+2
Türklerde ilk kurulan istihbarat ve günümüze kadar yaptıkları.
Konuya Bilge Kağan'ın sözleri ile başlayalım.
Ben Türk Bilge Kağan; doğuda gün doğusuna, güneyde gün ortasına kadar, batıda gün batısına, kuzeyde gece ortasına kadar hep milletler bana bağlıdır. Bunca milleti hep düzene soktum, ilerlettim. Doğuya ordu sevk ettim. Bunca yerlere gittim
Tanrı (Tengri) yardım ettiği için milletime; gözle görülmeyen, kulakla işitilmeyen yerler kazandırdım. Tanrı buyruğu olduğu için, Devletli olduğum için size Kağan oldum. Tanrı yardım ettiği için dört yöndeki milleti derleyip topladım.
Ey Türk Milleti; Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe, ilini, töreni kim bozabilir? Ey Türk Milleti, titre ve kendine dön!
Gittiğim yerlerde güneşin kavurduğu, güneşin battığı son millete gittim. Onların arasında hüküm verdim. Sonra dünyanın öbür ucuna, güneşin doğduğu yere vardım. Orada bulduğum milleti boyunduruğum altına aldım. Birbirileriyle olan çekişmelerine son verdim. Ordumla Tengri buyruğu olarak adalet getirdim. Tengri buyruğu olarak bunları yaptım…
Orhun kitabelerinde yazan bu yazı ile daha sonraları Kuranı Kerim vahiy olduktan sonra Kehf suresi 85-90 ayetleri okuyup araştırılınca Zülkarneyn olduğu ortaya çıkmıştır. O zamanlardan beri dönem dönem bireysel olarak halk içinde diğer inanışlara yönelen olmuşsa da komple olarak daha önce gök Tanrı daha sonrada islamiyeti seçmiştir Türkler.
Türkler ezelden beri hem inanç olarak hemde devlet olarak belli bir çizgi ve terbiye ile yetişmişlerdir. Topraklarına sahip çıkmayı kendisine görev bilen Türkler Batı'da gerçekleşen bazı yapılanmalardan , istihbari örgütlenmelerden haberdardı. Çünkü onlarda çok önceden kurulmuş Hankâhan isminden türemiş Hankahlar vardı. Bu hankahların görevi topraklarını koruyan halkını seven Alperen'ler Mücahit'ler yetiştirmekti. Türk boyları süresince böyle devam etmiştir. Alp er Tunga , Tonyukuk , Kültigin de hep ilahi yolculuğunu tamamlamış liderlerdir. Diğer yabancı boylar veya kabileler arasına küçüklükten itibaren birini yerleştirip kendilerine bilgi aktarmasını sağlarlardı.
Eski Türk istihbaratlarında ( hankah ) yıldırım kuşu ( Anka kuşu ) ve 17 rakdıbının kodları vardır. Türkler eskiden beri 17 kat- mekan - boyut olarak evreni tasarlamışlardır. 16 kutsal mekan veya melek en başlarında da 17. Tanrıdır olarak tasvir etmişler. Hankah teşkilatında 16 yardımcı ve birde hankahı yöneten Han Aka vardır. Böylece toplam 17 kişi olur. 16-17 rakamları çoğaltılabilir. Uzatmadan Mesela bugün Cumhurbaşkanlığı forsu 16 yıldız ve ortasında 17. Büyük yıldız olarak tasarlanmış olması ta bu zamandan gelen bir gelenektir.
Anka ( yıldırım ) kuşu ise , eski resimlere baktığımız zaman Anka kuşunun bir yılanla mücadele ettiği tasvirler vardır. Burada Anka Türkler , yılanda ilk konuda bahsettiğim yabancı istihbarat teşkilatlarıdır. Ve eskiden beri ay yıldız sembolünü hep kullanmışlardır.
islam dini vahiy olduktan sonra dine Gönül verenlerin oluşturduğu fütüvvet teşkilatı kurulmuştur. Bu teşkilat Peygamber efendimizin rehberliğinde Kuran hikmetlerini öğrenip tefekkür eden ve hayatlarına yansıtan ehli kişilerdir.
Kısa kısa anlatmaya çalışıyorum günümüze gelmek için.
Türkler Karahanlılar ile birlikte toplum olarak islamiyeti seçtikten sonra fütüvvet teşkilatı ile tanışırlar ve bildiklerini birbirlerine aktarıp aynı düzende çalışmaya başlarlar. Siyah sancak olayı da bu zamandan itibaren başlamıştır. Fıkhi bilgileri fazla olan fütüvvetler bu bilgileri hankahlar ile paylaşmışlardır. Ve o günden itibaren Türk hankahlar , Türk ve islam'ın kadim bilgilerinin koruyuculuğunu üstlenmiştir. Bu günümüze kadar gelen bir aktarımdır. Zaman içersinde bilinen Hacı Bayram Veli , Ahmet Yesevi ve Akşemsettin bu teşkilatın içerisinden yetişmedir. Ve kutsal geleneklerin içine Kuran , bayrak ve silah ( kılıç) konulmuştur. Teşkilatta yetişenler vatanı korumak adına bu 3 kutsal üzerine and içerler. Bu bugün dahi geçerlidir.
Şeyh Edebali hiç kuşkusuz , Ahmet Yesevi'nin en iyi öğrencilerindendir. Bir gün Orkun bey ( Osman bey ) şeyh Edebali'nin yanına gider ve bir gece orda kalır. Orkun bey gece rüya görür. Ertesi günde Şeyh Edebali'ye rüyasını sorar. Edebali , sen bir imparatorluk kuracaksın der. Ve kızım mal hatun ile evleneceksin der. Orkun bey nasıl olur der. Edebali hankah teşkilatının öncesini anlatır ve peygamber efendimizden beri gelen siyah sancağı Orkun bey'e verir. Ve ismini de o zaman için yıllar boyu Kabe'nin güvenliğini sağlayan Osman isminde kişinin ismini Orkun beye vererek ismini Osman bey olarak değiştirir. Ve Osman bey aldığı sancak ile Osmanlı imparatorluğunu kurar.
Hankahlar dönem dönem padişahların yanında ortaya çıkmıştır. Fatih sultan Mehmet'in yanında da Akşemsettin bulunmuştur. Akşemsettin Fatih'i küçüklüğünden itibaren bu fikir ve düşüncelerle eğitti ve hankahlar Fatih'in yanında oldu. Ayasofya'yı alıp içinde 9 kült 10'lar konseyinin motiflerinin bulunduğu Ayasofya'yı inşa ederek içine 17 rakdıbının kodlarıyla hankah sembolleri yerleştirmiştir. Bu düşüncelerle Roma'yı da fethetmek üzereyken vefat etti. Ama siyah sancak ona kendini adamışlar tarafından gelecek nesillere taşınıyordu.
Fatih döneminden sonra bu hankah ve devlet terbiye anlayışı biraz çöküşe geçmişti. Taa ki 2. Abdülhamit döneminde yine fiilen ortaya çıkana kadar. Teşkilatı mahsusa bu akımın devamıdır. Ve devlet konusunda yine Abdülhamit'in yanında yer alıp devletine katkıda bulunmuştur.
1861 yılında Bursa'da doğan Mehmet Tahir çocuk yaşından itibaren bu teşkilatın edep ve terbiyesi ile büyütülmüştür. 2. Meşrutiyetten sonra bir dönem milletvekilliği yapan Mehmet Tahir en önemli öğrencileri arasında Mustafa Kemal ve Yusuf Akçura vardır. Türk yurdu ve Türk ocaklarını kurmuştur. Mehmet Tahir'in gizli bilgileri ile sürekli sohbet eden Mustafa Kemal , mehmet Tahir vefat ettikten sonra gizli arşivlerinin hepsini almış Cumhurbaşkanlığı gizli arşiv bölümünde saklanmasını istemiştir. Mezarında dikkat çeken olay , hankahların ne başucuna ne de ayak ucuna taş koydurmamalarıydı. Mehmet Tahir'in mezarında ortada yatay bir taş ve üzerinde isim soyismi ve mesleği yazar. Tıpkı Atatürk'ün mezarı gibi , tıpkı kendinden önceki hankahların mezarları gibi.
Atatürk , bu teşkilat ile birebir yaşamıştır. Hankahlar Osman bey gibi , Fatih gibi , Abdülhamit gibi onu da yalnız bırakmayarak , cumhuriyeti kurdurdu. Aldığı istihbaratlar ile 9 kült 10'lar konseyinin yapılanma içinde olduğu tekke ve zaviyeleri kapattı. Mason localarını kapattı. Yenilikler yaptı. Hankah elemanı olmalarında bir başka detay ise ahitname'dir. 2. Abdülhamit'in vasiyet olarak göğsüme ahitname koyun demiştir. Ahitname duasını bazen kısa bazen uzun olarak hankah ehli Kişiler yazardı.
Atatürk'te , Etnoğrafyadan alınıp Anıtkabir'e taşındığında naaşı açarlar. Atatürk'ün kız kardeşi makbule hanım , Adnan Menderes , Refik koraltan ve bazı devletin üst düzey yöneticileri bakmak isterler. Naaşı açan DR. Kamile Şevki mutlu ilk bakan kişidir. Sonra makbule hanım bakar ve hemen dışarı çıkar. Dr. Kamile hanım ,Derisi hafif bir kahverengilik almış ama yüz hattı bozulmamıştı dedi. Herkes Atatürk'ü gördükten sonra naaş tekrar çürümeyi engelleyen solüsyon ile ıslatıldı ve beyaz kefene sarıldı. Bu sırada bir komiser yaklaşıp dr. Cahit Özen'e " bu kağıdı Atatürk'ün kız kardeşi yolladı. Göğsünün üstüne konmasını istiyor " dedi. Kağıtta eski Türkçe bir şeyler yazıyordu. Ama doktor Atatürk böyle bir şeyi kabul etmez deyip kağıdı koymamıştı. Halbuki o kağıt Türklük istihbaratının var oluşundan beri her işin ehli hankahların göğsüne konulan Ahitname duasıydı.
Günümüzde siyah sancaklılar özel kuvvetler komutanlığı içersinde bordo bereliler olarak bildiğimiz yapılanmanın içinde de bulunmaktadır.
Tümünü Göster