılında tamamlanmıştır.
    sunay akın’ın dediği gibi:
    “bu millet şunu biliyor mu! bu gezegenin en doğusundaki (ve batısındaki) sabah ezanının ilk okunduğu camiyi mustafa kemal atatürk yaptırmıştır.(melih aşık-milliyet)
    ···
  17. 76.
    +1
    atatürkün yoluna canımı veririm.o kadar da atatürkçüyüm.laf edeni bulur, gotunu parmaklarım.
    ···
  18. 75.
    -1
    sana da iyi bayramlar karşim.. bayramlık şukunu verdim.
    ···
  19. 74.
    0
    bence meliss haklı
    ···
  20. 73.
    0
    bu arada kurban bayrdıbınız ve 30 ağustos zafer bayramıda kutlu olsun

    şehitlerimize ve rahmetli atatürk'e mehmet akif ersoydan çanakkale şehitlerine şiirini armağan ediyorum

    şu boğaz harbi nedir? var mı ki dünyada eşi?

    en kesif orduların yükleniyor dördü beşi,

    -tepeden yol bularak geçmek için marmara’ya

    kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,

    ne hayasızca tahaşşüd ki ufuklar kapalı!

    nerde-gösterdiği vahşetle “bu: bir avrupalı”

    dedirir-yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi

    varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi!

    eski dünya, yeni dünya bütün akvam-ı beşer

    kaynıyor kum gibi, mahşer mi, hakikat mahşer.

    yedi iklimi cihanın duruyor karşında,

    osrtralya’yla beraber bakıyorsun ; kanada!

    çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk.

    sade bir hadise var ortada : vahşetler denk.

    kimi hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela...

    hani tauna da zuldür bu rezil istila...

    ah o yirminci asır yok mu, o mahluk-i asil,

    ne kadar gözdesi mevcut ise hakkiyle sefil,

    kustu mehmetçiğin aylarca durup karşısına;

    döktü karnındaki esrarı hayasızcasına,

    maske yırtılmasa hala bize affetti o yüz ...

    medeniyet denilen kahbe, hakikat yüzsüz.

    sonra mel’undaki tahribe müvekkel esbab,

    öyle müthiş ki: eder her biri bir mülkü harab.

    öteden saikalar parçalıyor afakı;

    beriden zelzeleler kaldırıyor a’makı;

    bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;

    sönüyor göğsünün üstünde o aslan neferin.

    yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,

    atılan her lağımın yaktığı: yüzlerce adam.

    ölüm indirmede gökler, ölü püskürtme de yer

    o ne müthiş tipidir: savrulur enkaaz-ı beşer...

    kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,

    boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.

    saçıyor zırha bürünmüş de namerd eller,

    yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller.

    veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,

    sürü halinde gezerken sayısız tayyare.

    top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...

    kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!

    ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;

    alınır kal’a mı göğsündeki kat kat iman?

    hangi kuvvet onu, başa, edecek kahrına ram?

    çünkü te’sis-i ilahi o metin istihkam.

    sarılır, indirilir mevki’-i müstahkemler,

    beşerin azmini tevkif edemez sun’-i beşer;

    bir göğüslerse huda’nın edebi serhaddi;

    “o benim sun’-i bediim, onu çiğnetme” dedi.

    asım’ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:

    i̇şte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.

    şuheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...

    o, rukü olmasa, dünyaya eğilmez başlar,

    vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,

    bir hilal uğruna, ya rab, ne güneşler batıyor!

    ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!

    gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.

    ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor tevhid’i...

    bedr’in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

    sana dar gelmeyecek makber’i kimler kazsın?

    “gömelim gel seni tarihe”desem, sığmazsın.

    herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab...

    seni ancak ebediyetler eder istiab.

    “bu, taşındır” diyerek ka’be’yi diksem başına;

    ruhumun vayhini duysam da geçirsem taşına;

    sonra gök kubbeyi alsam da, rida namıyle;

    kanayan lahdine çeksem bütün ecramıyle;

    mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;

    yedi kandilli süreyya’yı uzatsan oradan;

    sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına;

    uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,

    türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;

    gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;

    tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...

    yine bir şey yapabildim diyemem hatırına.

    sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,

    şarkın en sevgili sultanını salahaddin’i,

    kılıç arslan gibi iclaline ettin hayran...

    sen ki, i̇slam’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,

    o demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;

    sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;

    sen ki, a’sara gömülsen taşacaksın... heyhat,

    sana gelmez bu ufukalar, seni almaz bu cihat...

    ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,

    sana ağuşunu açmış duruyor peygamber.

    mehmet akif ersoy
    Tümünü Göster
    ···