-
1.
+9hizmetkarları.. yani kadim türkler.. uygurlar..
değerli kardeşlerim. bir süredir beni takip ediyorsunuz. yine örnek verecek olursam:
(bkz: eski inci kalmadı artık) başlığı ile yeni bir düzene başlayacağımı söylemiştim. ardından açtığım iki başlık;
(bkz: türk kıyameti kalgançı çak ile)
(bkz: orhun abidelerine göre kül tigin)
bu konuda ne kadar ciddi olduğumu bilim sever kardeşlerime kanıtladım. şimdi yeni başlığım ile karşınızdayım.
ismail gaspıralı'nın sözü ile "milletine hizmet etmek isteyen kişi bildiği iş ile başlasın". diyerek yola çıkmıştım. bildiğim yegane şey olan ve akademik olarak lisanslı bir şekilde yaptığım tarih bilimi ile siz meraklı kardeşlerimle tamamı akademik olan, çeşitli hakemli dergilerde yayınlanmış, onlarca kaynaktan yararlanarak yazdığım makalelerimi paylaştım.
şimdi de sıra türklerin en kültürlü boyu olan ve adından bolca söz ettiren, ancak şu anda çin zulmü altında tir tir titreyen uygurlara nam-ı diğer "yüksek tekerlekli arabalılar"a geldi.
sözü daha da uzatıp canınızı sıkmak istemiyorum. ilgilenen, bilim sever kardeşlerim buyursunlar başlığa. bir kaç dakika sonra başlayacağım. yerlerinizi alın.
tarihin en güzel dönemlerine yolculuk yapacağız..
edit: makale tamamen akademik olup, 13 sayfadır ve 72 kaynaktan yararlanılmıştır. makaleyi yazmam tam 3 ay sürmüştür. makale yazmayı bilenler bilir. zor zanaattır. bazı yerler akademik olarak ağır olsa da gayet duru bir türkçe ile yazılmıştır ve güzel anekdotlar ile süslenmiştir. sıkılmadan okuyacağınıza eminim.
edit 2: @12 den itibaren başladı kardeşlerim. keyifli okumalar.
edit duyuru :kardeşlerim sorularınızı özelden atın, herkese tek tek cevap veriyorum. başlıkta cevaplayıp konu dışına çıkmayalım.
edit 3: kardeşlerim, çok merak edilen uygurların yerleşik hayata geçişi, yeni dinleri ile ilgili bilgileri buradan bulacaksınız..
edit önemli: kardeşlerim, @85te yazım bitti. herkese teşekkür ederim. ben dinlense de dinlenmese de elimden geleni yaptım. bir çok işim olmasına rağmen sizlerden bir kişiye bile uşalması için iki saatimi buna ayırdım. inşallah faydalı olur. yeni başlıklarda görüşmek üzere. teşekkür ederim, iyi geceler.. -
2.
+2devam 5
Orta Asya, en eski zamanlardan beri Uygurların ana yurdu olmakla beraber, aynı zamanda dünya medeniyetinin de altın beşiklerinden biridir. Bu yüzden tarihçi Morgan “Dünya medeniyetinin anahtarı Tarım havzasına gömülmüştür, bu anahtar bulunduğu zaman dünya medeniyetinin sırrı açılacaktır” demiştir. -
3.
+1açtığın başlık için seni kutlarım kardeşim. çok faydalı insan olduğun kesin, vereceğin bilğileri özenerek okuyacağım.
-
4.
+1devam 6 (uygurların türk tarih sahnelerine çıkışları..)
ilk Türk devleti olan Hunlar zamanından beri Orhun ve Selenge nehri kıyıları ile Aral Gölü civarında oturan ve çeşitli adlarla anılan bir Türk kavmi olan Uygurlar, Gök-Türk Devleti içinde ilk kuruluş devrelerini başlatmışlar ve tarihte çok önemli rol oynayacak olan bir birlik meydana getirmişlerdir. -
5.
+1Bu basligi kaybettiydim amk
-
6.
+1devam 7
Çin kaynaklarına göre Uygurlar Asya Hunlarının neslinden gelmektedir. Tabgaç devleti zamanında Kao-kü adı ile anılan Uygurlar, yukarı Orta Asya’da V. Yüzyılın ikinci yarısında bir beylik kurmuşlardı. Gök Türkler döneminde Selenge ırmağı civarında yaşıyorlardı. VII. Yüzyılın ilk çeyreğinde Uygurlar Sir-yen-to Birliği’ne katıldı. Beyleri “Erkin” unvanını taşıyordu. 630 yıllarında Uygur Beyliği Erkin Te-kien (Tarkan?) tarafından idare edildi. Onun ölümü üzerine yerine oğlu Pu-sa geçti. Pu-sa iktidar sahibi, cesur ve ileri görüşlü bir hükümdardı. Tarduş boy beyliği ile işbirliği yapıp Gök Türk ordusunu yendi. 646 yılında Çin imparatorluğu bu Uygurları tanıdı. II. Gök Türk devleti kurulduğu sene ilteriş Kağan onları kendisine bağladı. Bu devlet zamanında sayıları ve nüfusları artan Uygurlar, 740 yılında Gök Türk hakanlığının bir yabguluğu haline getirildi. -
7.
+1sorusu, katkısı, eleştirisi olan varsa ister buradan, ister mesaj olarak bana ulaşabilirler.
herkese iyi geceler. -
8.
+1devam 8
742 senesinde Basmıl, Uygur ve Karluklardan müteşekkil boylar Gök Türklere hücum ederek Gök Türk kağanını öldürmüşler ve yerine Basmılların lideri olan “Hsieh-tich-i-shıh” kendini kağan ilan etmiştir. Ötüken’de kurulan bu yeni kağanlıkta Uygurlar sol yabguluk, Karluklar da sağ yabguluk mevkiine gelmişlerdir. Bu arada 742 senesinde yabgu unvanını taşıyan Uygurların reisi Çin’e elçiler yollayarak, Çin imparatorundan “Adaleti kabul eden reis” unvanını almıştır. -
9.
+1devam 9 (uygurlar yönetimi devralıyorlar..)
Gök Türk devletinin tamamen tarih sahnesinden silinmesine sebep olan en son darbe, 744 senesinde yine Gök Türkler gibi “Aşina” soyundan gelen bir hükümdara sahip olan Basmıllar tarafından vurulur. Basmıl kağanı, Ozmış Kağan’ın başını keserek Çin sarayına yollar. O zamana kadar Uygurların hakimiyetinde olan Basmıllar, bu başarılarından dolayı bağımsızlıklarını ilan ederler ve hükümdarları Ötüken’de başa geçer. Fakat Uygurlar bu kağanı tanımazlar ve Uygur yabgusu Karlukların yardımıyla da Basmıl kağanını yener ve kağan kendisini öldürür. -
10.
+1devam 10 (uygurlar orta asya'ya sahip oluyor..)
Orta Asya, Gök Türklerden sonra kendisine yeni bir sahip bekliyordu. Basmıllar imparatorluğun sahibi olmaya teşebbüs etmişler ama çok zayıf oldukları için bunu başaramamışlardır. Uygurlar, Karlukların yardımıyla da Gök Türklerden boşalan yere oturmuşlardır. Böylece Doğu Gök Türk Devleti yerine Uygur Devleti doğmuş oluyordu. Aslında bu, Orta Asya hakimiyetinin birbirlerine çok yakın akraba bir Türk boyundan diğer Türk boyuna geçmesinden başka bir şey değildir. Buna rağmen Çin’in sık sık tehlikeli komşuları olan Gök Türklere karşılık Uygurlar, Tang hanedanının önce sadık dostları, sonra yararlı müttefikleri ve nihayet, gerçekten lüzumlu zamanlarda değerli koruyucuları olmuşlardır. -
11.
+1değerli kardeşlerim.. bir bilim başlığının daha sonuna geldik.. umarım okuyan kardeşlerim beğenmiştir. umarım onları sıkmamışımdır..
sıktıysam da kusuruma bakmayın..
dinleyen, dinlemeyen, giblemeyen herkese teşekkür ederim.
bir kişi bile faydalandı ise ne mutlu bana..
teşekkür ederim. saygılar. -
12.
+1devam 14
Tarım havzasının Uygurlara geçmesini ve Çin’in Orta Asya’dan çekilmesini sağlayan bu savaş üzerine Çin’de meydana gelen hadiselerin en mühimi, Türk anadan doğan An-lu-şan adlı bir kumandanın iki yüz bin kişilik bir kuvvetle Çin başkentleri Lo-yang (756) ve Ç’ang-an (757)’ı zaptederek kendini imparator ilan etmesi idi. Çin imparatoru Uygurlardan yardım istemek zorunda kaldı. Çin’e yardıma giden Moyen-Çor her iki başkenti geri aldı. Yaptığı iyiliğin mükafatı olarak çeşitli maddi ve manevi unvan ve kazançlar sağladı. Çin imparatoru yılda yirmi bin top ipek vermeyi taahhüt etti. Kağan imparatorun kızı ile evlendi. -
13.
+1devam 15 (uygurların kadim oğlu ve kahramanı bilge bögü kagan tahta çıkıyor..)
Moyen-Çor 759 yılında ölünce yerine oğlu Böğü Kağan (759-779) geçti. “Tanrıda kut bulmış il tutmuş Alp Külüg Bilge Kağan”, yani Bögü Kağan da dikkatini karışıklıkların devam ettiği Çin’e çevirmişti. Asıl niyeti, Su-tsung’un ölümü (762)’nden sonra T’ang sülalesinin artık sözünün geçmediği Çin’e hakim olmaktı. Böğü Kağan devri olaylarının iki boyutu vardır; Siyasi ve dini. Siyasi boyut, Böğü Kağan’ın Çin’den ticari menfaatler elde etmesiydi. -
14.
+1devam 16 (çin'e akınlar..)
Uygur ordusunun Çin’de görünmesi üzerine, imparatorla akrabalık kurmuş olan Töles menşeli Çin kumandanı P’u-ku Huai-en tarafından isyancılar zararsız hale getirildi ve Uygur ileri harekatı önlendi. Fakat Türk nüfuzu Çin’de çok artmıştı. Başkent ve şehirlerde pek çok Uygur serbestçe ticaret yapıyor, istedikleri kadar ipekli kumaşı alıp, istedikleri fiyattan satıyorlardı. -
15.
+1devam 17 (uygurların meşhur maniheizm dinine geçiş aşamaları..)
Tibetlilerin hücumuna uğrayan Çin’i korumak üzere P’u-ku Huai-en’in daveti ile Böğü Kağan’ın yaptığı ve batı hükümet merkezini dahi ele geçirmiş olan Tibetlilerden Çin’in kurtarılması ile sonuçlanan Lo-yang (762) seferi Türk kültür tarihi bakımından büyük neticeler doğurdu ki bu Böğü Kağan devrinin dini boyutunu oluşturur. Böğü Kağan bu sefer sırasında Manini dinini resmen kabul etmiş, Uygurların “Moçak” dedikleri dört Mani rahibini de beraberinde Uygur başkentine getirmiştir. Bundan sonra Karabalsagun şehrine bir Mani mabedi yapılmış, Uygur medeniyetini başlıca amili olan Maniheizm halk arasında yayılmıştır. Böğü Kağan daima onlarla meşveret etmiş ve onlara danışmıştır. Bunun yanı sıra bir çok Uygur şehrinde de Mani mabedleri inşa edilmiştir. -
16.
+1devam 18 (bu anekdot mükemmel bir değer taşımakta. bizzat o dönemde yaşamış olan seyyahın ağzından anlatılmaktadır.)
Böğü Kağan’ın Maniheizmi kabul etmesi ve Uygurların resmi dini haline getirmesi Cüveyni’nin de ilgisini çekmiş ve bu meseleyi Cüveyni şöyle anlatmıştır:
“Çin’de de putlara tapma inançları vardır. Böğü Han bir gün, Çin’e elçi göndererek onların Tüviynan denen din ulularını yanına davet etti. Bu Çin rahipleri Uygur ülkesine gelince, bunları Uygur ‘Kam’ları ile karşılaştırıp, aralarında bir münakaşa yaptırdılar. Münakaşada bunların hangisi galip gelirse Böğü Han da onların dinini kabul edecekti. Çin’den gelen bu rahiplerin kutsal kitaplarına ‘Nom’ adı verilirdi. Onlar bu kitaptaki sözlere çok inanırlardı. Bu kitapta bir çok akıl ermez ve batıl hikayelerle olaylar anlatılıyordu. Bununla beraber bu kitap, insanlara eziyet verilmesine ve zulüm yapılmasına karşı idi. Bu kitaba göre kötülüğü iyilikle karşılamak lazımdı. Hayvanlara eziyet etmek de günah sayılıyordu. Bu kitapta buna benzer, peygamberlerin getirdikleri dinlere ve yollara uygun pek çok güzel öğütler de vardı. -
17.
+1devam 31 (türk hangi dinden olursa olsun sonuna kadar sahip çıkmış, diğer ırklar gibi kaçmamıştır..)
Dinlerin kavimlerin tabiatı üzerinde olduğu gibi kavimlerin de dinler üzerinde tadil edici tesirlerde bulunduğu tarihi bir hakikattir ve sosyolojik kanunlara uygundur. Nitekim X. Asır islam kaynakları, Uygurların daha küçük bir devlet iken bile, kendi dindaşları Maniheistleri himaye maksadı ile Samanileri tehdit edebilecek bir kudrette olduğunu belirtmişlerdir. Zira Kağanın, 12.000 kişilik bir ordusu ve her biri 13.000 kişilik orduyu komuta eden on yedi komutanı vardı. Bu kuvvetler kadın askerleri de içeriyordu. -
18.
+1devam 4 (giriş)
Uygurlar, çok eski zamanlardan beri Tanrı Dağları ile Karakurum dağları arasında kalan Tarım havzasında ve yine Tanrı Dağları’yla Altay Dağları arasındaki Cungar havzası, ili vadisi, irtış nehri ile Baykal gölü arasındaki topraklarda; Güney Sibirya’da, şimdiki Moğolistan sınırları içindeki Selenge, Orhon, Tola ve Korulun (Kerulen) nehirleri civarında, Gansu’da (Kansu) ve bugünkü Shan-si ve Shen-si eyaletlerinin kuzey bölgelerinde yaşamışlardır. -
19.
+1reserved
-
20.
+1@2 eyvallah kardeşim.. okuyacak mısın?