-
1.
0SURiYETümünü Göster
herhalde insanların bu olaylar başlarken olayların sıçramasından en çok korktukları ülke burasıydı. çünkü burada çok fazla etnik grup ve oyuna dahil olması beklenen çok fazla büyük oyuncu vardı. bir tarafta iran ve rusya koruması altındaki alevi bir oligarşik yapı. diğer yanda suriye den oldu olası nefret eden türkiye, israil,ve batı. türkiye su meselesi kürt meselesi derken suriye ile yıldızı hiç barışmamıştı. israili bölgede herhalde en çok uğraştıran ülke gene suriyeydi. filistinlilere iran suriye üzerinden silah gönderiyordu. esad da israili kuzeyde uğraştırarak filistinin bir anlamda israil tarafından yutulmasını geciktiriyordu. bakarsanız israile çevresinde suriyeden başka kendisine düşman ülke bulamazsınız. ürdün vs. tamamen israil kontrolünde olan ülkelerdir. bu ülkeler sünni oldukları halde filistin meselesinde israil saflarında yer alırlar. kendi tahtlarının koruma endişesi altında olan ürdün kralı abdullah yakın zamanda gerçekleşen israil hava saldırısında bile suçlu olarak haması işaret etmişti. türkiye için ise suriye de arap baharı ile birlikte gelen sünni siyasal islam mutlaka suriyede başarılı olmalıydı aksi takdirde bu "yeni osmanlıcılık" fikrinin asla gerçekleşemeyeceği anldıbına geliyordu. üstelik suriyede halkın büyük kısmı sünniydi. yani gerçekleşmemesi için hiç bir sebep yoktu. batı içinse bu iran a yapılacak en büyük darbe olarak görülmüştü. suriye nin de sünni eksene kayması iran'ı bölgede yalnızlaştıracak ve bu durumda israil 'e bölgede rahatlaması anlamı katacaktı. ancak işler umdukları gibi gerçekleşmedi.
esad boş biri değil. yanında baba esad döneminden beri sovyet rusya ile girdiği iyi ilişkilerden kalma rusya ile bir müttefiklik durumu söz konusuydu. ve itikat birliği ettiği iran gibi asker deposu bir ülke vardı. diğer ülkelerde olduğu gibi aynı senaryo üzerinde olaylar başlamış ve kısa sürede durum savaşa dönüşmüştü. esad , baba esad döneminden kalma bombala ve sustur yöntemini kullanmış bu iş ters tepmişti. sünni halk bu duruma tepki gösterdi ve büyük bir esad karşıtlığı baş gösterdi. bu durumdan gene en çok yararlanan el kaide oldu. ilk başlarda öso içerisine sızan örgüt savaşın kendilerine dönmesiyle kendini öso dan soyutlayarak savaşı tek başına sürdürmek istedi. kendine karşı çıkan kim varsa ister esad ister öso olsun aynı tepkiyi verdi. durumun vehametini ilk fark eden rusya oldu. Rusya, esada silah ve asker desteğinin yanında bm güvenlik konseyinde veto hakkını kullanarak esada karşı oluşacak uluslararası bir gücün oluşmasını da engellemiş oldu. bu süreç iran'ın olaya dahil olmasında büyük zaman kazandırdı. iran yaklaşık 40 bin devrim muhafızını ırak üzerinden suriye ye gönderdi ve esadın şam ve çevresinde tutunmasını sağladı. hatta bu 40 bin askerin ırak üzerinden suriye ye geçmesi ırak başbakanı maliki nin de sonunu hazırlamış oldu. bugün ırak taki durumun asıl nedeni de bu durumdur. şii maliki kendi üzerine gelen sünni baskı karşısında iran desteği almaktan çekinmedi. bu sayede kendisi de rahatlayacaktı. esad bugün ayaktaysa iran 'ın gönderdiği bu devrim muhafızları sayesinde ayaktadır. bu saatten sonra zaten suriye de tam bir kör dövüşü başladı. ne esad çevresindeki öso baskısını kıracak kadar güçlü ne de öso merkezli suriye muhalefeti esadı şam dan dışarı çıkaracak kadar kuvvetli. yaşanan bu kör dövüşü iki tarafı açıkçası güçsüz bıraktı. ve bu durum her zaman olduğu gibi el kaide nin işine yaradı. işid denilen örgüt yeni bir örgüt değildi. tıpkı el nusra gibi el kaide kökenli suriye de savaş başladığından beri varlığını sürdüren bir örgüttür. bu kadar güçlenmesinin sebebi de esad ve öso arasındaki bu kör dövüşün ta kendisidir.
işid'in karşı çıkan herkesi öldür mentalitesi suriye başta olmak üzeri bölgede büyük bir kaos yarattı. savaşın ırak a sıçraması ve kuzey de varlığını sürdüren kürt bölgesini tehdit etmesi duruma bambaşka bir anlam kattı. durumun kötüye gittiğini gören batı, politika değiştirerek hem durumu kurtarmaya hemde bundan fayda sağlayacak yeni bir plan üzerinde durdu. yeni plana göre batı desteğini ne olduğundan emin olmadığı öso yerine kürtler üzerinden sağlayacak. ve bunun sonucunda kendisne bölgede güvenli bir koridor oluşturmaya çalışacaktı. zaten abd nin işid e müdahale noktası da tam burada başladı. işid'in kuzey ırakta kürtlere saldırmasıyla abd planı uygulamaya geçirmiş oldu. bu plan çerçevesinde kuzey ırak başta olmak üzere kuzey suriye üzerinden akdeniz e kadar kürt merkezli bu yeni koridor sayesinde hem petrol güvenliğini sağlamış olacak hemde bu sayede hem ırak ı hemde suriyeyi kontrol etmiş olacaktı. bu durumdan ikinci karlı çıkan taraf ise kürtler oldu. kürtler bu sayede tarihi bir fırsat yakalamış oldular. kuzey ırakta türkiye ve iran arasında sıkışıp kalmış kürtler, kuzey ıraktan başlayarak kuzey suriye üzerinden akdeniz e ulaşmış olacaklardı. çünkü biliyorlar ki kendi bölgeleri yani kuzey ırak ta bağımsız bir devlet kursalar dahi bunun çok fazla anlamı olmayacak denizlere ulaşmayan devletin yaşamasınında bir anlamı olmayacaktı.
şimdi gelelim işin türkiye tarafına. herhalde bu işin en çok kaybedeni kim deseler herhalde herkesin cevabı türkiye olurdu. türkiye nin durumu açıkçası "midyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak" tır. esadı devireceğiz derken kuzey ırak tan başlayan ve kuzey suriyeyi de içerisine alarak akdeniz e kadar uzanan bir kürt devletinin kurulmasına bilip bilmeden ön ayak olmuştur. abd nin kürtlere çok eskiden beri verdiği 100 yıl içerisinde bağımsız olacaksınız sözü 30-40 yıl içerisinde gerçekleşebilir. türkiye esad yönetimi altında toprak bütünlüğü sağlanmış bir suriye yerine parçalanmış ve kürtlere hibe edilmiş bir suriye ile karşılaşabilir. ve bu gerçekleştiği taktirde bırakın "yeni osmanlıcılık" politikaları geliştirmeyi hataydan aşağıya adım atacak cesareti bile bulamaz kendinde. -
2.
0her şey arap baharıyla başladı gibi gözüküyor ama meselenin çok uzun bir geçmişi var. tunus ta başlayan olaylar ilk başlarda bir kesime yaramış gibi gözükse de aslında emperyal güçler için bulunmaz fırsattı bu olaylar.Tümünü Göster
Tunus
fransız egemenliğinden sonra şii kökenli batı yanlısı laik tek hane oligarşisi altında tunus yüzünü diğer arap ülkelerin aksine batıya dönmüştür. hem fikri anlamda hemde yaşam tarzı anlamında halkın büyük bölümü bu anlayışı sahiplenmişti. tabii bunu sahiplenmeyen bir kesim de yok değildi. bunların büyük bölümünü de mısır uzantısı selefiler oluşturuyordu. tunusta halk çok zengin değildir. kaynakların büyük bölümü oligarşiye hizmet eder. yani kral ve onun ailesine. bunun dışında kalan kaynaklar ise oligarşiye yakın bürokratların elindedir. alt tabakadaki insanlar fransaya yapılan göçler, turizm vs. ile geçinir. halkın durumu gerçekten vahimdir. buna bir de yolsuzluklar, rüşvetler eklenince halk için durum artık dayanılmaz noktaya geliyor. ve sonunda bir işportacının kendisini yakmasıyla beklenen toplumsal patlama yaşanıyor.
ama barışçıl başlayan olayları şiddete döken kesim fırsat kollayan bu selefi kökenli radikal islamcılar oldu. oligarşinin zorla dizginlediği bu kesim durum istifade hileli bir seçimle yönetime geldi. bu gerçekçi bir sonuç değildi tunus için. önce den de bahsettiğim gibi tunusta halkın çoğu laik, batı yanlısı insanlardır. ki şu günlerde yapılan seçimle her şeye rağmen bu selefileri seçimle gönderdiler. ama bizi asıl ilgilendiren kısım bugünlerde yapılan seçimlere kadar olan dönem yani kaos dönemi.
KAOS DÖNEMi
Cezayir de çok büyük sıkıntılar yaşanmadı. her şey çok kısa sürede oldu. ülke zaten çok da kimsenin umrunda olduğu bir ülke değil. asıl tehlike libya da baş gösterdi. kaddafi den nefret eden batı libya da ki olaylarda bizzat taraf olmuş hatta askeri müdahalede bulunmuştu. ama bunu yaparken oradaki radikal islamcıları göz ardı etmiş asıl tehlikeyi görmemiş veya görmezlikten gelmişti. el kaide de libya daki savaşa dahil olmasıyla bir takım insanlar asıl bu dönemde uyanmaya başladılar. arap baharı iyi bir şey değil aslında kötü bir şeydi. yaşanan kaos tan en çok el kaide fayda gördü. failiyet alanını kuzey afrikaya kadar genişletti. abd deki şahin kesim olan cumhuriyetçilerin kaddfiden özellikle nefret etmesi obama yönetimindeki demokratların pasif kalması bu durumun göz yumulmasına sebep oldu. libya da kaddafi devrildikten sonra oraya batıdan önce el kaide yerleşti. çünkü kaddafiye karşı silahlı mücadeleyi başlatan da sürdüren de zaten el kaidenin ta kendisidir. türkiye, arap baharı olayına hatırlarsanız ancak libyadaki savaşla uyanmıştı. selefilerin akp benzeri sünni eksenli bir yapı olması da onları cezbetti açıkçası. davutoğlunun her fırsatta dile getirdiği "yeni osmanlıcılık" fikri şii eksenli bir arap coğrafyasında hayat bulmayacağı zaten bilinen bir gerçek. bu ancak selefiler aracılığıyla gerçekleşebilirdi. bu noktadan sonra türkiye arap baharını sahiplenmeye başladı ve arap coğrafyasında kendisine ne kadar karşı ülke varsa bu olayları oraya sıçramasına ön ayak oldu. bu durum batınında işine geliyordu. mısır da hüsnü mübarek'in suriye de beşar esad'ın miladı dolmuştu artık. bu kaos dalgasıyla birlikte tek kurşun atmadan bu isimlerin silineceğine inandılar.
MISIR
mısır yapı itibariyle tunus'a çok benzer ama durum biraz farklı çünkü mısır selefilerin çıkış noktası ve ortadoğu da en güçlü oldukları yerdir. mısır da bir başka güçlü aktör de mısır ordusudur. mısır ordusu hafife alınacak bir ordu değil cemal abdül nasır döneminde arapların süper gücüydü. ama beklenmedik arap- israil savaşındaki yenilgi ordunun karizmasının çizilmesine yol açtı. mübarek döneminde aynı tunusta olduğu gibi oligarşik yapı ve aynı rüşvetçi bürokrat düzeni burada da halk tarafından nefrete yol açmıştı. herkes tunus ta başlayan olayların mısırı da etkileyeceğini çok önceden görmüştü. aynı olaylar aynı senaryo bura da da işledi ve gene selefiler burada da yönetime gelmeyi başardılar. ancak mısırın başına gelen isim herhalde bu selefi akımının en beceriksiz en aptal ismiydi. mursi den bahsediyoruz tabii ki. siz burda kahraman gibi anlatıldığına bakmayın inanılmaz derecede aptal bir biridir mursi. akp nin bile zamanla aşılanması gerekir dediği koyu sunni yaşam tarzını bir anda yaşama geçirmeye çalıştı ve başarısız oldu. mısır da halk çok da aptal değildir. kültürel birikimi oldukça iyidir. okumuş görmüş geçirmiş entellektüel birikimi olan insanların sayısı diğer arap ülkelerinden daha fazladır. mısır halkının selefileri kusması en çok akp tarafından yadırgandı. bu durumun "yeni osmanlıcılık" fikrinin ilk kez uygulanamaz olduğunun kanıtıydı aslında. çünkü araplar sandıkları kadar aptal sandıkları kadar türk sempatizanı olmadıkları açıktı. hem türkiye de hem de arap coğrafyasında insanların dile getirmeye çekindikleri bir gerçek vardır ki o da "türkler arapları, araplarda türkleri sevmediği" gerçeğiydi. Selefilerin türkiye de olduğu gibi askeri vesayet bahanesiyle orduyu ele geçirme isteği ters tepti ve mısır ın diğer büyük gücü olan ordu duruma el koydu. çünkü mısır ordusu türkiye de olduğu gibi darbeler yaşanmasın kimse üzülmesin diyen bir ordu değildi. gereken reaksiyonu çok erken verdi. Sisi ile birlikte mısır kendine yeni bir rota aramaya başladı. -
3.
0okuma!!!
-
4.
0özet: türkiyenin geleceği yok bi gib olmaz bu ülkeden
tahmin doğru mu? -
5.
0aynen...
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 20 01 2025
-
beyler çocukluk fotomu ifşa ediyorum
-
hayat treni kacti
-
beyler balili sevgilim acaba şimdi ne yapıyordur
-
yasiyorum ama sanki yokum
-
bu gsm operatorlerinin anasini
-
zalina sarıyere gelecem pide ısmarla
-
şifreyi hatırladım laaan
-
milattan önceden bahsederken
-
yapmak istemediğiniz bir şey için
-
stresten kaslaeim seyiriyor
-
35 yaşına gelmeden halletmen gerekenler
-
dedem tum arazileri koyunden almis
-
taşaklarımın çakralarını açarsam ne olur
-
beyler ermeniyim müslümanım ak partiliyim
-
kaptan kirk şu vücut nasıl 88 kilosun amk
-
tanimazliktan gelmek ve tanimamazliktan gelmek
-
wow girl gittiyse
-
wow girl olarak meme tuylerim
-
nokta noktayi sen yapmadin di mi
-
ınsanlar inci bitmesini sitenin kapanmasi
-
popo deliğimi emecek pasif bir yazar arıyorum
-
beyler pgibolojik sorunlarınızın temel nedeni
-
beyler bu kızla hamamda bana kese atarken
-
su baslik 100 eksi alirsa birakicam ama
-
diyorlar ki burası büyük ve zengin bir kurdistan
-
kürdistan yurdumdur benim
- / 1