/i/Acil

    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +3 -1
    söylüyorum. risale-i nurdur beyler. günümüz insanına islamın nasıl birşey olduğunu en iyi açıklayan kitaptır bu konuda %100 iddialıyım.bu külliyatın hepsini önyargısız olarak, cidden anlamak kavramak için yani kendini zorlamayarak inanmak isteyen her insan okuyupta islamı seçmesse gelsin buraya onu müslüman edecem.ama zangoçluk, andavallık edip değil bunu kendiniz için okuyun kurtarın dünyanızı, ahiretinizi.
    (fetocuların çıkardığı sadeleştirilmişi veya fetonun gibindirik kitaplarını okuyupta gelmeyin)
    ···
  2. 2.
    -1
    @2 büyük ihtimal senin beyin kapasiten verilen misalleri anlayacak nitelikte değil yorma kafanı kardeş.
    ···
  3. 3.
    0
    @9 cemaatçi değilim. kendim alıp külliyatı okudum. nietzsche gibi ateistlerinde kitaplarını okudum
    @11 dinin ekmeğini yiyen diyosun. bediüzzamanın öldüğünde günümüz parasıyla 200 lirası vardı cebinde toplamda ve bugüne kadar prim yaptı diyelim öyle bişey olsa ne kazandı öyle bişey yaparak o zaman bediüzzamanın tek amacı insanları doğru yola getirmekti ve o sadece bir aracıydı. oturup ona tapan veya peygamberliğini ilan eden kimse yok zaten.kur'anın en iyi tefsirlerinden biri risale-i nurdur diyorum sadece.

    bana 1945lerin yobaz ateist artıkları gibi gelmeyin müslümanlığı seçmek isteyip ama kafasında sorular olanlar gelsin
    ···
  4. 4.
    0
    @14 Allah'ın yardımı, kişinin göstereceği sabır ve metanete dayalıdır. Sabretmek sadece yapılan kötülüklere, üzüntülere, kederlere katlanmak değildir. Katlanmanın ötesinde, azîmle birlikte olan bir sabrı ifade eder.

    Allahû Tealâ, bu âyetteki ifadede sahâbede zaaf, kalp zayıflığı görüyor. Savaştan önceki gün, sahâbede 10 kişinin, 100 kişiye; 100 kişinin, 1000 kişiye gâlip geleceğini söylerken; sahâbenin metanetinde zayıflık gördükten sonra 10 kişinin, 20 kişiye; 100 kişinin, 200 kişiye gâlip gelebileceğini söylüyor. 10 kat olan güç, böylece 2 kata düşmüş oluyor.

    Allahû Tealâ, bunu sabır kelimesiyle ifade etmiştir. Savaşlarda; kendisine savaşın bir zarar vermemesi için savaştan kaçmak isteyen, savaşmak istemeyen insanlar da vardır. Allah'ın kendisine bu vazifeyi vermesi dolayısıyla mutlaka düşmanlardan birçoğunu öldürerek, şehit olmak isteyen insanlar da vardır. Bu ikinci grubun düşünce standartlarında eğer sebat gösterebilirsek, bizden kat kat fazla olan düşmanın hücumuna dayanabilirsek, ölümden korkmazsak, onların üzerine saldırırsak o zaman Allah, mutlaka bizimle beraberdir. Onlar bizim üzerimize hücum etse de, bizden bir kısmımızı öldürse de sağ kalanlar, “biz gâlip geliriz” tezi ile düşmanın üzerine gene aynı hızla, sebatla, metanetle, sabırla giden insanlardır.

    Allahû Tealâ, bir tek "sabır" kelimesiyle bütün bunları anlatmıştır. Burada sabrın muhtevası; sebatı, düşmanın hücumlarına dayanabilme gücünü, metaneti, moralin bozulmamasını ifade etmektedir. “Düşmanlar üzerimize saldırsalar, birçoklarımızı öldürseler dahi geride sağ kalanlar mutlaka onlara gâlip geleceklerdir.” inancı başka şey, düşmanın da gâlip gelmesi ihtimalini düşünmek, başka şeydir. ikincisinde metanet, sebat söz konusu değildir. işte sabretmek, sebat etmek, bir konuya kendini hapsedip de ayak diremek, ayakların üzerinde sağlam bir şekilde durmaktır. O zaman düşmanlıklar, sizi yere vuramaz. Çünkü Allah, sizinle beraber olur.

    işte metanetin sarsılması, ardarda gelen metanetteki azalma, sahâbenin kalbinde bir zaafa yol açmıştır. Düşmanın 10 katına gâlip gelecek olan sahâbe, 2 katına gâlip gelecek kadar geriye çekilmiştir. Onlardaki azîm ekgibliği, sebat ekgibliği, metanet ekgibliği sebebiyle Allahû Tealâ onlara, o kadar başarı şansı tanımıştır. Ötekilerden tabiatıyla, gene %100 farkı vardır ama başlangıca göre sahâbe bir şeyler kaybetmiş durumdadır.

    burada anlatılmak istenen sabır ve metanetin önemidir. müslümanları önce daha çok kişiye denk göstermesi sabır göstermedikleri için kalp zaaflıkları için daha az kişiye denk geldiklerini söyleyip sabırlı ve metanetli olmaları gerektiğini anlatmak istiyor.
    Tümünü Göster
    ···