-
1.
+6uzun be haci
gozler yorulur
gibler tutulur
yakupa degermi
amina koyulur -
2.
+3Çağrılmayan Yakup / Edip CanseverTümünü Göster
I
Kurbağalara bakmaktan geliyorum, dedi Yakup
Bunu kendine üç kere söyledi
Onlar ki kalabalıktılar, kurbağalar
O kadar çoktular ki, doğrusu ben şaşırdım
Ben, yani Yakup, her türlü çağrılmanın olağan şekli
Daha hiç çağrılmadım
Biri olsun "Yakup!" diye seslenmedi hiç
Yakup!
Diye seslenmedi ki, dönüp arkama bakayım
Ve içimden durgun ve çürük bir suyu düşüreyim
Ceplerimdeki eskimiş kağıt parçalarını atayım
Sonra bir güzel yıkanayım da.
Ben size demedim mi.
Evet, kurbağalara bakmaktan geliyorum
Sanki böyle niye ben oradan geliyorum
Telaşlı, aç gözlü kurbağalara
Bakmaktan
Bilmiyorum
Bilmiyorum, bilmiyorum
Ben, yani Yusuf, Yusuf mu dedim? Hayır, Yakup
Bazen karıştırıyorum.
Bazen karıştırıyorum ya, çok uzun bir gündü
Sonra bu çok uzun günün sıcak bir günü
Kediler kırmızı alevler halinde koşuyordu
Onlar işte hep boyuna koşuyordu
Birileri çıkıyordu ordan burdan
Hiç çıkmamak halinde ve ölgün
Birileri çıkıyordu
Geceden kalma bir lamba yanıyordu, açık
Bir pencerenin sokağa doğru içinde
Bu uyum korkunçtur Yakup!
Yakubun olması korkunçluğudur bu
Dünyanın insana doğru içinde
Yakup, Yakup!
Burdayım, yani ben.. evet, geliyorum
Lambayı söndürmesinler, geliyorum
Siz bütün lambaları yakın, evet
Ben, yani Yusuf, Yusuf mu dedim? hayır, Yakup
Bazen karıştırıyorum.
Ve kendine bilinmeyenler yaratan Yakubum ben, iyi ya
Durduğum bir gündü, diyorum, bütün ilgiler sizin olsun
Her türlü bir şeyler sizin olsun, ben artık
Hep böyle istiyorum, ayıp değil ya
Durduğum bir gündü, diyorum, yüzümü göğe doğurduğum
Bir gündü ve yaşar gibi kaldığım bir yaşama içinde
Ve yollarda ölü baykuşlar bulduğum
Bir ölünün günü boyayan renginde
Çürük evler bulduğum, içleri sonsuz kayalar
Kayalardan dondurmalar sorduğum
Ben, yani Yakup, Yakubun hiç çağrılmamış şekli
Kim bilir ne diyordum
(Kim bilir ne diyordu bir baykuş yaratıldığına
Bir baykuş tarafından
Ve bütün baykuşlar o bütün baykuşların arasında ne oluyordu
Ben ne oluyordum.)
Bütün iskemleler ağır ve hastalıklı
Bir gidip bir geliyordum kendime aptallaşarak
Bunu Yakup söyledi
Dedi ki, çünkü herkes Yakubu yaşıyordu, bense
Çöllerden ve kızgın güneşlerden icatlar yapıyordum
Kızgın kağıtların üstüne
Ve alevler halinde dünya bana dokunuyordu
Ve ayakta soğuk bir bira içmiş kadar bir anlamım oluyordu bazen
Oluyordu ve bir de
Bir otobüse bindiğim, biletçinin bilet bile kesmek istemediği ben
Kendimi koruyordum
Bunu bana Yakup söyledi
Öyle bir Yakup ki bu, onca din kitaplarının sözünü bile etmediği
Kimsenin sözünü bile etmediği bir Yakup
Ben
Bunu hep biliyorum
Bunu hep biliyorum ve işte
Özgürüm, cezasız duruyorum.
II
Kurbağalara bakmaktan geliyorum
Dedi Yakup, bunu kendine üç kere söyledi
Telaşlı, açgözlü kurbağalara
Bakmaktan geliyorum. Ben sanki Yusuf
Ve Yusuf değil
Her gün bir tahtaboşta asılı duruyorum
Ve durmuyorum. Ben işte Yakup
Yok artık karıştırmıyorum.
Taş merdivenleri ağır ağır çıktım, bunu ben böyle yaptım
Eski taş merdivenleri. Yanımdan bir sürü adam
Geçti ve kolayca gittiler
Müzik aletleri renginde ve pırıl pırıl gittiler
Yanan güneşin altında
Onlar ki.. onlara benzer şeyleri ben çok gördüm
Ve onlar bir zamanı tamamladılar, öyle yaptılar
Ve sordum
Yakup daha başka nasıl bir Yakup olsun
Ve onlar daha başka nasıl bir onlar olsunlar ki
Yakup ve onlar nasıl olsunlar. işte ben taş merdivenleri
Kurbağalara bağlayan taş merdivenleri
Durmadan kendimle karıştırıyordum
Kimse beni tutup çıkarmıyordu
Vıcık vıcık taşlar duyuyordum ayaklarımın altında
Anlamsız, yapışkan bir yığın taşlar
Yoruldum! bunu sanki biri söyledi
Yakubun biri
Ara katta bir pencerenin önüne ancak gelebildim
Kendime bir isim düşünerek
Birden ki bir isim düşünerek kendime. Hayır bu kimse değil
Ancak gelebildim
Aşağıda bir luna park kımıldıyordu. Ah kurbağalara bakmam gecikecek
Luna park kımıldıyordu, hem öyle değil
Bu uyum korkunçtur Yakup
Bir yokluğun kımıldamaya doğru içinde
Ve sen ki böyle tanımlanırsan Yakup
Yakuup!
Bir şey ki seni çağırıyor, o şimdi ne olmalı
Gene bir Yakup olmalı bu, Yakup
Kurbağalara bakman gecikecek, bunu ben nasılsa söylüyorum
Nasılsa ben bunu bir kere söylüyorum
Günşse kırmızı top taşıyan bir adamın tahta bacağını çok yakıyordu ki
Adam içinden bağırdıkça dünya
Ters yönden yaratılıyordu, diyebilirim
Bir öğle üzeriydi adamın içindeki kalp
Kan kalp
Kırmızı top
Yakıcı dönüşümler çıkaran
Belli ki susmak yaratılmamış şekliydi dünyanın
Öyle değil mi Yakup
Hemen hemen öyleydi, Yakup bunu söyledi
iyi ki söyledi. Ara katta bir pencerenin önüne ancak gelebildim
Şimdi bir kurtarabilsem ayaklarımı
O benim ayaklarımı.. taşlardan
Bir kurtarabilsem
Saat on ikiyi gösteriyordu ki, ben nerdeydim
Bir zamansızlığın Yakuba doğru içinde
Saat on yediyi ve yirmi biri
Gösteriyordu ki, ben nerdeydim
Her saniyedeki ve işte her saniyedeki
Ben, yani Yakubun o dağılgan şekli
Nerdeydim.
Bilmem ki. Bir avukat benim ellerimi tuttu. Gözlüklü bir kadındı bu, iyi mi
Kim bilir bir çağın neresinden burada. Anlaşılması
Yoktu ki. Kendine özgü bir duruşu
Yoktu ki. Pek güçlü kolları vardı yalnız
Ne diyordum, ben işte Yakup
Çekiverdi beni taş hamurun içinden
Pek öyle gürültüyle değil
Bir başka yapışkanlığın içine
Çekiverdi beni
Göğüsleri pek hoştu, ipekli bir giysinin altındaydı onlar
Sonra elleri ve kalçaları pek hoştu
Kılların ve bütün oynak yerlerin ölümlere doğru içinde
Bacaklarıyla bir şeyler bir şeyler bir şeyler yapıyordu artık
Onu ben çok iyi görüyordum. Ama çarşaflar, öyle bir takım kıpırdanmalar araya
giriyordu
Engelliyordu bizi
Ter içindeydik. Ellerimden çekiyordu. Ter içindeydik
Beni kurtarmak istiyordu, bir isim gibi Ben'i
Ter içindeydik
Terlerimiz üstümüzde duruyordu, yıkanmış yeni kaplar gibiydik
Üstümüzde ölgün ve kararsız su tanecikleri bulunan
Biz Yakup
Biz gözlükten, taş hamurdan ve beyaz çarşaflardan
Ve biraz hiç çağrılmamaktan yapılmış
Kurbağalara geldik.
III
Kurbağalara bakmaktan geliyorum
Dedi Yakup, bunu kendine üç kere söyledi
Masalarda oturmuşlardı. Ben oradan geliyorum
Yazı makineleri, kağıt sesleri
Ben oradan geliyorum.
Önce bir kenarda durdum, hiç kimse beni çağırmadı
Sonra bir yer bulup oturdum. Hadi bir sigara içeyim dedim
Olmaz, dedi mübaşir kılıklı kurbağanın biri
Belli ki yeni tıraş olmuştu, bana yakasından bir kopça ekgib gibi geldi
Öyleyse peki, dedim, ayağa kalktım, şöyle bir duvara dayandım
Bu kez de duvarlarda sanki duvarca bir sözdizimi
Olmaz ki, Yakup!
Peki Yakup ne yapsın, bu aklımdan bile geçmedi
Herkesin durduğu bir yere gittim. Ben Yakup
Ya onlar kimdi
Aralarına aldılar beni. Artık ben hiçbir şey göremiyordum
Biri bir şeyler söylüyordu yalnız, yüksekçe bir yere oturmuş
Onu ben duyuyordum
Duyuyordum, sesi başımın üstünden dünyaya yayılıyordu
Ve "Yakup" sesini ancak anlıyordum. Yakubun ötesinde
Birtakım sözler ediliyordu, onları ben anlamıyordum
Anlamıyordum ama, iyi sözler söylemiyorlardı benim için
Sonra bir şey daha vardı anlamadığım: yani ben neydim ki, ne yapmış olmalıyım
Ben, yani Yakup
Dedim ki kendi kendime, insan ne söylerse söylesin
Ve ne yaparsa yapsın, öyle değil mi
Bütün bunlar bir bir kalacaktır yaşamanın içinde
Diye düşündüm ya ben
Ben, yani Yakup
Bütün gücümle bunu bağırdım
Ben ki bağırdım işte, bütün kurbağalar bir olup beni dışarı çıkardılar
Bir odaya aldılar beni, ellerime gözbebeklerime
Daha başka yerlerime de baktılar
Sonra bilmiyorum ki, kapıyı gösterdiler bana
Ben, Yakup, beni hiç kimse çağırmadı
Sokağa çıktım, bir sürü yerlerden geçtim. Şimdi
Hatırlıyorum da, bir deniz kıyısında azıcık durabildim
Yosunlar, kumlar, şeytan minareleri
Ve kumlarda katılaşmış kıvrımlar
Bağırdım, bağırdım, bağırdım
Tanrının ayak izleri!
Tanrının ayak izleri!
IV
Kurbağalara bakmaktan geliyorum. Ben Yakup
Bunu Yakup söyledi
Yıkanmış çamaşırlar duruyordu odamın penceresinde
Gök işte bu beyazlıktan azıcık alıp veriyordu, diyebilirim
Bir kırlangıç onu kirletmese
Ki onlar o kadar çok siyahtırlar ki, ben
Onları hiç sevmem
Ve demek ki benim odamda hiç kimseler yoktur
Odamın düşünülmesi halinde bile
Kimseler yoktur
Biri sanki çarşıya çıkmıştır sürekli bir biçimde
Ve biraz da çarşılar
Ve durmadan satılan o kırık dökükler bitmez ki
Bitmesin
Çünkü bir gün bir boy aynası satın almak istiyorum ben
Kirli ve eski
Bir at arabasının aynaya doğru büyüyen içinde
Onu ben taşıtmak istiyorum, caddelerin
intiharlara doğru büyüyen içinde
Ben, yani Yakup
Kurbağalara bakmaktan geliyorum işte
Açgözlü, mor kurbağalara
Akşama doğru birdilim ekmek yiyeceğimbelki
Bir bardak da süt içeceğim. Sonra
Bir güzel uyumak istiyorum, bütün gün çok yoruldum
Ben
Gözlükten, taş hamurdan ve çarşaflardan
Ve biraz hiç çağrılmamaktan yapılmış Yakup
Uyumak istiyorum.
Ve sabah bunları bir bir kendime anlatacağım
Yakubun gene bir yokluğa doğru büyüyen içinde.
Edip Cansever / Çağrılmayan Yakup (1966) -
3.
+3Artık, pek yarattığın gibi değil dünya
insanlar hem sabuna karıştı, hem suya. -
4.
+3çok etkiler sıkı şairlerdendir türkçeyi yaman kullanır onunla cemal süreya'yla ve ece ayhan'la bir rakı sofrasına oturmuş olsaydım zamanında yaman olurdu
-
5.
+3"göğe bakma durağı"nda durup bütün yavşak hayatları giben şair...
-
6.
+2büyük ev ablukada
... (ekmek vardı tereyağı vardı utanılacak bir şey yoktu
... bir şey daha yoktu ama kavrıyamıyordum)
işte böyle olmak en iyisidir olmakların
bir küçük çocuğu tuttum otobüsten indirdim
... (indirmiştim
... yok olan önemli bir şeydi allah kahretsin)
tüm kavgasız tüm duruk tüm başıboş
üç sayı kötü bir sayı iyi şiir dinledim
çıkıp okudular durup dinledim
bitmeseydi daha dinlerdim kötü mötü
saat kaç diye sordular birisi beş yani dedi
... (ha kavgada ha aşkta
... bu gök bomboş ha kavgada ha aşkta)
göğe baktım yerli yerinde
haydutlar dalavereciler yerli yerinde
vurguncular hayınlar vurdumduymazlar öyle
iyi dedim içim rahatladı
düzen bozulmamış dedim sevindim
tenhaca bir bölgelerinden şehre girdim
... (ben herkese varım
... başka türlü olmuyor inanmayın)
bakın bu şehri ben kurdum ben büyüttüm ama sevemedim
... (ekmek vardı tereyağı vardı söylemiştim önemlidir
... utanılacak bir şey yoktu kime anlatmalıyım)
ben sevemezsem sevmek kimselerin elinden gelemez
bizi tutkulara çağırdı otobüse sosise buzdolabına
telefona sinemalara radyolara bir sürü kancık sevdalara
sürü sürü mutsuz alışkanlıklara
yalana dolana itliklere keten elbiselere
... (sonra karısı öldü o çocuğun
... yalnızdı güçsüzdü herkesler gibiydi
... kirlendi kötülendi sarhoşladı pis karılara dadandı
... anladık onu ölenden başkası kurtaramaz
... ölen de kurtarmamıştı)
bak ben seni nerenden kurtaracağım şaşacaksın
şimdi bu taşları biz çektik değil mi ocaklardan
bu asfaltı biz döktük biz onardık değil mi
bu yapıları oniki kat yapmak bizim aklımızdı
biz kurduk istersek umursamayız ya
... (abluka burada başlıyordu çünkü)
ekmek yiyelim tereyağı yiyelim çocuk büyütelim
sen beraber yatacağımız yatakları hazırla
sen bir onu yap yeter bak göreceksin. -
7.
+2ulan yavşaklar, mal mal şiirler paylaşığ kendinizce duygusal havalar yaratacağınıza açın biraz bu adamı okuyun.
ccc turgut uyar reyiz ccc -
8.
+2adaşım, can adam.
hiçbir şeye hazırlıklı değildik
oyunlar oynandı, gökler kapandı, yenildik -
9.
+2Kısacık yoğun bir akşam
herkesin yüzünün bir anıya karıştığı
yoğun bir akşam
…bana bir memur gibi davrandılar hastanelerde
ve intihar üstüne söylenti
bütün kıyıları dolaştı durdu
kısacık bir akşam
Kısacık serin bir akşam
kelebeklerin atlarla yarıştığı
yoğun bir akşam
bazı mektuplar damgalandı postanelerde
oturuldu birtakım şarkılar söylendi
bir adam bir kadının kapısını vurdu
kısacık bir akşam
Neyi söylesem bir kahramanlıktı
içinde azıcık buluştuğumuz
bir bulutla bir kağıt peçete arasında
kısacık yoğun bir akşam
şaşırdım güznümü nerelere bıraksam
bir yanda kasıklarımın sarsılmaz gücü ve
kısacık yoğun bir akşam
Herşey bir unutkanlıktı
arada bir deliler gibi kavuştuğumuz
tüfekle vurulmuş bir parsın yarasında
kısacık yoğun bir akşam
biliyordum bir soğuktu nereye varsam
bir yanımda bir el bir yanda vazgeçilmez bir sancı ve
kısacık yoğun bir akşam
Kim karışırdı gerçekliğine
yaşadığım sonsuzluğun
ve oturuldu birtakım şeyler söylendi
imla kurallarıyla mutsuzluk üstüne
kısacık bir akşam
o kadar kısa bir akşam
duraladım ne yapsam
Kim karışırdı gerçekliğine
su terazilerindeki ensizliğin
ve fotoğraflar çekildi ben çıkmadım herkes eylendi
araba vapurlarıyla denizsizlik üstüne
kısacık bir akşam
o kadar kısa ki bir akşam
yüzümü bir suyun ardında buldum
kıyılar bu yüzdendir öyle dediler
kısacık yoğun bir akşam
serim bir akşam sonra öyle söylediler… -
10.
+1el ele gittiğimiz bir yolda sen git gide büyürsen,
benim içimde çok beklemiş, çok eski bir yer kanar...
demiş üstad.. bugün ölüm yıldönümü -
11.
+1üç güvercin görsek mekgiba geliyordu aklımıza
-
12.
+1sen nereye ben oraya, adım adım
insan sevdikçe iyileşiyor artık anladım
demiş.ne güzel demiş -
13.
+1geyikli gece şiirini çok severim.
-
14.
+1... herkesin bir gideni vardır içinden bir türlü uğurlayamadığı..
-
15.
+1bugün ölüm yıldönümü
huzur içinde uyu üstat :( -
16.
+1bugün doğum günüdür
iyi ki doğdun üstat -
17.
+1sakın keşfedip facebookta orda burda şekilde paylaşmayın amk, zaten az şey kalmış ergenlerden saklanan gizlenen, şiirleri de öyledir.
-
18.
+1eğreti zamanlar kayıp geçti
bir deli yıldızları sayıp geçti
bir adam köprülerde ağlıyordu
o adam deliydi ben akıllıydım
hu dedi ninilerimde güzel kızlar
güzel kızlar var olsun
dünyada bir ben varım
bir de bu olmayası sebepsizliğim
benim anlamadığım başka şey
biri gözlerimi kapamış bilemiyorum
dağlarda iki kekik koksa
biri benim içindir
iki kaya yarılsa
siz beni bu şehirden alın zütürün
tükenmez yağmurlarda ıslatın
elime iki kulaç ip verin
düğümleyip düğümleyip çözeyim
şehrin bütün ışıkların söndürün
kapatın bütün kapılarını
beni bu şehiren alın zütürün
bir elim sağ cebimde
bir elim sol cebimde
bu hüznü siz de bilirsiniz
anlat deseniz anlatamam
enine boyuna yaşarım ancak
bu koku bilmediğim bir koku
bu gece kayık gecelerden birene benzer
dört yanım karanlıkta
büyük rüzgarlarda savrulacağız
öylece dur kollarımda öylece
karanlıkta telaşla seni hatırlıyorum -
19.
+1"herkes ağlarmış biraz, ben de ağladım
sırf bu yüzden mi ağladım
alçaklık gibi bir şey oldu bu biraz" -
20.
+1çünkü herkesin bir gideni vardır , içinden bir türlü uğurlayamadığı
şu adamla oturup karşılıklı içmek isterdim , o anlatırdı sabaha kadar dinlerdim
belki edip cansever de gelirdi , tomris abla için tartışırlardı falan
neyse lan yatıyorum
-
inci sözlüğü ne icin kullanıyorsunuz
-
cabbaradam ve efso tespitleri
-
almanya da yaşıyorumm
-
0020 ne haber dost nasıl gidiyor
-
hayat artıgı askerliği neden sevdiğin belli
-
normal11ey simdi gec oldu yat sabah bakarsin
-
yaş 36 oldu hayatımda 1 kadın bile görmedim
-
yıllardır görmediğim kız kuzenimin hesabını buldum
-
mola vaktiiii
-
sozluk kasari kaldi mi la
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 23 01 2025
-
rammstein günlük mesai
-
daha nefred 31 in acisina alisamadik
-
nefret31 buraya gell
-
sözlükteki ölü toprağının kalkması için
-
dipsy sins tebrikler minik dostum eksi atarak
-
kayraa walkerr
-
mentalcel askerde komutana
-
bu edgelord mal mı bu ne bu
-
nefred 31 in caylagini acin la
-
ne haber dostlarım
-
eskiden bahis oynarken zevk alirdim
-
helak olan kavimlere bakıyorsun abi
-
sana hala yetki modluk cart curt vermediler mi la
-
bu yeni türeyen hesaplar
-
faylarin arasini çimentoyla doldurun
-
beyler bugün berbere 300 tl ödedim
-
havalar sogudu la
-
otel yangınında neden yan binalardan
-
1 65 boyunda 36 buçuk numara ayağı olan
- / 2