Üniveristede arkeoloji bölümü okudugumuz için üniveriste pramitlere gezi düzenlemişti.
Bende anamgile bodruma geziye gitcem diye kandırmıştım.
Zira babam mısıra gitcegimi duysa mısır koçanlarını zütüme simetrik şekilde sokardı.

Gezi sabahı hazırlandık, yanımıza gerekli malzemeleri aldık istanbul sabiha gökçenden bindik, uzun bir yolculuk sonunda otelimize ulaştık.
Otele yerleştik, sabahta pramitlere doğru yol aldık.

Bizim üniversite, mısırdaki el-ezher üniversitesiylede konuşmuş, hem bizim öğrencileri birbirine kaynaştıralım hemde bilgi alışverişinde bulunalım diye toplamış gelmiş bütün öğrencileri onlarda gelince 1 mayıstaki işçiler gibi doluştuk pramitlerin önüne.

Ulan Türkiyeden geliyoz hala burnumuz taktan kakmıyo, yanımada verdiler Muhammad diye bir çocuk anlatıyo bişeyler "el,,, el" diye kafamı gibti en son dayanamadım verdim bi prestij sigara, al amk çomarı dedim öksüre, kaksıra içti muallak.

Biraz bekledikten sonra cifte kavrulmuş fıstık renginde bi adam geldi başladı anlatma " mimar
imhotep piramitleri tasarlamıştır, yok bilmem ne, pi sayısınından girdi dünyanın cevre uzunlugundan çıktı " bende sıkıntıdan üç tane üst üstine prestij içtim siz düşünün cigerimden " içme dıbına kodumun, içme oç" gibi sesler gelmeye başlayınca orta parmagımla fıldırdım sigarayı pramiti taşlarının üstüne.

Sonra en küçük mikerinos piramidinden başlayıp keopas piramidene doğru gezmeye başladık, en son olarak en büyügü kaldı keopas.

içeri girer girmez şerefsizim tüylerim diken diken oldu zira içerisi ankara gazinosu gibi loş amk.

ilerledikçe kaybolanlar filan oldu,
Bizim sınıftan çomar halil bacagını mezarım içinene mi ne kaçırmış " çıkarım beni amıha goyim " gibi laflar ederek, kan ter içinde çıkardık.
içerde sigara filan içmek yasakmış bi tane yaktım ben gurup halinde dönüyoz.

En son giderken bi kapı gözüme ilişti bizim çomarıda aldım yanımıza bir kaç yabancı öğrenci karanlıga doğru gidiyoz halil " kanka altın filan varsa araklayalım " filan diyo.
"bi sus ruhu fakir bin" filan diyorum bende.

Sonra " takkkkk " diye kapı kapandı.
içerde kaldık karanlıkta içime zınk diye bi korku oturdu, birden yanımdakiler bağırmaya başladı.
Bende başladım nasıl korkmam amk.
Sen Türkiyede ölme, gel pramitlerde öl gerçi Türkiyede tak yoluna gitme riski burdaki ölme riskinden daha fazla.

Heyecandan mıdır nedir amk karnım ağrımaya başladı tutamıyorum içimde tak beynime kadar geldi " abi kapıyı açta bi nefes alak " der demez, yeşil kilodumu sıyırdım dize kadar.
Başladım harman yapmaya, sıçarken ıkınıyorum bizimkilerde canavar filan var sanıp daha çok korkup daha çok bagırıyolar amk.
Yanımdaki muhafazid ayatel - kürsi okuyo onun yanında budistte çakmağı olan varmı diye bagırıyo ulan amk tütsü yakıcakmış bende sigara yakıcak sanıyom hay amk.

Yarım saat sıçtım, en son ses kesildi biyerden ince ışık girmeye başladı odaya baktım bizimkiler belediyenin ilaçladıgı sinek gibi üst üste yatmışlar budiste baktım dıbına kodumun eliyle bişeyler yapıyo halila baktım amk çomarı ağzında sigarayla ölmüş sigara bide yarım,
Lan yarım sigara atılırmı oç yetim hakkı var onda.

Sonra içerden bi ses geldi sanki böyle roman havası gibi içeri girdi biri başında altın bi şapka var amk ağzında uzun samsun içeri kim girdi tahmin edin? Cevap veriyorum ; tutankamon.

Dedi: hacı ne yapıyon burda.
Dedim: valla hacı tak yoluna gittik.

Baktım baktım dedimki "ya hacı senin cizgi film filan vardı ne oldu o iş" filan dedim megersem bunu işten atmışlar amk ya.

Acıdım sonra sarılıp ağladım türkiyedeki bizim kebapçını kartını filan verdim, türkiyeye gelirse telef olmasın safi sübyan.

iki saat sonra geldiler buldular beni, bizimkileride sedyeyle filan çıkardılar işte.

Şu an gezi biteli iki ay filan oldu beni salmadılar amk " neymiş efenim tarihin dıbına koymuşsun " iki gün sonra kurşuna dizicekler son bir sözüm var " Tanrı biz menemen "