Biraz uzun olacak ama gerçekten bilgilenmek isteyen panpalarım okuyacaktır buna inanıyorum.

---

Din üzerine yapılan tartışmalar Türkçüler arasında çoğunlukla kavgalara, ayrılıklara sebebiyet vermiştir. Kimilerince din, kimilerince Türklük önce gelmiş ve bazıları kararsız kalmıştır. Bu tartışmaların genel sebebi dini yönü yersiz kabaran Türkçülerin diğer Türkçülere din dayatması ve bazı Türkçülerin birbirlerinin inanışları hakkındaki hakaretleridir. Bu dayatmaları yapanlar ve dava arkadaşlarının inanışlarına hakaret eden Türkçülerde Türkçülük fikri tam oturmadığı gibi Türkçülük hakkında da yeter bilgiye sahip değillerdir. Türkçülük üzerine okuduğu makale, şiir, kitap sayısı belki onu bile bulmaz ama tüm bu noksanlarına rağmen konuşmayı bir marifet sanır. Şüphesiz Türkçülük hakkında biraz bilgi sahibi olan, Türkçülüğün yolbaşcılarından ve onların koyduğu ilkelerden haberi olan kimse zaten çözülmüş din meselesini tekrar tekrar tartışmanın bir manası olmadığını anlardı.

Türkçülük Türklüğe saldırmayan, onun ahlak yapısına aykırı olmayan bütün dinlere saygı duyar. Ama Türkçüler içinde din propagandasına izin vermez ve dinin Türklüğün önüne geçmesinide kabul etmez. Bunun yanında Türkçülerin inanışlarına hakareti de onaylamaz.

Bir Türkçü Türklük söz konusu olduğunda Tanrı haricinde her şeyi bir kenara bırakabilmelidir. Atsız atanın yazısında belirttiği üzere “Türkçüler, XX.yüzyılda Türk milletinin fedakarlarıdır”. Öyleyse Türkçü için Türklük önünde tutabileceği şahsına ait hiçbir kaygı olamaz. Türkçüyüm diyen kimse için Türklük ve Türk Milletinin menfaatleri her şeyin üstünde olmak zorundadır. Atsız atanın “Yobazlık Bir Fikir Müstehâsesidir” adlı yazısında verdiği örnek burada da geçerlidir; “Fatih’in kanunnamesindeki “kardeş öldürme” maddesi de islam esaslarına tamamen aykırıdır. Fakat devletin yaşayabilmesi için başka çare göremediğinden bu merhametsiz hükmü kanunnamesine koymuş, din adamları da işi kitabını uyduruvermişlerdir. ”

Atsız atanın “Türkçülüğün Meseleleri” adlı makalesinde belirttiği gibi islam dini Türk Milletinin milli dini haline gelmiştir. Bağımsız yedi Türk devletinin halkı müslümandır. Bunun dışında Rusya’daki, Doğu Türkistan’daki, Güney Azerbaycan’daki ve diğer bölgelerde ki Türklerinde hemen hemen hepsi müslümandır. Şuan Müslüman olmayan Türklerde zamanı gelince Türklüğün menfaati uğruna Müslüman olacaklardır. Üstelik bunu biz zorladığımız için değil; kendileri istedikleri için yapacaklardır. Son yıllarda türeyen; islam’ın değerlerine hakaret eden ve kendilerinin “Türkçü” olduğunu iddia edenlerin Türkçülüğü ne derece samimidir? islam dinine söverek tüm bu Türkleri nasıl bir araya getireceksiniz? Nasıl bir Turan ki dinine küfür edilen insanlardan kurulu olacak? Bu bir kere Türk olanın yaratılışına aykırıdır. Türküm diyen birisinin kabul edeceği, boyun eğeceği bir şey değildir. Şu halde Türkçüler Türk milletinin bu çağdaki fedakarları diyen Atsız ata ile islam’a hakaret edenler aynı davanın insanı mıdır? Bu kişilerin islam’a sövmeleri Türkçülüğün bir gereği değildir; bunların sövme sebepleri şahsi islam düşmanlıklarından kaynaklanmaktadır. Davayı şahsi husumetlerine alet eden ve Türklüğün mukaddesatına söven bu güruh Türkçü kabul edilemez. Bir Türkçü Türk milletinin mukaddesatına sövmek bir yana onun savunucusu olmak mecburiyetindedir.

Bunun haricinde Türklük ve islamlığı aynı kefede değerlendirenler var. Aynı anda iki cephede savaşmak isteyenler. Türklük bir kimsenin milli kimliğini, islamlık ise dinini ifade eder. Türklük içine sadece Türk olanlar girer; islamlık içine ise pek çoğu bize ihanet etmiş ve hatta geçmişine bakıldığında Türk kıyımında bulunmuş milletler olan Arap, Acem, Tacik, Peştun ve benzeri pek çok millet. Dolayısıyla hem Türklük menfaatleri için hem islam menfaatleri için aynı anda çalışabilmek mümkün değildir. islam dininde müslümanın kanı müslümana haram kılındığı halde Yavuz Sultan Selim Han diğer Müslüman devletlere savaş açmakta sakınca görmemiştir. Zamanın din adamları da bu devletlere savaş açılmasını uygun görmüş bu doğrultuda fetva yayınlamıştır. Görüldüğü gibi Yavuz Sultan Selim Han ilahi buyrukları devlet ve millet menfaatleri icabı çiğnemiştir. Bizim bugün dahi Arap toprakları üzerinde siyasi emellerimiz söz konusudur. Arap devletleri ve Müslüman Arap milletleri ile olan menfaat çakışmamızda yine kanla neticelenecektir. Böyle bir durumda islam adına savaştığını söyleyen birisinin cephede Türklük adına savaşmasının manası nedir? Bir mana bulamadığından asker kaçağı olmak vacip olacaktır bu zat için heralde. Devlet ve millet meseleleri söz konusu olduğunda kişisel inanışlar ve bütün duygusallıklar bir kenara itilir.

Bir yandan Türklük adına savaşmak öte yandan islam adına savaşmak gayesi yine mantıksızdır. Zira geldiğimiz şu çağda din savaşları kalmamıştır. Din bir savaş sebebi değil vicdan meselesi haline gelmiş ve böylece yerleşmiştir artık. islam’ın yayılması için mücadele eden ve islam’ı Türklüğün önünde tutan bir Türkçünün, çoğunlukla Hristiyan Türklerden müteşekkil Gagauz Türklerine samimi kardeşlik duyduğunu söylemesi inandırıcı değildir. Keza Türkçüler insanları soylarına göre ayırdığına göre bu kişi Türkçü de olamaz.

Milliyetleri söz konusu olduğunda Araplar, Acemler hiç çekinmeden Türk’e sırt dönmüşlerdir. islam halifesinin cihat çağrısına karşı gelerek düşmanla birleşip Türklere saldırmışlar. Öyle ki Kutsal Toprakları Arap ve ingilizlere karşıda yine Türkler müdafaa etmiştir. Hepsi hristiyan olan Avrupa milletleri asırlarca birbirleriyle çarpışmışlar. Yine Müslümanlar içinde de iki ayrı mezhep olan Şiilik ve Sünnilik yüzünden binlerce Türk gereksiz yere savaş meydanlarında ölmüştür. Dinin birleştiriciliği kabul etsek de, etmesek de yok olmuştur. insanlığın yek millet olmasını Tanrı istese zaten bunu böylece yaratmaz mıydı?

Arapların ve Türk olmayan Müslümanların ihanet üstüne ihanet ettiği dönemlerde, Arap topraklarında dini eğitim için bulunan Türkler savaşmak için Peygamber soyundan geldiğini söyleyen Arapların yanında değil de “Türk toprakları nerededir? ” diye sora sora buldukları Anadolu’ya gelip savaşa Türkiye Türklerinin yanında katıldılar. Haç için istanbul’da bulunan beş yüz Özbek hacı adayı bin yıldır ayrı yaşadıkları Türk kardeşleri safında savaşa katıldılar. Türkistan’dan gelmiş olan Türkler hiç beklemeden Osmanlı safında savaşa atıldılar. Pek çoğu I.Dünya Savaşı sonrası Milli Mücadelede yer alıp Türkiye Türklerinin bağımsızlığı için savaştılar. Ya bin yıldır aynı ülkede yaşadığımız islam kardeşlerimiz ne yaptılar? Düşmanla bir olup bir hançerde onlar sapladılar.

Görüldüğü üzere din ve milliyet işleri birbirinden ayrı şeylerdir. Bir Türkçü için Türklüğün önünde hiçbir şeyin olamayacağı anlaşılmalıdır. Bizim davamız Türklük davasıdır.

Not: Türkçüyüm diyen her kimse bu tavsiyeleri dikkate almalı ve öyle davranmalıdır. Oluşumlarda sentezci ve islam ağırlıklı Türklüğü savunan gerici ve yobaz tayfasına yer verilmemelidir.