-4
türkiye'de toplumsal uzlaşı ve barışın kalıcı olarak tesis edilebilmesinde kilit rol oynayabilecek durumdur.
arapça yeryüzünün es eski, en güzel ve en estetik dillerinden biri olmasının yanı sıra, aynı zamanda da bu ülkenin insanlarının ortak dili konumundadır.
bugün türkçe olarak konuşulan dilin önemli bir miktarı arapça içermektedir. kaldı ki "dil devrimi" adı altında dilimizin, geçmişimizin ve mirasımızın ırzına geçilmeseydi bu miktar çok daha fazla olacaktı. 80 yıl önce bu ülkede konuşulan dilin %80'ini arapça oluşturuyordu. aynı zamanda da arap alfabesi kullanıyorduk.
kürt sorunundaki önemli çıkmazlardan biri de dil meselesi. peki kürtçe resmi dil olarak tanınacak olunursa dil meselesi çözülecek mi? sanmıyorum. birincisi kürtçenin hangi türünü tanıyacaksın? bölgeden bölgeye konuşulan kürtçe büyük farklılıklar göstermekte. bir bölgenin konuştuğu kürtçeyi bütün bölgelere dayatmak büyük haksızlıklar ve anlaşmazlıklar doğurur. misal, edirne'deki bir türkle rize'deki bir türk, muğla'daki bir türkle çorum'daki bir türk şive farklılıklarına rağmen rahatlıkla konuşup anlaşabilirler. fakat kürtçe'de durum böyle değil. pek çok defa iki farklı bölgeden kürtün kürtçe konuşurken anlaşmakta güçlük çektiklerine şahid oldum.
peki ya türkçeyle kürtçeyi bir araya getiren şey nedir? el cevab: arapça. kürtçe'nin muhteviyadı da tıpkı türkçe gibi mühim miktarda arapça'dan mütevelliddir. öyle ki hiç kürtçe bilmeyen bir türkle hiç türkçe bilmeyen bir kürt rahatlıkla arapça ortak kelimeler üzerinden konuşup anlaşabilirler.
arapça sadece ülkemizde değil bütün coğrafyamızda ortak bir dil vazifesi görmektedir. şu anda türkiye'deki suriyeli kardeşlerimizle ortak kelimeler üzerinden biraz çabayla rahatlıkla anlaşabilirsiniz. hele ki birazcık kültürlüyseniz ve dedelerinizin türkçesiyle konuşabilirseniz karşılıklı oturup sohbed bile edebilirsiniz. aynı zamanda libyalısından mısırlısına, ıraklısından katarlısına, kuveytlisinden faslısına kadar pek çok milledle de benzer şekilde muhabbed kurabilirsiniz. zaten dil devrimi de tam da bunu yapamayasınız diye yapıldı. yalan yok, bu planlarında bir miktar başarılı da olabildiler.
bulunduğumuz ülkede de yalnızca türkler ve kürtler yaşamıyor elbedde. arabı, zazası, lazı, gürcüsü, arnavutu, boşnağı, abazası bir dünya insan yaşıyor. yani kürtçeyi resmi dil olarak tanımakla iş bitmiyor. peki bütün bu insanların ortak noktası nedir? el cevab: islam dini. ülkemizde yaşayan her milledden insanların %99'u islam dinine inanıyor. islam dininin kutsal kitabı olan kuran-ı kerim'in indirildiği dil olan arapça ile ibaded ediyor. her gün beş vakid yurdun yüzbinlerce camisinden arapça ezan okunuyor. pek çok insan kuran-ı kerim'i orijinal dilinde okuyup anlayabilmek için arapça öğreniyor. ayrıca son yıllarda arap ülkeleriyle olan ve gittikçe de artan ticared hacmimiz de iş adamlarımızı ve çalışanlarını da arapça öğrenmeye teşvik ediyor. kısacası arapça yalnızca ülkedeki belli bir etnik kesimi değil, tüm ülkeyi kapsayıcı bir dil hüvviyedi taşıyor.
bir başka mesele ise türkiye'nin son yıllarda başta suriye olmak üzere ırak, mısır, libya, fas gibi ülkelerden milyonlarca misafiri topraklarına kabul etmiş olması. bu rakam şu anda beş milyon civarında tahmin edilmekle birlikte, ilerleyen zamanlarda on milyonu geçebilmesi de mümkün gözükmekte. bu insanlardan bir kısmı vatandaşlığa geçirildi bile. milyonlarca insana üç gün sonra "hadi yallah" diyemeyeceğimize göre onlar da er veya geç vatandaşlığa geçirilecek. bir türk ortalama iki çocuk yaparken, araplarda bu sayının çok daha fazla olması ise istatistiki bir gerçek. velhasıl, ilerleyen yıllarda bu ülkedeki asli unsurun araplar olması da ihtimal dahilinde.
görünen köy kılavuz istemez, türkiye'nin çıkış yolu arapçayı tek resmi dil yapmaktan geçiyor.
Tümünü Göster