ben anlatmaktan sıkıldım, siz uydurmaktan sıkılmadınız. o yüzden sözü sayın Emel Esin'e bırakıyorum;
"yazılı kayıtlarda milattan önceki bin yıldaki Türkleri aramaya başlayınca, bütün avrasya'da, doğu avrupadan (yayık ırmağı), kuzey çine kadar, Türkler ile ilgili rivayetler, tahminler, ve hatta, Egib'teki gibi Türkçe olabilecek yazılarla ile karşılaşmaktayız. tarihi devirde Türk olarak bilinen boylardan bazıları hakkında ise m.ö.II-III. yüzyıllara ait çin kaynaklarında bilgilere rastlanmaktadır. bu boyların başlıcaları şunlardı: çinlilerin Ti veya Tik dediği, çinin kuzey-batısında yaşayan ve çinli olmayan boyların adı, degroot'a göre, Türkten muharref idi. Tilerin al rengi ile tavsif edilen bir kolundan indikleri çin kaynaklarında rivayet olunan, çinlilerin Ting-ling dediği boylar da, bugünki araştırıcıların çoğu tarafından Türk sayılmaktadır. Ting-linglerin ve onlarla yaşayan, tarihi devirde Türk olarak ortaya çıkan Kırgızların aslen avrupalılardan olup sonradan Türkleştiği hakkında, bu yüzyıl başında ileri sürülen nazariye, halen ispat olunamamış bir iddia olarak tavsif edilmektedir. miladi IV. yüzyılda tarih sahnesine Türk boyları olarak giren, çinlilerin T'ie-le ve Kao-ch'e (yüksek tekerlekli kağnıların sahipleri) dediği boyları çin tarihleri Ting-linglerin ahfadı olarak tanıtmaktadır. Ting-ling T'e-le ve Kao-ch'eler, avrasya göçebe dünyasının avrupa kısmında ve belki iskitlerde de görülen bir gelenek üzere, çadırlarını kağnılar üstüne kurarak, göç ederler idi. pruşek ve hamilton Ti ve Ting-ling kağnıları üzerinde durmuştur. pruşek'e göre çinde milattan önce mevcut iki tekerlekli ve şemsiyeli savaş kağnıları da, çinliler değil Ti muhitinden gelen arabacılar kullanırdı. demek ki belki Tiler de, Ting-ling ve T'ie-le gibi, kağnılı boylardan idiler. hamilton ise lerin kağnılarının dört tekerlekli olup, tekerleklerinin de çok parmaklı bulunduğunu çin kaynaklarından istihraç etmektedir. egami, Kao-ch'e adının Türkçe Kanglı (benim boyum) karşılığı olabileceğini sanmaktadır. pulleyblank ve hamilton, Ting-ling adını, Türkçe tekerlek manasına gelen Tıgrıg veya Tegregden muharref sanmaktadırlar. prof. masao-mori'nin lütfen bildirdiğine göre japon alimleri ise, muhtemelen Ting-ling adını ve muhakkak olarak T'ie-le ismini Türük (Türk)den muharref addetmektedirler."

bu boyların yaşadığı bölgeler, Mete Tanhu'nun kurduğu Hun Kağanlığının buyruğu altına girer. Mete Tanhu döneminde Ordos bölgesinde bulunan Hun ordubalugu (başkent), son Hun Kağanı Çiçi Tanhu'nun döneminde daha batıdaki Tarım düzlüğüne taşınmıştır. Hunların yıkılışının ardından bölgeden hiçbir göç görülmez, bu boylar yine aynı bölgelerde yaşamayı sürdürmüştür. Tarım düzlüğü Avar Kağanlığının buyruğuna girer, daha sonra yıkılan Avar Kağanlığının yerini Göktürk Kağanlığı alır. Göktürk Kağanlığının altında Kırgızlar, On Oğuzlar (yüz yıl sonra Oğuz Yabgu kuvunu kuracak olan Oğuzlar), Otuz Oğuzlar (Başkurtlar, Tatarlar), Dokuz Oğuzlar (Uygurlar, Karluklar), Kıpçaklar, Kanglılar ve Tabgaçların bulunduğu kesindir. 2. Göktürk Kağanlığı dağıldığında Dokuz Oğuzlar bölgede kendi Kağanlıklarını kurarak Uygurlar adını alır ve ordubaluglarını Beşbalug'a koyarlar. Kırgızlar ise Baykal gölünun batı kıyılarında Kırgız Hanlığını kurar. Uygurlar dağıldıktan sonra onların altında yaşayan On Oğuzların bir boyu olan Yağmalar Balasagun ve Kaşgar bölgesine göçerek orada yaşayan Karlukları yenip bugün Karahanlılar diye bildiğimiz kuvu kurarlar. Uygurlar Beşbalug'dan kaçarak bugünkü Ordubalug'a yerleşip ikinci Uygur Kağanlığını kurarlar. Otuz Oğuzlar giberim böyle işi diyerek hep birlikte slav gibmeye gider ve Kuman-Kıpçak Kağanlığını kurarlar. On Oğuzların kalanları Hazar kıyılarına göçerek Oğuz Yabgu kuvu olarak bildiğimiz konfederasyonu kurar, daha sonra Selçuklular adıyla anılırlar. Selçuklular bölgedeki herkesin anasını avradını giberek Cengiz Han gelene değin bölgenin tek gücü olur. işte eskiden de, bugün de Türk olarak anılan boyların asya'dan, Anadolu'ya göçünün öyküsü budur.