/i/Korkunclu

Korkularımız yaşamımızı yönlendirir.
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 6.
    +37
    Beyler bu mezarın üzerinde aşırı zehirli radyoaktif maddeler bulunduğu söyleniyordu. Tedbir almadan mezara yaklaşanlar bu yüzden pamuğu yemişler.
    ···
    1. 1.
      +9 -1
      Helal et
      Ben ölmedim ama boşaldığım doğrudur
      ···
  2. 5.
    +1 -2
    cehennemden yazıyorum
    ···
    1. 1.
      +3 -1
      Mezara dokunan ya da dokunmayan her canlı zaten ölümlüdür
      Her canlı ölümü tadacaktir
      Elhamduillah Bismillah Subhanallah
      ···
  3. 4.
    0
    ben ölüyorum
    ···
    1. 1.
      -1
      iNANALIM MI PANPA
      ···
  4. 3.
    +15
    ben öldüm bile
    ···
    1. 1.
      +43
      Altın dildolu firavunun laneti
      ···
      1. 1.
        +10
        Helal et bildiğim kadarıyla mısırlılar altınlarla gömdüğü yerlere uranyum elementinide koymuşlar uranyum son derece radyoaktif bir elementtir ölmeniz muhtemel yani. Sonuçta mısırlılar ölümden sonra hayata inanıyorlardı böyle bir şeyi mezarları korumak için yapmışlar.
        ···
  5. 2.
    +59 -5
    rezervatullahu bismillah
    ···
    1. 1.
      +7
      Suphnallah kardeş ibretlik paylasım.
      ···
      1. 1.
        +7 -1
        Onu Bırak sen benim miniğe dokunsan taş olursun taş
        ···
      2. 2.
        +11
        @1 bunları bize okutup niye riske atıyon o zaman huur çocuu
        ···
    2. 2.
      +1
      Lan şerefsiz @1 ne yapıyon şerefsiz inci nin yarısını katlettin
      ···
  6. 1.
    +59 -19
    Öncesinde şunu açıyoruz: https://www.youtube.com/watch?v=XLYCWbfz5iI hikaye'ye küçük dokunuşlar yapıldı 29.01.16 17:17

    Yıl 1922 Arkeolog Carter ve Carnarvon Lordu Tutankhamon'un mezarını buldu. Aklınıza gelip gelemicek heryer altın ile kaplıydı. Firavunun dildosu bile altındı. Harcadıkları paraları geri kazanmak isteyen carter ve lord hiç bi altına dokunamıyordu çünkü mısır hükümeti araştırmayı denetliyordu. Bu yüzden olayı günü gününe Posta gazetesine satmaya başladılar.
    Gazeteler, Firavun Tutankhamon'un mezarında bulunmuş yazılardan söz ediyorlardı. Eski Mısır yazısıyla yazılmış olan bu yazılardan biri, şöyle diyordu:

    "Mezara dokunanlara ölüm gelecektir." Başka bir yazı ise şöyleydi :
    "Ölüm, firavunların huzurunu bozanı, kanatlarıyla katledecektir."

    Arkeolog Carter ise, Tutankhamon'un mezarında bu türden bir lanetin bulunmadığını söyledi. Onu rahatsız eden bir tek şey vardı. Mezarın altın sandukasının önünde bir lamba bulmuştu. Bu lambanın üstünde şöyle yazıyordu:

    "Gizli odaya girilmesini önleyeceğim. Benim görevim, ölüyü korumak."

    Bir başka ilginç söz ise şuydu: Beş kuruşluk insanların milyonluk tavırlarına hastayım..

    Yıl 1923
    Arkeolog Carter ile arkadaşı Carnarvon Lordu mezarı bulduktan sonraki sevinçleri tamamen bitmiş yerini öfke ve sinire bırakmıştı. Mısır hükümetliylede araları bozuldu. Bir akşam carter ile lord bir araya geldi, aralarında çok şiddetli bir kavga çıktı ve hayatları tamamen alt üst olmuştu. Bu kavganın ardından Lord ingiltereye gitti.
    1923 Şubatında Lord'un sağlık durumu beklenmedik bir şekilde bozuldu, beklenmedik bir şekilde dişleri döküldü. Ateşi orantısız bi şekilde düşüyor ve çıkıyordu.
    1923 Mart ayı başında Mısır'a geri döndü. Şimdilik durumu düzelmiş gibiydi lakin uzun sürmeyecekti.. 26 Mart günü kan zehirlenmesi olduğu açıklandı.
    Kahire'de, Continental Svoy Oteli'nde komadaydı. Ertesi sabah saat 2'de, tüm hastalığı boyunca yanından ayrılmayan ingiliz hasta bakıcı , Carnarvon Lordu'nun öldüğünü bildirdi.
    Tam o anda oteldeki ışıklar titredi ve söndü. Otelin penceresinden dışarı bakanlar, bütün Kahire'de elektriklerin kesildiğini gördüler. Kentte elektrik kesintileri çok sık olmakla birlikte, Lord'un öldüğü andaki arıza için hiçbir açıklamada bulunulmadı. Aynı saatlerde Lord'un ingiltere'deki şatosunda bulunan iskoçyalı kahya da dehşet içinde irkildi. Lord'un köpeği, titriyor ve uluyordu. Biraz sonra o da öldü.
    Ölümlerin ardı arkası kesilmiyordu. Firavunun mezarını gören herkes hastalanarak ölüyordu.
    Bu ölümlerden en ilginç olanı ise Mısır Eski eserler Bölümü Müdürü Dr. Gamaleddin Mehrez'in ölümüydü. Mehrez,bütün bu gizemli ölümlerin, kuşkusuz kişiyi tedirgin edebileceğini, ama lânete kesinlikle inanılmaması gerektiğini söylemişti.

    "Bakın bana!" demişti. "Bütün yaşamım boyunca mezarlar ve mumyalarla uğraştım. Bütün bunların bir rastlantı olduğunun en büyük kanıtıyım." Bu sözlerin üzerinden dört hafta sonra, sergilenecek eserler Londra yolundayken, 52 yaşında öldü.
    Bu konuyla alakalı film çekenler bile esrarengiz ve acı içinde ölüyolardı..

    bu entryi girdiğim için ben bile ölebilirim.. siz okuduğunuz içinde..
    Tümünü Göster
    ···