+426
-18
Evet beyler. Bir araştırma geliştirme sonuçları ile daha karşınızdayım. Dün gece yatarken aklıma gelen bir soruyu araştırmaya başladım. Ve kaşıma çıkan sonuçlar epey ilginç olduğu için sizlerle paylaşmaya karar verdim.
Bildiğiniz üzere uçaklardaki tuvaletlerin içerisinde su bulunmaz. Peki sıçılan onca sıçmık veya işenilen onca içmik nereye gidiyor ? Havadan insanların üzerine mi bırakılıyor ? yoksa uçak içerisinde bir "özütülerek" yok mu ediliyor ?
Bundan yıllar önce gençlik zamanlarımda kayseriden trenle istanbula gelmiştim. Tahmini 2 gün falan sürmüştü. 2 gün içerisinde bir kere tuvalete gitmiştim. Kapıyı açmamla tak parçalarını sağa sola sürüklemem bir olmuştu. Her nasıl olduysa tren tuvaletinin her tarafı tak ve peçete ile kaplıydı. Diğer tuvaleti denedim. Orası temizdi. Ve klozetin içi boş olduğundan delikten alttaki rayları görebiliyordum. Yani sıçtığımız sıçmıklar olduğu gibi raylara gidiyordu. Uçakta da öyle mi acaba diye düşündürttü. Fakat tabiki de öyle değil.
Uçak tuvaletlerinde kullanılan sistem vakum sistemi. Çeşitli maddelerden üretilmiş borular ile sıçtığınız sıçmış sifona bastığınız anda saatte yaklaşık 160km hızla çekilen bir vakum sistemi ile borulara naklediliyor. Borulardan aynı hızla uçağın kıç bölümüne yerleştirilmiş tanklara gidiyor. Uçak iniş gerçekleştirdiği zaman arıtılmış atıklar ingilizce "honey truck" denilen bir kamyon ile boşaltılıyor ve uçağa tekrar sıçmık atılması sağlanıyor.
Bu kamyonun ismini neden honey truck koydular bilmiyorum. Fakat bu kamyonda aynı tip bir vakum sistemi ile uçağın altına yanaşıyor. Kamyonun üzerinde birşey olmamasına rağmen altında 800 galon su alabilecek kapasitede bir tanker bulunuyor. Bir hortum vasıtası ile uçağın kıç bölümündeki sıçmıkları alarak hadi bakalım yiğidim diye pış pışlıyor. Pudrasını sürüp mecazen uçağın zütünü temizliyor.
Bu vakum sistemi uçaklarda bir çok kez probleme yol açmış. Hürriyet gazetesinde Uğur cebecinin 2014 yılında yazdığı yazıda bahsettiği gibi, burada oturan şişman bir yolcu henüz klozetten kalkmadan sifona bastığı için zütü 160 km hızla içeriye çekilmeye başlanmış. Ve züt olduğu gibi klozete sıkışmış. Kabin memurları uçaktaki yolccu epey bir müddet tuvaletten çıkmayınca endişelenmiş. inişte kapıyı açınca adamın klozette sıkıştığını görmüşler. ve gene abimizin anlattığına göre teknik ekibin "basit" bir müdehalesiyle kurtarmışlar. Artık nasıl basit bir teknik kullandılar orası muamma.
Uçağa binen ipneler sürekli bişeylerini bu vakum sistemine düşürdükleri için tuvalet sisteminin sık sık bozulmasına yol açmışlar. Sonuçta o borular bir kere patladığı zaman uçağın içi alabildiğine tak ve sidik olur. Bazı havayolu şirketleri bu yüzden boruları titanyumdan yapmışlar. Bu borularda kalem pil düştüğünde bile çalıştığı görüldüğü için hemfikir kalmışlar.
Aynı abimizin yazısında bahsettiği üzere uçak tuvaletinde en çok unutulan şeylerin başında takma dişler geliyormuş. Takma dişlerden sonra en çok unutulanların başında ise ceptelefonu cüzdan saat anahtarlık gibi şeyler. Fakat en garibi ise altın külçeler. Bir tane zengin milyarder gardeşimiz her nasıl olduysa uçağa altın külçeleriyle binmiş ve onlarıda üstünde taşıyor olsa gerek ki tuvalete kadar getirmiş. Ve nasıl bir taşşak varsa bu abimizde onları tuvalette unutuvermiş. Ortalama 1 milyon dolar değerindeki altın külçeleriin kime ait olduğu bilinmiyormuş. Aradan çok fazla zaman geçmediyse biz sahiplenek diye düşünmedim değil.
Bonus olarak şunuda söylemem gerekir ki uçaklarda bildiğiniz gibi sigara içmek yasak. Fakat bazı yolcular yolculukların uzun olması ve ikramlarda sigarayla iyi giden şeylerin verilmesi sebebiyle kendini tutamıyor olabilir. Örneğin sarımsaklı işkembe çorbası, kırmızı şarap, likör, yıllanmış çay vb. Bu tip yolcular sigara içmek için dur şu tuvalete bi çöğdürüyüm diye sıka sıka tuvalete gidip orda tüttürüyorlarmış. Tabii ki sigara dumanı yandığı anda alarm ışıkları içerden yanıyor. Bunu gören yolcular paniğe kapılıp hemen sigarayı ordaki çöp kutusuna atıyor. Çöp kutusunun içerisinde peçeteler falan olduğu için tutuşup yangın çıkıyor. Bir tane aptal huur çocuğunun yüzünden bir keresinde uçakta yangın çıkmış. Bu nedenle uçaklarda tuvaletlerin hepsinde kül tablası bulundurma zorunluluğu getirmişler. Bana eski lise günlerimi hatırlattı. Lisede bildiğiniz gibi nöbetçi öğretmenler olurdu. Bizimkiler darbe zamanında sağcı solcu öğrenciler birbiriyle dövüşmesin diye koridorlarda bekletilen askerler gibi koridor uçlarında dururlardı.
Okul yönetimi tuvaletlerde sigara içiminin önüne geçemedikleri için hocaların tuvaletlerde nöbet tutmasını zorunlu kıldı. Tuvalette traş olurken bayan hocalarımızın hadi oğlum hadi sululuk yapma hadiii diyerek başımızda beklemeleri çok ilginç gelirdi. nalet olsun bozuk musluklara.
evet beyler. Bir olağanüstü faydalı araştırma geliştirme sonuçlarını daha sizlerle paylaşmanın gururunu yaşıyorum. Canım gardeşlerim benim. Yepyeni bir araştırmayla daha görüşmek üzere. Eğer aydınlanmak istediğiniz bir konu varsa dış işleri bakanlığına mail atın. şimdilik görüşmek üzere.
Edit : Çugulayan zütü sıkışmış şişman yolcu.
Edit2: ikinci kez mi trende giriyor başlık nedir anlamadım. dün ve bugün iki kere başlık trende girdi diye mesaj geldi. Hepinizin araştırmacı ve geliştirmeci kimliklerinizden aynşıtaynla beraber yaladım sayın.
Tümünü Göster