-
1.
+3 -2"Türk tarihinin hakkından gelinmeli."
Bu söz 2000 yılında AB Türkiye temsilcisi Karen Fogg tarafından söylendi ve bu bir sürecin başlangıcına işaretti. Anlaşıldı ki "Türk tarihinin hakkından gelmek.", Türk'ün milliyetçiliğinin, vatanseverliğinin ve direnişinin yok edilme çabasıydı.
1950'lerde başlayan son 20 yılda altın çağını yaşayan bu süreçte "Tarihi yalanlar" en üst perdeden seslendirilmiş ve bu yalanlar doğruymuş gibi genç beyinlere empoze edilmeye başlanmıştır. Bu dönemler cumhuriyetin, ulus devletin, milliyetçiliğin hatta kurucu önderlerimizin de itibarsızlaştırılarak; Türk'ün tarihini oluşturan tüm manevi değerlerin "Ayaklar altına" alındığı dönemlerdi. Şimdi gelelim başta bahsettiğimiz hususa 2000 yılında başlatılan restorasyon sürecine. Tabiki de bu süreçte bu zihniyete hizmet verecek, siyasi ayağı olacak bir oluşum lazımdı. Bu da AKP hükümetinden başkası değildir.
Erdoğan için Restorasyon Hareketi, yeni Türkiye'dir, yeni Anayasa'dır, yeni rejimdir, yeni düzendir... Peki bu tarihle nasıl hesaplaşacaklar, nasıl kapatacaklar bir yüzyılı? Tabiki Milletle hesaplaşarak. Milliyetçilik ve ulusçulukla hesaplaşarak.
O nedenle Erdoğan "Milliyetçiliği ayaklarının. altına aldığını" söylemiştir ve o nedenle Davutoğlu "Ulusçulukla hesaplaşma zamanı gelmiştir" demiştir. (Hürriyet, 17 Eylül 2012)
O nedenle Erdoğan Kumpas davalarında listelerdeki isimleri bizzat kendisinin onayladığını söyledi.
Zira milliyetçilikle hesaplaşmadan milletin ülkesiyle ve rejimiyle hesaplaşamazlardı.
Bu nedenle "Türk tarihinin hakkından gelinmeli" diyen AB yetkilisi Karen Fogg Restorasyon Hareketi'nin akıl hocalarındandır.
Bu nedenle "Ulusalcılık aşılacaktır" diyen Fethullah Gülen Restorasyon Hareketi'nin hocaefendisidir. (Aktüel, 18 Ekim 2005)
Fakat işler bekledikleri gibi olmadı, Restorasyon süreci bitme noktasına geldi, Türk kurumlarının ve milletinin direnişi tahmin edemedikleri bir şeydi. Türk adını ve milliyetçiliğini yıkmayı başaramadılar. Korkuları o yüzdendir.
Erdoğan, yıkarken yıkılacaktır!
başlık yok! burası bom boş!