+6
-2
14 Temmuz 1980 gecesi TRT’nin yayınladığı “işte Cumartesi” adlı programda, sonradan büyük yankılar uyandıracak olan bir manyetik yokuştan görüntüler sunulmuştu. ilgili filmde, programın yapımcısı Uğur Dündar, söz konusu yokuşun alt ucunda duran arabasının yanında görülüyordu. Sonra film ekibinin ses kayıtçısıyla birlikte, arabasına biniyor, motorun çalışmadığını gösteriyor ve vitesi boşa alarak arabadan çıkıyordu. Bu arada da yokuşta faal olan gizemli güçler hakkında bilgi veriyordu. Birkaç saniye sonra araba yokuş yukarıya doğru geri geri gitmeye başlıyor ve U.Dündar da arabasının yanında koşarak abasını izlemeye çalışıyor… Gizemli bir güç tarafından yokuş yukarı çekilen araba hızlandıkça U.Dündar da arabasına yetişmekte güçlük çekiyor… Aynen kendisi gibi motorları çalışmayan ve vitesleri boşa alınmış olan arabalarını yokuş yukarı sürüklenmeye bırakan diğer kişiler de onu izliyorlar…
Bu manyetik yokuş Kırklareli’ndeki Pınarhisar-Demirköy yolu üzerinde, islambeyli köyünden 1,5km.ötede Istranca dağlarının Karaman Bayırı eteklerinde, Sait Köprüsü denilen yerde bulunmaktadır. Yaklaşık 250 metre uzunluğunda, 20-25 derecelik bir eğime sahiptir. Lüleburgaz Belediye Başkanı Özcan Değirmencioğlu, bu gizemli yokuş hakkında şunları söylemektedir: “ Yöre halkı bu yolu iyi tanır. Zaman zaman bu hatta çalışan şoförler yokuşu alt ucunda duran gizli gücün kendilerini yukarı çekmesini beklerler. Bu onlar için aynı zamanda da eğlence kaynağı olur. Program sırasında ekrana gelen Renault benim arabamdı. Birçok kez bu olaya şahit olmuşumdur. Arabanızla inin yokuştan aşağı. Boşa alın kontağı, ister kapatın, ister çalışır durumda olsun motorunuz. Yokuşun bir yerinde arabanızın iyice yavaşladığını ve durduğunu hissedeceksiniz. Çok değil bir iki saniye sonra arabanız yokuşu geri geri çıkmaya başlayacaktır motor çalışmadığı halde bu geri çıkış, önce yavaştan olacak, sonra hızınız gittikçe artacaktır… Bizler bu hızı ölçtük. Araba 17km.süratle yokuşun başına geri geri çekiliyor.”
Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesinden Prof. Dr. Hayati Çelebi, konuyla ilgili olarak bir yorum yapmış ve burada araştırmalar yapılaması için çağrıda bulunmuştu: “ Söz konusu yolun yokuş yukarı doğrultusunda çok güçlü bir manyetik alan oluşturan bir tepenin bulunduğu anlaşılmıştır. Bu tepe, arazide dikkatle bakıldığında diğer tepelerden kolayca ayırt edilebilecek niteliktedir. Bundan başka yolun yokuş aşağı doğrultusunda bu olayda etkisi olmayan bir tepe daha vardır. Fakat esas rolü oynayan, sözü edilen ilk tepedir ve bunun önemli bir kısmı manyetik demir filizi olan ve mıknatıs özelliği gösterdiğinden mıknatıs taşı olarak da bilinen magnetitten oluşmaktadır. Kimyasal formülü Fe3O4 olan siyah renkli bu demir filizi, yerin çekim alanı veya bulutlar, yıldızlar ve ay gibi atmosferdeki elektriklenme nedeniyle dıştan çok kuvvetli bir manyetik alanın etkisi sonucu polarizasyona uğramış ve böylece çok güçlü ve şiddetli bir manyetik alan kaynağını oluşturmuştur. Vitesten çıkarıldıktan sonra yokuş aşağı kendi hızı ile hareket eden vasıtalar, zıt yönlü bu manyetik alanın etkisiyle hızlarını yavaş yavaş kaybederek, sonunda eğiminde azaldığı bir noktada durmaktadırlar. Burada oldukça kısa bir süre hareketsiz duran vasıtalar, bu kez aradaki bu alan tarafından küçük bir mıknatısın toplu iğneyi çekmesi gibi kendine doğru çekilerek gittikçe artan bir süratle (17km./saat) zıt yönde yokuş yukarı doğru hareket etmektedirler. Eğer asfalt yol manyetik alan kaynağına kadar uzansaydı, vasıtalar daha çok sürat kazanarak kaynağın olduğu yerde duracaklardı. Önle alınmadığında bu durum belki de çok tehlikeli olacaktı. Sonuç olarak şunu belirtmek isterim ki, her yönüyle ilginç olan bu sahada çeşitli bilimsel gözlem ve araştırmaların yapılmasına gereksinim vardır. Özellikle doğada spontan olarak oluşan bu büyük ve güçlü manyetik alan laboratuarından, fizik bilimine ilişkin yapılacak olan pek çok araştırmalar olabilir kanısındayım.”Toprağın derinliklerinde gömülü olan manyetik bir derin madeninin bu yokuş yukarı çekilme olayına yol açması ihtimalinin yanı sıra, burada, yerçekimi kurallarını tersyüz eden bir anti-gravitasyon alanının mevcut olduğu da düşünülebilir. Çünkü manyetik yokuşu incelemeye gidenler, buradaki gizemli gücün sadece metal otomobilleri değil, yola dökülen suyu da yukarıya doğru çektiğine hayretler içinde tanık olmuşlardır. Üstelik yola inşaat işçilerinin kullandıkları türden bir su terazisi yerleştirildiğinde, aletin içindeki hava kabarcığı yukarı kayacağı yerde aşağı kaymıştır.