ulan içine sıçılmış bir hayatın öyküsü

bunu duyunca ben iyice mutlu oldum. çünkü açıkcası onlayken gibimin derdini unutmuştun. 2 haftaya yakındır ne öpüşme ne başka bir şey vardı hayatımda. sadece bazen ah keşke diyorum ama hemen hakim oluyorum kendime. onu üzmemeye çalışıyorum. böylelikle 1 ayı bitirmiş olduk.

2. aya kadar özet geçeceğim;

her şey aynıydı.

ne öpüşme ne sevişme. ben onlayken bunları önemsemiyor, eve gidince ya da dışarı çıkınca hay amk demekten de öteye gitmiyordum. aldatmıyordum da. üzemezdim onu. kıyamazdım. beraber sahilde geziyoruz, cafe'de takılıyoruz.

nargile içmeme kızardı, ben de hep o'na inat nargile içerdim. yüzüne üflerdim..

artık hoşlanma evresini geçmiştik ve ben farkındaydım her şeyin. ama çok yorucu oluyordu bazen. çocuk gibi tripleri vardı.

+kadir

-efendim

+niye soguksun..

ne alaka diyince aşkım demedin diyordu. ben bunlarla da mutlu oluyordum. bir dostum ufak şeylerden mutlu olmayı öğrenmelisin demişti, büyük ihtimal ona da ait değildi söz ama neyse.

mutluyduk ikimiz de. ara sıra tartışmalar, ufak yanaktan öpücüklerle gideliyordu.

2. ayımız da geçince, biraz işler değişti.

artık duygusallık konusunda sorun yoktu ama cinsellik dürtüyordu beni. ve bunun verdiği etki ile gözüm açılmaya başladı.. hani artık abaza mod on yapıp karı kız kesmek ile meşguldüm. ece de farkındaydı ama sadece masumca 'gözünü oyarım bakma ona' demekten de öteye gidemiyordu.

bir kızla tanıştım.

http://www.facebook.com/p...Fans-olsa/151576094931164
Yaratıcı beyinlere ihtiyaç var beyler ..

ismini vermek istemiyorum. b diyelim ona da. isminin baş harfi.

bu kız okulun kaşarı damgası yiyince, dikkatimi iyice çekti. benim alıcılar 4 çeker'e bağladı ve 'connecting' yazısı ile am.avi'na çıktım.

şu an sorsan, çok pişmanım..

neyse b ile 1-2 gün selamlaşma konuşma derken numarasını almam hiç de zor olmadı. bu hikayeyi okuyan bir panpam facebook'dan ekli gördü beni, o yorum yapar gerekirse nasıl olduğu konusunda.

bu kız istanbullular bilir cadde kızı olduğu için ailesi zengin, kız orta tipli(makyaj yapınca beni benden alıyordu.) ama deli gibi bir vücut. hani o bacaklarının kıvrımı yeterdi.

ve ben nefsimi tutamadım.

aynı akşam kız dediğim gibi cadde kızı olduğu için deli gibi ingilizcesi var. hani okul birincisi oldu sınavda. kolej mezunu zaten. yurtdışına çıkıyor her yaz falan. hani tam her erkeğin hayali olan kız.

neyse, aynı akşam geçen diyaloglar hala gözümün önünde;

-ya b beni ders çalıştırsana biraz.

+olur tabi de o ders nasıl olcakmış? ;) dedi.

ne deseydim beyler? zaten abazaya bağlamışsın. ama inanın ece ile sadece öpüşsek bile yapmazdım böyle bir şey. bırak başka şeyler, sadece öpüşsek bile yeterdi ama asla olmadı (zorunlu edit: b ile bu konuşma yaşanana kadar). yanaşmadı bile..

-nasıl bir ders istersin ki?

dedim..

hay amk hikaye şimdi başlıyor gibişler geliyor galiba devam panpa

+sen nasıl bir ders istersin ;)

dedi.. abi hani o anı düşünmek bile bir pişmanlıktır bana..

-neyse yarın karar veririz diye geçiştirdim çünkü konuşmanın sonu taka gidiyordu belli.

+peki. dedi belli bozulmuştu.

sonra prensesimden mesaj geldi, sanki allah zorla attırıyordu mesajı

+kadir gözün çok dışarlarda üzme beni..

diye. hani o an beyin amcıklamasının kralını yaşadım.. bir yandan gibimin derdi bir yandan sevdiğim hatun. çok zor geldi.

sonra aklıma, lan bunlar beni mi işletiyor yoksa, güvenilirliğimi mi tespit etmeye çalışıyor fikri geldi

oha amk :(

bunun verdiği kuşku ile yarın erken gel okula dedim b'ye.

eceye de yok aşkım işin şakası diye geçiştirdim.

b'den

+pekiiiiiiiiii *

eceden

+peki aşkım..

mesajı geldi.

sizce ne yapmalıydım beyler? hani tüm işaretler olm seni gibiyor bu kızları gösteriyordu. ama emin olmak da istiyordum çünkü ece ile b sadece 1-2 selamlaşmadan başka samimiyeti yoktu.

bayağı yorgun düşünceler ile girdim yatağa. sağa dönüyorum ece, sola dönüyorum b. kalkıyorum lavaboya gidiyorum aynaya bakıyorum ece.

resmen pgibolojik savaş verdi kalbim gibime.

ama 3 sularında kafayı vurup zıbarmışım.

ertesi gün yarım saat önce gittim okula amk kız ( b ) benden önce gelmiş.

+günaydın

-günaydın

+naber kadir

-iyidir senden

gibi sıkıcı sohbetten sonra kantine gittik 2 çay aldım muhabbet ediyoruz ama beyler hani bir kızın size nasıl baktığını bilirsiniz.

bir kız vardır, size aşkım diye bakar.

birisi iyi bir dost gibi.

birisi ise bunun gibi ay vajişim diye bakar.

+ee konuya gelelim

dedi. ben de biraz afalladım,

-hangi konu

+ders konusu dedi. ama öyle bir ders dedi ki boşaldım amk.

-ha tamam. nerde başlayalım hocam diye hafifçe ortamı yumuşatmak ve o an hormonların verdiği etki ile kıza da yavşadım.

+farketmez neresini istersin dedi. gene aynı kaveşelik ile tabi.

-aynen farketmez dedim.

biraz sustuk sonra sessizliği ilk o böldü

+ne zaman başlayacağız peki dedi

-gene farketmez

+hemen şimdi? dedi ama göz süzmek deyimini işte o gün öğrendim ben. bir hülyalı hülyalı bakıyor görmen lazım. kız resmen gel artık hadi! diyor..

-olur

dedim. peki gel sınıfa geçelim dedi. ama o saatte okulda 4-5 kişi var. hani müdür yardımcısı falan gelmemiş, sadece kantinciler gelmiş hazırlık yapıyor bir de 3-4 tane ailesi erken işe gidenler yol üstünde arabayla okula bırakıyor. onlar da zaten hep erken geldikleri için spor salonuna gidip futbol basket vs. yapıyorlar. yani koca okul, sadece kantinciler ve bize aitti. 3. kata (en üst kat) çıktık, onun sınıfına. benimki 1. kattaydı 0. katta (giriş) kantin vardı.

geçtik sınıfa, kapıyı kapadı.

+ee kadir bey nerden başlayalım?

dedi. ben de hani direkt atlamayayım diye düşünüyorum. çünkü aklım hala dünkü ''acaba bana sazan.avi'na çıkmışlar mı'' fikrimde.

-simple past tense (ilk konu amk. sırf kızın amacını görmek)

+biraz geri ama olsun peki diyip oturdu yanıma.

kitabı açtı ama hani gözü kitapta değil.. zaten 2-3 dakika sonra bacağı bacağıma sürtmeye başladı. iyice abazaya bağladım hani çıldırcam, tenime bir dokunsa, koluma yanlışıkla dokunsa boşalcam. o derece.

bir kaç bilgi verdi falan örnek gösterdi. sonra kalemi yere düştü (not: o kalem bilerek düştü biliyorum.)

reserved

kalemi alırken, kafası resmen sıranın altına girdi. biraz da eğilince arkadan lacost'undan bel kısmından kalçalara doğru görünüyor. erkekler için çatalı gözüktü derler ya, orası işte.

bi yandan oral gibi bir pozisyonda bir yandan o manzarayı gördüm. artık pes etmiştim.

kafasına kaldırır kaldırmaz dudaklarına yapıştım.

reserved

biraz öpüşmeden sonra

+belli oldu bu ders beyfendi

dedi ve beni kendine çekti.

çok çok çok kısa özet geçiyorum. birlikte olmadık, ya da sevişmedik. okulda zaten olmazdı da. sadece öpüştük. ama tekrar söylüyorum;

şu an bir sihirli değnek olsa, ilk silceğim şey o olurdu. eşşekler gibi pişmanım..

1 hafta falan 2-3 kez bunlar yaşandı.

bir gün ece;

+kadir...

-efendim prensesim

+seni neden çok seviyorum biliyor musun?

-yakışıklı olduğum için mi hehe

+pislik! hayır tabi kiii.

-neden ?

+ çünkü diğer erkekler gibi değilsin.

-nasıl yani?

+diğer erkekler gibi olsan beni bırakır giderdin.. aldatırdın ne bileyim, benle yapmazdım. bir kuru sevgi verebiliyorum sana..

dedi. ve ben o gece ciddi anlamda ağladım.

cCc talep çok cCc