+1
Küçükken karşı binada oturan yaşlı bi huur çocuğu vardı. Sürekli camdan bizim evi gözler ne zaman annem ve babam evden gitse ve ben tek başıma kalsam ışık hızıyla bizim eve gelirdi.
Her annem ve babamın evden gidişinden sonra zil çalardı. kapıyı açardım ve o yaşlı huur çocuğu gelmiş olurdu.
Beni evin salonuna zütürür ve "sihirbazlık oynayalım mı?" derdi. Bende "evvet amca oynayalım" derdim. kanepeye oturur pantolon fermuarını açar ve kafasındaki üstü delik şapkayı kucağına koyup "Hadi elini delikten sokup sihirli tavşanı hisset" derdi.
Bende elimi şapkadan içeri sokar ve sihirli tavşanı hissetmeye çalışırdım. Sihirli tavşan ürkek küçük bir şeydi. tüyleri veya kulakları yoktu korkmuş ve pusmuş gibiydi. Amca da bana "hadi biraz elle de cesaretlensin" derdi. ve bende ellerdim. yavaş yavaş cesaretlenip büyük bi tavşan olurdu. bi keresinde hastalandı ve elime beyaz beyaz kustu. bende sihirli tavşanı hasta ettiğim için çok üzülmüştüm :((