- Dünden Yarına Fon Müziği-

Yeni Türkiye söylemi artık somut bir hale gelmiş, Nato üsleri kapatılmış, ülkede Çin ve Rus üslerinden başka yabancı asker kalmamıştı.

Suriye'de kontrol tam anlamıyla sağlanmış, durum stabil hale gelmişti.



Suriye'nin haritası şu anda 3 e bölünmüştü. Damascus ve aşağısı Esad Rejimi kontrolündeydi. Yukarısı IŞiD'in elindeydi.

Ülkenin Kuzeyi ise Türk Silahlı kuvvetlerinin kontrolü altındaydı. TSK kontrolündeki bölgelere Türk inşaat Sektörü çoktan varmış.

Evleri dikmeye başlamıştı. inşaat sektörü bayram ediyordu. Gerçi Suriye'deki belirsizlik vardı birde...

ESAD, Türkiye lafını ağzına bile almazken, IŞiD ile mücadele veriyordu. TSK ise elindeki vilayetlerin kontrolünü tam olarak sağlamış ve karakolları kurmuştu bile...

Şehirlerin kritik noktalarına Savunma Siperleri inşa edilmiş, Ağır bombardıman Silahları kontrol altındaki vilayetlere sevk edilmişti.

Sınır kontrolleri hat safhada ve içeriye kimse sokulmuyordu. Bu yeni bir kara harekatının habercisi olabilir miydi ?

IŞiD bir yandan ESAD rejimi, diğer taraftan Türk Askeri derken, eski etkinliğini kaybetmiş ve uykuya geçmişti adeta. Fakat bir önemi vardı. Rejim askerleri ve TSK arasındaki kalkan görevini görüyordu.

TiB yerleştirdiği ajanlar sayesinde IŞiD'den saniyesi saniyesine, bilgi topluyordu...

Avrupa bildiğiniz gibi.. IŞiD bir tren istasyonunda Canlı Bomba eylemi yapmış ve 35 kişiyi öldürmüştü. Bu kadar zayıflamışken avrupada hala ses getiren eylemler yapabiliyordu IŞiD, zaten bu Türkiye'nin işine gelen bir durumdu, gerçekçi olmak gerekirse.

işin tuhafı PKK sloganları atan kalabalık bir grup, Brükselde işletmelere saldırmış ve izdihamlarda 7 Belçika vatandaşı ölmüştü.

PKK bitirilirken, avrupanın sessiz kalması birileni sinirlendirmişti. Tayyip Erdoğan'ın " bu terör döner dolaşır sizede varır elbet "

sözü vucüt buluyordu adeta...

Bir gerçek vardı ki Türk Yurtları ve Doğu Bloğu arasındaki bu dayanışma sayesinde, ASYA kıtası hayat bulmuş ve Dünyanın gözleri bir anda bu tarafa çevrilmişti. Hepsinin arasında dengeyi sağlayan bir Devlet vardı. ASYA'nın bu denli üstünlük kurmasını sağlayan bir devlet..

Avrupa ve Asya'yı birleştiren devlet.. Onun, türlü türlü belalardan, badirelerden sürekli kurtulan bir lideri vardı. Kasımpaşalı kısa sürede ülkede Devrim denecek değişiklikler yapmıştı.

Hep söylerdi ya "Doğumlar Sancılı Olur." ülke olarak bunun anldıbını artık daha iyi anlıyorduk...

Fakat hali hazırda Suriye ile devam eden bir savaş vardı. Ve bu savaşın sonucu her şeyi belli edecekti, ülke ya ŞAH'a kalkacaktı, ya da bütün hazırlıklar ve kurulan ittifaklara olan güven sarsılacak ve çıkmaza girilecekti.

Orta'da henüz ses çıkarmayan ve sinsi sinsi bekleyen, zamanında kendi halkına Varil bombaları yağdıran bir Diktatör - ESAD REJiMi- vardı. Bu cani herif ne olduda bu kadar sessiz bir tavır takınıyordu ? ilerleyen günlerde belli olacaktı illaki.. Unutmamamız gereken bir diğer konu ise, Tahran ittifakı'nın diğer ülkelerinin Esad Rejimini desteklemeleriydi.

Erdoğan bunları düşündü, düşündü, düşündü ve çoktan uykuya dalmıştı...

BEYLER CÜMLETEN iYi GECELER, YARIN DEVAM ETMEK ÜZERE ALLAHA EMANET OLUN, SORUNUZ OLACAKSA BURALARDAYIM.