-
1.
+10üniversiteyi yeni kazanmış bir kardeşinizim. hacettepe eğitim fakültesinde 4 senelik eğitim görmek için ankaraya yavaştan yol alacağım panpalar. normalde böyle karı kız olayları yazacağımı hiç düşünmezdim ama tutamıyorum artık kendimi. ne kadar kendimi 'hayır ulan yok öyle şey' diye şartlandırsam, kandırsam da evet hala onu içten içe seviyorum
-
2.
+4http://www.youtube.com/watch?v=FD85_eHYLQY
onunla lise 3 zamanları tanışmıştım. olacaklardan habersiz sınıftaki arkadaşlarla top oynamaya çıkmıştık. öğleden sonraki son ders artık evlere dağılacağız. servisler de gelmiş yavaştan üst devremiz dağılmaya başlamış biz basketbol sahasında küçük bir maç çeviriyoruz.
okuldan bahsedeyim az biraz. okulumuz öğretmen lisesiydi. şehrin en iyi okulları bir araya toplanmış kampüsümsü bir komplex yapı oluşturulmaya çalışılmış. hafiften de başarılı olmuş bir proje açıkçası. fen lisesi, şehrin en iyi anadolu lisesi, güzel sanatlar lisesi, sonradan açılmış bir de sosyal bilimler lisesi ile iç içe bir öğrencilik yaşamı. -
3.
+2okulun erkek öğrenci yurdu olmadığından mütevellit kız sayısında bir patlama var. sınıf başına erkek sayısı 6-7 ortalamalarında. bizim sınıf 10 erkek o ayrı mesele. kız sayısı fazla dediğime bakmayın panpalar bizim 120 kişilik devrede toplasan 5-6 güzel kız vardır. onların da sevgilileri vardı tahmin edeceğiniz üzere. devremiz desen tak gibi bir devre. sosyal değiliz, kültür desen hiç yok. dedikodu, arkadan konuşmalar birbirinin kuyularını kazmalar anlayacağınız kaypak ne durum varsa bizim devrede bolca var. ama sadece kızlar arasında var. zaten toplam 30-35 erkek var devrede aq. dediğim gibi devremiz atamızın dediği gençlikten tamamen uzaktı. fakat alt devreler üst devreler bizden çok farklılardı. bizim tam zıttımız olan insanları alt ve üst devrelere serpiştirmişler sanki. konuya dönelim panpalar sapmış onu farkettim
-
4.
+3http://www.youtube.com/watch?v=xDJ2QNp3OJU
o gün maçımızı yaparken tamamen farklı bir tutum içerisindeyim. maça odaklanmıyordum. uzun süredir sınıf arkadaşlarımla basket oynamamıza rağmen maçı boşvermiş etrafa bakıyordum sadece. ne top istiyorum ne rebound ne de başka bir şey. sadece etrafı seyrediyorum. nedense hep okulumuzdan tarafa bakıyorum. seslendiler arkadaşlar 'eteq oyuna dön ulan artık' hafif sırıtarak sağımdan dönerken 3 kişi sahanın kenarında banklarda oturuyorlardı. önce pek önemsemedim onları maça döndüm biraz. hafif canlılık belirtisi gösterip tekrardan seyre dalmaya yeltendim ki o kişi aklıma geldi. tahmin edeceğiniz üzre üçü de kızdı. soldaki ikisi esmer sağdaki sarışındı. üçü de ortalamanın üstünde güzel kızlardı. ama nedense ben ortadakine bakakalmıştım -
5.
+3bir kaç saniyelik kilitlenmeden sonra döndüm hafif bir ter basmıştı. elim hafif titremiş nefes alışım yavaşlamıştı. kendime gelmek için ufak bi silkindim. ilkokuldan beri tanıştığımız öz kardeşimden ayırt etmediğim hüseyin geldi.
-eteq noldu lan neden oynamıyosun oyunu
+abi ne bileyim içimden gelmiyor ya
-iyisin değil mi lan
+iyiyim lan sıkıcı geldi işte oyun. bu arada şu üçlüyü gördün mü? özellikle ortadaki
-gördüm olum çok çekici değil mi
+ben o kızla muhabbet kurucam olum
-ya bi git sen kim o kim
+(hafiften omzuna vurarak)hasgibtir lan görürsün sen haydi oyuna dönelim
evet her şeyin başlangıcı o gündü. kasımın sonları diye hatırlıyorum emin değilim. sonradan kendisiyle konuştuğumda da o gün o da olduğu gibi olmadığını söylemişti. normalde önümdeki olanları seyrederim fakat uzağa dertli dertli bakıyordum demişti -
6.
+3http://www.youtube.com/watch?v=-cwJj_IczGQ
kafama koymuştum o gün evet. onunla muhabbeti kuracaktım ama nasıl. onu ilk defa görmüştüm, adını bilmiyordum arkadaşlarını bilmiyordum. lanet olası 3 senede ilk defa görmüştüm. ne yaparım bilmiyordum. gel zaman git zaman okulumuzun başkanlık seçim günü gelip çatmıştı. sınıfımızdan bir çocukta adaydı seçimlere bir de yine bizim devreden bir çocuk adaydı. diğer elemanı üst devreler de destekliyorlardı. işimiz zordu. alt devreler bizim sayılırdı oylar kullanıldı sayım zamanı geldi. okulun kütüphanesinde yapılacaktı seçim sınıftan bir kaç kişi çıktık yukarı kapıda bekliyoruz. içeri almıyor hocalar. e haklılarda. ben o sırada hüseyinle ve başa çocuklarla konuşuyorum gülüşüp eğleniyoruz. sağımdan bir kapının açıldığını duydum aldırış etmedim sonrasında muhabbette sıkınca loş karanlıkta etrafa baktım. katı incelemeye koyuldum. ve farkettim ki ben okulun bu kısmını hiç bilmiyorum. ya gelmedim ya da 1-2 defa gelip önemsemeden çıktım.
o kısımdan bahsedeyim. kullanılmayan bir fizik laboratuvarı, arada gidilen bir kimya laboratuvarı, kütüphanemiz, sonradan öğrendiğim bir kızlar tuvaleti, iki tane de sınıf vardı. sınıflar da normalden küçüktü. önceleri okula 96 kişi alındığından küçük yapılmış o sınıflar.
olaya dönüyorum -
7.
+4loş karanlık ortamda kişileri seçmeye çalıştım. kütüphanenin kapısının yanında sandalyede birisi oturuyordu. kim ulan bu derken yanındaki kalabalık hafif seyreldi. yüzüne ışık vurdu. oydu. evet oydu. saçlarını düzleştirici ile düzleştirmiş rengini seçemiyordum. gözleri karaydı, eyeliner çekmiş biraz değişik görünüyordu. dudaklarında hafif bir ruj vardı. küpe takmıyordu. üzerinde kot ceket ve pantolon vardı. ayağında beyaz spor ayakkabısı vardı. ceketin altında ne vardı hatırlamıyorum.( ama genelde böyle kombinler yapardı. ve bu kombini her zaman goşuma gitmiştir). seçim hakkında yanındakilerle(bizim sınıftaki huurlar) konuşuyordu ben yine duvarın karşısında onu seyrediyordum bizim muhabbetten tümüyle kopmuştum. odağım ondaydı. hayal meyal hatırlıyorum şunları söylüyordu.
zaten yüksek ihtimal sizin çocuk kazanacak diğerini destekleyen pek yok sadece bizim devreden 2 sınıf var. gerisi hep sizde. rahat olun kazanacaksınız bu seçimi bla bla bla..
sadece bu sözleri hatırlıyorum. bacak bacak üstüne atmış bilmiş bir tavırla konuşuyordu. ve çok tatlı görünüyordu. boyu oturduğundan pek sezilmiyordu ama kısaydı bana göre 1.65 civarlarında olduğunu tahmin ettim. diksiyonu yaşadığımız şehire göre oldukça iyiydi. benim daha da ilgimi çekiyordu -
8.
+4seçimi kazandık çocuğu sırtımızda falan taşıdık okulun önünde halay çektik o gün bitti. 1-2 hafta geçti okul dağılacaktı hoca insanlık edip bizi erken bırakmıştı. serviste en önde osmanla oturuyorduk. o servisçiyle makara yapıyor arada radyoyla oynuyor ben de yandan geçen servislerin önünde oturanlara tanısam da tanımasam da selam veriyordum. hala ne amaçla yaptığımı çözebilmiş değilim. böyle böyle giderken birden serviste onu gördüm ne yapacağımı bilemedim. o 3 saniyelik kısa olay o kadar uzunmuş gibi geldiki. hani filmlerde olur ya. iki kişi birbirini görür slow motion ilerler sahne. göz kırpması ağırlaşır, sesler bulanıklaşır, renkler parlar. aynen o oldu. her şey durdu göz göze geldik onunla. sadece baktık ama o hafiften gülümsedi ben ifadesiz bakmıyorum hala. ne yapacağım konusunda en ufak bir fikrim yok sonra her şey olağan duruma geldi servis geçti gitti. benim kemiklerim çekilmiş gibi oldu. bir anda aşağı kaydım yere düştüm servisçi hakan abiyle osman zütleriyle güldü amk. lan gülmeyin kaldırın beni dedim bende güldüm. osman kaldırdı biz de hareket ettik
-
9.
+4onunla konuşmaya başladığımız hafta artık. bir perşembe günü okuldan çıkıp internet kafeye gitmiştik arkadaşlarla cod2 oynadık. çok da eğlendik açıkçası. çıkışta dersaneye gidecektik. birisi yürüyelim ulan dedi. bizimkiler de gaza gelip hadi lan yürüyelim aq dedi.
şehirden bahsedecek olursak adana osmaniyede oturuyorum panpalar. hazirandaki seçimlerde hepimizin ismen bildiği mhp nin kalesinde yaşıyorum. şehir küçük. gerçekten küçük züt kadar şehir. insanlar çok kültürsüz en ufak bir şeyde kavga çıkartan insanlar var. şehir sloganımız mutlu şehir. fakat en mutlu şehirler sıralamsında sondan 2 ve ya 3 üz emin değilim. çok iyi olmayan bir üniversitemiz var 'OKÜ' doğudan sınavda iyi bir şeyler yapamayan insanaların seçtiği bir okul. ayrıca otoyol, demir yolu geçiş yolu üzerine kurulu olduğundan şehrimiz çok farklı etnik köken topluluklarından oluşuyor. arap, kürt, türk, alevi her kesimden insan var. kekolar şehri basmış durumda. her köşe başı bildiğimiz özelliklere sahip kekolarımız sokakların asayişini sağlamak ile mükellefler.
neyse konumuza dönüyorum -
10.
+5https://www.youtube.com/watch?v=44XYEeD1A1U
yürüyoruz dersaneye 4 sap. bir caminin önünden geçerken onu gördüm karşıdan geliyordu. o da evine gidiyordu anlaşılan. kafasını kaldırdı yine gülümsedi. bu sefer harbi gülümsedi kesin yani. aramızda yaklaşık 10 adım varken merhaba dedi. ben de başımla karşılık verdim. yanımızdan geçti gitti. biraz da uzaklaşınca bizimkiler hemen mkaraya vurdu.
+bana dedi
-gibtir lan bana dedi
• sana noluyor bin bana dedi
e: sus lan hepiniz biliyosunuz ki bana dedi aq devam edin dersaneye geç kalıcaz
onlarda gülüştüler hadi iyisin falan yapıp dersaneye gittik günüm nasıl geçti hiç bir fikrim yok. aklım 1 karış havada gezdim o gün başka bir şey hatılamıyorum -
11.
+5cumartesi günü oldu. sabah internette geziyorum bi facebooka gireyim dedim. birisi arkadaşlık isteği göndermiş ona bakarken önerilen bölümüne gözüm çarptı baktım onun fotoğrafı. 'ananı gibim şansımı gibeyim' diye bir nara çıktı ağzımdan. direk vurdum kafasına arkadaş ekle butonuna bastım. bir rahatlık çöktü üzerime mutlu olmuştum. dersane vakti geldi. dersaneye gidiyorum bu sefer tekim. kış mevsimi zaten. soğuklar hafif vurmaya başlamış. üzerimde lc den aldığım ucuz bir deri ceket var. ellerim cebimde, kulağımda kulaklık umursamaz tavırla dersanenin merdivenlerini çıkıyorum. ilk katı geçince bir gürültü yaklaştı nooluyoz dıbına koyum dedim hafiften. kulaklığı çıkardım. ses yaklaşıyordu aşağı iniyorlardı birileri. ses tonlarına göre 4 farklı kişi sezdim gülüşüyorlardı hunharca. sonra onlarla karşılaştık merdivende kenara çekildim. o çarptı gözüme. yine o. kafasına bir bere takmış mor. ellerinde mor bir eldiven. üzerinde mont vardı rengi koyuydu. ayaklarında mavi botları vardı. bir de dar siyah pantolonu vardı. çok büyük gösterirdi bu giyimi onu. hayal meyal hatırlıyorum şunları söylüyordu.
ya sen ne diyosun ben ellerimi ayaklarımı hissetmiyorum bak donuyorlar. dokunsana yaa
sesini duymak huzur verir ya. öyle oldu panpalar derse girdim sonra -
12.
+6akşam eve geldim yemek falan yedim. o gün gördüğüm dersleri tekrar ettim az biraz ders çalıştım. sonra internete takılmak istedim. rutin işlerimden sonra facebook a girdim. bildirim ışığım kızıllanmıştı. hayırdır amk deyip açtım. xx arkadaşlık isteğini kabul etti... dünyalar benim olmuştu sanki evvet diye haykırdım. annem içeri geldi
-noluyor lan?
e: anne oyunda bir şey başardım da
- oğlum korktuk bizde yapma şöyle. (kapıdan dıaşrı)bir şeyi yokmuş bey. neyse çok ses yapma
e: tamam sultanım
annem gidince bekledim bir süre online olması için ama girmedi hiç siteye. biraz moralim bozuldu. onun profiline girdim fotoğraflara girdim. bir önceki sene mersin gezisinde okul adına bir proje ile katılmışlar. ben de onları ziyarete gitmiştim nasıl görmedim lan bunu amk dedim kendime. böyle bir hatayı nasıl kabul ederdim ki. kızdım kendime. fotoğrafın en çok hoşuma gidenini beğendim. çıktım siteden online olmuyordu. ertesi gün sabah dersane vardı uyumam gerekti. uyudum sabah oldu -
13.
+3siz okuyun ya da okumayın bunu yazıp rahatlamak istiyorum
-
14.
+3bir kaç saate devam edicem
-
15.
+3Birazdan geliyorum panpa pc ye geceyim de
-
16.
+7ders sabah 8 de idi. klagib saatler işte tahmin edersiniz. normalde istemeyerek uyanırdım. bu gün gitmeyeyim diye yalvarırdım anneme ama nafile mutlak giderdim. o sabah öyle olmamıştı. annem geldi bir defa seslendi hemen uyandım kendi de şaşırdı. büyük bir iştahla kahvaltımı yaptım. saçlarıma şekil vermek istedim. biraz parfüm sıktım. artık hazırdım. dolmuşa doğru yola çıktım. durak çok da uzak değildi. evden 5 dk yürüyünce dolmuşa ulaşıyordum. dolmuşa bindim dersaneye vardım. dersler bitti dışarı çıktım. ona rastlayamadım. büyük bir hayal kırıklığı ile evime döndüm. bilgisayarımın başına geçtim biraz oyalandım. saat 17.30 a kadar derste olduğunu biliyordum. biraz kitap okudum, günlük tekrarlar vs o işleri hallettim. saat 6-7 civarında bir daha pc başına geçtim. hala online değildi. ulan bu kızı beklersem sakallarım uzayacak dedim ve aynen şu cümleleri yazıp gönderdim.
-sanırım sürekli ders çalışıyorsun. hiç online olmadığına göre (:
mesajı yazdım bekledim yine. ama hayır o gün online olmayacaktı. kişisel bakımımı yapıp uyudum. sabah okul vardı ve 6 da uyanmak durumundaydım -
17.
+6müziğimiz gelsin https://www.youtube.com/watch?v=O-STWcHq23E
sabah uyandım bir önceki halimi takındım. annemin tabii ki gözünden kaçmıyor bu hallerim. dikkatli gözlerle süzüyor beni fakat bir şeyler demiyor.
biraz kendimden söz etmek istiyorum. boyum 1.87 boyuma oranla biraz zayıfım. ama vücuduma oranla bol giyindiğim için o açığı görüntü olarak kapatıyordum. sportif bir yapım var, çevreme göre oldukça kültürlü sayılabilirim, ama maalesef yaşadığım şehirden dolayı tasvip edilmeyen davranışlar yapıyordum. o zamanlar çocuk gibi davranıyorum falan. ergen der dışarıdan birisi öyle bir tavrım var. (o zamanlar)
ama onu gördüğümden itibaren daha sakin bir tavır ve davranış tutumu sergiliyordum. ve bu yine arkadaşlarımın gözünden kaçmış değildi. yakınlarım 'nedir lan bu halin ne oldu sana' diyorlar 'yok bir şey be devam edin siz' diyerek geçiştiriyordum onları.
kahvaltı bitti çantayı alıp kapının önünde servisi bekliyorum. soğuk dıbına koyayım çabuk gel be hakan abi derken sokağın başından döndü ve kapının önünde durdu. baktım osman yine önde oturuyor çağırıyor beni. atladım yanına.
e: selamın aleyküm beyler
o&h: as eteq
e: nasılsınız
o&h: iyiyiz canım çok şükür seni sormalı
adamlar koro gibi konuşuyorlar aq
e: ne olsun ben de iyi
servisteki diğer elemanları da toplayıp okula geldik. 'abi dışarı çıkmayalım lütfen' diye sızlanıyorum osmana. 'lan zaten içerisi sıcaktır hemen gireriz sınıfa' diyerek beni zorla çıkarıyor. dışarısı don dıbına koyayım ayaz var birde. alışık değilim soğuğa. direk sınıfa hızlıca gidiyoruz. derken rehberlik servisinin önündeki bilgisayarlarda onu gördüm. baktım facebook a girmiş. hemen telefonumu çıkardım. eminim ki mesaj geldi -
18.
+4https://www.youtube.com/watch?v=JmYbyBP4k60
sıcacık sınıfımıza oturdum osman da simit çay almaya indi kantine. açtım facebook u mesajlarım kızıllanmış açtım baktım mesaj ondan.
-yoo aslında o kadar çalışmıyorum (:
o sırada osman geldi durumu anlattım
e: osmancım durum böyle ne dersin?
o: o 12 sen 11 bakar mı lan bu kız sana aminüyüm
e: lan kızlar yaşa mı bakıyor
o: aslında o da doğru bilemedim kanka
o sırada sınıf dolmaya başladı konuşmadık bu konu hakkında. gün boyu onunla mesajlaştım. sağolsun osman da benim önümü kapadı hocalara yakalanmadım. sanırım hayatımın en anlamlı pazartesisini yaşadım o gün -
19.
+5akşam oldu ben kapan kapatıyorum evde de sıkıntı çıkabilir. hem daha çoookk ders çalışmam lazım ((: deyip kapadı. günler günleri kovalıyor daha fazla konuşuyorduk. bir gün pc odasına girdim baktım o da orda. aslında o ve tüm sınıfı orda. facebook u açtım
-hayırdır tüm sınıf burdasınız?
+bizimkiler kaloriferin borusunu kırmış sınıfı su bastı
sesli bir biçimde e yuh dıbına koyayım dedim. dememle ağzımı iki elimle kapamam bir oldu. korkarak ona doğru baktım. herkes gibi katılarak gülüyor. hoca uyardı yavaş ulan dedi(hocayla aramız iyidir kızmaz) herkesten özür dileyip mesaja baktım.
-ne yaptın sen rezil oldun yaa :D
+olmaz bir şey tanıyorum hepsini asıl sen kusura bakma
-yok alışkınım ben
+tamam o zaman sevindim :D
o arada zil çaldı osman çağırdı bin hoca erken girer hep. küçük bir şekilde el salladım koşarak uzaklaştım zaten rezil olmuştum -
20.
+4bir kaç gün geçti gece mesaj attı facebooktan. henüz telefon numarasını almamıştım. konuşmaya başladık 3 e 4 e kadar konuştum sanırım. ilk küçük tartışmamızı yaşadık o gece. sordum ona
-sigara kullanıyor musun?
+arada kullanırım
-kullanma
+neden
işte burdan sonra biraz kızıllık yaptı. ben de sinirlendim o zamanlar rahmetlik dedem sigara yüzünden oldukça rahatsızdı. zaten kendisini 2 ay önce kaybettik.
-ulan ben sevdiklerimi kaybetmek istemiyorum. hele de o sigara denşlen nalet şeyden hiç istemiyorum. değer veriyorum sana anlasana hayatımdan sigara yüzünden çıkmayacaksın
+tamam kullanmam bir daha
o mesajdan sonra biraz daha konuştuk. sonra uyuyakaldı hafif gülümseyip ben de devrildim
başlık yok! burası bom boş!