1. 1.
    0
    hayatımı anlatsam, ağlarsınız.

    5-Rezerv sonrası başlıyorum.
    ···
  2. 2.
    0
    özet yok beyler. tamamiyle gerçek. inanmayan olursa, gider eski evin capsini getirip, züt etmeğe niyet edebilirim.

    herşey beş sene önce başladı. kendimi bildim, bileli yaşadığım mahalleden sekinci sınıftan mezun olmaya yakın ayrıldık. taşındığımız yeni ev, eski mahallemize on, yirmi kilometre yakınlıktaydı. o, taşındığımız bir ay içinde başladı herşey. ilk günler iyiydi, eski okuluma otobüsle gidip, geliyordum. zaten kısa bir süre kalmıştı mezun olmamıza.. yaklaşık bir ay sonra mezun olacaktım. babama eski mahallemdeki liseye kayıt yaptırmasını, buradaki çocuklarla anlaşamayacağımı söyledim.
    lise dedi.. e baba lise ama dedim? hayır. kabül etmedi. göndermedi. zaten yapacak başka çarem yoktu. ailevi sorunlar yüzünden liseye ilk sene gidemedim.
    ···
  3. 3.
    0
    babam yeni taşındığımız evin kirasının pahalı olduğunu, söyleyip duruyordu. kısa bir süre sonra ilk okulu tamamladım, mezun oldum. yaklaşık bir hafta sonra taşındığımız gecekondunun karşısındaki markette "eleman aranıyor" yazısını görünce herşey değişti. liseye gönderilmedim. ilk zamanlarda paramı kazanır, havamı atarım diye düşünüp duruyordum. markete girdim, bir kaç konuşma sonrasında yaşımın 15 olduğunu söyledim. cık, mık demeden kabül ettiler. tabii ki karşısındaki evde oturduğumu duyunca.. işe alındım. maaşım 400 liraydı. hafta içi 1 gün izinliydim. ve çalışma saatlerim: sabah: 8 (açılış) akşam: 9 (kapanış, bu süre hafta da bir gün olan temizlik günü eklenince, saat: 01:00'i buluyordu. şayet: 01:00'de geldiğimi bilirim.)
    ···
  4. 4.
    0
    ilk haftalar çok sıkıcıydı, sigaram ve başka bir alışkanlığımda yoktu. iş, güç uğraşıyordum. :') sanki eşi olmayan, evli gibiydim. maaşım 400'liraydı, tabii ki bu 15 yaşındaki bir çocuk için çok büyük paraydı. (bunun %80'i aileye katkıda bulunsanda) bu yüzden marketten akşamları alış-verişler yapardım. eve bir gün boş geldiğimi kimse söyleyemez. ayrıca komşu, teyzelerinden iltifat sözlerini, hatta kızlarını bana ayarlamaya çalışanları bile gördüm. beyler tamamiyle anlattığım gibi. biliyorsunuzdur böyle ortamlar.
    ···
  5. 5.
    0
    ilk ay maaşımın 225lira kaldığını öğrendim. direk pedere havale ediyordum. otomatik ödeme gibiydim. hergün hep aynı saatte öğrenciler gelirdi onlar istetikleri gibi takılırlar, alırlar, yerler, içerlerdi. kendimi türkiyeye feda edilmiş köle gibi sanıyordum. tamamiyle geri gitmeyi düşündüm, babamda olsa karşı gelip bu sene ki kayıtlara kendimi yazdıracaktım. burada 8 ay çalıştım. son 2-3 ay maaşımdan aşırmalar yapıyordum. hatta hiç unutmama abimin, askere gidince evdeki tesisatı tam 175liraya satmıştım. amacım 500lira yapıp, şuan ki kız teknik olan liseye kaydolmak için. aslında kimseye boyun eğmek istemiyordum. reşit biri, beni okula kaydetmesini isteyesiye kadar. aslında işimden memnundum fakat, okulların kapanması o aşkın küllerini tekrar alevlendirmeye çalıştı.
    ···
  6. 6.
    0
    kararım sonrası o akşam ki evde konuşmalarımız şöyle oldu.

    ben-ben çalışmak istemiyorum. millet giymiş kıyafetlerini okula gidiyor, hayatını yaşıyor.
    baba+okumak boş iş. bak abinin şimdi sigortası tam ikibin yevmiye oldu.
    abi+olum bana okuyarak adam olan birini göstersene? başka çaremiz varmı? bak serdar ortaç'a.. ne güzel paranı kazanıyorsun. bu işi bırakma. hayal bunlar.
    anne+(aslında annem kendi halinde birisidir. ortak kararlıdır.)
    ···
  7. 7.
    0
    annem memleketten olan bir kadını tanıyordu. ve evde olan biten herşeyi konuşurdu. yeni evliydi bu öğretmen eşi. kimi, kimsesi yoktu.(kocası özel bir okulda yabancı dil öğretmeniydi.) annem bu durumu ona anlatınca, o akşam ev telefonu çaldı. açtım,
    +dream boy sen misin?
    -a, evet abla benim
    +n'ber.
    v.s...
    +yarın akşam 8'de sizdeyiz. iyi akşamlar.
    -... (niye, neden. birşey diyemeden kapadı telefonu)

    ben çok merak etmiştim. anneme sordum, bizimkiler salonda kikireşiyorlardı. halbuki biliyorlarmış, kocasının beni istediğim bir okula yazdıracağını.
    ···
  8. 8.
    0
    beyler, nasıl anlatsam bilmiyorum ama tahmin etmişsinizdir. sevinmek çok değişik birşey eşi, tarifi yok.
    o gece sabaha kadar pc'de,
    -hangi okul kabül eder?
    -hangi okul şu belgeler olmadan almaz.?
    -acaba diploma puanım tutarmı?
    bunları araştırdım. sabaha aklımda birşey kalmamıştı. akşam oldu. dedikleri gibi saat: 20:00'de kapıdalardı.
    hoşgeldiniz vs. çay felan ikram.. karı-koca çift bana başladılar bana kolay, kolay sorular sormaya
    -istanbulun fethi
    -istiklâl marşı
    -atatürk doğum, ölüm
    vss. böyle konuşma gitti. 1 saat sonra kalktılar. kapıda yarın 10'da hazır olmamı istedi. :') o akşam, o insanlara ne kadar çok teşekkür ettiğimi unuttum. çünkü ailem pısırık, biraz babam da baskıcı biriydi kayıt ettirmiyorlardı. benimde kimseye gidip, söyleyecek yüzüm yoktu. ama annem sağ-olsun konuyu açmış. burdan annemin ellerinden öperim.
    ···
  9. 9.
    0
    sabah: saat 10'da geldi. kocasıydı gelen. x'abi diyelim. arabasına atladık, sanırım o zamanlar kayıt için posta pulu, iki paket dosya kağıdı. bir de sözde kayıt için ödenen bağış ama öyle bağışlardan değil. ücreti en az 500 olanlarından. bizim ki tabii hoca olduğundan bu parayı 150 liraya indirdi. bu kağıt hala bende saklıdır. burdan o hocamın kulaklarını çınlatırım.
    bu tüm istenen evrakları, paraları hepsini o karşıladı.
    aa, okulda burda okumak istemediğim okul oldu.
    -neden derseniz. + evime en yakın okul oydu. bir kaç uzaktan olan akrabalarımda bu okulda okuyordu.
    okula kayıt olmuştum. tam bir saat beni okula kayıt ettiren o hocaya teşekkür ettim. bana çook öğütler verdi. hepsi çok güzeldi. geri sarabilsem bin kere dinlerim.

    "-hiç birşey yapamasan bile dil öğren.."
    ···
  10. 10.
    0
    yaklaşık 15 gün sonra okullar açılacaktı. e, benim biriktirdiğim para öylece duruyordu. bunu okul kıyafetlerıne harcadım. tabii ki beni sömestr tatiline kadar idare edecek parayıda önceden ayırdım..

    okullar yarın açılıyordu. ben sabah 8'de kalktım giyindim, kuşandım. ilk okulda gittiğim gibi okul kıyafetlerimi giyipte gittim. fakat lise mekanı çok farklıydı. bir kere dikkat çeken en çok, bahçede kızların çokluğuydu. ayrıca bir diğer dikkat çeken bir kaç kişi içinde bende vardım. okul kıyafeti giyenler tek bizmişiz :') ama hala kafam havada, saksı gibi buradan mevzun olup çıkma hayalindeydim. okulun müdürü, mikrofonu aldı. mikrofonu tokatladı ilk önce sonra konuşmalar yaptı.
    bu sürede hemen, herkesle tanışmaya bakıyorum. e tabii 1.sınıftakilerden, herkesten 1 yaş büyüktüm. çömezleri tanıyayım dedim.
    bir kaç kişiyle kısa sürede kaynaştık. hatta bazılarıyla aynı sınıfa düştük :')
    ···
  11. 11.
    0
    yaklaşık 15 gün sonra okullar açılacaktı. e, benim biriktirdiğim para öylece duruyordu. bunu okul kıyafetlerıne harcadım. tabii ki beni sömestr tatiline kadar idare edecek parayıda önceden ayırdım..

    okullar yarın açılıyordu. ben sabah 8'de kalktım giyindim, kuşandım. ilk okulda gittiğim gibi okul kıyafetlerimi giyipte gittim. fakat lise mekanı çok farklıydı. bir kere dikkat çeken en çok, bahçede kızların çokluğuydu. ayrıca bir diğer dikkat çeken bir kaç kişi içinde bende vardım. okul kıyafeti giyenler tek bizmişiz :') ama hala kafam havada, saksı gibi buradan mevzun olup çıkma hayalindeydim. okulun müdürü, mikrofonu aldı. mikrofonu tokatladı ilk önce sonra konuşmalar yaptı.
    bu sürede hemen, herkesle tanışmaya bakıyorum. e tabii 1.sınıftakilerden, herkesten 1 yaş büyüktüm. çömezleri tanıyayım dedim.
    bir kaç kişiyle kısa sürede kaynaştık. hatta bazılarıyla aynı sınıfa düştük :')
    ···
  12. 12.
    0
    sınıfa girdiğimde herkes bir yer kapmış, bazıları kanka olmuştu. cam kenarında sondan dördüncü sırayı ben kaptım, bi kaç sıra içinde en iyisiydi. :'). daha sonra (isim vereyim)keriman hoca geldi. sınıfla tanıştık, ayrıca birşey sorucam. hocam, babamın mesleğini neden sordun hala anlamadım.
    herşey düzgün gitmiyordu. ortam çok değişikti. kas, kafalı olmuşum. adeta paslanmış bir demir gibi. beyler, gerçekten öyle oluyor. deneyin, bir süreliğine bir işte çalışın kas kafalı oluyorsunuz. sınıfta pek konuşmazdım, hatta o günlerde avrupa yakasındaki cem'e benzetirlerdi. az, tek konuşurdum. olum konuşacak birşey gelmiyor aklıma, dedim ya kas kafalıyım. ödevleri sormayın isterseniz. neyse sorun, liseli ergen havasına girince o zamanların meşhur donanımhaberine yazardım matematik sorularını, cevaplayan olurdu da :'). bi süreliğine matematik için buradan geçindim. diğer önemli dersleri sabah kızlardan alıp, deftere geçiriyordum.
    ···
  13. 13.
    0
    okul çok keyifsizdi. bana öyle geliyor olabilir di. ki eski işimi dahi özlemiştim. çünkü gerçekten ihtiyaçlarını alacak olan ailenin durumunun sebebi, abinin de askere gidişi ve senin okuyup, para kazanaman idi. ihtiyaçlarımı köşeye koyup devam ettim. istediklerim geçte olsa alınıyordu. ailemin bir suçu yok. dedelerimin tüm suç. sömestr tatiline yaklaşıyorduk, ailemin kredi kartlarının patladığı döneme gidiyorduk. (kriz dönemleri)... cuma günü okuldan çıktığımda eve geldim(öğlenciydim). bizimkilerin moralleri bozuktu. her zaman ki gibi değillerdi.. bizim zonguldakta taksitle aldığımız bir ev vardı. hatta bu kredi kartları bu taksit ödemeleri için patladı desek yeridir. o, cuma gecesi yola koyulduk. sözde evi satıp, istanbula geri dönecek, borçlarımızı kapatacaktık. herşey burada başlıyor.
    ···
  14. 14.
    0
    akşam saatlerinde çıktık yola. ailemin bana, tek dediği "satılık yazısını asıp dönücez" olmasıydı. akşam 10'da çıktık. sabaha karşı 5'te orada olduk. bu arada arabamız skoda-fabia, bunu da krediyle aldık. babamın zütü fazla kalkmıştı. daldan dala zıplıyordu. kendisi ilk okul mezunuydu. kredili arabayı, bu türk yasa dışı işleri yapan kişilere pay verdi. (1.000lira) bunun sayesinde arabayı alabildi. normal şartlarda, bayağı şey isterlerdi...
    sabah geldik eve, zonguldak çok değişik bir yer beyler. çok soğuk..
    ···
  15. 15.
    0
    bu arada üst katımızda teyzemler oturuyordu. zaten bunların sayesınde taksitle alabildik evi :'). bak teyze' senin allah bin türlü belanı versin. sana gıcık oluyorum. buraya geldik. yaklaşık bir hafta sonra sömestr tatiline girdik. tabii ben okulu giblemiyorum. okul önemli, bunlar zütü yemese de mecbur gidecek diye düşünürdüm. öyle olmadı maalesef, sömestır tatilini satmak için gittiğimizde evde geçirdik. ailem kafasına koymuştu, istanbulda yaşam şartları bayağı yükselmişti, zordu. hala haklılar. ama yeri ve zamanı değildi. bir gece, babam bana söylemeden. annemle birlikte istanbula gitmişler, ve eşyaları buraya taşımak için uğraşıyorlardı. sorduğumdaysa, memlekete gitti diyen teyzemin allah belasını yeniden versin.
    ···
  16. 16.
    0
    bu süre içinde bir yandan buraya alışmaya çalışıyorum, en azından okula burada devam edebilirim diye. bir yandan da, bi şekilde kendimi istanbula atıp hocaya bunu anlatmayı düşünüyordum. evden bunu yapmak için bir çok kez kaçtım. hatta, polislerin beni aradığını öğrendim. doğruydu, teyzem kahpesi polislere haber vermiş. amk, aklı olan bu memlekete gitmesin.
    bir kaç gün sonra ailem, eşyalarla zonguldağa döndü. dönüş ama ne dönüştü.. geldiklerinde 2009 model arabaya saldırdım. camı kırıp, geçirdim. bizimkilerin beni yurda vermesi dahi istedim. bir çok ergene göre o dönemlerde ki en mantıklı düşünen ergendim.
    -paranın nasıl kazanıldığını ve nasıl harcamam gerektiğini iyi bilirdim.
    -okumak boş diyenlere çok azda olsa katılıyorum. kendini geliştirmek, en azından ileride bak, ben şu liseyi, şu üniversiteyi bitirdim diyebilmeyi..
    -sigara ve onunla alakalı olan şeylerin bana zararı az da olsa dokunacağından uzak durduğumu bilirdim.
    -daha örnek vermicem. şimdi benim tipimi tahmin ettiniz kesin.
    tahmin ettiğiniz gibi gözlük kullanmıyorum. ayrıca gözlerim yeşil. kilom'da 120 değil di. kilom' 60'tı, boyum'da 1.40'değildi. 1.70'ti.
    hayalinizdekinden uzak tiptim.
    ···
  17. 17.
    0
    okuyan var mı?
    ···
  18. 18.
    0
    @35, lise mi? hayatımı anlatıyorum amk tabii ki lisede olacak. yaşım 19.
    ···
  19. 19.
    0
    sömestr tatili bitmişti. okul konusu geçmiyordu evde. bana sürekli kapı gösteriliyordu. ailem çok değişmişti. sanırım, buraya taşınınca pilim bitti dediler gibi.. bu arada teyzemin de 2 erkek çocuğu vardı. birisiyle aynı yaştaytık. bununla beraber takılmaya başladım. bu da okumuyordu. bu ne yahu sülalede kimse okutulmuyor du amk. çalıştığı oto-yıkama vardı. bunun yanına bende girdim. evimizin yanındaydı günlük 20+bahşişle 30'u buluyordu. rahattı iş. fakat buraya tam alışıyorken, sevgilim dahi oldu.
    ilk am kokusunu burda hissettim
    ilk amı burda elledim.
    ilk kez bir amlıya vurdum.
    ilk kez burda aşık oldum.
    fakat bu huur çıktı bunun konusuna girmeyeyim. olay bildiğiniz gibi değil. boşuna tahmin etmeyin, tahminlerinizin yanından bile geçemeyecektir.

    peder, buraya taşındıktan sonra iş aramaya başladı. fakat oralarda verilen ücretler genelde asgari ücret, veya maden ocaklarındaki max: 900'liraydı. diğer çalıştıranların verdikleri ücretler max: 700. bu yüzden oralarda herkes maden ocaklarına saldırmış durumdaydı. sanıyorum ki durum değişmez.
    ···
  20. 20.
    0
    üç ay kadar geçindik. nasıl olsa kira, yoktu. geçinmek zor değildi, kolayda değildi . ama sen, siz olun zonguldağa yaşamaya gitmeyin.
    üç ay sonra bizimkiler ilk aldığı kararı yola koymaya başladı. çünkü arabanın taksitleri geliyordu. sanırım 3ncü taksidi ödememiştik. ve 5nci, veya 5ncı'da yakalama çıkıyordu. arabayı 30'a aldık. 15'e zor satılırdı. hacizli ve rehinli araba, satılmazda edeceği para oydu. evi satmaya karar verdik. tek çözüm oydu. tam bir hafta emlakçı, emlakçı gezdik. acele bu işi bitirmek istiyorduk. araba bağlanacaktı. yakalama çıkmıştı. kredi kartlarından arayanlar durmak bilmiyordu.
    ···