kendi çapımıza göre iyiyiz. çünkü çekilen dizileri ve filmleri ya kendimiz izliyoruz yada kültürler az çok bize benzeyen ülkeler izliyor. (araplar yada balkan ülkeleri)
adamlar konusu ister fantastik olsun, ister tarih olsun, ister dram olsun en taktan konuyu bile çok ama çok iyi şekilde pazarlayabiliyorlar.
amerikanın elinde ülke tarihine ait kahramanı yokken onlarca süper kahraman yarattılar. ki bizim elimizde bir çok kahraman olmasına rağmen hiç çekmesek daha iyi olacaktı dedirten filmler çekiliyor. (kel oğlan : mehmet ali erbil) elimizde bir çok tarihi konu olmasına rağmen çekemiyoruz. (fetih 1453)
ya da çağrı filmi hz. muhafazid'in (s.a.v.) hayatını konu almasına rağmen, yabancıların çektiği ve her yayınlanmasında bir sürü para kazandıkları bir film.
leyla ile mecnun, behzat ç, işler güçler filan kaliteli yapıtlar ama sadece kendi çapımızda kaliteli yapıtlar. herhangi bir amerikan dizisine kafa tutamaz yada yabancı bir kişi onu izlemez. amerikalı bir diziyi 20 dk ile 60 dk arasında tutuyor, bir sezonda max 12 bölüm çekiyor. bizim ise en kısa dizimiz 1,5 saat sürüyor ve bir sezonda 25 - 30 bölüm çekiyoruz. adamlar az çalışarak fiziksel anlamda yıpranmıyorlar ve olayı kısa ve net anlatıyorlar. bizimkiler gibi dizi tutunca ottan taktan eklemeler yapmıyorlar (misal ezel)
ve adamlar bir dizi için dünyanın parasını ayırıp, iş bitince tonla para kazanıyorlar. sen ise hala pis yedili gibi dizi üretip, milletinde mal mal bu diziyi izleyip, gülmesini görüyorsun.
filmlerimiz ise ayrı bi muamma. hala kaç yıl önce çekilen, her sahnesini ezbere bildiğimiz halde hababam sınıfına gülen bir milletten(bende izliyor ve gülüyorum) dünya çapında izlenecek bir film çıkacağına ben inanmıyorum. değil sinan çetin james cameron türk olsa, çoğu yabancılardan oluşan oyuncu kadrosu verilse, güzel bir konu ele alınsa şuan piyasadaki herhangi bir türk oyuncu arasına koysanız mutlaka filmin içine sıçıp batırır.
özet : bizden sinema anlamında açık ve net bir şekilde
bir gibim olmaz
