ulan içine sıçılmış bir hayatın öyküsü

kardeşim bide şu facebook profili değiş ya one öyle mk.

teservit

ekime kadar böyle düşe kalka geçti.. ekimin ortası (16) yıldönümümüzdü.

aklımda hiç bir fikir yoktu. sürpriz falan, hiç düşünemedim bir şey. sadece hediye aldım, gittim karşısına,

bir kez daha,
'iyi ki varsın, iyi ki biz biriz.'
bir kez daha,
iyi ki seni sevmişim..

dedim. zaten bunlar yeter de artardı sevdiceğimin yanaklarında damlalar süzülmesi için..

-ağlama..

kıyamıyorum abi. mutluluktan da olsa, karşımda öyle dudakları kırmızı, yanakları pembe olan biricik prensesimin yanaklarının ıslanmasına, gözlerinden yaşlar fışkırmasına kıyamıyorum.

vay sen hoşgelmişsin.

buyur panpa devam et

olum yiyom içiyom diyonda, çıkıyosan ' çıkıyom beyler, şu kadar saat falan gelmem' de, biz de bin gibi 2 de bir başlığa bakmıyalım amk.

bol bol ağladı. sarıldık, beraber sahilde turladık martılara simit attık ama yediler bu sefer.

sonra ayrıldık, eve gelince antrenmana gitmedim. zaten artık kulübün demirbaşı olduk amk. abiye anlattım durumu, böyle böyle özel bir gün diyince tamam gibtir git dedi.

konuştuk bütün gün eceyle, hayal kurduk hep. pek farklı bir şey de olmadı zaten bu tarz şeylerden sonra.

ama artık ufak ufak değişik tartışmalar başladı. eceye

-şu erkekle konuşma

demekten sıkılmaya başlamıştım. eskisi gibi ben-o değil, ben-o-arkadaşlar girdi işin içine.ki ben pek arkadaş taraftarı değilim. 2 tane olsun, kafi.

bizim bu m, gene ece ile samimiyeti arttırdı.

kafayı yicem amk. hani filmlerde sahne siyahlaşır, başroldeki adamın bir yanından melek diğer yanından şeytan çıkar kulağına fısıldar ya. öyle bir durumdu amk.

ben eceye

-ece şunla görüşme diyince tamam aşkım diyor.

miraçla görsem, yanlarında mutlaka başka birileri oluyor.

ve evet, bir eleman eceye yazıyordu. ö diyelim. isminin baş harfi gene. beyler böyle kodlamak zorunda kalıyorum affedin, gerçek hayattan 4-5 arkadaşım okuyor bu yazıyı. hani biraz mahremiyet olarak kalsın.

neyse, bu ö bizim eceden hoşlanıyormuş. yakışıklı değil, ece zaten bana aşık. yakışıklı olsa bile beni bırakcak bir kız değil(-di.)

ama gene de işi garantiye almam gerekirdi.

çektim bunu sınıfa.

zaten çok az da olsa selamlaşmam var.

-bir gelsene dedim girdik sınıfa, 2 kişi mi ne var. ara zaten, herkes sağda solda.

+efendim

-bizim eceden hoşlanıyormuşsun diyorlar

dedim amk çocuk hafif yeşil renge doğru yol aldı. sonra da mora kaçacak belli.

+ ya yok öyle bir şey eskidendi zaten hani gereksiz ya işte hani yok yalan

falan diye gevelemeye başladı.

-onu bunu bilmem, bak açıkça diyorum;

ece benim kızım. onu köpeklere yem etmem. umarım anlamışsındır

dedim çıktım sınıftan amk ama kapıdan çıkarken benim adım tatar ramazan havasında mutluyum, gururluyum. çocukça bir şey fakat, o zaman için benim adıma sevdiğimi koruma iç güdüsü diye şee ettim. bahane işte. aptallığıma...

edit: biraz mola veriyorum. yemek, duş, dizi.

şimdi bu adam günde 3 kere duş alıyorsa ya çok osbir çekiyordur yada antrenman...
şaka bir yana dinliyoruz panpa anlat sen

reserved

pm atıcaktım panpa da benim de bakmaya vaktim olmadı

yarın yolculuk var denizliye bugun bavullar alışveriş falan ebem gibildi

şimdi sabah 6ya kadar takipteyim,

bu arada hikaye çok iyi lan

Panpa basligina yazmiyorum ama hikayeni takip ediyorum guzel bi hikaye bu tarz hikayeleride seviyorum ama sende yannan giben kelebek gibi 6 7 ayda anlatirsan giberim.

şu an bunları okuyan bir tombiş var. hoşlandığım bir hatun. güzel amk, valla taş gibi. isteyene fotografını, numarasını, face'sini falan veririm. (şaka lan döver falan şimdi bizi.) tüm yazılarıma rağmen, kadir geçmişte olmuş bitmiş önemli değil. hem ben okuyup seni anlamaya çalışıyorum diyor, öyle de iyi birisi. yalakacı değilim, sevgilim bile değil ama ilerde bir gün ya 2. bi ece vukuatı yaşayacağım ya da sanırım sonunda, sonunda diyeceğim *

neyse konuya dönüyorum, duşa girmeden önce biraz yazayım.

panpa gurbetten takibe devam biram sigaram elimde dinlemedeyim

1. yılımızın geride kalmıştı. şimdiden itibaren 1. ay 2. ay diyeceğim ama başlangıç dilimimiz 1. yıl olacak. mesela 2. ayımızda şu oldu dediğimde 1. yıl + 2 ay ekleyeceksin. beyin bedava amk. *

güldüğüme bakmayın. az önce fotografını gördüm face'de. yakın bir arkadaşısı ile çekilmiş, profil fotosu koymuş arkadaşı. e tabi gördüm.. sigara yaktım. izledim biraz öylece. sonra engelledim. (tombiş, valla son sigaram..)

özlüyoruz hepimiz. bu entryde biraz konu dışına çıkıp dertlerimi anlatacağım.

çok zor biriyim. durduk yere peki der, :) yapar bir anda ortamı soğuturum. hatta hmm diye susarım bile. bi bakarsın hiç cevap atmam. ama hepsinin bir sebebi var.

geçmişte herkesin bir masalı vardır. kimisi mutlu kimisi üzgün. hepsinin bir hikayesi var. kimisinin içine sıçılmış kimisinin ise mutluluktan gözleri dolmuş
hepsi içinde o kadar değerli şeyler saklıyor ki. bir bakkala kalem kağıt versen, gözlemlerini yazsa şaşırır kalırsın..

insanların nasıl veresiyeden kredi kartına geçtiğini,
10 kuruşluk sakızların nasıl 2 liralık paketler olduğunu,
sonra çevresindeki gecekonduların nasıl apartmanlar olduğunu,
ufak bakkaliyesinin nasıl markete dönüştüğünü,
bir zamanlar ufak çocukların şeker almaya geldiklerini anlatır.

herkesin bir hikayesi var, kimisi içine sıçılmış kimisi mutluluk gözyaşlarıyla ıslanmış.

zordu.. ilk başlarda hele.. bana yaptıkları aklıma gelince, bir kere daha küfrediyorum bu kadere. ilerde geleceğim tek tek. olaylar başlamak üzere zaten.

hasgibtir ya çok meraklardayım lan

2. ayımızda (1. yıl kuralı başladı.) beni yakın 2 arkadaşı ile tanıştırcak.

ege, egemen. bunlar ecenin siteden 2 arkadaşı. çok yakın, ikisi de fırlama bin kafadarlar işte amk.

tamam dedim, oturduk burger'a bir şeyler yedik muhabbet ettik.

sonra egemen,

+ ya o değil de ece geçen haftaki makarna vakasından sonra iyi geldi bu menü diyince,

-hayırdır nasıl bir vakaymış?

ama ece hafiften kızardı, kaç göz yapıyor egemene. egemen de anladı tabi, geri vites atmak için bahane ararken,

-söyle söyle bir kere çıkar ağızdan laf. dedim

+ya işte geçen evde tektik, karnımız da acıkınca ece geldi bize

-ee

+yemek hazırladı sağolsun

-hmm. kim kimdiniz

+eceye bir bakış attı, hani doğru mu söylesem yoksa yalan gibi mi ama ben boş durur muyum hemen atladım,

-doğruyu söyle ki bir daha açılmasın bu konu dedim.

+ya işte ece ben ege vardı.

-hmm dedim lavaboya kalktım. kalkarken kolumdan tuttu ece,

+kadir dedi ama +kadi.. de kaldı, çoktan elimi hızlıca çekip lavaboya doğru yol almıştım.

edit: tekel'e çıkıyorum, geleceğim birazdan.

elimi yüzümü yıkadım ama sinirlerim iyice bozuldu. çıktım gittim oturdum ama konuşmadık uzun bir süre.

-neyse, olabilir canım diye ortamı yumuşatmak istedim ama pek yemediler. aslında çoğu insan ya sanki bir şey yapmışlar ha diyebilir ama benim sevgilim !!! benden habersiz !!! böyle bir şey , yapamaz. benden habersizde 3 ünlem var amk, o derece üstünde duruyorum.

kadir gidebilir miyim dese gitme demem. ama o bana sormayı tercih etmedi.

-ee başka ne var ne yok

+hiç işte

-neyse kalkalım o zaman

+peki ece benle dimi, gene arabayla bırakırım sorun olmaz umarım diyince ben ordaki geneye takıldım. sanki benle taşşak geçiyorlar amk.

-gene derken? dedim adam pot kırdığını farketti.

+geçen karşılaştık da, eve bırakmıştım zaten aynı site biliyorsun

eceye döndüm, kafası yerde.

-peki, gidelim dedim memnun oldum diyip eceye hiç bir hareket dahi yapmadan kendi yoluma doğru yürüdüm.

haber vermesi gerekirdi panpa

ayıp etmiş

edit: lan bu arada 16 ekim benim doğum günüm amk

akşama kadar konuşmadık.

akşam mesaja attı,

+kadiiiiir

cevap atmadım.

+kadir...

cevap atmadım.

+kadir lütfen aşkım bak özür dilerim..

cevap atmadım.

aradı, açmadım. meşgule de atmadım. çaldı durdu.

+kadir, yalvarırım..

-efendim?

+inan bir şey olmadı lütfen aşkım inan bana

-ha sen bir şey olabilme ihtimali üstünde duruyorsun, iyimiş.

+kadir o anlamda değil lütfen bak..

-ece hadi bi tak yedin. niye bir mesaj atıp söylemedin!

+kızcağını düşündüm..

-haklısın tabi, 2 sap'ın evine tek başına gidip yemek yapan bir sevgilim var. ve ben bunları o yavşaktan öğreniyorum. sen de haklısın.

dedim telefonu kapadım.