Rezervedd

Hadi lan yeter amk

Kardeşim hikayeni çok beğenerek okudum şu vakte kadar tebrik ediyorum seni. Ayrıca burada hakaret yağdıranların çoğu çocuktan başka birşey değil biliyorsun. Eğer ki yarın değil de başka bir zaman bitirmektiyse niyetin ben destekliyorum seni 1 ay da beklerim yani kafana takma. Sabırsızlıkla bekliyorum Allah kolaylık versin.

50 bfjfjvjvjjg

Kardeşim bu kadar insan senin hikâyeni beğenmiş gelmiş sabırsızlıkla seni bekliyor sende biraz gayret etsen ya

BÖLÜM 32 - YÜKSELEN EKONOMi


Ekonomi düzlüğe çıkıyordu. Moody's ve S&P Türkiye'nin kredi notunu , BB+ 'ya getirmişti. Kazakistan'ın ise BBB- olan notu, tekrar BBB'ye çıkartılıyordu... BT-iB( Büyük Türk-islam Birliği) ülkelerinin yılın ilk çeğreğindeki performansları iç açıcıydı.

Türkiye Yılın ilk çeğreğinde tam %8.2 büyüme ile 2010 yıllarındaki performansına kavuşmuştu adeta...

Kazakistan %4, Kırgızistan %4.5, Özbekistan %3, Azerbaycan ise % 6,8 büyümüştü.

Hiç kuşkusuz bu tablolar, BT-iB 'nin kurulması ve Tahran ittifakı'nın işbirliği sayesinde, istikrarın artması, ülkenin güvenli hale getirilmesi, ve yapılan yaklaşık 300 Milyar$ lık ticari antlaşma protokolleri sayesinde gelişiyordu..

Ülkenin, ihracattaki bu başarısı sektörleri canlandırmıştı. Erdoğan canlanan sektöre bir hediye daha verdi.

Yapılan açıklamalarda başta Endüstri olmak üzere; Tarım, Servis ve Teknoloji-Yazılım sektörlerine her birine 55 Milyon$ lık teşvik primi dağıtılması emri verildiği açıklanıyordu. Bu yüksek bir rakamdı, fakat jet hızıyla yükselen ekonomi bu mevlayı kaldıracak güce sahipti. Sadece biraz sabır gerekiyordu.

Enflasyon, açıklanan son rakamlara göre %9 'dan, %6 ya kadar gerilemişti.

Ülkede ulaşımın gelişmişlik düzeyi, dünya standartlarına yetişmişti. Her ne kadar bazıları tarafından ağır eleştiriler alsada, karayolları Türkiye'de üst düzey kaliteye ulaşmıştı.

Erdoğan ulaşımı her zaman ön planda tutmuştu. Çünkü bir ülkenin ulaşımı ne kadar gelişmişse dışarıya verdiği görüntü o kadar iyi yönde olurdu. Yeni bir projenin yürülüğe girdiği açıklanıyordu...

Ankara-istanbul hızlı tren hattı genişletilecek, izmir ve Bursa 'da bu hatta dahil edilecekti. Bu hatlar sayesinde Türkiye'nin en kalabalık Büyükşehirleri, hızlı tren gibi standartları yüksek, ve kısa süren bir yolculuk sayesinde, bir birine bağlanacaktı.

Projenin toplam maliyetinin 12 Milyar Dolar olduğu açıklandı, ve önümüzdeki günlerde inşaatına start verildi.

BÖLÜM 33 -

Ülke düzlüğe çıkmıştı artık. Projeler start almıştı ve ekonomi tekrar işlemeye başlamıştı. Burada sıkıntı yoktu. Fakat Suriye problemi devam ediyordu.

Erdoğan bu sabah Rusya'ya hareket etmiş ve Putin ile 2 saat süren bir görüşme gerçekleştirmişti. Sıcak dakikalar yaşanıyordu. Bir hareketlenme vardı sanki...

Hulusi Akar, Erdoğan Beştepe'ye döner dönmez görüşme için, Beştepe'ye hareket etti..

Keza Hakan Fidan'da zırhlı araçtan iniyor ve Beştepe'nin kapılarına doğru yöneliyordu.

Kriz masası kurulmuştu. Herhangi bir açıklama gelmezken, Suriye'de bir hareketlilik yaşandığı bilgisi geliyordu.

IŞiD'in, TSK kontrolündeki Deyr Ez-Zor kentine, taşralardan harekat başlatmak üzere harekete geçtiği yazılıyordu. Yaklaşık 12 Bin Silahlı Cihatçının operasyona gruplar halinde katıldığı ve içlerinde El Nusra, EL Kaide, Daeş ve Ahrar-uş Şam cihat gruplarının olduğu açıklanıyordu TV kanallarında.

Bu gruplar geçmişte birbirleriyle savaşmıyorlar mıydı? Hepsi Suriye'nin bir bölgesini kontrol etmiyiror muydu? Bu gün ne olmuştuda bir araya gelmişlerdi ?

işin ucunda ABD'nin olduğu ve artık sessizliğini bozacağı yönünde yorumlamalar, tartışma programlarında yerlerini almaya başlamıştı bile ...

BÖLÜM 34 - Orta Doğu Bataklığı

ABD artık tarzını değiştirmişti. Bu bilinen bir gerçekti. Artık emellerine uğraşmak için kendi askerinin kanını dökmek yerine, bir kaç taşeron örgütü besleyip, büyütüp illegal yollardan kazanımını elde ediyordu.

Suriye'deki bütün cihatçı gruplar sanki bir yerden emir almışçasına birleşmişlerdi. Sayıları yaklaşık olarak 55 bin i buluyordu. Bu güne kadar uykuya geçmişler sanılsada, bu CiA 'in yaptığı bir algı operasyonu da olabilirdi. CiA diye bir gerçek vardı Orta-Doğu'da...

Türkiye bu beklenmedik karşı atak karşısında hazırlıklıydı. Dedikya, siperler çoktan inşa edilmiş, ağır donanımlı s-400 ler zaten envantere eklenmişti. Deyr Ez- Zor kentinin farklı noktalarında, Türkiye'nin ağır silahları ;

92 Adet ALTAY TANKI
48 Adet Fırtına Obüsü
25 Adet Toros Roket Sistemi

Türkiye'nin Deyr Ez- Zor'daki askeri varlığı ise yaklaşık 68.000 idi. Bu yüksek bir sayıydı fakat Cihatçı gruplar, taşraları çok iyi biliyor ve burada yaklaşık 5 yıldır savaştıkları için tecrübelerine güveniyorlardı.

Türk Silahlı Kuvvetleri, taşralardan çekilmişti ve kentin merkezinde mevzilenmişti. Cihatçı gruplar bölgeyi iyi tanıdığından dolayı, yapacakları feda eylemleri yüksek kayıplara yol açabilirdi. Yaklaşık 70.000 asker kentte stratejik noktalara yerleştirilmiş ve ağır silahlar hazır hale getirilmişti. Bekleyiş başladı...

BÖLÜM 35 - ÇATIŞMA

TSK tam anlamıyla hazırdı. Komutanların ilk emri hazırda bekleyin oldu. Cihatcı Selefist grupların sayısının yaklaşık 12.000 olacağı ve bir kent için tamdıbının heba edilmek istenmediği tahmin ediliyordu. TiB'den gelen direktiflerde bu yöndeydi.

Saat 14.30 gibi Askerler mevzilenmiş dışarıdan gelecek olan tehlikeyle çatışmak için hazır durumda bekletiliyordu.

Saat 15.30 olduğunda henüz bir hareketlenme gerçekleşmemişti hala...

16.00 olmuştu saat. Fakat hala bir bilgi gelmiyordu. işin tuhafı, TiB ajanlarına ulaşılamıyordu. Her gün irtibat kuran ajanlar bu gün nedense tek bir bilgi bile uçuramamıştı TiB'e...

16.30 'da 25 Adet Bordo Bereli, keşif yapmak üzere yola çıkıyordu, bilgi toplayıp tekrar dönecekler ve rapor vereceklerdi.. Yola çıktılar, bekleyiş başladı...

Saat 17.30 olduğunda Bordo Berelilerin hiç biri geri dönmemişti.. Adeta kaybolmuşlardı. Telsizden bir ses geldi... Herkes bir anda telsize yaklaştı komutan dinliyordu.. Ses net değildi..

-Burdala... silah sesi, telsiz yerde ve cevap yok...

BÖLÜM 36 - BURADALA...

Ne olmuştu öyle ? Komutan şaşkın bir şekilde askerlere baktı, elindeki telsize baktı ...

Olayı idrak etmeye çalışıyordu... Askerler! Dedi ve "Dup" diye bir ses geldi...

Komutan bir anda yere yığıldı. Ardından bir "Dup" sesi daha... 1 asker daha yerde...

Askerler Apar topar siperlerine koşuyordu. Silah sesleri bir anda her yanı sarıyor ve mermiler kentte cirit atıyordu... Askerler neye uğradıkları şaşırmışlardı adeta ... Bekleyişe geçtiler, olayın şokunu atlatan bir kaç asker siperlerden ateş etmeye başlamıştı bile...

Milli Güvenlik Kurulu acil kodu ile Beştepe'de toplandı. 15 dakika süren görüşme erken bitmişti. Alınan acil kararla birlikte Deyr Ez- Zor'a 35.000 Asker sevkiyatı başlatıldı. Üstelik 1000 adet tank ŞanlıUrfa'dan yola çıkarıldı.
Deyr Ez-Zor da işler yoluna koyulmaya başlamıştı. Çatışma başlamış, asker artık daha dikkatli bir şekilde hareket ediyor. Kentin farklı noktalarında çatışmalar devam ediyordu.
Sayıları 12.000 den fazla olduğu kesindi. Çok profesyonel hareket ediyorlardı. Hiç beklenmedik anda saldırmışlar ve ne yazıkki bir kaç noktayı ele geçirmişlerdi.
8 köyde asayişi sağlamışlar ve ilerliyorlardı, fakat çok fazla kayıp veriyorlardı. Türk Askeri hiç şüphesiz bu tuzağa düşmeseydi o köyler hala TSK elinde olurdu. Bordo Bereliler kritik noktalara dağıldı ve gizli bir şekilde bir çok militanı öldürdü. Türk Askerinin morali yavaş yavaş düzeliyordu.

Durum eşitlenmişti, kontrol artık ortadaydı. TSK tank ve top atışlarıyla, cihatçılara karşı üstünlük kurmuş ve geceye kadar süren çatışmalarda, 2,000'e yakın terörist etkisiz hale getirilmişti ve ne yazık ki 189 Asker şehit düşmüştü.

Çatışmalar sabaha kadar devam etti...

BÖLÜM 37 - CIA

CIA Suriye'de boş durmuyordu. 55.000 e yakın cihatçıyı birleştirmiş ve tek bir güç haline getirmişti. Zaten bu kadar zamandır boş durmadıkları aşikardı. Ama TiB bile bunu tahmin edememiş ve deşifre edememişti. Suriye'nin ortasında TSK ve bu cihatçı örgütler çatışıyorlardı ve ağır kayıplar veriliyordu.

CIA'in planı işe yaramıştı. Türk Silahlı Kuvvetleri Deyr Ez-Zor'dan çekilme kararı almıştı. Daha fazla kayıp vermemek için bu kararın alındığı belliydi. Eğer istense ordu bu cihatçıları temizleyebilirdi. Fakat kayıp çok olurdu ve kötü sonuçlar doğurabilirdi.

Ordu Hasekeye kadar çekildi. Temel ihtiyaçlarını gidermek üzere dinlenmeye geçtiler. Bu arada Hulusi Akar ve Hakan Fidan, moral ziyareti amacıyla Haseke'ye doğru yola çıkıyorlardı.

TiB çalışmalara başladı. Öncelikle o gece 90 TiB ajanının, CIA tarafından deşifre edilmemesi için irtibata geçmedikleri ortaya çıktı.

Rusya'nın üssünde bir hareketlilik vardı. Gece saatlerinde yola çıkan Spetznaz Timleri Haseke'ye varıyor ve Bordo Berelilerle birlikte gece yaptıkları gizli operasyonlarla, yaklaşık 520 teröristi etkisiz hale getiriyor ve Hasekeye sabaha karşı dönüyorlardı. Fakat bu gizli bir şekilde yönetilen bir operasyondu ve ne basına ne de ajanslara yansıtılmadı...

Hayırlı geceler, yarın tek part ile bitiririm artık.

Bu mu lan bekledik aksama kadar

Dalga mi geciyosun

Pirmcisin

Bağcılar Barbaros bnde ortaaaaamm

Bütün sırrı bozdun

Amk tam bi yavsaksin birde niye prim yapayim diyor. Amk yavsagi madem tek part var at bitsin bu iskence got oglani millet sabahtan beri seni bekliyor gibik

Sahibi 67 de bune amk bi kaç part atıp gidiyon

Mını gibtiğimin yerinde, hadi yaz artık, hadi artık yazsana diye diye kafamı giben, huurlar yüzünden ilk zamanlardaki gibi yazamıyorum. Hevesim yerle bir oldu, hikayelere verilen çugular moralimi bozdu. ilk günkü hevesim kalmadı artık. Sırf sizlere ayıp olmasın diye ebem gibiliyor ama bir türlü yaranamıyorum. Önceden ne güzel öncesinde müzik bile verirdim.

Ama sabırsızlığınız ve ağır ithamlarınız, hevesimi ve heyecanımı yerle bir etti. Buraya kayıt olalı 2 gün oldu ve galiba pişmanım.