-
1.
+5 -5
-
2.
+2 -1ATA NIN ANILARI
ASKERLE GÜREŞ
Bir gezisinde, Kolordu binasının kapısında aslan yapılı bir Mehmetçik gördü. Çağırdı ve güler yüzle sordu:
— Sen güreş bilir misin?
Yanındakilerden en kuvvetli görünenlerle Mehmetçiği güreştirdi. Genç asker her zaman üstün geliyordu. Çok neşelendi, ayağa fırladı.
Ceketini çıkarıp Mehmet'e ense tuttu:
— Haydi, bir de benimle güreş!
Katıksız ve temiz Anadolu çocuğu Ata'sının yüzüne hayranlıkla baktı:
—“Atam," dedi. "Senin sırtını yedi düvel yere getiremedi. Bir Mehmet mi bu işi başarır?"
Gözleri doldu ve ağlamamak için gülmeye çalıştı.
Tahsin UZER
Kaynak: Millet Dergisi, 1946
ALÇAK GÖNÜLLÜ
Atatürk'ü, 1938 Gençlik ve Spor Bayramı günü, son defa, 19 Mayıs Stadyumu'nda gördüm. Şeref tribünü kapısında -o zaman küçük bir çocuk olan kızıma- o günün anısı olan rozetini taktırmayarak bir şeyler söylüyordu. Zayıf ve yorgundu.
Kızımdan Atatürk'ün kendisine neler söylediğini sordum:
— Rozette resmim varmış, nasıl takarım? dedi.
Zeki ve alçakgönüllü Atatürk rozetteki resmi görmüştü.
Bu, O'nun stadyuma ilk ve son gelişi, sanki gençliğe vedası oldu.
Nasuhi BAYDAR
Kaynak: Tan Gazetesi, 10.11.1946 -
3.
+3
-
4.
-2atatürk buysa eksi
-
5.
+1
-
6.
-1ne yazmış lan bu gavat
-
7.
+1FERAH BiR AĞUSTOS AKŞAMITümünü Göster
— Gazeteye geldiğim zaman, Anadolu’nun birdenbire kapandığını söylediler, istanbul ve Türkiye’nin işgal altındaki köyleri ile memleketin öbür kısmı arasında hiçbir ilgi kurmaya imkan yoktu. O sabahki heyecanımın şimdi bile gönlümü ürperttiğini duyuyorum.
— Acaba Yunanlılar mı saldırıya geçtiler?
— Belki de bizimkiler...
— Canım biz saldırıya geçebilir miyiz?
—Nasıl bir haber almalı idik?
Bütün günümüz adeta merak sancısı içinde geçti, Sonunda istanbul’da yayınlanan ilk rivayetler çıktı. Biz saldırıya geçmiştik ve başımızı Yunan ordusunun çelik kayalarına boş yere çarpıp duruyorduk.
Türk Ordusunun bir saldırı savaşına giremeyeceği fikri bizim neslimiz için değişmez kararlardan birisiydi. Ordumuzun kahramanlığına bel bağlardık, fakat onun ancak dayanma mucizeleri verebileceğini sanırdık. Rumca gazetelerin haberleri ile merakımız biraz asalsa da, kaygımız ateş gibi yanıyordu.
Saldırı sökmüş olsa, bir bildiri verirlerdi. Durduk mu? Geriledik mi?
Ah, hiç olmazsa bir iki kasaba alsak da öyle dursak...
Akşamüstü beynimizin içinde aynı burgu, kalbimizin içinde aynı ağrı. Büyükada’ya gidiyorum. Aydınlık, ferah bir ağustos akşamı... Köpüklü, uyanık ve neşeli bir deniz... Güverte tıka basa dolu... Türkçe konuşmayanlarda birbirinin sözünü kapan bir sevinç var. Sadece bu sevinç bizi yıkmaya yeterdi. "Ne olmuştu?" diye sormaya korkuyorduk.
Sormaya cesaret edemediğimiz sorunun karşılığı kendiliğinden yayılı verdi: Başkomutan Mustafa Kemal Paşa bütün karargâhı ile birlikte tutsak olmuş...
Acı, insanları öldürmez derlerse, bu söze inanınız. Kalp denilen şeyin ne kadar dayanıklı bir maddeden yapılmış olduğunu ben, o akşamüstü Büyükada vapurunun güvertesinde öğrendim.
Ölümü bir uyku gibi arayarak sabahı ettik. ilk vapurun en görünmez köşesine sığınarak, iki büklüm Köprü’ye indik.
Bütün Türkleri yas içinde bulacağımı sanıyordum. Meğer ne kadar soysuzluğa uğramışız. Bu gülüşler, bu çırpınışlar, bu el sıkışlar neydi?
Meğer bütün karargâhı ile Başkomutan Mustafa Kemal değil, Yunan Başkomutanı Trikopis tutsak olmuş...
Ben, ömrümde hiçbir edebiyat eserinde, ordulara "ilk hedefiniz Akdeniz" olduğunu bildiren gündelik emri okurken duyduğum zevki duyamadım. Bu, bütün heyecanların üstünde bir heyecan veren, bütün şiirlerin üstünde bir şiirdi. Ne olmuştuk, biliyor musunuz? Kurtulmuştuk.
Ah Mustafa Kemal, sana ölünceye kadar o günün sevincini ödeyebilmekten başka bir şey düşünmeyeceğim.
(Falih Rıfkı Atay)
http://www.imgim.com/image/gb86xb.jpg/ -
8.
+1ATA NIN ÇOCUKLUK ANILARI
Silahla oynarken tabanca patladı
Makbule Hanım Ağabeyi Atatürk’ün bir insan olarak çeşitli yönlerini de içtenlikle anlatır. Ağabeyinin çocukluk yıllarına dair pek çok anekdotu dile getirir. Makbule Hanım ağabeyinin çocukluk yıllarında her çeşit oyuncağa, özellikle de silaha düşkün olduğunu belirterek, daha o yıllarda askerliğe sempati duyduğunu dile getirir. Ne var ki Atatürk’ün silahla oynaması az kalsın bir felakete yol açacaktır. Atatürk, elindeki eski bir silahı temizlemesine yardım etmesi için kız kardeşini yanına çağırır. işte o anı Makbule Hanım şöyle anlatır: “Karşısına geçtm. O elindeki lüveri temzilemeye başladı. Ne yaptı nasıl etti, bilmiyorum. Birden korkınç bir ses duydum. Annem korku ve heyecan içinde: ‘Eyvah ! Kardeşini öldürdün Mustafa’ dedi. Ben ise ‘Ağabeyim öldü’ diye ağlıyordum. Tabancanın dumanı kalkınca baktık ki ikimiz de sağız”.
Fareden çok korkardı
Ağabeyi Mustafa Kemal’in köy türkülerini dilinden düşürmediğini, sanata ve sanatçılara karşı büyük saygı duyduğunu ifade eden Makbule Hanım’ın anlattığına göre çocuk Mustafa Kemal en çok fareden korkarmış. Anne Makbule hanım ise küçük Mustafa Kemal’i “Sen asker olacaksın! Asker korkar mı hiç?” diyerek teskin edermiş.
Sekiz yıl sonra eve dönüş sevinci
Makbule Hanım ve annesi Zübeyde Hanım, Birinci Dünya Savaşı’ndan hemen sonra Selanik’ten istanbul’a gelerek Beşiktaş Akaretler’de bir eve yerleşirler. Bu dönemde çeşitli cephelerde savaşan Atatürk, Makbule Hanım’ın anlattığına göre tam sekiz yıl evinden uzak kalmış. Makbule Hanım, Ağabeyinin dönüşünü şöyle anlatıyor: “istanbula geleceğini haber aldığımız zaman sevincimize payan yoktu. On gün on gece hazırlık yaptık. Her tarafı sildik, süpürdük.. Sevdiği yemekleri yaptık. Sekiz senelik bir ayrılıktan ve zaferden sonra Ağabeyimin dönüşü bizi sevinçten deliye çevirmişti adeta. Ah! O gün.. O güzel ve mesut günü şu anda bile hatırladıkça içimde çok derin bir sızı hissediyorum.” -
9.
0işsiz değilim panpa okuyamam uzunmuş
-
10.
0reserved
-
11.
0Nereden Nereye?Tümünü Göster
Şimdilerde devlet adamlarının çocukları işadamı bursları ile okuyor. Bakın zamanında Atatürkün başına ne gelmiş?..
Bak, senin bakanın bana ne yaptı! Atatürk’ün olmasını istediği düzeyde bir “devlet adamı” örneği oluşturan Abidin Özmen, Milli Mücadele yıllarında Mudanya kaymakamı olarak görev yaparken, Yunanlılara karşı ajanlık çalışmalarını da yönetmişti. Bu çalışmaları sırasında Yunanlılara tutsak düşmüş,
Atina Hapishanesi’nde 30 ay hapis yattıktan sonra, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasıyla özgürlüğüne kavuşmuş ve yurda dönmüştü. Abidin Özmen, Afyon, Bitlis, Muş, Antalya ve Bursa valilikleri, Bursa Emniyet müdürlüğü ve 14 Haziran 1935’te istifa edinceye değin, V. Dönem Aydın milletvekilliği ve milli eğitim bakanlığı görevlerinde bulunmuştu. Yeğeni yüksek mimar H. Rahmi Özmen, amcası Abidin Özmen ile Atatürk arasında geçen bu anının unutulup gitmesine gönlü razı olmamış ve kaleme aldığı bu değerli anının, gazeteci yazar arkadaşı Vahap Okyar aracılığıyla 15 Eylül 1985 tarihli “Kolay ilan” gazetesinde yayımlanmasını sağlamıştı “Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri’nin emirleriyle huzurunuza gelmiş bulunuyorum, Sayın Bakan Bey. Bu iki yavruyu da, Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri’nin emirleri üzerine huzurunuza getirdim. Bir de bu mektubu size vermemi emrettiler Cumhurbaşkanımız.
” Milli Eğitim Bakanı Abidin Özmen, Cumhurbaşkanlığı yaverlerinden birinin getirdiği iki çocuğun başlarını okşadıktan sonra mektubu açtı, okumaya başladı: “Bay Abidin Özmen, “Milli Eğitim Bakanı, “Yaverimle size, iki fakir ve kimsesiz çocuğu gönderiyorum. Uygun göreceğiniz bir liseye bu iki çocuğun parasız yatılı olarak kaydını yaptırın... ” Bakan Abidin Özmen, üzerinde “Eylül 1934” tarihinin bulunduğu mektubu okuduktan sonra Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu emrini yerine getirmek için hemen harekete geçti. Ortaöğretim genel müdürünü odasına istedi ve yapılmasını istediklerini kendisine tane tane açıkladı: Yaver beyin yanındaki bu iki çocuğun evraklarını alınız ve çocukların Haydarpaşa Lisesi’ne paralı yatılı olarak kaydını yaptırınız” dedi. “Her iki çocuk için de üçer yıllık yatılı öğrencilik bedeli tutar›nın makbuzlarını hazırlatın, makbuzların üzerindeki velisi ve ödeyen hanesine de Gazi Mustafa Kemal Atatürk adını yazdırarak, bana getiriniz.” Ortaöğretim genel müdürü “Emredersiniz, Sayın Bakanım” dedikten sonra bakanın makamından ayrıldı ve kendisine verilen emri, kısa bir süre içinde yerine getirdi, öğrencilerin üç yıllık yat›ılı öğrencilik bedellerinin makbuzlarını elleriyle bakan beye verdi. Bakan Abidin Özmen makbuzları inceledikten sonra Atatürk’e hitaben kısa bir mektup kaleme aldı ve makbuzlarla birlikte bir zarfa koydu, Atatürk’e vermesi için yavere uzattı. Mektup, “Muhterem Atatürk” diye başlıyor ve şöyle devam ediyordu: “Yaver Bey ile göndermiş olduğunuz iki çocuk hakkındaki emirlerinizi aldım. Ancak, arkasında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve Cumhurbaşkanı Atatürk gibi birisi bulunduğu için bu iki çocuğu fakir ve kimsesiz olarak kabul etmeme, hem yasalarımız hem de mantığımız izin vermedi. “Bu nedenle her iki çocuğun kaydını Haydarpaşa Lisesi’ne paralı yatılı olarak yaptırdım. Üçer yıllık okul taksitlerine ait makbuzları da ekte takdim etmekteyim.
” Atatürk, mektubu okuduktan sonra Başbakan ismet inönü’ye telefon etti ve “Bak, senin milli eğitim bakanın bana ne yaptı!” diyerek, hatta biraz da keyiflenerek, olayı anlattı. Başbakan ismet inönü, bakanı adına özür dilemeye hazırlanırken, Atatürk onun sözünü kesti: “Yok yok, sak›n özür dileme” dedi. “Tam aksi, çok memnun oldum. Sana da, bu memnuniyetimi bildirmek için telefon ediyorum.” Başbakan inönü’nün bir süre duraksaması üzerine de, sözünü şöyle tamamladı: “Keşke her devlet adamımız bu medeni cesarete sahip olsa ve bunu gösterebilse... ” -
12.
0
-
13.
0Devam...
-
14.
0
-
15.
0
-
16.
0Şimdilik ara veriyorum
-
17.
0
-
18.
0Yukarı
-
19.
0Yukarı
-
20.
0reserved yazın panpalar
-
cumartesi gecesi 20 online
-
maaşımla ilgili bir sıkıntım var acil yardım
-
uslu durun lan olmmmm
-
facia28 senin kafanı matkapla delmek istiyorum
-
çingeneler rogar kapaklarınıı çalınca geri dönüşüm
-
tarkan almanyada doğmuş büyümüş
-
biz niye burdayız
-
balili eski sevgilimin teyzesini ifşa ediyorum
-
kalbimi bir el tutup boğuyor
-
şöyle bir sevgili x
-
son dakika kahtalı mıçı öldü
-
neden rüyama girdin
-
makat maymununun makatına
-
ilginç sorularrr
-
beyler babanızı buldummm
-
kız analından sıçıyo
-
boy 163 kilo 48
-
iletişim başkanlığı tarafından engellenen başlığım
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 15 02 2025
-
beyler beş yıldır vücut geliştirme ile
-
incellerdeki mantık hatası
-
14 şubatta arkadan girdiğim incici
- / 1