1. 76.
    0
    Ne bir hedef ne bir şey?

    Dayakçı hocaların üstüne vurdun yorganı aldın başka okullara , müdürlerin çocuğun duygusal açıdan en hassas noktasında dayadın dayağı verdim makası eline kestin saçlarını? Çocuk için imaj ve hayata bakışıda değişti..
    insanın cidden hayvan olduğunu hatırlatmadılar mı bize? Yenilen tokatlar..

    6 yaşında tuvalet alışkanlığını yeni yeni kazanmış çocukları alıp ne verdin?
    Okuma - Yazma.

    Ortaokul ?
    Lise ?

    Türk insanı ne olacağını lise son sınıfta karar verdiğini bilmenizi istiyorum. Gerçi aramızda idealist bazı adamlarda çıkmıyor değil. Onlarında üstünü yorgan örtemediği için.

    Her neyse beyler neden demokrat parti zihniyetini sevmediğimi anlıyor musunuz?
    şu ALAKa!!

    onların döneminde yetişen zihniyet öğretmen oldu çocukları böyle yetiştirdi işte..

    "memur ol , devlete daya , daya daya.. "
    dayıyor babacağım dayıyor sen ne yapacaksın..

    Sene 2014 akıllı tahtalar almaya başladı.
    Bugün çağırsalar deseler ki eğitim sisteminde ne yaparsın..

    Bir gib yapmam bi kere gelmem derim.. çünkü banane amk bunca senedir dert yapıp saç döktüm , sivilce çıkarttım banane .. ideallerimin dıbına koyan yeşil kağıtlar , babadan oğla zengin olan nesiller önümü kapattı .. lakin bu yazıyı benden(1 kişi) daha fazla kişi okuyacak ve onlarda birilerine (belki) anlatacaklar geleceğin eğitimcileri duyacak kafalarına yerleşecek en azından 30 sene sonrası belki birşeyleri değiştirmeden kıvılcım olacağım o yüzden anlatacağım..
    ···
  2. 77.
    0
    ···
  3. 78.
    0
    aydan aya yazıyorum kusurabakmayın iş,eğitim ve hayat arasında ilmik dokumaktan vakit bile ayıramıyorum.

    biliyorum entryler kopuk konuların harmanları oluyor fakat türkiye'de aksak yapıyı bir anda aktarmaya çalışsam seneler , sayfalar alır. sadece kısa özetlerle akılda şu meşhur "1 haftada lys-edebiyat garanti" işlerine benzetiyorum.

    konumuza dönelim beyler..
    bir ara eğitim noksanlarını araştırırken bana katkısı muhteşem olacak bir kitap elde etmiştim..
    "karşılaştırmalı eğitim sistemleri" adı altında güzel bir kitap .. hıh işim olmaz derseniz öyle genel kültüre alın amk..

    kitaptan örnek verim size yardımcı olur : http://pegem.net/dosyalar...%C4%B0%C3%A7indekiler.pdf

    türkiye'deki temel sorunlardan birisi de federal sistemli bir yapı olan il , vilayet progrdıbını iyi bir şekilde uygulamaması. 81 il var ve hepsinin bütçesi var. önceki entrylerde il sayısının çok gereksiz olduğunu vilayetten kurtulup kendi belirlediğimiz özel bir programla ankara merkezli bir yapı inşaa etmeyi söylemiştim. bunu haritalarla da gibertmiştim..

    bayburtta okuyan bir çocukla - izmirdeki bir çocuğun ..
    şartları,eğitimi,oyunları,kafası,beyni,ortak paydası asla olmaz. OLAMAZ!

    ee orası bayburt! 10bin kişi var ne yapalım avm mi yapalım..
    yap diyen kim amk .. bayburt , ağrı , kars bu tür ana yerleşkelerin vasıfsız tüketici toplumu az sayıda yoğunluk bölgedeki en büyük sorun olan gelişimi engelliyor. 81 yerine 30 tane il olsun .. ana şehirlerinde tek cadde türevi yerine sosyal ağları olan büyük metropoller yap. yani insanları güvenli , huzurlu şehirlere getir. gidipte gibtiğimin dağına köy,mezbaa yapacağına birleştir halkı şehirler yap.. dediğimi umarım anlatabilmişimdir amacım oteritesi güçlü bir ülke..

    bakın bu dediğimi yaptığınızda konumuz olan eğitim nasıl gibertiyor..

    1.federal yapı sonucunda bir çok illere gönderilen ek masraflar giderilecek.
    2.doğu hizmetini alan adam dağda değil şehirlerde iyi kentlerde yaşyacak.
    3.halkın üretim ve tüketim dengesi olacak..
    4.vergi alırken rahatlarsın
    5.memurdan doğan maaş yükünü azaltırsın.
    5.oteriten çok güçlenir .. az insan çok dialog .. (valiler ..)
    ...

    gibi.. bir çok yararlı faliyet..

    gelelim eğitime etkisine
    ···
  4. 79.
    0
    kurulan şehirlerin belli bir imajı kendilinden doğacağı için çarpık yerleşkelerde bulunan ufak, 4-5 öğretmenli okul yerine her şehire nüfus yoğunluğuna göre bakın büyük kolej okulları inşaa edeceksiniz. zor bir şey değil 4000000 tane okul yerine 400 tane okul yapacaksınız..

    bu sistemi federal almanya yaptı inanılmaz yararını görmüştür.
    ayrıca amerika hala bu sisteme benzer bir yapı içerisinde.

    okul içerisinde lise , ilkokul kısmını barındıracak.
    Lab, merkezi derslikler, MESLEK*** eğitim dersleri, sportif faliyetler, etkinlikler,okul politikaları vs.. herşeyi barındıracak.
    düşünün bir ildesiniz ve BAYrağı , flaması olan okula gidiyorsunuz.
    bir ilde bir okul söylendiğinde yeri , bayrağı akıla gelecek.

    konya < arı devlet okulu (örn)
    okulun genel politikası , öğrenciyi hayata hazırlamak , mesleki dersler , öğrenci ile ilgili rapor** ..

    öğrenci raporu: başlı başına hangi üniversiteye gidebileceğini gösteren bir rapor olacak. bu raporu mezun olduğunuzda alıp üniversitelere kabul dilekçesi atacaksınız. raporda notlar dışında , sportif başarıları , öğretmen yorumları , becerileri , disiplin kusurları gibi bir nevi öğrenci fişlenecek.

    sportif bir lig kurulacak ve türkiye genelinde okullarda eğitim ligi oluşturulup başarılı öğrenciler sergilenecek. böylelikle o meşhur altyapı sorununu azaltmış oluruz..

    öğretmenler.. yeni yapılan bu eğitim reformu öğretmen kısıtlamasınıda getirecek çoğu üniversite yeni şehirlerle pasifize olduğu için artan kontenjanlar olacak.. yeni eğitim reformu ile öğretmenler sınava tabi tutulacak hem sözlü hem yazılı .. lisedeki felçli analitik hocamın bana dediği laf " sen yannan geçersin " kapağını sıkıştırıp eline vereceksin. mis gibi..

    her branş kendi dersine girip , her ders etkin program ve malzeme ile işlenecek.. bir okul kısıtlı malzeme lafı etmeyecek. zor bir şey değil beyler..

    heybeye harcanan eğitim bütçesi 500 okullu yeni türkiyenin bütçesini hayli hayli karşılar.
    ···
  5. 80.
    0
    panpalar bugün yeraltı kaynaklarını konuşalım..

    basit kahve ağzıyla amk. Bu petrol , bor , toryum , doğalgaz , ossuruk artık ne gelirse aklınıza.
    panpalar ben petrol mühendisi , jeolog vs değilim. bildiğim şekilde sizlere bu amk yeraltı kaynaklarının neden çıkartılmadığını söyleceğim.

    MTA , TPAO gibi devlet eliyle kurulmuş şirketler var. Bunlar kuyu arar, petrol ve diğer işlere bakar. Özel firmalarda TPAO gibi devlet kurumlarıyla ortaklaşa , ihalelerle ararlar.
    Peki bu petrol nasıl çıkar?
    binler benim bildiğim şu şekilde belki yanlıştır ya da eski bir yöntemdir. Bakın anı dedektör sistem gibi.. Çeşitli cihazlar var yere bir kuyu açıyorlar dinamit atıyorlar. Dinamitin yaydığı dalga aşağıda cisimlere çarpıyor ve geri geliyor. Cihazlar ona göre belli şeyleri söylüyor. Bu uzaydan baktılar vs işleri yalan yani sadece yerüstüne çıkmış petrolü yada artık jeologlar, fizikçiler bilir petrol arazisinin şekli, bitki örtüsünden anca anlaşılır. Benim bildiğim böyle.. dedim ya petrol mühendisi değilim amk.

    Çeşitli teoriler var ortaya atılan.
    Petrol neden çıkarılmıyor?

    1.Lozan..

    Lozan'da bir tak yok beyler. Dünyayı hezimete uğratımışız tamam ama bazı şeylerden feragah etsekte en nihayetinde özgürlüğümüzü veren bir anlaşma .. lozanın kötülüğü musul-kerkük , boğazlar , eski borçlar vs. oldu. Zaten osmanlı dıbına koymuş 0 üretimle ülkeyi bırakmış . Yani hikayedir açık söyleyim..

    2.Dış güçler istemiyor..

    Dış güçler istemiyor demek biraz çok yönlü panpalar. Elbette bir ülkenin gelişmesini istemezsin heleki tarihi gibişlerle dolu bir ülke ve güçlü olduğunda yapacakları belli olan bir ülkeyi.. Zaten çıkaranlarda dış ülkeler.. anlatıcam sabredelim..

    3.Irakta çıkıyor biz de çıkmıyor ?

    Sınırlar petrolü kesmz bu dıbına koyduğum altta büyük bir alan.. çeşitli katmanlardan sızıyor akıyor , hareket ediyor vs..

    4.Petrol kuyuları betonlandı..

    Zamanında tpao dahil diğer şirketler kuyu açtılar? kuyu verimsiz ise çevreye zarar vermemek için betonlanır , veya kuyu artık verimliliğini yitirirse kapatıp giderler.

    ...
    ···
  6. 81.
    0
    gibeyim komploları..

    Gelin gerçekleri görelim..
    Türkiye'nin doğusunda farklı bir coğrafya vardır.. Yani arabistan'da çıkan petrol ile türkiye'de çıkarılan petrol için aynı maliyet tutamaz. Dağlık bir arazi ve sıkışmış bir topografya var katmanlar arasında petrol dağılıyor kuyular tek noktada değil. Bu birinci etkenlerden.. Yani coğrafi olarak şartlar zor.

    Etkenlerden bir taneside türkiye'de petrol aramaları için verilen bütçe. Türk siyasetçileri üretim yerine hazırı , geçici sistemleri seçtiği için dışarıdan almak daha ucuz mantığını tutuyorlar. Bakın buna bir örnek vereyim..
    Karadeniz'de petrol aramaları için zamanında üst düzey görev almış bir yetkli şu lafı etmiş.
    "..Denizde bir kuyu sondajının maliyeti 200 milyon dolar Türkiye Cumhuriyeti devletinin 1 yılda petrol aramaya ayırdığı para 400 milyon dolar." BU ETKEN !!! en büyük etken .. maliyet ve bütçe yüzünden zamanın başkan a.n.sezer'de kanun tasarılarında , bütçelerde bunu hep geçiktirerek uzlaşma istemiş ama bir tak olmamıştır. çünkü kimse gidip petrol işlerini işi bilene sormamış..

    Etkenlerden diğeri ..
    Türkiye'de petrollerin katran halde bulunması. Dedim ya coğrafya sıkışan bir kütleye sahip .. ve gazlar farklı sebeplerden yok oluyor..
    Petrolünde o televizyonlarda gördüğünüz fışkırır halde liseli bir bebenin brazzers'da patlama yaşaması gibi fışkırması için karbondioksit barındırması gerekli. Bunu yöntemlerle yapıyorlar ama maliyeti yine çok yüksek ve tercih edilmiyor.. Ayrıca arabistanda bilmem nerede petrol 2-3bin metredeyken türkiye'de bu kalitede bir petrolü bulmak için 5bin metreye kadar inmesi gerekiyor.
    Bunun için yeterli aletlere sahip değil. Onun yerine araziyi yabancı bir firmaya verip komisyonla çalışıyor.
    ···
  7. 82.
    0
    ohoo en son petrolde kalmışız ..

    neyse beyler içimi dökmeye devam.

    petrol konusunu az çok kavradığınızı düşünüyorum. şimdi günümüz siyasetinden bir kaç parça birşeyler yazacağım. siyasetin türkiye ve dünyadaki döngüsü .

    size amerika'da seçimlerden biraz bahsetmiştim. iş adamları-aday-devlet(nam-ı değer derin devlet) bu 3'ü arasındaki bağlantıyı bir özet geçip türkiye'de nasıl ondan bahsedeyim. bakın binler amerika'da siyaset aslında anlaşılmasın diye çok karmaşık değil. hırsızlar girdikleri evde göz önündeki altınların %99'unu bulamıyorlar, saklambaç oynarken çok basit saklamış bir arkadaşınızı en son görebiliyorsunuz? bir ton şey sayarım basit ve karmaşık örneklere .. ama bahsetmek istediğim konu bu işte.
    amerika da sistemi hangi huur çocuğu oluşturduysa öyle montelemiş ki lan aha işte bu diye bağırıyor. millet ya gerçekten bu diye kanıp sistemin arkayüzünü asla görmüyor ya da görmek istemiyor. çünkü basit lan neyini merak edeyim. fakat karmaşık bir sistem olsaydı bugünün örneği Türkiye?
    bilinmezliklerle failsizlere dolu? bir tane meraklı elbet çıkardı. Amerika veya buna benzer sayılı ülke bu işi göstererek yaparken arkada geçen kişileri farketmiyorsunuz. çünkü önünüzdeki size doğru gibi lanse ediliyor nitekim doğruda çünkü önünde bir kek yapılıyorsa bu elmalıysa size onu getiriyorlar?

    örneğin ; obama ..
    bir avukatken bu gibtiğimin beyaz sarayına nasıl kondu? babası zeki bir adam eyvallah , iş bununla bitmiyor binler. amerika'da bundan sonraki 3 başkan bellidir hatta 4.sü şuan doğmuş sarmalamışlardır. bu iş basit işler , büyütürler , takip ederler , yetiştirirler ve yerleştirirler.
    detaya fazla inmeyeceğim . amerikada sosyal deney şehirleri vardır bu şehirlerde yaşayan insanların okudukları gazete , izledikleri tv programları ve gün aşırı siyasette , toplumda neler konuşuluyor raporlanır. bunun sapması alınır basit bir şekilde anket yapılır. siyahi nüfus ve artan popüler yaşam zenci oluşumuna büyük bir güç sağladı. bugün amerikaya gideniniz var mıdır bilmiyorum fakat kara para, uyuşturucu gibi işlere beyzlardan çok zenciler bakıyor ve hala o ghetto savaşı sürüyor. demokratik parti , amerikanın cumhuriyet fıkrasını kıran aynı bizdeki gibi bir partidir. arkansaslı bill clinton'da demokrat partilidir.(çok zeki bir adamdır yalan yok, severim) bu iki parti ile bizim partiler hemen hemen aynı düşünceye sahip..

    cumhuriyetçiler : abrahamdan başlar temsilciler meeclisine kadar kurucu parti rolü üstlenir
    demokratçılar : bu muallaklerde bizdeki huur çocukları gibi , derin devleti sonradan ele geçirenlerden. para ve güç ile halkı aynı bizdeki gibi kandıran ve şu meşhur liboşların partisidir.

    bu partilerde cumhuriyetçiler genelde bizdeki gibi solcu değil sağ kesime hitap eder. çünkü demokratçılar liboş iş adamlarıyla doluştuğu işin para tarafını tutar.
    Tümünü Göster
    ···
  8. 83.
    0
    kalkınca okurum
    ···
  9. 84.
    0
    Biraz içimi dökeceğim..

    Bugün haftada en az 1 kere gitmeye çalıştığım bir kitapçı var. Ucuza güzel kitaplar satar şu gibik kitapları dahi bir ayakkabı parasına satan çafçaflı kitap ayraçları hediye eden yerler gibi değil. Klagib kitapçı 7 lira ise 10 lira ver , çay içip adamla sohbet et.

    Adını vermeyeceğim güzel bir abi ile hafta sonu münakaşalarımızı yapmak ve yeni kitap bakmak üzere gittim. ilgi alanım siyaset fakat her gittiğimde betimlemede çığır açmış ortalığın anasını gibmiş yazarların eserlerinden max 1,2 sayfa okuyup kafamı gibip , tüylerimi ürpertip siyaset , politika tablasına geçerim. Taşşağını el arabasıyla önde taşıyan abim ise en çok para kazandığı orjinal albümleri , yeni çıkan ve hepsi birbirinin kopyası olan kitapları kurcalıyor.

    Gittim yanına abi gene siparişe , yancılığa , yalakalığa kitap yazmışlar ver 1 tane de okuyup yanlışlarımı doğrularımdan arındırayim dedim.. Güldü ben bunları okumam seç bir tane oku dedi.. tok satıcı züttoş.. iyi dedik 14 liraya bir kitap aldım (orjinal) 10 liraya b.britannica angiblopedisini alıyorduk ne halde geldik amk dedim.. ardından kendi araştırmalarım için ortadoğu gelenekleri ile ilgili bir kitap daha aldım.

    çay içecek dermanım yoktu akşam 8 gibi geldim 9 - 10 derken şu kitaplara bir bakayim dedim önce ilgimi ortadoğu gelenekleri çekti fakat o kafaya daha erişmedim düşüncesiyle kapağında simgeleri son 1 yıldır kitaplardan ekgib olmayan örgütlerin , googledan alınan fotoğrafların olduğu kitabı aldım.
    ···
  10. 85.
    0
    dur şunu bitireyim..
    O aldığım kitap "isim vermeyim" xx adında genel anlamıyla amerikan örgütleri üzerine kurulmuş dünyayı kendi iradesiyle sentezleyen hepimizin bildiği kuru kafalar , ülümünütüler vs..
    Her neyse açtım bakıyorum. Hollywood filmleri üzerine örgüt şemaları çıkarmış , ilgimi çeken konu ise kitabı okumadan önce bazı filmlerde yakaladığım detayları açıklamış. iyi hoş belki olabilir dedim devam ettim. içerik git gide sona doğru "kitabı bitireyim de para gelsin" havasında artık yazan adam oğluna düğün mü yapacak ya da arabasını mı yenileyecek her neyse bir anda bitti. Okuyan insan da cahilse "lan ne kitapmış okumadan bitti" diyebilecek türden. ben açıkcası beğenmedim ilk sayfaları doldurup sona doğru tıkıştırılan kitapları hiç sevmem. Sebebi açık açık belli , belki yazarlar kitaplardan para kazanamıyorlar doğrudur fakat kitap yazmanında bir mantığı olur. Heyecan uyandırması , bilgi vermesi , şaşırtması , korkutması gün içerisinde bir anda aklınıza kitaptaki olayın gelmesi gerekli. Bunlar olmayınca bu iş olmuyor. Artık insanlar popülerist yaklaşıyor. O gün gündemdeki konu rus uçağı ise adam " 1 günde rusya- türkiye savaşı " yazıp kitap basıyor.

    Yahu kitap bu kadar mı kolay bir şey.. Tamam saray edebiyatını asla savunmadım ama abi bi kahveyle bilgisayarının önünde sabahla , araştırmalarını yazdığın kağıtlara kahve dök.. bi emek ver..

    Üniversite de sait diye bir hocamız vardı genç bi öğretim görevlisiydi ve aşırı milliyetçi bir adamdı. Yaşça küçük olduğu sınıf üyelerine rica edip bana hocam deyin diyecek kadar naif bir adamdı. Hep derdi :
    "Savaştaysanız silahla ölün çünkü merttir yapacağı bellidir. Şimdi savaşta malesef silah kullanmıyor.."
    ···