/i/Tespit

  1. 1.
    +2 -1
    Türkçenin %80 inden fazlasını yine Türkçe kelimeler oluşturur. Arapça Türkçeyi sandığınızdan daha az etkilemiştir. Cumhuriyet dönemindeki Türkleşme de buna katkıda bulunmuştur
    ···
  1. 2.
    -2
    sen öyle avutmaya devam et kendini paşam yellah
    ···
    1. 1.
      0
      Arapça kelimeler yüzdesel olarak çok çok az olduğu halde günlük diyalogların tamamında kullanılır. Çünkü bu kelimeler yerleşik hayata geçtikten sonra kendimiz türetemediğimiz arapça ve farsçadan ithal ettiğimiz kelimelerdir. Fransızcadan alınan kelimeler ise dha çok teknolojik şeyler.
      ···
  2. 3.
    +1
    KANUNi SULTAN SÜLEYMAN'IN FRANSA KRALI FRANSUVA'YA YAZDIĞI MEKTUP.

    Hazret-i izzet cellet kudretuhu ve allet kelimetuhunun [Allah'ın] inâyeti ve mühr-i sipihr-i nübüvvet ahter-i burc-i fütüvvet-pişvâ-yı zümre-i enbiyâ muktedâ-yı fırka-i asfiyâ muhafazid Mustafâ'nın sallallahu aleyhi vesellem mu‘cizât-ı kesîretü'l-berekâtı ve dört yârinin -ki, Ebubekir, Ömer, Osman ve Ali'dir- rıdvânullahi aleyhim ecma‘în onların ervâh-ı mukaddesesi mürâfakati ile, [Mektubun bu satırlarından sonra Sultan Süleyman'ın tuğrası vardır ve tuğrada bilindiği üzere Süleyman Şah bin Selim Şan Han el-muzaffer dâimâ yazılıdır. Bu dua ve selam satırlarından sonra mektup şöyle devam etmektedir:] Ben ki sultanü's-salâtin ve bürhânü'l-havâkîn tâc-bahş-ı hüsrevân-ı rû-yı zemîn zıllullahi fi'l-arazîn Akdeniz'in ve Karadeniz'in ve Rumeli'nin ve Anadolu'nun ve Karaman'ın ve Rum'un ve Vilâyet-i Zülkadriyye'nin ve Diyarbekir'in ve Kürdistan'ın ve Azerbaycan'ın ve Acem'in ve Şam'ın ve Haleb'in ve Mısır'ın ve Mekke'nin ve Medine'nin ve Kudüs'ün ve külliyyen Diyâr-ı Arab'ın ve Yemen'in ve dahi nice memleketlerin ki, âbâ-yı kirâm ve ecrâd-ı izâmım enârallahu berâhinehüm kuvvet-i kahireleriyle feth ettikleri ve cenâb-ı celâdet-me’âbım dahi tîğ-ı ateş-bâr ve şimşîr-i zafer-nigârım ile feth eylediğim nice diyârın sultanı ve padişahı Sultan Bayezid Han oğlu Sultan Selim Han oğlu Sultan Süleyman Han'ım, Sen ki, Françe vilayetinin Kralı Françesko'sun... Dergâh-ı selâtîn-penâhıma yarar adamın Frankiyan ile mektup gönderip ve bazı ağız haberi dahi ısmarlayıp memleketlere düşman müstevli olup el-an hapisde idüğünüz i‘lâm edip halâsınız husûsunda bu cânibden inâyet meded ve inâyet eylemişsiz. Her ne ki, demiş iseniz benim pâye-i serîr-i âlem-masîrime arz olunup alâ-sebîli't-tafsîl ilm-i şerîfim muhît olup tamam ma‘lûm oldu. imdi padişahlara sınmak ve haps olunmak acep değildir. Gönlünüzü hoş tutup âzürde-hâtır olmayasız. Eyle olsa bizim âbâ-i kirâm ve ecdâd-ı izâmımız nevverallahu merkadehüm dâimâ def‘-i düşmân ve feth-i memâlik için seferden hâli olmayıp biz dahi onların tarikine sâlik olup her zamanda memleketler ve sa‘b ve hasîn kal‘alar feth eyleyip gece ve gündüz atımız eyerlenmiş ve kılıcımız kuşanılmış ve Hak sübhânehu ve te‘âlâ hayırlar müyesser eyleyip meşiyyet ve irâdeti neye müte‘allik olmuş ise vücûda gele. Bâkî ahvâl ve ahbâr ise mezkûr addıbınızdan istintak olunup ma‘lumunuz ola. Şöyle bilesiz... Tahrîren fî evâil-i Âhiri'r-Rebî‘ayn li-sene isneyn ve selâsîn ve ti‘a-mi’e.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Panpa yanlış hatırlamıyorsam sadece sarayda bu saçma arapça farsça kırması dil konuşuluyordu. Halk arasında hala eski anadolu türkçesi konuşuluyordu yanlış hatırlamıyorsam
      ···
    2. 2.
      +1
      Doğruluk payın var. Anadolu Türkleri Osmanlı döneminde zaten köylü olarak görüldüğü için, sarayda Türklere yer vermedikleri, onları hor gördükleri için Türkçe çoğu anadolu yöresinde diri kalmış, konuşularak yaşamıştır. Mustafa Kemal Türk Dil Kurumu'nun açılışından sonra Türkçeleşme faaliyetleri kapsamında birçok anadolu köyüne memurlar yollamış ve konuşulan Türkçeyi kayıt ettirmiş, profesörler ve türkologlar ile kendisi de tartışarak bugünkü Türkçemiz için büyük adımlar atmışlardır. Allah hepsinden razı olsun. Türkçemiz açısından ne kadar doğru çalışmalar yapıldığını göstermek amacıyla 1200lü yıllardan bir Yunus Emre dizesi ve Göktürkler döneminden bir koşma dörtlüğü paylaşacağım ki şu an ki dilimizin ne kadar yakın olduğunu göstereyim.

      Aşkın aldı benden beni, bana seni gerek seni
      Ben yanarım dün ü günü, bana seni gerek seni
      Ne varlığa sevinirim, ne yokluğa yerinirim
      Aşkın ile avunurum, bana seni gerek seni
      Aşkın aşıkları öldürür, aşk denizine daldırır
      Tecelli ile doldurur, bana seni gerek seni

      Aşkın şarabından içem, Mecnun olup dağa düşem
      Sensin dün ü gün endişem, bana seni gerek seni
      Sofilere sohbet gerek, Ahilere Ahret gerek
      Mecnunlara Leyli gerek, bana seni gerek seni

      Göktürk dönemine ait bir koşma parçası:

      Boz Bulıt yorudı (BOZ BULUT YÜRÜDÜ)
      Boyun üze yagdı…(BOYUN ÜZERiNE YAĞDI)
      Kara Bulıt yorudı(KARA BULUT YÜRÜDÜ)
      Kamıg üze yagdı…(HER ŞEYiN ÜZERiNE YAĞDI)

      Sevgiler..
      ···
  3. 4.
    0
    Osmanlı Türkçesi(Türkçe denir ise); Farsça ve Arapça ağırlıklı olarak gelişmiş, son zamanlarında ise yoğun Fransızcaya maruz kalmıştır. Osmanlı Türkçesindeki tek Türkçe izi bazı ekler(ım,im,ın,in,un,ün) ve bazı basit yardımcı fiiller(eylemek, etmek,olmak) ve bikaç yeri doldurulamamış Türkçe sözcük. Buna da Türkçe derseniz.
    ···