0
başlamadan not: kendi hayatlarına başka bir bakış açısı sokmak isteyenler için uğraşıp yazdım.
türk halkı herhangi bir olaya, kavrama, kişiye veya kuruma objektif yaklaşmayı bilmez. sürekli bir yandaşlık ve önyargı söz konusudur. bu, bizim toplumumuzun bilinçaltında var olan bir şeydir.
şu andan itibaren yazacaklarımı, adı geçen kurumlara ve kişilere bir hakaret veya "inci"tici bir söylem olarak almayın demeyi çok isterdim ama yine aramızdan bazı at gözlüklü, çıkarcı, ön yargılı şahıslar söylemlerimi hakaret boyutuna çekeceklerdir. bu hep böyle olmuştur. fakat ben özgürlükçü, medeni, eşit, demokratik bir ülke olduğumuzu varsayarak konuşmama devam edeceğim.
öncelikle şunu söylemeliyim ki dünya üzerindeki hiç bir siyasi oluşuma üye değilim hiç bir siyasi görüşü benimsemedim, hiç bir kişiye veya kurum adına çalışmıyor ve hayranlık duymuyorum. hiç bir ırka sempati duymuyorum, kendi ırkım olan türk ırkı da dahil. hiç bir dine mensup değilim. hiç bir dini yadırgamıyor, insanların inançlarına ve fikirlerine saygı duyuyorum.
gelelim konumuza;
malum içinde yetişip yaşadığım toplum olması dolayısıyla türk toplumundan bahsediyorum. türk toplumunun en göze çarpan niteliği, objektif olamaması, başkalarının fikirlerini izah etmesi durumunda hemen zırhını kuşanıp karşı saldırıya geçmesi, savunulan fikri aşağılaması onu anlamaya çalışmadan yargılaması ve afaroz etmesidir.
anlattığım olayın çizgilerinin biraz daha belirginleşmesi açısından bir örnek vereyim;
ülkemizde bariz bir şekilde ikiye bölünme söz konusudur. geçmiş yıllarda bu iki grubun aralarındaki çizgi daha sertti gerçi ama artık son dönemlerde devreye hukuk ve insan hakları girdiği için biraz daha yumuşamış durumda. evet bahsettiğim olay sağ ve sol kavramı.
sırf yazdıkları yazılar yüzünden başı belaya giren sonu ölüme kadar giden insanlardan aldığım ibretin verdiği tecrübeyle tekrar belirtmek istiyorum ki bahsettiğim grupların herhangi birine mensup değilim ve ideolojilerini savunmuyorum.
türk halkı yıllar boyu birbirlerini bu tür yaftalarla etiketlemiş sen sağcısın sen solcusun diye birbirlerini asıp kesmiş bir halktır. bu inkar edilemez. ama içlerinden hiç biri yahu ben ne yapıyorum bi oturalımda şu adamı dinleyelim bakalım ne anlatıyor neyi savunuyor dememiştir. türk halkı yanlışını kabul de etmez. yanlışlarını doğrularıyla örtmeye çalışır. işte bu sebepten dolayı yıllar boyu böyle nedenlerle ülke gruplara bölünmüş, yönetiminin kolaylaştırılması sağlanmıştır. evet bu bir yönetim biçimidir. insanları gruplarsın. belirli ideolojiler empoze edersin ve kitleler oluşturursun. sonra onları yönetirsin. tıpkı bir ülkeyi eyaletlere ayırıp valiler atamak ve yönetimi kolaylaştırmak gibi. bizim bahsettiğimiz biraz daha kapsamlı olanı sadece.
ve insanlar örnek aldıkları kişilere asla toz kondurmazlar. mustafa kemal atatürk'ü ele alalım. fikirlerini zekice ve mantıklı bulduğum, feyz aldığım sayılı insanlardandır. ama ülkemizde artık mustafa kemal atatürk bir marka haline gelmiş, bir popülerite aracı olmuş kalıplaştırılıp putlaştırılmıştır. insanlar asla onu derinlemesine incelemek istemez. sadece düşüncelerini benimser. neden öyle düşündüğünü anlamaz, anlayamaz. çünkü onların gözünde mustafa kemal atatürk; asla yanlış yapmayan, her hareketi mükemmellik derecesinde fevkalade bir insandır. öyle değildir demiyorum. ama öyle de değildir. kimse anti atatürkcü veya sağcı olduğumu falan düşünmesin. sadece kendi kendimin kanaat lideriyim hepsi bu.
ve atatürk aleyhine en ufak bir tez sunduğun zaman seni çöllerde ölümüne süründürebilicek kadar kinle dolmuş taşmış bir topluluk var. bir düşünün bakalım atatürk kendisinin eleştirilmesini ister miydi istemez miydi? tabiki isterdi çünkü liderlik vasfı olan insanlar toplumdan gelen reaksiyona göre hareket eden insanlardır. davranışlarının getirdiği tepkiyi ölçerek ona göre hareket eder. bu noktada atatürk'ün kendisinin eleştirilmesinden rahatsızlık duyacağını düşünmüyorum çünkü dünyaya mal olmuş bir liderdir.
anlattığım konuda atatürk sadece bir örnekti. insanların ne kadar ön yargılı, acımasız, at gözlüklü, anlayışsız olduğuna dair. umarım düşündüklerimi kimseyi incitmeden, net bir şekilde dile getirebilmişimdir. saygılar. b.g.
not: alıntı değildir.