Size bu başlıkta komplo teorileri, uydurma hikayeler anlatmayacağım beyler.

ABD’nin; kullanamayacağımızı bile bile, elimize oyuncak gibi verdiği atom bombalarından da bahsetmeyeceğim.




Ayrıca; (bkz: ferre endüstrisi deşifre oldu) tarzında yıllarca bitmeyecek bir başlık da olmayacak, tek entryde tamamlayacağım.

Belki de bu zamana kadar bu ülke parçalanmadıysa, emperyalist kuvvetler tarafından işgal etmediyse;

Benim tahminimce, muhakkak bahsedeceğim bu kuvvetin de çok önemli etkisi vardır beyler.

Güvendiğim kaynaklardan derlediğim, olayların kronolojik sıralamayı sizlerle paylaşıyorum;




Bu ziyaretin videoları filan da vardır internette 16 dakika civarı.

Neyse.

Bu ziyaret, tam 1 hafta sürüyor beyler.

1 hafta ziyaret mi olur lan?

Pakistan’ın; Devlet Başkanından tutun, Dışişleri Bakanı’na, Savunma bakanı dahil birçok üst düzey bürokrata kadar, sayısız yetkili ile temaslarda bulunuyor Erbakan.

Sadece ziyaretinin ilk günü, 6 saatlik 3 ayrı toplantı yapıyor. (6x3=18 saat!)

islam kalkınma teşkilatını ziyaret ediyor ve üniversite öğrencileri ile akademisyenlere hitaben bir konuşma yapıyor.




"islam ülkelerinin ittifak ederek sosyal kültürel ve ekonomik alanda, her alanda, işbirliğine gitmesi gerektiğini" belirtiyor.

Bir kelimeye dikkat çekiyor, üzerinde çok düşünün diyor.

Bu kelime;

Diriliş.

Necmettin Erbakan o dönemde Türkiye'nin ağır sanayisinin başlangıcını yapan kişidir.

O dönemki Başbakan Ecevit engellemek istese de; Erbakan Pakistan’dan Türkiye’ye bir teşkilat getiriyor.

Hurşit Ahmet Bey bu teşkilatın başındaki isim. Çok değerli bir iktisatçıdır kendisi.

1996 yılında, Pakistan’dan bir ekip daha getiriyor Erbakan.

Fakat bu kez gelen ekibin farklı bir özelliği var.

Bu adamların hepsi mühendis beyler.

Pakistan’dan kalkıp, Türkiye’ye ne yapmak için geldiler acaba?




28 Şubat döneminde bu ekip ve beraberindeki Türk mühendisler ile ilginç bir şekilde ortadan kayboluyor.

5 yıl boyunca kimse onlardan haber alamıyor

Tâ ki Kasım 2002’ye kadar.




Erdoğan’ın seçimi kazanmasının ardından bu ekip tekrar geri geliyor.

Onlar için özel bir yer hazırlanıyor ve çalışmalarına kaldıkları yerden devam ediyorlar.

Proje neydi?

Suudi Arabistan’ın finanse ettiği “Pakistan nükleeri teknolojisini” sessizce Türkiye’ye transfer etmekti.

Ve sanıyorum ki, başarılı da oldular beyler.

Ve size belki bir anlamda kanıt da sayılabilecek bir argüman paylaşmak istiyorum.

Çok önemli.

Rusya’yı düşünün beyler.

Bu ülke; yalnızca “Gürcistan NATO’ya girebilir” söylentisi üzerine, direkt orayı işgal etti, direkt.

Bakın, somut hiçbir girişim dahi yokken, bir söylenti üzerine;

Bildiğiniz tankla tüfekle girdi Gürcistan’a.

GTA oynar gibi ülke yöneten bir adamdır Putin.

Yakın tarihte Kırım ve Suriye’de yaptıkları da ortadadır.

Böyle bir ülkenin; 25 milyon dolarlık uçağını düşürdüğünüzde,

Gücünün yettiğine emin olduğu kolay bir lokma olsaydınız,

Size Gürcistan’a yaptığının misli ile fazlasını yapar,

Taş üstünde taş koymazdı.

Yani,

Rusya Türkiye’yi etkisiz hale getirebileceğine emin olsaydı,

Çoktan savaş ilan etmişti ve sıcak denizlere de inmişlerdi. (:

Fakat bir etken olabilir ki, tabii birkaç farklı etken de olabilir, Putin’i Türkiye ile sıcak çatışmaya girmekten caydırmıştır.

Bu etken, ya da etkenlerden biri, benim tahminimce;

Türkiye’nin sahip olduğu nükleer gücü ve Moskova’yı da mesafeden mütevellit çok rahat vurabilecek kapasiteye sahip oluşudur.

Şu başlığımda dediğim gibi; (bkz: türkiyenin rus uçağını vurması ve 3 dünya savaşı)

Ülkenizi küçük görmeyin, çünkü gerçekten değil.

(kaynak: http://dunyalideri.org/p1453/ )