türkiye cumhuriyeti

Israrla aynı metodları -sadece isim ve usüllerini değiştirerek- uygulayan ama her defasında farklı sonuçlar bekleyen devlet.

Şimdi uzun uzadıya işin tarihine girmek istemekle beraber kısaca özetlemek istiyorum.

ilk başlarda "devlet kapitalizmi"ni uygulamaya çalışmış ancak uluslararası krizden dolayı bunu becerememiştir. Daha sonra bu girdapdan kurtulmak için 'karma ekonomi' adı altında devletçi bir sisteme geçmiştir. ilerleyen dönemlerde -tam olarak olmasada- sosyalist düzeni dahi uygulamıştır. 1950'den sonra bu bataklıktan çıkıp daha piyasa yanlısı bir düzene geçmiş ve bunun nimetlerini ziyadesiyle tatmıştır. Ancak, bu kısa süreli (1950-56) sıçramayı ben diyeyim görgüsüzlük siz deyin rehavete kapılmadan dolayı uzun vadeye taşıyamamış ve popülist politikalara yönelerek tekrar devletçi mantığa yönelmiştir. 1960'tan itibaren -sözüm ona- "vatan fedaileri" (!) meydana çıkmış ve devleti tekrar sosyalist düzene benzer bir duruma sokmuştur. Ta ki 1980'de -yine sözüm ona- daha çok 'vatansever' (!) bir grup tarafından yönetime el koyulana kadar. 1980'den sonra hikayenin başında ki gibi tekrar "devlet kapitalizmi" uygulanmaya başlanmıştır. iş böyle iken bazıları ölmüş ve onlar yerine başkaları gelmiş. Daha sonra bu yeni gelenler devletçi mantığa bel bağlamışlar. Bu gelgitlerle adeta hallaç pamuğuna dönen bu devlete "serbest piyasa" denilen öcü, (!) bir ders vermiş ve 'aklını başına al yoksa ben alırım' demiş. Yöneticilere göre bayağı kötü bir şeymiş serbest piyasa, hem ülkemizinde gelişmesini istemiyormuş namıssız. Tüm bunlar olurken yıl 2002 imiş ve seçime gidilmiş. Halk nefret kusmuş iktidara ve uzunca birisine gönül vermiş. Bu uzun adam farklıymış ötekilerden -tıpkı Menderes gibi-. Serbest piyasayı öcü olarak görmez bilakis onu destekler imiş. 2009'a kadar bunları yapmış ve hem ülkesinde hem de dünyada büyük bir saygı ve sevgi kazanmış. insanlar ona güveniyormuş. Lakin iş böyle iken yine ben diyeyim görgüsüzlük siz deyin rehavete kapılmadan, popülist söylemlere kulak vermeye başlamış bu adam. Kurucu değerlerinden bir hayli uzaklaşmış ve tüm eski arkadaşlarını kovmuş yanından. Devlet kapitalizmine yönelmiş tıpkı hikayenin en başında olduğu gibi.

Şimdi yukarıda Türkiye'nin ekonomik tarihinin kısa bir özetini okudunuz. Muhtemelen bazılarınız "ulan bir sistem başarı getiriyorsa uygulanır getirmiyorsa uygulanmaz, ne diye aynı şeyleri denemisiz amk" gibisinden bir söylemde bulunmuştur. Hah, işte bende onu soruyorum gecenin bir vaktinde; devlet kapitamizminden dolayı köle olarak çalışmak zorunda kaldığım fabrikadan evime dönerken. Neden ulan neden, diye soruyorum; sonra bu soruya da bir takım cevaplar buluyorum. Ancak şu an ki siyasi durumdan dolayı yazamıyorum panpalar. Ne de olsa şu an ki iktidarımız tarihte görülmemiş kadar "vatanperver" (!) bir grubu temsil ediyor. Kendilerini üzmeyelim şimdi, Mazallah vatan haini falan oluruz sonra. Allah korusun!

Saat 00.56 ve lightsmile der ki; "ne olacak bu memleketin hali diye sormayın, olursa ekime olmazsa s*kime.."