0
PKK bu noktaya 12 Eylül ile geldi
"Öcalan'ı bu noktaya taşıyan 12 Eylül'dür" diyen Emekli Albay Kardaş, 12 Eylül uygulamalarının dağa çıkan insan sayısını artırdığını söyledi
Belma Akçura
12 Eylül sabahı Türkiye'nin siyasal, ekonomik ve sosyal bunalımına en kestirme "çözüm" yolu, apoletleri, postalları, tankları ve anayasasıyla askerden geldi.
Kendi "hukuku"yla gelen darbeden hemen sonra siyaset yasaklandı, örgüt ve dernekler kapatıldı. 1 milyon 683 bin kişi fişlendi, 30 bin kişi sakıncalı bulundu, 9 bin 400 kamu görevlisi "1402"lik oldu. 650 bin kişi gözaltına alındı, 14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarıldı. 210 bin dava açıldı, 49 kişi idam edildi. 12 Eylül zihniyeti konuşmayı, düşünmeyi, toplu gezmeyi, örgütlenmeyi, yazmayı, yasakladı. Devletle vatandaşı arasındaki sözleşmede devleti önemsedi, temel haklardan söz etti, insan haklarını unuttu...
12 Eylül'ün günümüze yansımalarını, 22 yıl askeri hâkim ve savcı olarak görev yapan emekli albay Ümit Kardaş'la konuştuk.
12 Eylül askeri yönetimi kendi uygulamaları doğrultusunda yargıyı kullandı mı?
Evet. Hatta o zamanki Konsey üyeleri Diyarbakır Orduevi'nde hâkimleri toplayıp 'Siz bu olaylara bir hukukçu gözüyle değil, başka bir gözle bakacaksınız. Çünkü memleket elden gidiyor. Hukuku bir tarafa koyun' dedi. Bu yüzden 12 Eylül sonrası hiçbir askeri ve sivil hâkim ve savcı işkence üzerine gidemedi. Benim de bir işkence kararım nedeniyle üzerimde baskı kuruldu.
Hukuku bir tarafa bırakmak, insanlık onurunu da yok saymak değil midir?
Kesinlikle. Bakın; Diyarbakır'da bir sabah, hâkim savcılarla oturuyoruz; tank biçimindeki panzerin kapısından iki büklüm, birbirlerine zincirlerle bağlı duruşmaya getirilen sanıklar marş söyletilerek dolaştırıldı. Bu sahneyi unutmam mümkün olmadı. Bunu ancak bir filmin karesinde görebilirdiniz. Çok utandım, içim burkuldu. Hukukçusunuz ama buna müdahale edemiyorsunuz.
Baskı ve yıldırma
12 Eylül bütün ülkeyi etkiledi ama Güneydoğu'da yaşananlar?
Tarihsel sürecin tekerrürü. Yıllarca bu bölgelerde isyanlar yaşanmış ve bu isyanlar da hep baskı ve yıldırma politikalarıyla bastırılmaya çalışılmış. 12 Eylül yönetiminin örgüt üyesiyle halkı ayırt etmek, adaletin yerini bulması gibi bir niyeti yoktu. Gücünü baskı ve şiddet üzerine kurdu.
Dolayısıyla bu zihniyet sizin örgüt üyesi olup olmamanızın da önemini ortadan kaldırıyor.
Kesinlikle. 12 Eylül askeri yönetimi özellikle o günkü uygulamalarıyla Türkiye'nin Kürt sorununun çözülmez hale gelmesine, küçük bir yaranın büyüyüp kangren hale gelmesine neden oldu. 12 Eylül'ün en büyük zararlarından biri de bence budur.
12 Eylül PKK'yı nasıl bitiremedi?
O bölgede Sıkıyönetim ve OHAL yıllarca sürdü. 78'de doğan çocuklar 22 yaşına gelinceye kadar normal bir hukuk rejiminden haberdar değildi ve olağanüstü halde yaşadı. O toplumda eşkıyalık geleneği de önemlidir. Cumhuriyet ve Osmanlı döneminde de buralarda toplumsal başkaldırı hep dağa çıkma şeklinde ortaya çıkmıştır. 12 Eylül uygulamaları da bu dağa çıkan insan sayısını artırmıştır.
Bu durum sadece dağa çıkanlarla sınırlı görülebilir mi?
Görülemez elbette. Bu çocukların aşağıda aileleri var. Bu uygulamalardan aileler de etkilendi. Siz silah ararken, örgüt üyesi birini ararken köylere gittiniz, orada insanları gözaltına aldınız, işkence yaptınız, dövdünüz, buğdayını mercimeğini döktünüz, ezdiniz. Onun çocuğu bunu gördüğü zaman dağa çıkacak, orada kalanlar da ona sahip çıkacak hale getirildi.
Elbette 12 Eylül Türkiye'nin genelinde etki yarattı ama akıl dışı uygulamalarıyla da Kürt sorununu müzminleştirdi, Kürt milliyetçiliğini kışkırtıp azdırdı.
Provokasyon çetesi
Abdullah Öcalan ve PKK, 12 Eylül uygulamalarının sonucudur demek mümkün mü?
Öcalan'ı bu noktaya taşıyan da 12 Eylül'dür. Darbe öncesi Kürt derneklerinin şiddetle ilgisi yoktu. PKK'nın tek yayını yoktu, 'şunu öldürdük, bunu gasp ettik' diye bir sayfa sarı kağıta progagandalarını yazıyorlardı. 12 Eylül'de PKK hiçbir fikir beyan etmedi.
12 Eylül'de Apocular, ki bunlara 'provokasyon çetesi' de deniyordu, sayıları 1500 - 2000 kadardı. Ama bunlarla ilgisi olmayan insanlara da kıyım yapıldığı için PKK'nın gerekçeleri orada adeta meşruiyet kazandı ve böylece bu 1500 - 2000 kadar PKK'lı daha sonra 20 bin oldu. Bu noktaya geldiyse bu uygulamalar nedeniyle geldi.
Türkiye 12 Eylül'le hâlâ yüzleşemedi.
Her şey gibi asker de 12 Eylül'le yüzleşmeli. O kadar insanı sakat bıraktınız, öldürdünüz, gereksiz yere cezaevinde yatırdınız, 17 yaşında bir çocuğun yaşını büyüttünüz astınız, bunların cezası yok mu?
Avukatlık yapıyor
Kardaş 22 yıl askeri mahkemelerde savcı, kıdemli hâkim ve kolorduda adli müşavirlik yaptı. "Hâkim bağımsızlığı açısından askeri mahkemelerin kuruluşu ve yetkileriyle askeri ceza ve ceza yargısı" üzerine kitaplar yazdı. "Türkiye'nin Demokratikleşmesinde Öncelikler" adlı kitabıyla Bülent Tanör birincilik ödülünü aldı. Kardaş halen avukatlık yapıyor.
Tümünü Göster