+597
-140
Dünyada bilim adamlarının ve din adamlarının açıklık getiremediği bazı olaylar yaşanmıştır ve bu kıyamet gününe kadar devam edecektir.
Pek çok kaynaklarca "büyü , ölümden sonra yaşam , ruh varlığı , hüddam" gibi varlıkların ve kavramların var olduğu kabul edilse de bunlar hukuki ve polisiye soruşturmalarda hiç bir zaman somut bir delil ve kanıt olarak kabul edilmez.
Türkiye'de yaşanan 5 sıra dışı ve çözümlenememiş olayı sizlere anlatmak istiyorum.
5-Yusuf Ziya Paşa Yalısındaki Piyano ;
Osmanlı döneminden kalma olan bu yalıda Yusuf Ziya Paşa'nın ve ailesinin ölümünden sonra bazı sıra dışı olayların yaşandığı rivayet edilir ve bunlardan bazıları polise de iletilmiştir.
Restore çalışmalarındaki ekiplerden birinde bulunan Hıdır Köse , bir gece yalıda malzemeler çalınmasın diye nöbet tuttuğunu ve boş olan yalıdan yüksek seste piyano sesinin geldiğini söylemiştir.Üst kattan baktığında piyanonun boş olduğunu ve sesin kesildiğini ancak odasına girmesiyle yine piyano sesinin arttığı söylenmiştir... Polise haber veren Hızır Köse'nin anlattığına göre piyanonun üstünde herhangi bir parmak izi ve temas izi bulunmamıştır...
4-Emir Sultan Türbesinden Göç Eden Evliyalar ;
Türkiye tarihindeki en büyük deprem olan 1999 Marmara Depreminde Bursa halkı sıra dışı bir olayla karşılaşmıştır... Depremden kısa bir süre önce büyük bir rüzgar sesinin duyulduğu ve Bursa'nın belirli yerlerinde gece anlamsız bir şekilde davul çalındığı söylenmiştir... Davulun ve rüzgarın sesine uyanan Bursa halkı depremden bu mucize sayesinde daha az hasarla kurtulmuştur... Yıldırım ilçesine bağlı olan Emir Sultan mahallesindeki türbede ise Bursa şehrinde yaşayıp vefat etmiş evliyaların mezarlarından çıkıp göç ettiği ve sabah uyandıklarında mezar taşlarının üstünde her hangi bir yazının olmadığı , toprağın ise sanki dün defin edilmişçesine nemli ve taze olduğu görülmüştür.
3-Arif Erdoğan Olayı ;
Urfalı bir genç olan Arif Erdoğan sessiz ve sakin bir insandı... 2001 Yılının Temmuz ayında askeri birliğine katılmak üzere köyündeki eğlenceden sonra otobüse atlamış ve askerlik yapacağı yer olan Samsun'un yolunu tutmuştu... Bu ana kadar her şey normal giderken , o gece köylüler verdiği ifadede gecenin saat 3 sularında Arif'in köye dönüp herkesi köy meydanına topladığı ve son kez teker teker helallik istediğini söylemişlerdi... Ancak o gece Arif köye hiç bir zaman dönmemişti... Samsun'daki birliğinde geçirdiği ilk gece kendisini bir ağaca asmış ve intihar etmişti... Köy halkının görüp konuştuğunu iddia ettiği şey için türlü fikirler ortaya atıldı.
2-Cansu Akar Intiharı ;
Cansu Akar küçük yaşta annesini ve babasını kaybetmiş genç bir kadındı... Geçimini temizlik ve bulaşıkçılık yaparak kazanıyordu.
Kazandığı maaşının büyük bir kısmı banka hesabına gelir gelmez pgibiyatr tarafından çekiliyordu. Pgibolojik sorunları olan Cansu Akar , pgiboloğuna evinde sürekli tıkırtı sesleri duyduğunu ve bu seslerin durduk yere nasıl olabileceğini sorup duruyordu... Zamanla bu tıkırtı seslerinin penceresinin kenarından , odasının kapısından , hatta yatağının karşısındaki aynasından dahi geldiğini ve katlanılamaz bir sıkıntı yarattığını söylemişti... 2 Aralık 2007 Tarihinde vücudunda çok sayıda cam kesiğinin olduğu bir vaziyette odasında ölü olarak bulundu.
1-Ölüm ;
Öztürk Akyol yıllar önce küçük kızını ve eşini bir trafik kazasında kaybetmiş genç bir savcıydı... Onların vefatından sonra kimseyle evlenmemiş ve yalnız yaşamaya karar vermişti. Eşinin ve kızının ölümünün 5.yılından sonra evde onları gördüğünü... Kızının gece kendisini uykusundan kaldırıp ona masal anlatmasını istediğini , eşinin ise onları büyük bir nefretle izlediğini anlatıyordu.
Savcılıktan ve polislerden izin istedikten sonra eşinin mezarını ve çocuğunun mezarını açtırmış ve mezarların boş olduğunu görmüştü... Bu olay polis kayıtlarında geçmiş ve araştırılmaya alınmış olsa da kimse bu olayın nasıl olduğunu açıklayamamıştı... Savcı Öztürk Akyol , yeni taşındığı evinin 4.katından bahçeye atlayıp intihar etmişti...
Tümünü Göster