1. 54.
    +1 -1
    @25 mason musun bin
    @1 senin gibi hertarafta ben üstünüm ülke şöyle taktan diyenlere nasıl gıcığım anlatamam.olm sizin nasıl arkadaşınız oluyo lan bu kibirle?o kadar iticisinizki kız olsanız gibmem. arabada öpüşürken bakan insandan rahatsız oluyon da yurtdışında bakmıyolar mı sanıyon gerizekalı? yurtdışında yanında güzel kız gördüklerinde allahım sahibine bağışla filan mı diyolar sanıyon sen? ayrıca beynini gibtiim ülkeden utanıyosan ve ilk fırsatta gitceksen neden bize söylüyon açıklıyon bunu? bizde mi gelelim ona mı uğraşıyon? hani sevmiyodun bizi am beyinli?
    ···
  2. 53.
    +1
    1. yutuba yasak getiren zihniyette bir ülkede niye doğdum lan ben. hay amk.
    ulaştırma bakanı iletişim kurmaya çalışıyormuş googlela felan, adamlar sie git lan, yasakçı muallak, senle ne konuşacam diyolarmış. o derece kaale bile alınmıyoruz, geriyiz.

    2. terörle savaşta "amerika bizimle niye istihbarat paylaşmıyo:((" diye abd'ye kızan (lan muallak, sen ne iş yapıyon? ,kendini koruyacak durumda bile değilsin, yeri geldiğinde giydiriyon ama abdye, sanki adam seni korumakla yükümlü de hesap soruyon) ve israilin heronlarına bel bağlamış kafa yapısıyla yönetilen bi ülkede yaşamaktan da. geçen gün bilmem kaçıncı casus uydusunu gönderdi israil uzaya. bizimkiler de hala şehit edebiyatı yapıyorlar amk.

    ..
    ..
    ···
  3. 52.
    +1
    @6 şehit verdiğimiz için utanıyorum ben ne dicen? Okadar ana baba ağlıyo bu ülkede diye utanıyorum ben ozaman ne dicen binoz?
    ···
  4. 51.
    +2 -1
    al benden de o kadar aq. birgün anamızı babamızı kardeşimizi bi akrabamızı ya da bizi cahilin biri gelip öldürecek bu ülkede.

    ya tüpü açık bırakacak ya kullandığı dozeri evin duvarına takacak

    ya ehliyetsiz bi pekekent tırla üstümüzden geçecek

    ya huur çocugunun biri silahla adam kovalarken ya da düğünde hiç ilgimiz alakamız yokken anamızı gibecek ölüp gidecez

    ya terör kaynaklı bi bombada bilmemneyde yarağ avuçlıycaz

    bu ülkede insan gibi yaşayamadık , ölümümüz bile insan gibi olmayacak

    o yüzden böle zikik bi yerde yaşamaktan utanıyorum ve ilk fırsatta da kaçmazsam sülalemi gibsinler.
    ···
  5. 50.
    -1
    terketmek lazım bazen, bu guzel toprakları, bu guzel tarihi. sırf birlikte yasadıgın insanlar yuzunden.. *
    ···
  6. 49.
    +1
    Aynen bro, seneye gibtir olup gidiyorum dıbına koduğumun memleketinden.
    ···
  7. 48.
    +1
    utanmıyom dıbına koduklarım ama kadere isyan etmeden yaşamak imkansız
    ···
  8. 47.
    -1
    @1 dalyarak inciye girmeni sağlayan bu ülkedir
    ···
  9. 46.
    -1
    o zaman gibtir git huur cocugu
    ···
  10. 45.
    +1
    ülke güzel de insanları taktan; kuralsızlarla, ahlak polisliği yapanlarla, herşeyi kendi bildiğini sananlarla, çoğunluğu ırkçı paranoyak kafalarla, çoğunluğu aşırı muhafazakarlarla ve de kendini sol zanneden zaht-ı muhteremlerle dolu ülke. işte ben bu yüzden utanmaktan öte nefret ediyorum, ve de nefret ettiğim için kendimden utanıyorum.
    ···
  11. 44.
    +2
    dün chatroulette bi karı düşürdüm. nerelisin dedi türkiye diyemedim a.k. adımız çıkmış beylerr
    ···
  12. 43.
    0
    evet sana sana sana hepinize be... rezil iğrenç yaratıklar.. hiç mi insanlık yok sizde ha? nedir bunlar ha nedir? nasıl yollarsınız bu pislikleri o tertemiz insanlara.. onlar kitap istiyor, kalem istiyor, okul istiyor okumak istiyor.. onlara yardım elinizi uzatacağınıza birde utanmadan, sıkılmadan alay ediyor küçük görüyorsunuz.. aslında alay edilecek küçük görülecek birileri varsa o da sizlersiniz.. hiç bir işe yaramayan asalak gibi yaşayan sizler.. utanacağınızı bilsem yüzünüze tükürmek isterdim ama ondan da anlamazsınız ki siz ...
    ···
  13. 42.
    0
    gibtirin gidin lan muallakler o zaman aldığın nefes haram senin burda...
    başlığını gibiyim senin
    ···
  14. 41.
    0
    (bkz: avustralya)
    (bkz: yeni zelanda)
    (bkz: singapur)
    (bkz: europe sucks) *
    ···
  15. 40.
    0
    @ bin ben de aynı duygularla sinirlenip italyaya yerleştim.şu an gib gibi kaldım ortada.ne olursa olsun kendi ülken gibii yok.bu arada avrupanın da dıbına koyayım bura türkiyeden beter
    ···
  16. 39.
    -1
    Kapdan-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa, hatıralarını, bizzat Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle yazdırmıştır. Paşa anlatmış, söylediklerini, Muradi Sinan Reis kaleme almıştır. Türk tarihinin mühim kaynaklarından biri olan bu pek değerli hatıralar, bugüne kadar yayınlanmamıştır. Türkiye’de 5 el yazması nüshası vardır. Bunların biri Topkapı Sarayı’nda, diğer dördü ise istanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nin Türkçe Yazmalar bölümündedir. Biz, Üniversite Kütüphanesi yazmalanndan 94 ve 2490 numaralı olanlarının mikrofilmlerini aldırttık. Bu sayımızdan başlayarak sunduğumuz hatıralarda, 2490 numaralı yazma esas alınmış, fakat yer yer, hareketli olan 94 numaralı yazma ile karşılaştırılmıştır.

    Eseri, geniş okuyucu kitlesine sunabilmek için, dilini bugün konuşulan Türkçe’ye göre sadeleştirdik. Barbaros, önce ağabeyi Oruç Reis’ten bahsetmekte, sonra "Hayreddin Paşa" olmadan önce taşıdığı "Hızır Reis" adıyla yaptığı faaliyeti anlatmaktadır.
    Bu derece önemli bir eseri Türk okuyucusuna verebildiğimiz için şeref duyuyoruz. Barbaros gibi dünya tarihinin en müstesna amiralinin hatıralarının bile daha yayınlanmamış olması, Türk tarihinin henüz ne kadar dokunulmamış bir saha olduğunu göstermektedir.

    Hayat Tarih Mecmuası

    KANUNi SULTAN SÜLEYMAN’IN EMRiYLE HATIRALARIMI YAZDIRMAYA BAŞLADIM

    "Sen ve karındaşın Oruç, nasıl Midilli adasından çıkıp Cezayir’i fethettiniz? Bu ana gelinceye kadar denizde ve karada ne çeşit gazalar yaptınız? Bütün bu hadiseleri, ekgib ve fazla söz söylemeksizin bir kitap halinde yazdır. Kitap bitince, bir nüshasını da, hazineme konmak üzere bana getir."

    Bu emri alınca, birçok deniz cenginde arkadaşım olan zamanımızın kalem sahiplerinden Muradi'yi çağırttım. Padişahımızın fermanını söyledim. Derhal işe giriştik. Ben söyledim, Muradi yazdı.

    BABAM YAKUB AĞA’NIN MiDiLLi’YE YERLEŞMESi VE ANNEMLE EVLENMESi

    Fatih Sultan Mehmed Han Hazretleri, Midilli’yi kafirlerin elinden fethedince, adaya Türkler’in yerleşmesini buyurdu. ilk yerleşenler arasında babam da vardı. Babam Yakub Ağa, bir sipahinin oğlu idi, kendisi de sipahi idi. Selanik civarında Vardar Yenicesi’nde tımarı vardı. Midilli’ye yerleşince, Şevketlü Fatih Sultan Mehmed Han Hazretleri’nin emriyle kendisine adada bir tımar verildi. Bu suretle yeni dirliğine kavuşan babam, ada halkından bir kızla evlendi. Babam, yakışıklı bir yiğitti. Anam ona dört oğul doğurdu. ishak, dört oğulun ulusu idi. Sonra ağam Oruç, sonra ben Hızır, sonra ilyas doğdular. Cenab-ı Hak her birimize uzun ömürler, nice cengler ve zaferler ihsan buyurdu.

    Ağam ishak, Midilli kalesinde otururdu. Ağam Oruç’la ben, derya seferlerine merak sardık. Oruç Reis, bir gemi edindi, onunla ticaret maksadıyla denize açıldı. Ben de 18 oturak bir tekne edindim. Önce Selanik ve Ağrıboz’a gidip geldik. Midilli’ye mal getirip satıyorduk. Fakat ağam Oruç, bu yakın seferlerle kanaat etmedi. Şam Trablusu'na gitmek istedi.
    Bir gün, küçük karındaşım ilyas’la beraber, Trablus’a gitmek üzere Midilli’den ayrıldı.

    AĞAM ORUÇ RODOS KAFiRLERi'NE ESiR DÜŞÜP NECE YIL ELLERiNDE ESiR KALDI

    Ağam Oruç, Şam Trablusu’na varamadı. Yolda Rodos gemilerine rasladı. Büyük cenk oldu. Karındaşım ilyas şehit düştü. Tanrı rahmet eylesin! Kafir gemileri cengi kazandı. Oruç Reis’i gemisiyle beraber esir aldılar. Zincire vurup Rodos adasına zütürdüler. Bu haber Midilli’ye erişince çok üzüldüm. Kanlı gözyaşları döktüm. Fakat hemen ağam Oruç’u kurtarmak çarelerini düşünmeye başladım.

    Krigo isminde bir kafir tacir vardı, dostumdu. Rodos’la ticaret yapardı. Krigo’yu tekneme alıp Bodrum’a geldim. Kendisine dedim ki :

    "Dostluk bugünde belli olur. Al sana 18.000 akça. Ağam Oruç’u kurtarmak için bana yardım et. Sen Rodos’a git, zemini yokla. Ben seni Bodrum’da bekleyeceğim."

    Krigo: "Baş üstüne" deyip Rodos’a gitti. Orada Oruç Reis’i bulup görüştü.

    Oruç’a dedi ki :

    "Sana karındaşın Hızır Hayreddin Reis çok selam ve dualar eder. Senin kafir elinde esir olmana çok üzülmekte, gece gündüz ağlamaktadır. Beni sana gönderdi. Şimdi karındaşın Bodrum’dadır. Bir hayır haber beklemektedir."

    Oruç, Krigo’dan bu sözleri duyunca sevincinden ağladı. Dedi ki :

    "Hemen karındaşım Hızır’a selim söyle. Ne maksatla adaya geldiğini değil kafirlere, sırtındaki gömleğe duyurma. Yine ilk fırsatta görüşelim."

    Oruç Reis’in, Rodos’ta Santurluoğlu namında bir tanıdığı vardı. Adı sanı bilinen bir kafirdi. Arada gelip Oruç’la görüşür, hatırını sorardı. Oruç, Santurluoğlu’na dedi ki :

    "Bu Rodos Şövalyeleri, beni karındaşım Hızır’a satmazlar. Belki sana satarlar. Sen de beni adadan kaçırırsın. ileride sana borcumu ederim."

    Santurluoğlu :

    "Emrin canıma minnet, dedi; satarlarsa seni alayım. Fakat doğrudan doğruya müracaat edip seni satın almak istesem şüphelenirler. En iyisi sen şehre indiğin bir gün, benim dükkanımın önünden geç. Fakat sakın dükkana doğru bakma ki, seninle tanışıklığım olduğu anlaşılmasın. Sen geçerken, ben tesadüfen seni görmüş olurum. Çok beğendiğimi söyler, şövalyelere seni bana satmaları için rica ederim."

    Oruç Reis, bu sözleri duyunca, azat olmuş gibi sevindi. Esirlik hayatı o kadar acıydı. Günlerden bir gün Santurluoğlu, Rodos kaptanları ile dükkanının önünde oturmuş, sohbet ediyordu. Güya bir hizmete gidercesine dükkanın önünden geçen Oruç’u gördü. Yanındaki kaptanlara dedi ki :

    "Şu geçip giden esir kimindir? Her zaman buradan geçtiğinde görürüm. Ateş gibi hizmet eder. Sahibi şu esiri satsaydı alırdım."

    Bunun üzerine kaptanlardan biri :

    "Sahibi benim", dedi; "istersen satarım."

    "Söyle, ne istersin?"

    "Bin altın isterim."

    "Çok para!"

    "Pekiyi, 800 altına bırakırım."

    Fakat satış muamelesi olmadan işler bozuldu. Şövalyeler Oruç’un namlı bir tacir olduğunu öğrendiler:

    "Karındaşı Hızır Hayreddin Reis, Bodrum’dadır," dediler; "ağası için 10000 altın vermeye hazırdır. 10000 altın verilen bir esir 800 altına satılır mı?"

    Santurluoğlu’nun parasını iade edip Oruç’u geri aldılar. Şövalyeler, Oruç’un gerçek değerini, Krigo’dan öğrenmişlerdi. Krigo, Hızır Reis’in verdiği 18000 akçayı dolandırdığı gibi, benim Oruç’u kurtarmaya hazırlandığımı Şövalyeler’e bildirmişti.

    Bunun üzerine Rodoslular, Oruç’u yer altında bir zindana attılar. Ta ki ben fırsat bulup kurtarmayayım. Eskisinden fazla eziyet etmeye başladılar. Eline, ayağına ve boğazına kadar zincir vurdular. Ancak ölmeyecek kadar ekmek veriyorlardı. Oruç, bu hale fazla tahammül edemedi. Kapatıldığı zindanın kumandanı ile görüşmek istedi. Kumandanın karşısına çıktı. Kumandan :

    "Neye geldin?" dedi.

    "Bana bu kadar eziyet etmekten maksadınız nedir?"

    "Ey Türk, anla bakalım, 800 altın verip kurtulmaya çalışmak nasıl olurmuş. Karındaşın Hızır Hayreddin Reis, dünyanın malı ile, seni kurtarmak için Bodrum’da bekler. Bundan haberimiz yok mu sanırsın? Yoksa sen bizi budala mı zannedersin?

    "Beni serbest bırakmak için kaç akça istersin?"

    "Ya sen ne kadar verirsin? Kendine ne paha biçersin? De bakalım."

    "Ben kendime değer olarak bütün Rumeli’ni arpalık, Anadolu’yu cep harçlığı verir, üstüne 100.000 altın öderim."

    "Bre divane, sen hele maskaraca sözler söylemekte devam et bakalım, akıbetin ne ola."

    Oruç’un kendisiyle alay etmesine kızan kumandan, ona eskisinden kötü muamele edilmesi için zindancıbaşına emir verdi. Oruç, bu halden çok sıkıldı. Bir gece zindanda tek başına ağladı :

    "Yarab, diye dua etti; bikes kalmışlara derman senden olur! Habibin Hazret-i Peygamber hakkı için ben biçare kuluna meded eyle, beni tez zamanda bu kafirlerin zulmünden kurtar!"

    O gece dua ede ede takatsiz kaldı, balçıklı zemine düşüp uyuyakaldı. Rüyasında parlak çehreli bir ihtiyar göründü :

    "Ey Oruç, dedi; gönlünü ferah tut. islam dini uğruna çektiğin eziyetlere katlan. Mahzun olma. Kurtulman yakındır."

    Oruç bu rüyadan büyük bir sevinçle uyandı. Gemi kasaveti dağıldı. Gönlü açıldı. O sabah, bütün Rodos kaptanları toplanmış, Oruç hakkında görüşüyorlardı. Bu mecliste kaptanlardan biri :

    "Derya işleri belli olmaz, dedi; bugün Oruç’a olan, yarın bizedir. Bu Türk’e fazla eziyet etmek doğru değildir."

    Bunun üzerine Oruç’un zindandan çıkarılmasına karar verildi. Bir tekneye küreğe çaktılar. Oruç, forsa oldu. Fakat O :

    "Yer altında olan eziyete göre derya üzerinde küreğe çakılmak nimettir, diyordu; Yarabbi şükürler olsun, dünya yüzünü gördüm."
    Tümünü Göster
    ···
  17. 38.
    +1
    burası da okul çocuklar.. okul sadece 4 yanı duvarla çevrili, tepesinde damı olan yer değildir. okul her yerdir. sırasında bir orman, sırasında dağ başı öğrenimin bilginin varolduğu her yer okuldur..bu okulda insan yaşamayı, mücadele etmeyi doğa ile savaşmayı öğrenir. bilgili olmayı, en önemlisi kendinize karşı saygılı olmayı öğrenir.bu saydıklarım eğer bi okulda yoksa orda sadece bir taş yığını vardır.
    ···
  18. 37.
    0
    işte bu yüzden işsizim
    ···
  19. 36.
    0
    aclıktan nefesi kokan, cocuguna bi cikolata bile alamayan insanların hala kendilerini o hayata mahkum eden insanlara yalakalık yaptıgı bu yerden nefret ediyorum. *
    ···
  20. 35.
    +1
    @1 annenle yasadıgım yasak iliskeden dolayi utanıyorum pic
    ···