/i/Tespit

  1. 1.
    +19 -1
    Endişelenmeyin! Bugün ne dolar ne de euro yeni bir rekor kırmadı. Ancak bu kafayla gittiğimiz sürece yakın zamanda yine böyle bir başlık açmam muhtemel gözüküyor. Neyse konuyu saptırmayalım.

    (bkz: doların rekor kırması)
    (bkz: doların rekor kırması 2)

    Hatırlarsınız, iki başlıkta da -kısaca- Türk Ekonomisinin içler acısı halini "döviz kurlarıyla" açıklamıştım. Bunun sonucunda bir çok tepki aldım, tabii. Ne de olsa "gerçekleri" dile getirmek bu ülkede büyük bir suç! Hele ki "Uzun Birader'i" eleştirmek suçların en büyüğü!

    Kimisi "eyvallah panpa sağolasın" dedi, kimisi "ulan vatan hıaayini dolar 3'ün altına ineçek niye dexer reisssi eleşztriyon mqq fetocusu" dedi, çok az kısmıda "bu yapısal sorunları reforme etmedikçe işimiz zor. önümüzdeki çeyreklere bakacağız" dedi. (Gerçi bu sonuncusunu kimse söylememişte olabilir, bilemedim şimdi.)

    Kısaca aldığım tepkilerin içeriği bunlardan ibaretti. Yalnız "sağolasın" diyen arkadaşların çok büyük kısmı, "tamam panpa da çözüm ne?" diye de sormuştu. Özelden bu tür çok mesaj aldığım için bir başlık açmaya karar verdim. Bence bir soruna "çözüm" bulmadan önce "sorunun" iyi saptanması gerekir. Bu yazımda sorunları sadece döviz kurlarıyla değil, tüm franksiyonlarıyla ele alacağım.

    Rezleri alın 3-4 parta hepsini bitireceğim.
    ···
  2. 2.
    +9
    Totalde üretim -el mahkum- az da olsa arttı ancak tüketim daha da çok arttı. Sosyal ve altyapı yatırımları arttı ancak nüfus ve ihtiyaçlar daha çok arttı. işveren sayısı arttı ama işsizlik düşmedi. Hatta daha da arttı. Ekonomi büyüdü ancak yolsuzluk ve yoksulluk sınırı da yükseldi.

    Peki para neden "inşaat sektörüne" harcandı? diye sorabilirsiniz. Tamamen iktidarın bağnazlığı ve "daha fazla güç hırsı" yüzünden. Elbette inşaat sektörünün uzun vadede hiçbir getirisinin olmadığını Akp kurmaylarıda biliyor. Ancak paranın, inşaat sektörü üzerinden belli bir zümreye kaynak olarak harcanması sonucunda; ülkede medya, vakıflar ve STK'lar sayesinde iktidardan yana bir ittifak oluşturuldu. (sabah, akit, a haber vs... ) Neyse bu konuya fazla girmeyelim şimdi.

    Kısaca bizim gibi ürettiğinden çok tüketen bir sistem yani borcu borçla ödeyen bir ülke er yada geç çökecekti zaten. Çünkü ülkede ne "reel (gerçek)" büyüme, ne sermaye, ne de siyasi istikrar kaldı. Tüm bunların üzerine bir de bu sıcak para kaynağının kesilmesi yaraya tuz, biber oldu adeta.

    Neden kesildi? Tabi ki Fed'in faiz arttırımı yüzünden. Fed artık piyasadaki doları ABD'de topluyor. Faizlerin uzun süre düşük kalması ve paranın aşırı devüle olması enflasyonu arttırır. Abd bu yüzden faizlerini arttırdı. Şu parasını bize yatıran 'dış yatırımcılar' var ya, ha işte artık onlar yok. Hepsi parasını yüksek faizli ve güvenli Abd'ye yatırmaya başladı da ondan. Buda gelişmekte olan ülkelerin sıcak para kaynağı olan döviz girişlerini azalttı. Ekonomileri durgunlaştı. Bu her gelişmekte olan ülke için geçerli bir durum, yani global. Yani nasıl ki 2002'den günümüze kadar ki ekonomik büyümeler globaldi, şimdiki ekonomik küçülmelerde aynı şekilde global.
    ···
  3. 3.
    +8
    "Eğonomi çoğh büyüdü, dexer reisss sağolsun." Bu akp'nin en büyük propogandalarından biri. Hatta öyle etkili ki çoğu 'muhaif' bile buna inanmış durumda. Peki gerçektende son yıllarda bir "ekonomik başarı" söz konusu mu? Cevap; Hayır! Neden hayır? Çünkü öncelikle doğru rakamlara bakmak lazım.

    Mesela nüfusu %4 artan bir ülke eğer %3 büyümüşse, reel (gerçek) anlamda ekonomisi -%1 daralmış demektir. Zira nüfusun %4 artması demek, üretme potansiyelininde %4 artması demek. Buna rağmen ülke %3 büyümüşse %1'lik potansiyelini kaybetmiş; yani işsizliği artmış, enflasyonu artmış, ihracatı azalmış, demektir. Elbette politikacılar işin bu yüzünü görmezden gelip, meydanlarda "%3 büyüdük" derler. "Ekonomimiz 700 milyar $ oldu" derler. Çomarlarda hiç araştırıp, sorgulamadan inanır tabii.

    Bak birader; trilyonluk ekonomin olabilir ama o ülkede ekmek milyar dolarsa insanların aç demektir. Bunun için "kişi başı üretim" ve ülkende ki "hayat pahalılığı" önemli. Bizde -2001'den beri- kişi başı üretim arttıkça, hayat pahalılığı da arttı. Yani maaşın 100'den 200 tl'ye yükseldi ama aynı şekilde ekmek fiyatıda 1 tl'den 2 tl'ye yükseldi. Alım gücün aynı kalmış oldu. Hatta son yıllarda hayat pahalılığının aşırı artmasına karşın kişi başı üretim azalmaya başladı.
    ···
  4. 4.
    +7
    Sonuç olarak diyebiliriz ki; ülkemiz Ağustos Böceği misali kapı kapı karıncaların (büyük sermaye sahiplerinin) önünde yalvarıyor. Ne acı! Daha acı olanı ise -zaten belli olan- aldığımız cevap... Kendi halkını sahte masallarla, tiyatrolarla kandırabilirsin ama bu adamları nasıl kandıracaksın? Yani bu adamlar akit filan okumuyor...

    Heyhat, koca ülkenin düştüğü -düşmek zorunda bırakıldığı- şu hallere bak! Sanırım en acısı bu... "Uzun Birader" 2+2=5 diyor. Milyonlar ise bunu adeta bir hadis hatta bir ayet olarak kabul ediyor ve günümüz şartlarını bu "söz oyunlarına" uyarlamak için kendini paralıyor. Ahmak zekasından, ondan daha az ahmakça olmayan denklemler üretiyor. Dahası bu safsatalarını diğerlerine dikte ettirmek için eline geçen her fırsatı bir nimetmişcesine kullanıyor. Hem de muazzam bir çabayla! Halbuki aynı azmi ve çabayı kendi ülkesini geliştirmek için harcasaydı; Türkiye rahatlıkla dünya güçlerinden biri haline gelebilirdi. Gerek tarihimiz, gerek devletimiz, gerek ordumuz ve gerekse her devirde ya dünya devi olan ya da dünya devleriyle mücadele etmekten geri durmayan şanlı milletimiz, bu potansiyeli taşıyordu çünkü.

    Benim içimi kemiren, mücadele gücümü köreltmeye başlayan ve başka memleketlere "gitme" hayalleri kurdurtan şey de aslında bu. Gücümüzün erimesi değil; o zaten son 200-300 yıldır (istisnalar dışında) hep eriyordu. Asıl sebep; artık "potansiyelimizinde" erimeye başlaması. işte millet olarak ilk defa böyle bir durumla karşı karşıyayız. ilk defa geleceğimize "umutsuzlukla" bakıyoruz. Daha yazacak çok 'şeyim' varda, neyse 'işte'...
    ···
  5. 5.
    +6
    Bir diğer kritikte şu: 2000 - 2015 yılları arası sadece biz mi büyüdük? Bakalım grafiğimize; https://www.google.com/pu...S&dl=en&ind=false
    (not: grafikte bize büyümede fark atan Polonya, Güney Kore, Tayvan gibi ülkeleri değil -bilerek- bir zamanlar vilayetimiz olan Romanya ve Bulgaristan gibi ülkeleri kullandım.)

    Görüldüğü gibi sadece biz değil, dünyada ki hemen her ülke ekonomisi büyümüş. Yani bize mahsus bir büyüme söz konusu değil. Çünkü öyle olsaydı, diğer tüm ülkelerin bizden daha az büyümesi gerekirdi. (daha doğrusu bizim dünya ortalamasından daha fazla büyümemiz gerekirdi.) Zaten ekonomiden hiç anlamasanız bile; düz mantık yürüterek "ulan her ülke aynı seviyede büyüdüğüne göre bunun sebebide her ülkeyi etkileyen bir olay olmalı" sonucuna kolaylıkla varabilirsiniz.

    Bu "olayda" -kısaca- Fed'in faizleri düşürmesi ve piyasayı dolara boğmasıdır. Bunun neticesinde dış yatırımcılar parasını; Türkiye, G. Kore, Brezilya, Tayvan, Mekgiba vs. gibi yüksek faiz veren ülkelere yatırdı. Tabi Fed her faiz indirdiğinde bu parayı almanız mümkün değil. Akp başlarda piyasa yanlısı reformlar yaparak sermayeyi ülkeye çekti. (Yapmasa bile yatırımcı az da olsa gelecekti tabi, orası ayrı konu. Türkiye'nin sadece jeopolitik konumu bile büyük avantaj sağlıyor.) Buda ülke ekonomisini canlandırdı. Çünkü döviz aşırı bollaştığından insanlar "ucuz borçlanma" nimetine sahip oldular. Elbette kimi ülkeler bu borçları ar-ge'ye yatırım yapmak için kullandı -G. Kore gibi- kimi ülkeler ise betona ve tüketime harcadı bu parayı. -Türkiye gibi- işte bu yüzden Türkiye ekonomisi; 230 milyar $'dan 700 milyar $'a yükselirken, Güney Kore ekonomisi; 150 milyar $ 'dan 1.575 trilyon $'a yükseldi. Hem de -bize göre- daha önemsiz bir konuma sahipken başardı bunu. (istikrar çok güzel, sende gelsene ;)
    ···
    1. 1.
      0
      okurken orgazm oluyorum panpa suratlarına suratlarına vur bunların
      ···
  6. 6.
    +6
    Yalnız burada bir parantez açmak gerekir. Tüm dünyadaki gelişmekte olan ülkelerin para birimi -son yıllarda- dolar karşısında %5 değer kaybetmiş. Bizim Türk Lirası ise %25+ değer kaybetmiş. Bunun nedeni çoğunlukla siyasi sorunlar. Daha doğrusu hatalı yönetim. Örneğin; her fırsatta övdüğüm Güney Kore'de (tıpkı bizim gibi) aynı anda; hem AB ile, hem Rusya ile, hem ABD ile, hem Suriye ile, hem iran ile hem Katar dışında diğer Arap ülkeleriyle papaz olsaydı onun para birimi de %30 değer kaybederdi. (ha bu arada ne diyorduk; istikrar. aynen, bak tam gaz devam işte. dünya tarihinde bir ilk olarak istikrarsızlığın istikrarını yakalamış durumdayız. geçirenlere helal olsun. zira hem geçirip hem uyutmak büyük iş.)
    ···
  7. 7.
    +1
    okusanıza zütoşlar bu bilgileri başka yerde bulamazsınız
    ···
  8. 8.
    0
    incisözlük bugunu paylaşıyorum
    ···
  9. 9.
    0
    rezerve
    ···
  10. 10.
    0
    up up up
    ···
  11. 11.
    0
    uptullah
    ···
  12. 12.
    0
    Ağlamak istiyorum
    ···
  13. 13.
    0
    Beyler darbe yapip bu adami maliye bakanlığına getiriyoruz
    ···
  14. 14.
    0
    Rez gerekli bilgiler
    Bu arada çıkmadan:
    "bu yapısal sorunları reforme etmedikçe işimiz zor. önümüzdeki çeyreklere bakacağız"
    ···
  15. 15.
    0
    Bu adam yazdıysa okunur. Rez
    ···
  16. 16.
    0
    bREZilya.
    ···
  17. 17.
    0
    ekonomi profesörümüz gelmiş yerimizi alalım
    ···
  18. 18.
    0
    Rezzz . yerimizi alalım.
    ···
  19. 19.
    0
    rezerrrvasyon
    ···
  20. 20.
    -1
    Ekonomi uzmanı oldunuz hepiniz
    ···