Hepimiz hayatımızda Tübitak ismini en az bir kere duymuşuzdur. Ama muhtemelen hiçbirimiz merak etmemişizdir. Ben bu entrymde sizlere Tübitakın isim sırrını açıklayacağım.
Ortaçağ'da biliyorsunuz ki Avrupa kıtası çok karanlık bir dönem geçiriyordu. Fikir ve düşünce özgürlüğü yoktu, herkes kilisenin baskısı altında yaşamak zorundaydı. Bu nedenle avrupalı birkaç bilim insanı o dönemde hoşgörü ülkesi olarak bilinen Osmanlı'ya gelip bilimsel deyenylerini yapmak için dönemin Padişahı II.Murat'tan izin ve ekipman istediler. II.Murat bilime çok önem veren bir insan olduğu için bu bilim insanlarına istediği ekipmanları ve laboratuvarı sağladı. Günler, haftalar sonra II.Murat Konstantinapolis'in kuşatılacağını söyleyip bu dönemde et sıkıntısı cekilebilecegini, bu yüzden o bilim insanlarından et sıkıntısını giderecek bir buluşta bulunmalarını rica etmiştir. Bilim insanları da onlara bu imkanları sunan II.Murat'ı kırmamak için hemen çalışmalara başlamışlardır. Gel zaman git zaman bir tüpün içinde pembemsi kahverengi bir yapı üretmişlerdir. Bunun tadına bakıp ete değil de kendi dışkılarına benzediğini farkedince bu ürettikleri maddeye Tüb-i Tak adını vermişlerdir. Bu buluş Osmanlı tarihindeki ilk buluşlardan olduğu için kurdukları bilim enstitüsüne Tüb-i Tak adını vermişlerdir.