0
@4 bak bu dizinin yazar/yönetmeni olan tayfun güneyer, kendini fazla bir şey zanleden, burnu büyük, zamanında yaptığı 1 en fazla 2 iyi diziden dolayı şimdi bile kendisine dizi yaptırma kredisini yapımcılarda bulabilen bir adam.
dizilerinde her zamanki sit-com boğuculuğundan öte başka bir şey var bu adamın.
kolay bir örnekle açıklıyım; normal dizilerde bi bölüm bir haftada gelişen olayları anlatır ,bilemedin 3-4 gün, ama bu dizilerde 2 saatlik dizi en fazla 1 günü anlatır.
yani hep aynı konu hep aynı sözler espri bulmak için saçmalama.
zaten dizilerindeki komedi unsurunu diyaloglardan değil saçma karakterlerinden bulmaya çalıştığını da anlarsın.
öte yandan dizilerindeki konuşmalar diyalogtan uzak monoloğa yakıntır bkz:
-ismail bugün parka gitti.
+ne? ismail gittimi?
-evet, parka gitti.
+ne? parka mı gitti?
-evet akşama doğru gitti.
-ne? akşama doğru mu gitti.
.
.
.
böyle, zaman doldurmak için yapılan diyaloglar vs vs.
başka konu da, diziyi izlettirmek için dizideki bayanlara minilerin giydirilmesi.-şakirt değilim, ama sırf izlettirmek için olmuyor be, tamam bazı dizilerde beğendiğimiz karakterler oluyor ama, sırf diziyi izlettirmek için züt-meme koymak olmaz, isteyen açar ferresini izler yani-
umarım anlarsın.