ulan içine sıçılmış bir hayatın öyküsü

panpaaaaa rezerved

devam etseydin keşke be panpa tam da moda girmiştim

reserved

su huurnun ettiklerine bak hele sendede mallık varmıs ama aq bu kadar taviz vermiycen ne kadar sevsen bile

artık iyice

kadiir, zütüne yedin tekmeyi koçum diye düşünmeye başlamıştım. ama peki neden bana o bankta öyle sıcak davrandı, neden..

kafamı bunlar kurcalıyordu.. ben zaten gibilmiş bir vaziyette el üstü 3lük yemiş gibi züt gibi kaldım oturduğum yerde.

iyice kızdım kendime..

ulan aşık olmak senin neyine? diye düşünmeye başladım.

(ilahi bakış açısı ile düşülen not: meğer aşk kelimesini çok sonra anladım..)

ulan amk pamukkale turizm otobusunden giriyorum hikayeyi takip etmek icin

on numero hikaye panpa

kiza kotu laf etmicem amk ztn ortada olanlar

ama senin akillanman lazim panpa,, benim de basima geldi benzer bi olay sonu nerdeyse ayni amk

kari kismina cok baglanmiycaksin,, daha anlayamadan tongaya getiriveriyolar

seversen gibilirsin gibersen sevilirsin,, artk otesi de yok bana gore

ulan zaten ben eceye kızcam kızla samimi diye, şimdi geldi bir de rest çekti. bir yandan kendime sövüyorum bi yandan m ye bi yandan da eceye. otomatiğe bağladım artık.

ertesi gün cumaydı. konuşmam gerekiyordu çünkü araya haftasonu girerse kötü olurdu amk.

ertesi gün, elimde vişne suyu bekliyorum kapıda.

5 dakika..

10 dakika..

15 dakika..

normalde gittiğimde kapıda olan kız, derse 5 dk kala geliyor, beni görmezlikten gelip önümden geçip gidiyor.

-ece!

arkasına dönüp baktı,

+ne var?

-yok bir şey. diyip kapıya yöneldim.

zira artık sözler anlam taşımıyordu.

-sana aldım..

dedim. hafif kızardı.

+niye yaptın..

diyebildi ama yarısında gene hüngür hüngür ağlamaya başladı. kendimden nefret ediyordum beyler. o an bir bıçak versen kendimi kesmezsem en adiyim. hani onun gözyaşları yerine benim kanım aksın..

-ece.. diyebildim.

biraz bekledim ağlaması geçsin diye.. kulağına hafifçe eğilip,

-seni seviyorum.. beni bırakma

dedim ve benim gözlerim de bu ayrılığa isyanını gerçekleştirdi.

bunu duyunca ben iyice mutlu oldum. çünkü açıkcası onlayken gibimin derdini unutmuştun. 2 haftaya yakındır ne öpüşme ne başka bir şey vardı hayatımda. sadece bazen ah keşke diyorum ama hemen hakim oluyorum kendime. onu üzmemeye çalışıyorum. böylelikle 1 ayı bitirmiş olduk.

2. aya kadar özet geçeceğim;

her şey aynıydı.

ne öpüşme ne sevişme. ben onlayken bunları önemsemiyor, eve gidince ya da dışarı çıkınca hay amk demekten de öteye gitmiyordum. aldatmıyordum da. üzemezdim onu. kıyamazdım. beraber sahilde geziyoruz, cafe'de takılıyoruz.

nargile içmeme kızardı, ben de hep o'na inat nargile içerdim. yüzüne üflerdim..

artık hoşlanma evresini geçmiştik ve ben farkındaydım her şeyin. ama çok yorucu oluyordu bazen. çocuk gibi tripleri vardı.

+kadir

-efendim

+niye soguksun..

ne alaka diyince aşkım demedin diyordu. ben bunlarla da mutlu oluyordum. bir dostum ufak şeylerden mutlu olmayı öğrenmelisin demişti, büyük ihtimal ona da ait değildi söz ama neyse.

mutluyduk ikimiz de. ara sıra tartışmalar, ufak yanaktan öpücüklerle gideliyordu.

2. ayımız da geçince, biraz işler değişti.

2. sayfadayım ve
hani aşk'ın ne olduğu bildiğimi san, hani beni bırakma diye..
bunu okuyunca ağladım

+alo

-buyur meleğim?

+seni çok seviyorum..

ama öyle bir ses tonu ki, aşık olanlar bilir bunu. ne kadar tarif etsem edilmez. seni seviyorum lan bu,

2 kelime, 13 haf;

2 beden, tek yürek.

fırından yeni çıkan bekleyişler satın aldım.
kırmızı mavi ekoseli yalnızlığımı serdim masaya.
manzaraysa ayrılığa sıfır! işte her şey hazır..
acılarımla iki lafın belini kırdık.
yokluğunda bir kuş sütü ekgib..
yalnızlığım ve ben; seni çok bekledik..

cemal s.

devam edelim beyler geldim. özür dilerim çok kötüyüm, dün o'nu gördüm. biraz da sarhoşum.. keyf'im zaten bozuk. müzik de iyice sıçtı ağzıma..

http://fizy.com/#s/1ahwn1 ,

gözlerinin, içine.
başka hayal, girmesin.
bana ait çizgiler,
dikkat et;
silinmesin..

+ee konuya gelelim

dedi. ben de biraz afalladım,

-hangi konu

+ders konusu dedi. ama öyle bir ders dedi ki boşaldım amk.

-ha tamam. nerde başlayalım hocam diye hafifçe ortamı yumuşatmak ve o an hormonların verdiği etki ile kıza da yavşadım.

+farketmez neresini istersin dedi. gene aynı kaveşelik ile tabi.

-aynen farketmez dedim.

biraz sustuk sonra sessizliği ilk o böldü

ilk öpücüğünü verdi. flashback yapıp o güne dönüyoruz;

sabah okulda gene kahvaltımızı yaptık. bana ekmek arası salam, kaşar, amerikan salatası
koymuş getirmiş. çok severim felaket yani öyle böyle değil. 1 lt meyve suyu aldım

+yuh hayvan

lafları ile beraber yedim bitirdim hepsini.

+kadir dedi sonra

-efendim? dedim.. bugün çıkışta benle gelir misin bir şey göstereceğim dedi.

+ne dedim

-boşver kırma gel işte dedi ben de peki dedim. çıkışa kadar lan ne göstercek amk dedim.

duygulandım bin

1. yılımızın geride kalmıştı. şimdiden itibaren 1. ay 2. ay diyeceğim ama başlangıç dilimimiz 1. yıl olacak. mesela 2. ayımızda şu oldu dediğimde 1. yıl + 2 ay ekleyeceksin. beyin bedava amk. *

güldüğüme bakmayın. az önce fotografını gördüm face'de. yakın bir arkadaşısı ile çekilmiş, profil fotosu koymuş arkadaşı. e tabi gördüm.. sigara yaktım. izledim biraz öylece. sonra engelledim. (tombiş, valla son sigaram..)

özlüyoruz hepimiz. bu entryde biraz konu dışına çıkıp dertlerimi anlatacağım.

çok zor biriyim. durduk yere peki der, :) yapar bir anda ortamı soğuturum. hatta hmm diye susarım bile. bi bakarsın hiç cevap atmam. ama hepsinin bir sebebi var.

geçmişte herkesin bir masalı vardır. kimisi mutlu kimisi üzgün. hepsinin bir hikayesi var. kimisinin içine sıçılmış kimisinin ise mutluluktan gözleri dolmuş
hepsi içinde o kadar değerli şeyler saklıyor ki. bir bakkala kalem kağıt versen, gözlemlerini yazsa şaşırır kalırsın..

insanların nasıl veresiyeden kredi kartına geçtiğini,
10 kuruşluk sakızların nasıl 2 liralık paketler olduğunu,
sonra çevresindeki gecekonduların nasıl apartmanlar olduğunu,
ufak bakkaliyesinin nasıl markete dönüştüğünü,
bir zamanlar ufak çocukların şeker almaya geldiklerini anlatır.

herkesin bir hikayesi var, kimisi içine sıçılmış kimisi mutluluk gözyaşlarıyla ıslanmış.

zordu.. ilk başlarda hele.. bana yaptıkları aklıma gelince, bir kere daha küfrediyorum bu kadere. ilerde geleceğim tek tek. olaylar başlamak üzere zaten.

kiz harbi ayip etmis ama yazmadan gecemiycem

ağladım panpa gibeyim böyle hayatı. yaklasık 1 saatte falan okudum 1 paket bitirdim dıbına koyim.

-ne diyorsun amk liselisi?

diyemedim. çünkü anlam veremedim.

-nasıl yani?

+yok işte

-anlamadım ece düzgün anlat sinirleniyorum

dedim.

+kadir ben yalan söyledim dedi.

o dildoyu gene versen, blowjob bile yapcak haldeydim. gibilmiş zütün hesabı olmaz prensibimi konuşturarak

-gene yalan ha. peki ece

dedim. ve evet beyler;

1 hafta gibi bir süre sadece merhaba dan öteye gitmedi konuşmalarımız.

okulda görüyor

+naber kadir..

-iyi.

çıkışta görüyor

+görüşürüz kadir

-sağol.

mesaj atıyor

+kadir orda mısın

-efendim?

+napıyorsun

-hiç.

yani 1 hafta boyunca, peşimden koşturdum.

ama bana dur orda amk liselisi dedirten olay gerçekleşti