ulu önder gazi abdullah öcalanin hatıraları

bir kampta yemekte iken bir ışidlinin gece boyunca kendisine dik dik baktığını görür. gece sonunda dayanamaz ve önderini gonderip bakışlarının sebebini öğrenmesini ister. az sonra önderi döner ve 'hewalim babasını kobani'de öldürdüğünüzu söyledi' der. apo o yırtıcı bakışlarıyla sigarasindan bi duman alır ve şöyle der: ' sor bakalım babası kobani'de ne yarrami yiyomus?'

bir gezisinde, pekeke binasının kapısında eşek yapılı bir peşmerge gördü. çağırdı ve güler yüzle sordu:

- sen güreş bilir misin?

yanındakilerden en kuvvetli görünenlerle peşmergeyi güreştirdi. genç peşto her zaman üstün geliyordu. çok neşelendi, ayağa fırladı.

ceketini çıkarıp peşto'ya ense tuttu:

- haydi, bir de benimle güreş!

katıksız ve temiz rojava çocuğu apo'nun yüzüne hayranlıkla baktı:

- "apo" dedi. "senin sırtını işid yere getiremedi. bir peşto mu bu işi başarır?"

gözleri doldu ve ağlamamak için eşek gibmeye çalıştı.

öcalan, mardin'e yaptığı seyahatlerden birinde, şehirde gördüğü büyük binaları işaret ederek sormuş:
-bu köşk kimin?
-türklerin...
-ya şu koca bina?
-lazların...
-ya şu?
-bulgarların...
öcalan biraz sinirlenerek sormuş:
-onlar bu binaları yaparken ya siz nerede idiniz lo? toplananların arkalarında bir peşmergenin sesi duyulur:
-biz mi nerede idik lo? biz dağ'da, karakollarda, üslerde, yollarda mayın döşüyorduk paşam...

öcalan bu anısını naklederken:
-hayatımda cevap veremediğim tek peşmerge bu kalaşnikoflu ihtiyar olmuştur, der dururdu...

bigün kobani meselesi için bulunduğu kampa ışid elçisi gelmiştir. kaçak çaylar icilirken ışid elçisi lafa girerek 'hukumetimiz kobani'yi sizden istemek için beni görevlendirdi' deyince kampta buz gibi hava eser. ulu önder müsaade isteyip mağaradan cikar. 5 dakika sonra önder üniformasi belinde molotof kokteylleri ve kalesnikof ile odaya döner ve telsizden murat karayılan'a ' ışidci dostlarımız bizden kobani'yi istemeye gelmiş önderim. biz hazir mıyız?' diye sorar. karayilan vaziyeti hemen anlar ve 'hazırız önerim' der. ulu önder elçiye döner ve 'biz hazırmisiz. hukumetinize söyleyin gelip kobani'yi alabilirler'

ulu önderimiz kenyada yakalanıp ülkeye getirilirken bir asker önderimizin bağlı gözlerini açıp memlekete hoşgeldin demiş.

ulu önderimiz de durur mu yapıştırmış cevabı:

- benim annem de türk, fırsat verilirse size yardım etmek isterim

mardinli midye baronu mustafa yilmaz bir hatirasini anlatiyor:

ulu onderimiz atakürt gazi abdullah ocalani evinde ziyaret etmistim, o gun gene ckk centilmen ve karizmatikdi. ondan etkilenmemek elde degildi.kir bahcesinde oturmus laflarken canini giban seyleri bana doktu.

hakkari bolgesindeki bi grup orgut uyesi kahraman gerilla icinde surtusmeler varmis. bunun sebebi de iki gerillanin ayni esege agib olmasiymis. esek de iki arada bi derede kalmis.ulu onder de bu duruma bi cozum bulamadigi icin cok uzgundu

24.02.1998, mardin-midyad

Eşşeğin amı

Gene bir toplantıda am konusu tartışılıyordu:
Apo:
"Am hewallerin gıdasıdır. Amsiz adam boş bir mağaraya benzer. Hewale hüzün verir. Mutlaka bir şey gibecegiz. Bu amlarin en sonuncusu elbette en mükemmelidir. Eşşeğin amı hepsinden üstündür."

birgün yüce önder apo ve ışid komutanı oturup kaçak çay içiyorlarmış. hemen akabinde rojovalı bir heval çayları tazelemek üzere gelmiş. ancak molotofların yaptığı ağırlıkdan dengesini kaybedip ışid komutanın üzerine çayı dökmüş. yandım mandım derken lider önder gazi abdullah öcalan keskin bir bakış atmış ve. bu hırbolara herbişeyi öğretmişem ama birtek hizmetçi olmayı öğretememişem lo demiş.

ayrıca ek bir bilgi veriyorum.

yüce önderimiz ışidle çatışırkene göğsüne gelen bir kurşundan nokia 3310 model cep telefonu sayesinde kurtulduğunu,
bölme işlemiyle ilgili matematik kitabı yazdığını biliyor muydunuz?

Kobanideki çok ağır şartlarda yapılan savaş sırasında ulu önder, hewallerin siperlerini bırakıp kaçmaya başladığını görür. Güç bela bir hewali boynundan kaptığı gibi yakalar ve neden kaçıyorsun kuzikeri der. Hewal de titrek bir ses tonuyla ışidliler geliyor paşam der. Paşa biraz duraksar ve cebindeki sarma tütünü yakar ve kendinden emin bir ses tonuyla şöyle der: geldikleri gibi giberler

Ulu önder Atakürt kobaniye giderken dağın başında dinlenen yaşlı bir hewal gördü
:Nerden gelirsen dere gidirsen kuzukeri
:Başgan Ben vanda kaçakcılık yaparam duydumki işid Kobaniye saldırmış görelim kimin torpağını kimden alıyo
Gözleri dolu bir şekilde hewallerine bakan ulu Başgan
:bu hewallerle neler yapılmaz
Şu Çılgın Kürtler

sayın abdullah öcalan Mareşal üniformasını giymiş ve göğsüne istiklâl Madalyasını takmış olarak ve beraberlerinde diyarbakır Milletvekilleri murat karayılan, cemil bayık, bingöl Milletvekilleri duran kalkan ve bahoz erdal ile van kışlasına giderek askeri teftiş etmişlerdi. Teftişte asker ve subaylara verdiği savaş görevlerinin iyi yapılmasından memnun kalan sayın abdullah öcalan Gördüklerimden memnunum, iyi çalışmışsınız. Subaylarda çalışmış hepinize teşekkür ederim” demişti. Bu arada askerin ambar ve koğuşlarını gezmişti. Koğuşların gezisinde tank ve uçak modellerini gören sayın öcalan yanına iki asker çağırıp “Serbest dur konuşalım” diyerek tank ve uçaklarla ilgili sorular sormuş ve bu arada koğuş çıkışında “Bir kürt on Düşmana bedeldir” levhasını görünce oradaki subayı çağırıp:

-Öyle mi?

-Evet Paşam!

öcalan başını dikleştirerek,

-Hayır, bence öyle değildir.

“Bir kürt dünyaya Bedeldir!” demişlerdir.

Ulu önder atakürt abdullah öcalan kahraman gerillayla dağda iken bir hewal haber getirir :

-Atakürtüm atakürtüm suud kralı safkan eşekleri gibeceklerini söylüyorlar !

Büyük gerilla soğukkanlılığını koruyarak suudi kralına şu mektupu yazar :

Suudi kralı dikkatine !! Bijilerimize ulaşan haberlere göre benim ve hewallerimin aşkla bağlı olduğu safkan eşekleri gibecekmişsiniz ! . O eşeklerin birini bile gibersen haklı mücadelemizi bırakır hewallerimle aşağı inerim

26 haziran 1919 Büyük gerilla abdullah öcalan

@19 bunu ciddiye alıp kontra yapiyorsun ya senin ben frontal lobunun arasına veriyim

@17 o ünvanı kbmm verdi aq

Bir gün Molotof öğretmeni Abdullah Efendi öğrencisi Apoyu , çağırarak "Senin de adın apo, benim de. Bundan sonra senin adın murat olsun" der. Tabi önderimiz bu duruma çok sinirlenir ve molotof öğretmenine senin ananı bacını giberem lo der.

Hewaller wara

atakürtün sinirlendiği önemli bir konu vardı mağara duvarlarında ata yazdığını görünce şöyle dedi;
benim adım ata değil atakürt bazı mağara duvarlarında neden böyle yazıyor?

prof. molotofcu Şıho zenna
lice diyarbakır 23.12.2007

Upo upo upo

atakürt birgun kotu bi haberle sarsilir

kardesi mustafa ocalan cephe de kafa kiyakken mayina basip parcalara bolunur

abdullah ocalan pasa bu haberden sonra karmasalar yasar

yengesi rojdaya berdel yapcagi icin cok mutlu olmustir ama kardesi de olmustur

bu karmagib duygular icinde gidip gelirken gozune kestirdigi iki yildir dagda sicak su bulamadigi icin yikanmamis gerilla pervin i domaltip giber