-
26.
+2Çadıra girdiğimde tekrar hayrete düştüm! Siyah kukuletalı adam kalın bir iple bağlanmış halde piyanonun önünde yatıyordu. Cadı ise siyah kukuletalı adamın boynundan akan kanları emiyordu. Yürümeye başladım ve "Bırak onu Bella!" dedim. Cadı beni görünce şaşırdı. "Sen karışma Steve!" dedi bana bakarak. "Kusura bakma Bella!" dedim ve gümüş zincirimi havada sallamaya başladım. Cadı ise bana doğru zikzak çizerek koşmaya başladı. Gümüş zincirimi havada iki kez salladıktan sonra cadıya fırlattım. Bu sefer ıskalamadım! Gümüş zincirim cadının bedenini sardı ve cadı çığlık atarak yere yığıldı. Cadıya epey yaklaşınca "Affet beni Bella!" dedim hüzünlü bir halde. Siyah kukuletalı adamın yanına yaklaşırken cadı ağlamaya başladı. Gözlerim doldu, kendimi gerçekten kötü hissettim. Siyah kukuletalı adamın bedenini saran ipi çözdüm. Siyah kukuletalı adam ile birlikte ayağa kalktıktan sonra "Onu lütfen alevli çukura kapatma!" dedim gözlerimden yaşlar süzülürken. "Tamam evlat. Gözün arkada kalmasın." dedi siyah kukuletalı adam. Cadıya baktım. Çok acıklı ağlıyordu. Daha fazla dayanamadım. Dışarı çıktım. Koşarak ağlamaya devam ettim. Sirkten biraz uzaklaşınca dinlenmek ve kendimi toparlamak için durakladım. Birkaç saniye sonra kalbime sanki iğne batırıyorlarmış gibi hissettim. O an anladım ki cadı çok kötü durumda! Sirke doğru koşmaya başladım. Hem de daha önce hiç koşmadığım kadar hızlı bir biçimde koşmaya başladım...
-
27.
+1Cadıyı yakaladığım çadıra girince hüsrana uğradım! Aşağı yukarı iki gün önce cadıyı kurtarmak için aradığım anahtarın bulunduğu küçük çadıra koşarak gittim. Ahşaptan yapılmış büyük dolabı açtım. Kısa bir süre sonra dolabın birinci rafındaki iki taraflı baltayı aldım. Sirkin güneyine doğru koşmaya başladım. Kocaman çadırın yanından hızlıca geçerken havaya baktım. Güneş çok az gözüküyordu ve bulutlar giderek sıklaşıyordu. Az sonra gümüş zincirime dolanmış ve baygın halde yerde yatan cadıyı ve arkası bana dönük halde duran, boynundan kanlar süzülen siyah kukuletalı adamı gördüm. Birkaç saniye sonra siyah kukuletalı adam bana doğru döndü ve arkasındaki boşluktan alevler yükselmeye başladı. Siyah kukuletalı adamın biraz ötesinde durdum ve "Sana inanmıştım!" dedim. "O bunu hak etti evlat. Sen de biliyorsun." dedi. "Hayır, hak etmedi!" dedim ve elimdeki baltayı siyah kukuletalı adama fırlattım. Fırlattığım balta siyah kukuletalı, büyücü kılıklı, cellatı andıran adamın göğüs boşluğuna saplandı ve acı içinde bağırarak kendi kazdığı kuyuya düştü. Cadıyı kucakladım ve çiftliğe doğru yola koyuldum. Biraz sonra yağmur yağmaya başladı. Huzur verici yağmur damlalarının ve yüzümü okşayan serin rüzgarın eşliğinde uzun bir süre yürüdükten sonra yaprakları sararmış, ikisi çürümüş altı tane dalı olan, kocaman bir ağacın kenarında kısa bir süre soluklanıp çiseleyen rahatlatıcı yağmuru ve serin rüzgarın sallandırdığı yaprakları izledim. Daha sonra cadıyı omzuma alıp koşmaya başladım. Babam öldüğünden beri kendimi hiç bu kadar mutlu hissetmemiştim...
-
28.
+2Kendimi epey yorgun hissediyordum. Cadıyı sarıp sarmalayan gümüş zincirimi cadının bedeninden çıkarttım. Hemen sonra cadıyı şöminenin yakınındaki koltuğa yatırdım. Cadının yüzünü okşarken gülümsedim. Az sonra şömineye baktım. Şöminenin yanmaya hazır halde beklediğini görünce annemi düşünüp çok derinden gülümsedim. Şömineyi yaktıktan sonra uyumak üzere odama doğru yürümeye başladım. Kısa bir süre sonra kendi odam yerine annemin odasına girdim. Yengem ile birlikte tatlı bir uyku çektikleri belli oluyordu. Onları böyle görünce içim ısındı ve yine çok derinden gülümsedim. Birkaç saniye sonra sessizce odama gittim. Yatağıma uzanıp bugün olanları düşündüm. Az sonra uyumuşum. Uyandığımda gözlerimi açar açmaz dehşete kapıldım! Sol yanımda yengem kanlara boğulmuş halde yatıyordu. Şaşkın ve endişe dolu bakışlarla sağ tarafıma baktım. Sağ yanımda ise annem kanlara boğulmuş halde yatıyordu. Doğruldum ve başımdan aşağıya kanlı bir not kağıdı düştü. O esnada kalbimin bulunduğu bölgede de kanlı bir not kağıdı gördüm. ilk olarak başımdan karnıma düşen kanlı not kağıdını elime aldım ve içimden okudum. "Beni kandırmayacaktın!" yazıyordu. Gözlerim doldu, boğazım düğümlendi. Sonra diğer kanlı not kağıdını elime alıp içimden okudum. "Seni gerçekten sevmiştim!" yazıyordu. Gözlerimden yaşlar süzülürken dudaklarımdan şu sözler döküldü: "Ben de seni gerçekten sevmiştim katilim!"
-SON- -
29.
0Bi gibtirim gidin aml
-
30.
0#rezz okurum
-
31.
0Rezerved
-
32.
0Rezerved
-
sabah namazına kalkan müminler listesi 28 04 25
-
dudağını koparan var mı
-
dışarda millet manitasıyla elele tutuşuyo
-
rüyamda bile hayatı sorguluyordum
-
tarlada ağaç altına yatırıp
-
beyler beni kütüphaneye çağıran kız
-
favori çikolatam milka çilekli yoğurtlu
-
birisi bana afiyet olsun deyince
-
mayconi my johhny olarak çevirilebilir
-
suzan hala burada mmı
-
yetişkin bezi pahalı olmasa güzel olurdu
-
iki yazar muhabbet ederken şuku veriyorum
-
olum kızların 3hareketinden 2si
-
evet duş alacağımmm
-
gotcapsi sen yokluk görmemişsin belli
-
insta reelslerim cıvıl cıvıl karı kaynıyordu
-
konstant dayı cem belevi melek dayı şoray uzun
-
yapay zekaya cv mi attım bana
-
sakal tıraşı olup banyo yaptım oh
-
geldim arkadassslar
-
şu kızın tatlılığa bak ağğğğ bunu iğne ucu
-
kari yok kiz yok amk
-
olum kız kütüphaneye ders çalışmaya çağırdı lannn
-
ingiliz manitam lvl c5 havhav dinliyomuş
-
dış anadoludaki zütoşluğun sebebi ne olabilir
-
kız kuzenlerimden utanıyorum yardım
-
moddlarr beni silerr misinizz
-
iş için notlar aldım yazarak
-
aciksüel müslüman
-
1000 liraya kemer aldım
- / 2